Buğday (ekin) ekmek istiyorum – Röportaj

Buğday ekmek Anadolu’muzun eşsiz topraklarında onbinlerce yıldır insanların yaptığı ve halen sürdürdüğü bir iştir. Zira Türk insanı ekmeğe çok düşkündür, hele unlu mamuller olmadan kalkılan bir sofradan kolay kolay “doyduk çok şükür” sözünü duyamazsınız.

Ancak buğday ekme işi her ne kadar Anadolu ve Mezopotamya’da insanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri yapılıyorsa da aynı oranda da Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika gibi bölgelerde de bu tarımsal fikir yapılmaktadır. İnsanlık avcı ve toplayıcılık devrinden çıktığı anda genelde bu buğdaya dadanmıştır. Yerleşik hayata geçmenin en büyük emarelerinden birisi de budur zaten…

Şimdi size bu Buğday ekme işi hakkındaki püf noktaları ve de dikkat edilmesi gerekenleri aktaracağım.

Röportaj

Merhaba Parlak Fikirler okurları. Her yazımızda artık röportajlar yapmaya, çeşitli sektörlerin nabzını hem üreticiler hem de pazarlamacılar ile tutmaya devam ediyoruz. Bugün, dünya genelinde talep oranı, üretim oranını aşmış olan yegane tarım ürünlerinden birini buğdayı, U. S. ile konuşacağız. Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde çiftçilik yapan U. S. ile buğday yetiştiriciliği hakkında merak edilenleri konuştuk.

– Öncelikle hoş geldiniz. Trakya’nın çoğu yerleşim yerinde, tarıma uygun arazilerinde ve köylerinde olduğu gibi siz de buğdayın yanı sıra ay çiçeği de ekiyorsunuz. Bunun yanı sıra ucundan kıyısından hayvancılıkla da uğraşıyorsunuz? Tüm bunları bir arada yürütmek, ya da yürütmeye çalışmak zor olmuyor mu?

– Zor. Çok zor. Ama maalesef çiftçilerin uğraşmak zorunda kaldığı sıkıntılar çok daha zor. Bir yandan alınan vergiler, bir yandan iyice pahalılaşmış olan tohumlar. Tek başına buğday eken başkalarını doyurur ama kendi aç kalır. Biz de babamızdan, civar köylerden nasıl gördüysek mücadele etmeye çalışıyoruz.

– Tohumlar pahalı dediniz. Peki sertifikalı tohumlara verilen devlet desteği kalktı mı ortadan? Yanlış hatırlamıyorsam 2015 yılından bu yana sertifikalı tohum alan çiftçilere devlet ciddi manada destek veriyordu.

– Artık her tohum sertifikalı olduğu için herhangi bir destek söz konusu değil. Devletin çeşitli bankalar ve kurumlar aracılığıyla verdiği destekler de olmasa kimse yapmaz zaten bu işi.

– Sertifikalı tohumlar ile daha öncesinde kullandığınız tohumlar arasında ürünün kalitesini ve verimini etkileyen farklar var mı?

– Tabi bariz bir fark var. Sertifikalı tohum demek, hem daha güvenli, hem de daha doğal demek.

– Organik tarımın hız kazandığı ve giderek daha popüler olduğu bu günlerde, tüm çiftçiler sertifikalı tohum kullanmalı diyebiliriz o zaman?

-Evet. Özellikle makarnalık buğday yetiştiriciliği tamamen organik olmaya başladı. Hem mevcut şartlar hem de tohumlarda sadece organik olana yönelme zorunluluğu. Bir yandan iyi oldu tabi. Fakat tek sorun bu değil ki.

– Buğday ve ay çiçeği en çok Trakya’da yetiştiriliyor. Ancak buna karşın tarlalarda ciddi bir sulama sorunu var. Bu da sizi hem fiziksel hem de ekonomik açıdan epey zorluyor olmalı.

– Bu sorun sadece Tekirdağ ya da Malkara ile sınırlı değil. Kırklareli ve Edirne’nin köylerinde de aynı sorun var. Gerçi Edirne’de iki baraj birden açıldı. Hem Çakmak hem de Hamzadere. Bizim de buna benzer somut çözümlere ihtiyacımız var.

– En garanti tarım ürünleri dendi mi akla hemen buğday geliyor. Ekmek ve makarna  sadece ülkemizde değil dünya genelinde en fazla yetiştirilen tarım ürünlerinin başında geliyor. Sizce bu durum, çiftçilik yapmak isteyen kişilerin isteklerini şekillendirir mi? Yani, sıfırdan bu işe girmek isteyenler için buğday yetiştiriciliği iyi bir başlangıç olur mu?

– Nerede, hangi şartlarda, hangi tohumlarla yaptığınız çok önemli. Ben şimdi iyi desem de yanlış olur kötü desem de. Ama dediğiniz gibi, buğday, temel ihtiyaçların başında geliyor. Yani üretip de elinizde kalma ihtimali yok denecek kadar az.

