10 Adımda; Nasıl Kalıcı Ve Unutulmaz Olacak İş Kurulabilir?

Kalıcı ve unutulmaz olabilecek, efsanevi şirketler kurmakla ilgili 10 adet tavsiye içeren yazıma geçmeden evvel; bu yazıya vesile olan olay ve kişiden kısaca bahsetmek isterim.

Geçenlerde çok yakından tanımadığım ancak uzaktan da olsa özel hayatı, eserleri, çalışmaları, kişiliği hakkında bilgi sahibi olduğum bir adamın, tanıdığımın ölümü üzerine burada, “parlakfikirler.org”‘da “iş yaparken kalıcılık, ölümsüzlük” gibi temalar üzerine yazı yazma ihtiyacı hissetmiş bulunmaktayım. Zira bu bahsettiğim 80 küsür yaşında hayatını kaybeden beyefendi hayatının bir döneminde fevkalade başarılı bir iş adamı, meslek adamı, girişimci olmasına rağmen hayatının son demlerinde bir o kadar da fevkalade çöküşe, unutulmaya, yok oluşa uğramıştır...

Kendisinin ismini vermek niyetinde değildim ancak takma ismini vereceğim: “Yıldıray” takma adlı, geçenlerde vefat eden bu yüksek mimar merhum dedemiz zamanında Türkiyemizin en can alıcı 3 noktası üzerinde iş hayatını sürdürmüştür. İstanbul, Ankara ve Bodrum/ Turgutreis ilçesinde mimarlık yapmış ve hatta bir dönem Bodrumda imar müdürlüğü bile yapmıştır…

Kendisinin Bodrum Turgutreis’te denize sıfır, 8 dönüm bir arsası vardı, üzerine yaklaşık 100 irili ufaklı daireli benzersiz bir mimari proje yapmıştı. Ardından bir çoğunu satmış ve de en son yönetiminde olduğu sitede azınlık durumuna düşmüştür. Söz konusu sitede kendisiyle bir zamanlar yakın olan insanlar, daire sakinleri bile bu mimar beyefendinin ömrünün son dönemlerinde ekonomik çöküşüne ön ayak olmuştur. Önce yönetimi kaybetmiş ardından icralık olup tüm malvarlığını kaybetmiştir. Hatta bir zamanlar kendisi adına teşekkür mahiyetinde yapılmış sitesindeki heykeli bile çalınmıştır…

Sonuç olarak 100 milyon liralık malvarlığı bulunan ve ülkedeki gelmiş geçmiş en başarlı iş adamlarından birisi, ölmeye yakın hiçbir malı kalmamış hatta manevi eserlerini bile tahrip etmişlerdir.

Bu tip hikayelerden Türkiye’de yüzlerce bulabilirsiniz belki de. Ancak yazının konusunu teşkil eden şey “yani kalıcılık, unutulmamazlık nasıl sağlanacaktır“. Bu tipten olaylar, biz girişimcilere yapmayı planladığımız ya da yapacağımız her şeyin boşu boşuna olduğu hissiyatına kapılmasına sebep olmaktadır.

İnsanların büyük çoğunluğu keyfine bakarken, bizler gece gündüz işkolik olmanın neticesi olarak eninde sonunda daha fazla para, saygınlık, şöhreti hak etmiyor muyuz?

Belki de hak etmiyoruz…

Bu tip soruların ardı arkası kesilmeyince bende bu kalıcılığı ve unutulmazlığı sağlamak için bir şirkette, vakıfta, dernekte ya da herhangi bir tüzel kişilikte, girişimde ne gibi değişiklikler yapılabilir, ne gibi eklemeler yapılabilir ondan bahsedeceğim sizlere. Bu sözünü ettiğim önerileri ise hakikaten yüzyıllarca kalıcı ve unutulmaz kalabilmiş girişimlerin özelliklerini detaylı bir şekilde inceleyerek, analiz ederek yapacağız.

1) Asla şirket patronu olarak kazandığınız çokça parayı çalışanlarınıza zırnık koklatmadan önlerinde yemeyin!

Özellikle bizim memlekette insanlar bazen kıskanç olabiliyor. Yani size karşı açık açık mal mülk mücadelesi vermezler belki ama bu dengesiz servet dağılımını gördüğünde arkanızdan belki haklı belki de haksız olarak kuyunuzu kazmaya başlayabilirler. Bu da sizin sonunuzu getirir!! Demem o ki; mütevaziliği elden bırakmayın. Eliniz azıcık para gördü diye kalkıp tüm kazancınızı gösterişe harcarcası; altınıza son model bir “Porshce Carrera 911 Targa s” çekmenin alemi yok:))

2) Şirketinizin ya da kalıcı olmasını umarak kurmayı planladığınız tüzel kişiliğin kanunlarını, çok önceden yazın

Anayasası olmayan her şirket, kuruluş, devlet emsallerine kıyasla daha çabuk çökmeye mahkumdur…

Özellikle Türkiye’deki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin, şirketlerin %92’sinin bir çöküş, devir planı yok. Bu ne demek biliyor musunuz? “Gemi batarken, batan geminin mallarını tüm ortaklar birbirini yiyerek paylaşacak ve herkes Allah ne verdiyse onunla yetinecek, kimse hiçbir yerde, hiçbir surette hakkını arayamayacak“.

