Kahve Dükkanı Açmak Son Zamanlarda Çok Popüler

Merhabalar arkadaşlar. Bugün yine size, bana, bize çok yakın bir konu üzerinde duracağız. Konumuz kahve dükkânı açmanın neden son zamanlarda çok popüler olduğu. Kahve dükkanıyla ilgili birçok yazımız var sitemizde, hepsini de okumanızı tavsiye ederiz. Kahve dükkânı açmak için girişimler, semtler falan. Bugüne kadar bu sektöre çok destek verdik, vermeye de devam ediyoruz. Şimdi mantık olarak 60 TL’ye basit bir kahve makinası alıp 15 TL’ye de filtre kahve alarak kendinizi kara geçmiş, her gün dışarıda kahveye para vermemiş, ekonomik ve zeki bulabilirsiniz. Bende sizi zeki bulabilirim böylelikle. Fakat çeşitleri, tadı evde yapılabilecek gibi mi? Asla, asla, asla… E ne oldu, yine kahveye, dükkanlarına, çeşitlerine bağımlı olduk. Popüler kültür hep bu yöne kaydı. Şikayetçi değilim, tarçınlı bal kabağını seviyorum. Bardağımın üzerine diğer adımın yazılmasını ve onunla resim atmayı da seviyorum. İşte gelinen son nokta bu.

Öncelikle kahve dükkânı açmak bu aralar popüler olduysa o dükkanları popüler yapan kitleye bakmalıyız. Ortalama bir yaş söyleyebilir miyiz? Yeni jenerasyon ve yeni kalmayı başarabilmiş jenerasyon. 15-35… 15’i küçük bulmayın gözlerimle gördüm. Sabahın köründe kabarık saçlarıyla, polar hırkasıyla, ufacık kız çocuğunun kahve dükkanına girdiğini gördüm. 35 ortalamasını neden koydum, çünkü o yaşta teknolojiden kaçamazsınız. Muhakkak swarmınız, facebookunuz vardır. Kahve dükkanlarının reklam alanı da tam olarak bu iki sosyal medya ağı. Swarm yapanı ekrana bile çıkarıyorlar. Bir kahve dükkanına sahipseniz kar etmemeniz ve kendinize yer bulmamanız imkânsız. Eğer bir kahve severseniz, bir kahve dükkanına tutkulu kalmamanızda imkânsız. Kahve dükkânı popüler çünkü insanlar bu konuda artık çift taraflı düşünüyor. Yani gitmesi de mantıklı, açması da mantıklı.

Bir kere kahve dükkânı açıyorsanız sadece kahve ve çeşitlerini satmıyorsunuz. Çayda var, çayın sevenini ve kahvenin sevenini ortak bir noktada buluşturuyorsunuz. Normal kafelerden farklı olarak kahvenin ağa babası var bu noktalarda. Kahve tutkusu olan insanları inanılmaz çekiyor içine. Araya bir ikide cupcake atıyorlar, al sana neden, al sana iş fikri, al sana deli gibi para. Her damak zevkine hitap edilebilir çeşitler yaratıyorlar, tek problem tuhaf isimlerini aklımızda tutamıyor olabiliyoruz. Reklamlarını da yine sosyal ağlarda çok güzel yapıyorlar. Yeni üretilen bir çeşit hemen bomba gibi düşüyor piyasaya. Kışın yeni lezzetler, bahar için yumuşak tatlar, yazın serinleten kahveler diye hayatımıza doluveriyorlar. Kahve dünyası üretiyor, sürekli gelişiyor. Keşke her sektör bu kadar öne çıkabilse. Bu sebeple aklınızda kahve dükkanına giden değil de işleten olma fikri varsa durmayın derim.

