Son 5 Yılın En Kazançlı Yatırımları

Bu yazımızı okuyacak olanlar ekrana biraz daha yaklaşsın. Biraz sonra son 5 yılın en kazançlı yatırımlarını tek tek sıralayacağız. Ancak bunun öncesinde bir işe girmeden önce, bir yatırıma para koymadan önce dikkat etmemiz gereken noktaları inceleyip sizleri en sağlıklı ve en doğru yoldan yönlendirmeye çalışacağız.

ÖNEMLİ İPUCU: Kazançlı yatırım denilince ilk akla gelen yatırım olan Borsa esasında risksiz şekilde büyük şirketlere kaldıraçlar olmaksızın yatırım yapılırsa gayrimenkul sektöründen bile daha karlıdır. Japonlar ve Almanlar bugünkü geldikleri konumu borsada işlem görev dev şirketlerine borçlulardır. Bu şirketlerde hisse sahibi olan binlerce aile bugün ciddi bir servetin sahibi. Sizin de böyle servetler elde edebilmenizin önünde hiçbir engel yok.

GÜNCELLEME: Arkadaşlar salgınla birlikte bu liste de değişti.

Bu yazımızı okuyan 18 yaşında da olabilir, 50 yaşında da. Para kazanmanın bir yaşı olmadığı gibi, bir sınırı da yoktur. Bu nedenle dikkat etmemiz gereken noktaları kavrar, paramızın en doğru kullanımını da öğrenirsek, daha yolun başında pazardan çıkmamayı sağlama almış oluruz.

5 year photo

Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki: Piyasadaki hiçbir iş, hiçbir surette garanti değildir. Geçmişteki binlerce örnekte de bunu görebiliriz. Örneğin bir adam, şehrin en işlek caddesinin en işlek kavşağında bir dükkan açıyor. Kağıt üstünde yani teoride her şey yolunda. Şehrin, en kalabalık alanında, amaca yönelik bir hizmet veriyorsun. Kazanmaman, kar yapmaman imkansız. Ama söylediğimiz üzere, piyasa, matematik değildir. Dükkanın anahtarını çevirdikten sonra, ne olacağı, nasıl gideceği pratikte şekillenecektir. Bazı ortam koşullarında şehrin en işlek caddesine en çok talep edilen ürünün dükkanını açan adam iflas edebilirken; ücra bir köşedeki bir dükkan alıp başını gidebilir. Çünkü, piyasadaki her yatırım, belli bir oranda risk içerir ve risk içerdiği gibi çeşitli sürprizlere de gebe olabilmektedir.

Bu yüzden bu yazımızı okuyanlar, sadece istatistiki ve belli gözlemler sonucu ortaya çıkmış fikirlerin ışığında yazımızı okumalı; ”he tamam o zaman ben bu işe direkt gireyim” diyerek can siparane iş yapmamalı. Piyasadaki her iş sağlam bir düşünceye ve o düşüncenin sağlam temellerle pratiğe dökülmesine bağlıdır. Hiçbir işe , bu kesin, bu garantidir deyip girilmemeli; araştırma, gözlem ve incelemeler yapılmadan piyasaya yatırım yapılmamalıdır.

Piyasa, sürekli hareketlilik ve çeşitlilik barındırmaktadır. Artan nüfus ve gelişen kapitalizm ile birlikte, piyasayı sabit bir değer olarak değil; akışkan bir sistem olarak görmekte fayda var. Nasıl ki giyim sektöründe her senenin bir modası var, piyasanın da belli bölümlerinde ve zaman aralıklarında değişen arz – talep dengeleri mevcut. Hal böyle olunca piyasada stabil bir örnek, stabil bir ürün bulup o ürün üzerinden sektöre atılmak, çok da akıl karı olmuyor.

Yanlış cümle: Bu piyasada şöyle bir dükkan açmak, kar getirir.

Doğru cümle: Bu piyasanın şu zamanında şöyle bir dükkan açmak, kar getirir.

Piyasa hiçbir zaman sabit ve belirgin bir dengede durmadığı için, önemli etmenleri de beraberinde getirir. Bölge ve zaman bu etmenlerin başında gelmektedir. Çok bilindik bir tabir vardır: ”Müslüman mahallesinde salyangoz satmak.” Bunu piyasaya pek tabii uyarlama şansımız var.

Örneğin Çin mutfağından çeşitli yemekleri, bizim ülkemizin İç Anadolu bölgesinde satmayı bir deneyin. Sonuç, kesinlikle başarısız olacaktır. Yozgat’ta Pekin ördeği pişiren bir lokanta açmak, ticari bir intihar olacaktır. Ama aynı lokantayı egzotik lezzetlere meraklı bir İstanbul seminde, Örneğin Bebek ya da Nişantaşı’nda açarsanız ticari bir başarı elde etme şansınız yüksektir.

Zaman da mekan ve bölge kadar önemli bir etmendir. Kolay anlaşılır bir örnek verelim. Midye, sıcakta; dondurma, soğukta satılmaz. Bu zaman aralıklarına dikkat etmezseniz, kışın dondurmalarınız; yazın midyeleriniz elinizde kalacaktır. Şu an gıda ürünleri üstüne konuşuyor olmamız tamamen örnektir ve piyasanın şartlarını kolay aktarmak için tercih edilmiştir.

Öyleyse tüm bu bilgilerin ışığı altında son 5 yılın en çok kar getiren yatırımlarını incelemeye başlayabiliriz.

