İş Kurarken En Zor Zamanda Dayanabilmek İçin Taktikler

İnsanın her istediği olmaz, olmuyor ve olmayacak da. Ama insan oğlu beşer şaşar hesabında, sürekli olarak aynı hayalleri kurup aynı yıkımları yaşıyor. Buna rağmen hep bana hep bana diyerek her zaman kazacağını formüller geliştiriyor. Arkadaşlar bizler ölümlü varlıklarımız, en büyük umudumuz da yarınlarda güzel anlar, güzel günler geçirmek. Kardeşlik, barış, özgürlük eyvallah. Bundan sonrası da iş kurarken başımıza gelecek kazalarla başa çıkma yollarını bulmak ve ebedi saadete maddi saadeti de eklemeyi bilmek.

Uzaktan davulun sesi hoş gelir dediğinizi duyar gibiyiz. Biz size diyoruz ki önce umutsuz olun. Daha doğrusu Polyannacılık oynamayı bırakın ve tablonun sert, köşeli taraflarının farkında olun. Çirkinlikleri ve olumsuzlukları, onları yok sayarak başınızdan def edemezsiniz. Bununla birlikte önce kabul edip sonra mücadeleye girişmek hem iş yaşamında hem sosyal yaşamında insanın bahtiyar bir yaşam parçasına dahil edecektir.

Hayal kırıklığı dedik. Dünya döndüğünden beri kaç milyar insan bir şeyleri başarmak istedi. Geçen bir arkadaşla film izliyorduk. Adı Black Death idi. Orta Çağ’ın karanlık atmosferinde geçen film veba salgınını anlatıyordu. Avrupa’nın yarısını amansız bir şekilde bertaraf eden bir salgından bahsediyoruz. Arkadaşım da peşi sıra gelen karanlık sahnelerin ardından iç geçirip konuşmaya başladı: Biz modern çağ insanları galiba kendimizi biraz fazla önemsiyoruz. Baksana, zamanında milyonlarca insan tek bir hastalıktan kırılıp dökülmüş. Biz ise saçma sapan şeyleri kafamıza takıp pireyi deve yaparak günümüzü karartıyoruz. Bu çok saçma!

Arkadaşıma katılmamak elde değil. Önce bir insan olarak önemsizliği fark eder ve tablonun karanlık taraflarını bilir görür ve öğrenirsek, ilerleme noktamız da çok daha sağlıklı ve yerinde olacaktır.

İş kurarken de bu böyle. Bin bir kaygı, bin bir emek ve sonunda gerçekleşme ihtimali söz konusu olan hayal kırıklığı. Fakat ne gerek var. Size ”sana kız mı yok oğlum” diye teselli etmeye çalışan baba dinginliğiyle sesleniyoruz. İşler kurulur, işler yıkılır, yenisi inşa edilir. Mühim olan, insanın kendi sesini ve kendi ruh dinginliğini ve mutluluğunu, doğru bir iş yapılanmasıyla bulmasıdır. İş, bir insan ömrünün yarısından fazlasını işgal ettiğine göre iş kurarken en zor zamanda dayanabilmek için geliştirilen taktikleri size sunmaya hazırız demektir. Ya siz?

İş Kurarken İşbirliği ve Uzlaşmayı Sağlama Sanatı sanatlar sadece sinema, müzik, edebiyat gibi ezbere sıralayabileceğimiz sanatlardan ibaret değildir. İş yaşamında da sizi başarıya ya da felakete sürükleyecek birçok sanat ve anti – sanat türleri mevcuttur. Ama içlerinden öyle önemli olanı vardır ki onu uygulamadığınız takdirde maçın önemli bir kısmını eksik oynamak zorunda kalırsınız. Bir takımın iki as oyuncusu işbirliği ve uzlaşmadır. Bunlardan yoksun kalırsanız maça 9 kişi devam etmek zorunda kalırsınız. Şimdiden keyifli okumalar!

İş kurarken zor zamanlarda ne yapacağınızı sitemizden öğrenebilirsiniz.

İş Kurarken En Zor Zamanda Dayanabilmek İçin Taktikler 

  • Sabretmeyi bilin: 

Belki de en zor seçenek bu. Ama yapmanız, içinde bulunmanız ve sürdürmeniz gereken biricik değer de bu. Toplumumuz sabır konusunda yeni yetme bir çocuk gibi davranır genelde. Acelecilik, oldu bitticilik almış başını gitmiş. Bir çocuk tekerlemesi, ”sabreden derviş, bekleye bekleye gebermiş” gibi şeyler söyleyebiliyor.

Oysa siz gebertecek olan değil bilakis yaşatacak olan şey sabırdır. Özellikle iş kurma sahasında bir an önce para kazanmak, cukkayı doldurmak gayesi gütmek yerine önce sabredin. Zira ”işin oturmasını” beklemekten ve beklerken de sağlamlaştırıcı adımlar atıp hamleler yapmaktan da vazgeçmeyin. Sabrın sonu selamettir.