Diğer yandan müşteri konumundaysan canın çekiyor, gitmek istemesen bile gidiyorsun. Ben marka takıntısı olmayan, sisteme direnen bir insandım ama yenildim. Gidip 10 TL’ye nefis kahveler içiyorum. Ve o para bana hiç külfet yada kerizlik gibi gelmiyor. Herkes de benim gibi düşünüyor tabi. Artık sigara gibi ekmek gibi günlük harçlık ayırıyoruz kahveye ve bence bu hiç ayıp değil. Tabi benim biraz da kahve dükkanlarına takılma sebebim kahvenin yararlarından geliyor. 68 kiloysanız filtre kahve öneririm. Günde en az iki bardak. Birçok hastalığa iyi gelmekle kalmayıp, inanılmaz yağ yaktırıyor, tok tutuyor. Alın size popüler olması için bir sebep daha. İnsanın kahve çekirdeği olası geliyor.

Marka ve küçük kızlardan devam edelim dilerseniz. Önyargılı olup Pelinsu demeyin sakın. Her kahve dükkânı kendince bir marka oldu. Starbucks’la başladı kabul, Carribou ile yürüdü ve Kahve Durağı adıyla koşuyor kahve dükkanları. Gidip bir swarm patlattığında da senden popüleri olmuyor arkadaş ortamında. E marka şeyler giymek, yemek, içmek zenginlik gösterisi. Yeni nesilde buna önem veriyor. Ekonomisi olan versin zaten, kahve dükkanları marka olup ta kaliteyi bozanlar sınıfına girmiyor. Buna karşı mıyım yani marka takıntısı haline, asla, haklı sektördeyse güzel bir durum bu. Ekonomi biraz da böyle dönüyor. Bakın bu yazıda ufak ufak her şeye değindik. Demek ki kahve her şey demek. Küçük, tatlı, sisteme direnmeyen kızlarımız, dershane, okul çıkışı gibi topluluktan dağıldıkları anda tekrar toplanıp bu mekanlarda devam ediyorlar söyleşilerine. Eskiden benim dönemimde nargile kafeler çok popülerdi. Hala var ama ben nargile kafelerinden ziyade küçük arkadaşlarımızın kahve dükkanlarına gitmelerini onaylıyorum. Biliyorsunuz böyle kahve dükkanlarında nargile içilmiyor. Öyle bir hizmetleri yok ve olmasında. Bizim ortaokul lise zamanlarımızda kahve dükkanları yoktu, nargile kafeye giderdik 10 kişi bir nargile dönerdik bu daha mı iyi. Bence bu kahve dükkanlarının elit bir havası var ve şahsen benim kardeşim nargile kafeye gideceğine kahve dükkanına gitsin. Daha nezih. Eminim sizde böyle düşünüyorsunuzdur.

Şu İş İlgini Çekebilir:  KAFE AÇARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR!!

kahveci32

Son noktayı koymak gerekirse, kahve önceki dönemlerde bu kadar popüler değildi, her dönem yeni bir şeyler gelecek meydana, eskiler gelişecek, yeni tatlar eklenecek, sürekli değişeceğiz. Şuan ki piyasanın bize öğrettiği şey ise kahve dükkanları lezzetlerine lezzet kata kata gelişmeye ve hep hayatımızda olmaya devam edecek.

3. Nesil Kahve Dükkanlarını Starbucks Gibi Dev Markalardan Farklı Kılan Şeyler Nelerdir?

Bu soruya detaylı ve doğru bir şekilde cevap verebilmek adına öncelikli olarak kahve dükkanlarındaki nesil farklılıklarını gözler önüne sermek gerek. Kahve içme alışkanlığı gibi çok eski gibi görünse de çay ile karşılaştırıldığında çok yeni sayılabilecek bir tarihçeye sahiptir. Özellikle Türkiye ve civarı ülkeler kahve çekirdeklerini çok daha geç zamanlarda ihraç etmiş. Bunun en büyük nedeni ise kahvenin uyarıcı etkilerinin zararlı kabul edilmesidir.