1)Şekerleme ve Çikolata sektörü:

Hazır bayramı da geride bırakmışken, Türk insanı olarak şekere ve tatlı gıdalara ne kadar düşkün olduğumuzu hatırlatmaya gerek yok. Özellikle ülke içi ticari yatırımlarını şeker ve çikolata üzerinden yapanlar, son 5 yılın en çok kar getiren yatırımlarına imza attılar. Dini bayramlarda, özel komşu ziyaretlerinde, akşam yemeklerinden sonra çayın yanında, şeker ve çikolata ürünleri insanlarımız tarafından düzenli olarak tüketilmektedir. Bu demektir ki, dağılmayan ve yerinde olan bir pazara sahiptir. Pazarı iyice araştırıp yeterli gözlem yapanlar, şeker ve çikolata yatırımlarında kazandılar. Bu hızla, kazanmaya da devam edecekler.

Şu İş İlgini Çekebilir:  Eşarp ve şal dükkanı açmak istiyorum

Ayrıca bu sektörün “şeker” gibi son derece bağımlılık yapıcı ve yasaların engeline takılmayan bir maddeden beslendiğinin altını çizmek gerek. Zira şeker denilen illet sanıldığı gibi masum değildir. Bir kere yenildikten sonra hep daha fazlasını istemektedir bünyeler. O sebeple bu zaafiyet de dönen çarkınıza ivme katacaktır. Biliyorum çok acımasızca ama maalesef hayatın ve ekonomik düzenin kendisi vahşi.

 2) Maske ve hijyen ürünleri üretimi

Salgınla birlikte hijyen ürünleri uçtu gitti. İnsanlar “mecburen” bu ürünlere rağbet etti. Hal böyle olunca da bu tür işlerin satışını, üretimini yapan şirketlerin kar marjları epey arttı. Ancak bu artışın çok hızlı söneceğini söyleyen bir kesim kadar en az 3 sene daha insanların temizlik konusundaki tüketim alışkanlıklarının devam edeceğini belirten görüşler de mevcut. Hangisinin doğru olacağını zaman gösterecek.

3)Akıllı telefon tamirciliği:

Öğrenmesi zor, uygulama alanı geniş bir iş koluna yatırım yapmak, son dönemlerin en büyük kar getiren yatırımlarından biri oldu. Bilişim ve telefon sektöründe büyük markalarının bile yedek parçalarının zor bulunması ya da bu parçaların pahalı olması, akıllı telefon tamirciliği adı altında bir pazar oluşturdu. Akıllı telefon başlı başına pahalı bir ürün olduğu için, bozulduğunda yenisini almak yerine tamir yoluna giden kullanıcılar, akıllı telefon tamircilerini zengin etti. Zaten, bilişim sektörü ve akıllı telefonların kullanımı epey zor olduğu için bu pazar alanında çok az sayıda uzman var. O nedenle açıkça söyleyebiliriz ki, akıllı telefon tamir işi, son 5 yılın en çok kar getiren işlerinden biri oldu.

Bu işinde aynı araba tamir sektöründe olduğu gibi uzmanlaşmaya gitmesi beklenmektedir. Yani nasıl ki bir arabanın egzosu ile motorunu aynı ustalar yapamıyorsa bir akıllı telefonun beyni ile ekranını aynı ustalar tamir etmemelidir.

4)Emlak sektörü

, bir dönem şöyle bir sallanmış olsa da, özellikle Toki ve benzeri oluşumlarla ve taksitle ev sahibi olma projeleriyle, emlak işi de son 5 yılın en çok kazanç getiren işlerinden biri. Ev yapmak, ev dizayn etmek risksiz bir iş alanı olarak kabul edilmekte ve işlerini iyi ve yerinde yapan birçoğunu yıldan yıla zengin etmektedir. Gün geçtikçe ülkemizde ve dünyada artan nüfus ile birlikte ev piyasası uzun yıllar boyunca hareketli ve kazandıran bir yatırım alanı olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Emlak sektörü sadece Türkiye’den ibaret değil arkadaşlar. Dünya’da gelişmekte olan birçok ülke ve yer var. Vizyonunuz geniş olsun biraz. Şu iletişim çağından buraya bağımlı kalmayın. Hem zaten memleketimiz hep bir fırtınada sallanan sandal gibi. Ne olacağı belirli değil. Tüm yatırımlarınızı buraya yaparsanız biz ulus olarak da gelişemeyiz. Hep kendi içimizde top döndürüp dururuz.

5)Yiyecek kamyonları:

Ülkemizde pek az rastladığımız yiyecek kamyonları, özellikle Amerika’nın önemli eyaletlerinde ve Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde başı çeken yatırım araçlarından biri olmuştur. Yerleşik bir dükkan açmaktan, çok daha cazip ve uygun bir girişim olan yiyecek kamyonculuğu, yıldan yılda yatırım paylarını ve kazançlarını arttıran bir pazar haline geldi. Bunun en büyük nedeni yerleşik dükkan açmaya göre çok daha ucuz olması. Bir diğer neden ise, sabit bir yerde kalmamasıdır ve sürekli dolaşmasıdır.

Örneğin; Taksim’de bir dükkan açtınız. Ne olursa olsun, Taksim’deki hareketliliğe bağlı olarak kazanırsınız. Ancak bir yiyecek kamyonu işine yatırım yapmak, birçok semtin pazarına talip olmak demektir. Bir gün Taksim’de, bir gün Beşiktaş’taki bir konserde, bir gün Mecidiyeköyde’ki bir alışveriş mağazasının açılışında kamyonunuzla beraber olabilirsiniz. Yiyecek kamyonları, pazarın kendilerine gelmesini beklemez. Pazara gider. Böylece yiyecek kamyonu işi de son 5 yılın en karlı yatırımlarından biri oldu. Yakında Türkiye’de de örnekleri görülmeye başlayan yiyecek kamyonu işi, geleceğin de en çok kar getiren yatırım araçlarından biri olmaya aday.

UYARI: Yatırım danışmanlığı değildir.

 

Yorum yapın