ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Bu Fikri Net Bir Şekilde Söyleyebildiğini İddia Edenler Neden Dolandırıcı Olabilir?
Etrafımızda kendinden fazlasıyla emin, her konuşmasında kesinlik / netlik belirten kişiler gördüğümüzde bir şüphe sarar bizi. Bu kadar muğlaklığın ortasında bu kadar mutlak olmak, her açıdan kuşku uyandırır çünkü. Aynı şey iş fikirleri ve planları kapsamında atılgan ve son derece net olan kişiler için de geçerlidir. Dolandırıcı olma ihtimali çok yüksek olan kişiler adeta bir CEO ciddiyetinde, bir kompetan titizliğinde anlatır durur. Günümüzün dolandırıcı tiplemesi öz güveni tavanlarda gezen ve oldukça gevezedir. Karşı tarafın sorularına her zaman bir cevabı vardır. O iş öyle olmaz, böyle olur tarzı teorilerinin bir dayanağı olmasa bile anlatıp durduğu için karşı tarafı baskı yoluyla ikna eder.
En çok kazandıran iş fikirleri zamanına, ülkesine, şehrine ve hatta mahallesine bile değişkenlik gösterebilir. Bu dolandırıcılar ise Avustralya’dan ya da Amerika’nın Utah şehrinden örnekler verip ‘adamlar orada ne paralar kazanıyor, sen de kazanabilirsin’ gibi mesnetsiz örnekler ve çıkarımlar yapar. Böyle kişiler sadece karşı tarafa yönelik kandırmaca ürettiği için değil, lafı dolandırıp bir yere varmadıkları için de dolandırıcıdır diyebiliriz
En İyi İş Fikri Kişiye Özel Midir yoksa Sektöre Özel mi?
En iyi iş fikirleri aslında hem kişiye hem de sektöre özeldir. Söz konusu kişiler içinde yer aldığı ve yeni fikirler geliştirdiği sektörü baz alarak harekete geçer. Sektörün o anki konumu, etkileşim içerisinde olduğu yan sektörleri ve ekonomik parametreler göz önünde bulundurularak derinlemesine bir analiz yapılır. Bu analizin sonucunda ulaşılan yeni sonuçlar ve ortaya çıkan yeni fikirler kişinin özelinde olsa da sektörün kapsamında yer alır. Yani kişi ve sektör ayrı ayrı düşünülemez, iç içe geçmiş bir yumak olarak düşünülmelidir.
Herkes deneyimli ve yetenekli olduğu sektörlerde başarılı ve yaratıcı iş fikirlerine imza atabilir. Bir mühendis sırf aklına şahane bir fikir geldi diye dijital pazarlama alanına yatay geçiş yapmaz. Öyleyse en iyi iş fikirleri her zaman için bir sektör bilgisi ve deneyimi gerektiriyor. Aksi düşünülemez. Belki birkaç münferit örnek vardır ama istisnaların kaideleri bozmadığı da artık kanıksanmış bir gerçek.
Biliyorum, hepiniz bu sorunun cevabını deliler gibi merak ediyorsunuz. Hatta kiminiz net bir cevap olsa direk girişecek konumda. Öyle ki dünyanın önde gelen danışmanlık firmaları (Rothschild, Fitch gibi) bu sorunun cevabını aramak üzere gezegenin dört bir yanına şubeler açmış durumda. Harıl harıl binlerce adam çalıştırıp kendilerine bu soruyu sormak üzere gelen ultra zenginlere danışmanlık yapmaktadırlar.
Peki ben size desen “Borsa brokerlığı en iyi para kazandıran iş fikridir” diye. Cebinizde bu işi yapabilecek elemanları tahsis edebilecek, gereken binayı tutacak, izinleri koparabilecek para olduğunu varsayalım. Gensiniz, enerjiksiniz, üstüne de bol bol vaktiniz var; yani Dan Bilzeraian gibi bir adam olduğunuzu varsayalım. Bu durumda dahi; eğer içinizde iş aşkını ateşleyecek tutku yoksa avucunuzu yalarsınız. He derseniz ki bende iş aşkı yok ama para aşkı var diye. Onu da anlarım; fakat en nihayetinde gerçekten kendini işine adamış bir adam tarafından ekarte edilmeye mahkum olurusunuz bu durumda.
En ala kişisel gelişim kitapalarında bu “Tutku” mevzsunun derinlemesine işlenmesindeki sebepte budur. Zaten bizim ülkemize bu açıdan baktığımız zaman tam bi trajedi ile karşı karşıya kalmaktayız. Biyoloji okuyacak adama kalkıp Tasavvuf Edebiyatı yazarlarından Baki’nin gazellerini ezberlettirmeye çalışmak nedir? Sonrada vay efendim “neden bizim öğrenciler derse ilgisiz, okulu iplemiyor?“. Suç doğrudan doğruya eğitim sisteminin başarısızlığında. İleride yetişmesi ve başarılı olması muhtemel olan doktorun; “Sırf Öss’de diğer rakibinden daha az Edebiyat cevapladı diye elenmesi” buradaki bir numaralı sorundur.
Yıllar ilerler ve günler geçer, bizim şans eseri doktor olmuş adamımız gider suratsız, meymenetsiz, insanlarla doğru delek konuşamayan, başarısız bir doktor olur çıkar.
Bir diğer tıppı kazanamayıp manav olan adamımız(tıppı kıl payı kaçırıp da manav olan manyak yoktur tabiki, örneğe takılmayın) ise yine harcanmıştır.
Yani insanların sevdiği ve ilgili olduğu işi yapması onların aynı zamanda en çok para kazanabileceği iş fikrini yapması anlamına gelmektedir.
Bakın size son zamanlarda gördüğüm bir başarı örneği vereyim…
Paratic.com diye bir site var. İki tane hanımefendi işletiyor. Daha çok ekonomi ve borsa-forex üzerine yazıyorlar. Sitelerine olan ilgilerini bir görseniz siz de bana hak verirsiniz. Bundan yaklaşık 6 ay evvel açtıkları sitelerini fevkalade yararlı makalelerle besliyorlar hergün ve dikkat ederseniz başkaca ekonomi yazarları gibi kalkıp da istemsizce yazmıyorlar. Sanki arkalarından atlı kovalıyormuş gibi iş yapmıyorlar. İşlerine olan. tutkularını ve heveslerini yazılarında her hallerinden görebilirsiniz.
İşte onlar için en iyi para kazanılan iş fikri “ekonomi yazarlığıdır”. Zira bu işi yaparken haz alıyorlar ve bu istek işi fevkalade süper kılıyor.
Bu örnek ile yetinmemek gerekiyor. Mesela Onedio’nun başarı hikayesi de son derece ilham verici ve cesaretlendiricidir. Bu örnekte Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir adamın kalkıp teorik bilgileri son derece başarılı şekilde pratiğe dökmesinin bir örneğine şahit olabilirsiniz.