– Buğday yetiştiriciliğinin başka zor yanları neler? Özellikle Trakya’da buğday yetiştirmek isteyenler için neler diyebilirsiniz?

– Zaten konuşmanın başından beri sulamadır, tohumdur, zamlardır anlatıyorum. Bir de kimsenin dillendirmediği büyük bir sorun var. O da değişen iklim şartları. Sadece gıdalar değil hava da hormonlu gibi, kimyası değişmiş durumda. Buğday ise soğuk havalara dayanamayan bir bitki. Trakya’da ise son yıllarda kışlar çok daha soğuk geçiyor. İklimde yaşanan bu ani değişiklikler ürünün hem rekoltesini hem de kalitesini olumsuz yönde etkiliyor.

1) Buğday ekmek diğer tarım mahsüllerine göre ekonomik olarak daha mı vasattır?

Hiçbir gelişkin Avrupa ülkesinin tarımsal gelirlerinin ve kalkınmasının önemli bir kısmında Buğday yer almaz. Zira bu ürün Dünya çapında o kadar çok üretilmektedir ki; insanlık için onyıllar önce “fazlasıyla üretilen ürün olma” sıfatını almayı hak etmiştir.

Nitekim bu fazladan üretilen kısmı Afrika’daki aç insanlara ulaştırılamamaktadır, zira bunun gelir elde ettirecek bir yanı olmadığı için Afrika’ya yardım amaçlı faaliyetlerde bulunan birkaç hayır kuruluşu dışında kimse böyle bir şeye teşebbüs etmemektedir.

Konuyu fazla dağıtmadan özetlemeliyim ki; buğday ekmek, eğer ki geleneksel yöntemlerle yapılacaksa “karlı tarımsal fikirler” listesinde olmayı hiç hak etmemektedir. Gelişmiş Avrupalı tarım ülkeleri bile verimli tarım arazilerini asla buğdaya terk etmemektedir, bunun yerine daha fazla sermaye harcamak pahasına daha çok senelik gelir ve kar vaat eden ürünlere yönelmektedir.

2) Buğday ekmek ne kadar maliyetlidir?

Buğday ekmek diğer tarımsal fikirlerle kıyaslandığında en az maliyetli olanıdır arkadaşlar. Bunun sebebi verimli toprak istememesi yani gübrelemeye çok da lüzum olmaması ve de sulama konusunda çok rahat davranılabilmesidir. Zaten buğday henüz yeşilken ilk safhada bahar ayında birkaç defa sulamanız buğday için yeterli olacaktır ki birçok kişi bunu kendileri bile yapmaz, doğada ilkbahardaki yağışlar bu görevi kendiliğinden üstlenmektedirler. Buğday ekmek maliyetlidir diyemeyiz bu sebeple arkadaşlar. Buğday yetiştiriciliğinde; tarla sürülme ve birkaç sulama masrafı ile buğdayların, ekinlerin biçilme masrafı dışında hiçbir gideri yoktur. Bu da 20 dönüm Buğday tarlasında yaklaşık 2-3 000 TL masraf demektir.

Şunu da bilmelisiniz ki 20 dönüm buğdaylıkta en son elinize maksimum 1000 TL kar kalacaktır. Bu da size tarlanızı değerlendirmek için yeterli gelir mi bilemem. Ancak birçok insan bu buğdayı seçmektedir; çünkü bakımı en az olan ürün budur.

3) “Buğday ekmek istiyorum” dediğimde teşvik ya da kredi temin edebilecek miyim?

Genelde devletler tarım arazilerinin boşta kalmaması için ve de işlenmeden heba olmaması için tarımsal girişimlerin tümüne teşvik vermektedir. Bankalar ise devletin de desteği ile bu türden tarımsal fikirlere destek amaçlı cazip kredi imkanları sunmaktadırlar.

Bu sorunun en iyi cevabını bulmak için bankanın yolunu tutmalısınız…

4) Buğday ektiğim tarlaya bir sonraki sene başkaca ya da aynı ürünü ekebilir miyim?

Bu soruyu ziraat mühendislerine de sorarak en tatmin edici cevabı alabilirsiniz. Ancak ben size yine de kendi bildiğimi aktarayım: “Buğday ekmek genelde toprağı dinlendirmek için yapılır, zira buğday toprağa en az yüklenen tarım ürünleri arasında olduğu gibi başak kalıntılarıyla da toprağı zenginleştirmektedir; dolayısıyla buğday ektiğiniz senenin akabinde başkaca mahsul ya da tekrar buğday ekebilirsiniz

Sonuç olarak; ekin ekmek sizin şartlara ve duruma göre tercih edebileceğiniz arsa ya da tarla değerlendirme işi olabilir. Bunun için en doğru kararı başkaca tarım ürünlerinin maliyetini ve olası karını, emeğini araştırmak ve de kendi durumunuzu da hesaba katıp ne ekeceğinizi belirleyerek verebilirsiniz.

Yorum yapın