  1. nesil kahveci dükkanları özellikle Fransa ve İtalya gibi Orta Avrupa ülkelerinde 1800’lerin ortalarında açılmıştır. Özellikle dönemin entelektüel kesimi bu kafelere gelerek kahve içer edebiyat tartışırlardı. İkinci nesil kahveci dükkanlarının çıkış tarihi ise 1950 sonrasına dayanıyor. Türkiye’de ise seksenlerin sonu ile doksanların başı olarak gösterilebilir. Birinci nesil kahvelerde sütlü, sade gibi temel ayrımlar söz konusu. Toplamda sadece üç veya dört çeşit kahve en prototip halleriyle servis ediliyor. İkinci nesle gelindiğinde ise kahvenin çeşitleri artış gösterdi. Espresso, capucino ve latte gibi farklı lezzetlere ev sahipliği yapan kahveler yanında çikolata ve kurabiyeler ile birlikte servis ediliyor.

Söz konusu üçüncü nesil kahvecilere gelindiğinde çeşit sayısı yirmilere ulaşmış, bazı geniş kapsamlı dükkanlarda ise bu sayı 30 – 35 aralığında olmuştur. Aynı zamanda sıcak – soğuk farklılıkları başta olmak üzere demleme biçimleri, süreleri ve ekipmanları ile birlikte her kahve ayrı işlemlerden geçirilerek alıcılara sunuluyor. Sunumlarında da belli başlı farklılıklar bulunan bu kahveler ithal olup her birinin egzotik bir tadı bulunmaktadır.

Bu bilgiler göz önünde bulunduruluğunda üçüncü nesil kahve dükkanlarının Starbucks gibi dev markalarla rekabet etme olanağının bulunduğu görülüyor. Artık farklı lezzetler deneyimlemek isteyen alıcı kitleleri çok daha butik ve ekonomik olan bu dükkanları tercih ediyor. Oturma düzenleri ve dekorları da müşteri kitlesinin yöneliminde önemli bir etken olmaktadır. Vintage ve retro tarzındaki bu dükkanlar, caz ve blues çalan alt yapısı ile birlikte hem dinlenme, hem ders çalışma hem de birbirinden özgün kahveleri tatma imkanını bir arada sunuyor. Şu an için kıyasıya bir rekabet söz konusu değil. Ancak bir on yıl içerisinde tıpkı ‘simit saraylarının’ ani yükselişi gibi üçüncü nesil kahvecilerin de markalaşma, kendi statüsünü oluşturma ve popülerleşme emareleri göstermesi bekleniyor.

Kahve Yerine Başkaca Bağımlılık Yapan Yasal Ürünler Satmak Akıllıca mı?

Kahvenin bağımlılık yaptığı artık bilinen bir gerçek. Hele ki tadı damağınızda kalan, daha önce hiç denemediğiniz egzotik kahvelerden birini içtiyseniz! Daha sonra o kahveyi yeniden içmek için illa ki daha önce içtiğiniz dükkana gidersiniz. Bunun gibi belli başlı ürünler de kahve kadar olmasa da belli miktarlarda bağımlılık yaratabilir. Kahve ile birlikte ikram edilebilecek türde bir şey ise bağımlılık kat sayısı iki katına çıkar.

Bu ürünlerin başında hiç kuşku yok ki çikolata geliyor. Tıpkı kahveler gibi egzotik çikolatalar özel paketleri ile birlikte görsel bir sunum oluşturacak şekilde servis edilebilir. Aynı şekilde içerisinde belli bir miktarda çikolata bulunan kurabiyeler ve kekler de menülere eklenebilir. Tatlı, özellikle Türk halkı tarafından çok sevilen bir yiyecektir. Kahvenin yanında pasta, elmalı bisküviler ve brownie gibi tatlı türleri de müşterilerin tekrar dükkanınıza gelmesini sağlayabilir.

“Kahve Dükkanı Açmak Son Zamanlarda Çok Popüler” üzerine bir yorum

  1. Yazınızı okudum super enerjim daha çok arttı fikirlerim ve bakış açım harikasınız teşekkür ederim bilgileriniz icin sizi takipte kalacağım basarileriniz daim olsun

    Yanıtla

Yorum yapın