3) Kriz zamanları ve zor anlar için kıyıda köşede öylesine bekleyen, girişim ve yatırımlar için kullanılmayan bir mülk, varlık, tasarruf bulundurun.

Bu türden varlıklar her ne kadar dışarıdan bakılınca öylesine bekliyor gibi görünse de aslında her biri esaslı birer teminattır. Sizin can simidinizdir. Zor anlarda bozdurabileceğiniz altınlarınızdır. Hiçbir sigorta şirketinin sağlayamacağı kadar çok garantiyi bunlar sağlayabilir. Kullanılmayan ya da önemsenmeyen bir daire, villa, dükkan ya da hisse ya da mücevher şeklinde görünebilirler. İşe yaramaz görünümlerine aldanmayın ve onları asla elden çıkarmayın…

4) Eğer yüzyıllarca kalıcı olmak istiyorsanız ve yılanların size dokunmamasını istiyorsanız vergi verdiğiniz kadar hayır işleri de yapmak zorundasınız…

Hayır işlerine ağırlık vermez iseniz, halk sizden tiksinecek, halk sizden tiksinirse eninde sonunda yargılanırsınız ve de batarsınız. Bugün onca iş adamının göstermelik de olsa hayır işi yapmasının sebeplerinden biri de budur…

Elbette sırf göstermelik bu işi yapmayın. Zira yüce ve takdire şayan amaçlar için çabalayan oluşumlar eninde sonunda bir yerlerden destek görür. Ayrıca çalışanlarınızdan tutun müdürlerinize kadar herkesin manevi olarak tatminiyet sağlayabilmesinin de önünü açmış olursunuz.

5) Uzunca yıllar kalıcı olmak ve unutulmamak için duygulara hitap edin

Duygularda bir şeyler uyandırmayan, monoton, ruhsuz hiçbir iş, hizmet, pazarlama faaliyeti uzun vadede kalıcılığı yakalayamaz. Mesela “Coca Cola”; kola gibi sağlıksız bir ürünü satıp da her reklamda Türk halkının milli duygularını, ortak tutku ve heyecanlarını, kültürünü hedef alacak simgeler ve sahneler barındırmaktadır. Nitekim Coca Cola’nın bu tarz reklam ve pazarlama kampanyaları halkın duygusal hafızasına kazındığı için en güzel anlarda “kola içmek”, “Coca Cola satın almak” gibi faaliyetleri bilinçdışı olsa da yapmamıza sebebiyet vermektedir.

Dolayısıyla işinizi, girişiminizi kalıcı kılmak için hizmette bulunduğunuz insanların salt mantıksal yönüne değil duygusal yönüne de hitap edin. Bunu nasıl yapacağınız artık tamamen “pazarlama” dalının kapsamına girmektedir. Ya bu konuda ihtisas yapmış, tecrübeli birinden yardım alırsınız ya da bizzat kendiniz bu işi üstlenirsiniz.

6) Duruma, şartlara, ortama, değişime uygun olarak yapacağınız minik güncellemeler haricinde büyük çoğunlukla sabit kalın!

İnsanlar çok fırıldak kişilere güvenmediği gibi gereğinden fazla esnek ve oynak kurumlara da güvenmez. Mesela bakın en güvenilir finans kuruluşlarına; birçoğunun birkaç asırdır ne logosunu, ne sloganını değiştirdiğini göreceksiniz.

Size tavsiyem, şirketinizin belirli bir hedefi, çizgisi, tarzı olsun ve bu kendine has üslubu da çok fazla değiştirmeyin.

Yani özet olarak yukarıdaki maddede belirttiğim sabitliğin yanında “uzun vadede esnek olmayı” başarın.