 

  • İsyan etmek yerine şükredin: 

İsyan, gerekli yerlerde maneviyatı güçlendiren bir oluşumdur. Ancak bunun dışında gereksiz edilen isyanlar, bünyeyi yorar, enerjiyi sömürür. Bu sefer insan tam zıttı bir şekilde davranmaya başlar. İsyan edeceği yerde şükreder, şükredeceği yerde isyan eder.

İş kurarken ve yapıları geliştirirken her zaman için şükredeceğiniz yeri bilin. Şükür, yerini bilmek ve korumak demektir. Bakın burası benim, ben buradayım ve burası benim bölgem. Buna da şükürler olsun demektir. Hayıflanma ile şükrü de birbirine karıştırmayın. Kazanan, isyanı da şükretmeyi de zamanında yerine getiren insanların ve iş adamlarının olacaktır.

Borç batağına saplanmayın.

  • Borç batağına saplanmayın: 

Alın size somut bir tavsiye. İş kurarken yapılan en yaygın yanlış, iş kurulsun ve biraz olsun gelişsin diye sağdan soldan, gelişigüzel, hesapsız plansız borç almaktır. Bilmezler ki böyle vizyonsuz bir şekilde kendi ayaklarını kendi elleriyle borç batağına saplayanlar, daha iş kurma aşamasında işi batırmaya başlarlar.

Bundan sakınmak için ağır ama tempolu ilerleyin. Bir borcunuzu kapatmadan başka borçlara dadanmayın. Sonra borçları ödeyeceğim derken mevcut işinizden de olursunuz. Bizden söylemesi.

Aileler Adına Borç Dengesini Koruyabilmek İçin 7 Tüyo aynı borç tuzağı – evet borç tuzağı diyoruz çünkü bunun tek bir adı var o da bu – aileler için de geçerli. Borç, bir şeyleri kurtarmak için alınırsa borçtur. Yoksa öbür türlü adı kendini ipe götürmek olur. Aileler adına borç dengesini korumanın önemi ve yolları yalnızca parlak fikirler farkıyla sitemizde.

 

  • Yeni İnsanlara Yeni Projelere Açık Olun 

Daha yolun başında vereceğiniz kararlar, işin gidişatını ve son halini belirleyecektir. O nedenle daha iş fikri kafanıza yerleşir yerleşmez, sensörleri ve radarları açın. Yeni ne yapabilirim? Bu işin yolunda tanıştığım yeni insanlardan hangileri ekmeğime yağ sürerken, hangileri ekmeğimi elimden alabilir? Bu tür sorular sorun ve sürekli işler halde olan bir enerjiyle mekanlara girip çıkın. Araştırın, gözlemleyin, fikir yürütün.

Sonuçta bu sizin sıfırdan kuracağınız bir iş olacak. Üstüne biraz titremek lüks ya da hata değil zorunluluk olarak görülmeli. Bu zorunluluk, günü gelince mevcut riskleri de en aza indirgeyecektir.

 

  • Sürekli işe yüklenmeyin 

Bir rock şarkısı şöyle diyor: ”Bir şeye ne kadar uzun süre bakarsan onu görmemeye başlıyorsun.” Ne kadar da doğru bir tespit!

Sürekli işe yüklenmek, daha yolun başında işkolik olup çıkmak, sizin zararınıza olacaktır. Zira böyle bir yüklenme sonucunda işin inceliklerini görmekten uzak ve sağlıklı düşünmekten de bir hayli uzak bir şekilde işin angaryalarını üstlenmeye ve kendi kurduğunuz işten zevk almamaya başlayacaksınız. Bakın, bu tehlikelidir işte. İnsan kendi kurduğu işten bile yaka silkecek noktaya geliyorsa, ondan keyif değil acı geliyorsa o iş sakattır arkadaşlar.

Özellikle kurulan ve sıfırdan inşa edilen işlerde o işi sevmek, o işe canla başla saldırmak gerekir. Yoksa sonuç mutlak surette hüsran ve başarısızlık olacaktır.

 

Kimsesizken Sıfırdan Devasa İş Kurmaya Giden Yollar adlı makalemiz de sıfırdan iş kurmayı aklına koymuş yeni girişimcilerin ve yatırımcıların baş ucu yazısı olmaya aday. Kimsesizken sıfırdan devasa iş kurmaya giden yolların püf noktaları, yazımızın içinde.

Kibir, sizi bir yere taşımaz.

  • Gereksiz kibirden uzak durun

Hayatınızın diğer alanlarında on numara bir insan olabilirsiniz. Deneyimli, olgun, kararlı. Ancak bu sıfırdan kuracağınız işlerin yabancısı ve acemisi olduğunuz gerçeğini değiştirmez. O nedenle iş kurma aşamasında zor zamanlarda özellikle gereksiz kibirden uzak durun. Hoş kibir denilen şeyin gereklisi de yoktur. Her türlüsünden uzak durup yardıma ve yeni fikirlere açık olmak taze bir kaynak olarak işinize her daim yararlı olacaktır.

Yorum yapın