Bu uzun vadedeki esneklik ne demek biliyor musunuz? Müşteri profilinizi zerre kaybetmeden, kârınızı, gelirinizi zedelemeden şirket politikanızı, manevranızı serbestçe yapabilmeniz demektir. Yani “gerektiği zaman kimseyi mutsuz etmeden esnekliktir

Bir gecede şirket sloganından tutun da sattığınız ürünlere, verdiğiniz hizmetlere kadar her şeyi değiştiremezsiniz. Yani bunu yapabilirsiniz ancak size güvenenler, müşteriler bundan hoşnut olmaz. Uzun vadede kalıcı ve unutulmaz bir şirket olmanın en önemli şeylerinden birisi az önce 6. Maddede belirttiğim “ağırbaşlı bir karizmadır”. Dediğim gibi; günlük hayatta bile aşırı fırıldak kişilere kimse para, aşk, iş konusunda güvenmez…

7) Kalıcı şirketler hayallere de hitap eder

Göze, akla, mantığa hitap etmek bir yana tüm bunlardan farklı bir şey daha vardır, o da “Tutku ve hayallerinizdir“. Bakın bankalara “Zengin olma hayalinizi kullanırlar”, bakın araç satıcılarına “Cool görünme hayalinizi kullanırlar”…

Yukarıya, tüm başarılı şirketlerin hangi hayali istismar ettiğini bir şekilde sıralayabilirim. Önemli olan bu değil, önemli olan “insanlar nasıl bu hayallere sahip oluyor oluşudur, mantıksız da olsa; nasıl aşık olmuşcasına ürün ve hizmetleriniz için hayaller kuruyor oluşlarıdır.”“. Burada ise o meşhur “pazarlama” devreye giriyor. Buradan sonrası ise başka bir hikayenin konusu…

8) Şirketinize kanunlar yapın demiştim ya; işte o kurallarda, şirket esas sözleşmesiyle düzenlenen kanunlarda mükkemmel bir kurumsal altyapının ayrıntıları yer almalıdır.

Az buçuk işletme okuyanlar bu 8. madde ile ne demek istediğimi anladı; ancak bu işlerden bihaber olanalar için bu maddeyi özetleyip biraz somutlaştırayım.

Burada demek istediğim; “şirketinizde kim, hangi pozisyonda, ne kadar süreyle, hangi işleri, kimlerden yetki alarak, kimlere emir vererek, kimlerden onay/icazet alarak yapacak?” sorusuna şirketinizdeki her bir pozisyon için ayrıntılı olarak cevap bulabilmesidir.

9) Şirketinizde hayati organlara eleman alırken asla gereğinden fazla duygusal olmayın

Bizim Türk şirketleri klasiktir bu anlamda “amca, dayı, yeğen, teyze…” ne varsa kademeler bu yakınlarla doldurulur sonra da “niye kavgalar eksik olmuyor”, “Niye benim yöneticiler yeteri kadar kabiliyetli değil”.

Gidip “icra heyeti başkanı olarakkayınçoyu alırsan tabi “uluslarası şirket olmaya yatkın olamaz; kabiliyetli yönetim kadrosunu” oluşturamazsın.:))

Arkadaşlar bu konuda taviz vermeyin, “prensip gereği” deyin, kurallar böyle deyin, postalayın yakınları. Tabi, çok hayati olmayan, yönetim kadrosu gibi makamlar dışında; onlara, iş veya eğitim, yetiştirilme fırsatı tanıyın elbette, ancak asla hemen yetki vermeyin!!

10) Kalıcı ve unutulmaz, batmaz denilebilecek şirket kurmak demek, hakikaten işe yarar birtakım hizmetler ya da ürünler ortaya sunmak demektir.

İşe yarar olmak her ne kadar göreceli olsa da “insanların bu göreceli duyguyu bir şekilde hissetmesi gerekmektedir”. Aslında burada yukarıdaki 6. maddeyi tekrar ele almak zorunda kalıyoruz. Zira bir şeyi işe yarar yapan şey de aslında yine “pazarlamadır”!. Burada o meşhur Henry Ford sözünü 446328. kez yazmak istemiyorum, ya da dur yazayım da tam olsun:)) “İnsanlara ne istediklerini sorsaydım; benden daha iyi bir at isterlerdi, ben ise onları dinlemedim ve daha iyi atlar bulmak yerine eşi görülmemiş araçlar yapıp, icat edip sattım”

Haydi sağlıcakla kalın. Umarım siz de bir gün; çevreci, insancıl ve de işe yarar bir şirket kurar ve şirketiniz de ilk 500 içerisine “unutulmaz, kalıcı şirketler” arasına girer.

“10 Adımda; Nasıl Kalıcı Ve Unutulmaz Olacak İş Kurulabilir?” üzerine 3 yorum

  1. Kalıcı şirketler kurabilmek için dediğiniz gibi herşeyden evvel “nitelikli kurallara, kanunlara” sahip olmak gerekir.

    İş kurarken uzun vadeyi düşünmezseniz elbette epey tökezleyebilirsiniz.

    Yanıtla

Yorum yapın