Yurtdışından Başarılı Girişimleri Kopyalayıp Türkiye’de Uygulamak

Türkiye’deki işler Amerika ve Avrupa’daki gibi yürümüyor. Yürümeyen şemalardan biri de girişimler hakkında. Bu yazımızda Amerika’daki ve Avrupa’daki başarılı girişimleri kopyalayıp Türkiye’de uygulamanın mümkün olup olmayacağını, olursa ne kadar karlı olacağını ve riskli yanlarını ele alacağız.

Ancak öncesinde kopya ile taklit arasındaki epey ince nüansları ele alacağız ve Türkiye’de neden orijinal iş üretmenin bu kadar zor olduğuna dair incelemelerde bulunacağız.

Girişimcilik zor iş. Başarılı bir girişimcilik ise zorluğun da ötesinde, birçok parametreyi, ortam koşulunu bünyesinde barındıran bir alana sahip. Türkiye’de ise birtakım düşüş ve yükselişe gebe olan çeşitli girişim biçimleri var. Ancak asıl sorulması gereken nokta, bu girişimlerin ne kadarının özgün, ne kadarının kopya olduğudur. Ve kopyaların özgünlerden daha başarılı olduğunu da aktaracağız.

Önce sormamız gereken ilk soruyu soralım ve yazımıza bir genişlik katalım.

Kopyalamaya ve kazanmaya hazır mısınız?

Türkiye’de Özgün Girişimler Neden Bu Kadar Az? 

Okullarımızda verilen ödevi istenilen şablondan biraz farklı olarak yapıp getiren öğrenciyi, öğretmeni uyarır: ”Ödevin güzel olmuş ama istediğim gibi değil. Düzelt de yap.” Yani bir öğrencinin öğretmenin istediği şablonda yapmadığı için onu ”düzeltilmesi” gereken bir unsur olarak görüyor.

Sadece okullarda değil bu durum. İş yaşamlarımızda, aile ve akraba ilişkilerimizde de bu böyledir her zaman. Az biraz farklı olan, sivrilen, orijinal fikirleri olan herkes, ya ikaz edilir, ya dışlanır ve adeta sosyolojik manada uzaklaştırma cezası alınır.

Ofislerde, küçük işletmelerde, şirketlerde, lokal ya da ulusal kurumlarda, az biraz farklı bir fikri olan kişiler, susturulur ve ötelenir. İş yaşamımızda denenmemiş her şey risk demektir ve Türkiye’de maalesef bu tür risklere girmek pek olası değildir.

Örneğin sanat alanında da bu böyledir. Sinemada da Amerika ve Avrupa’daki birçok yeni teknik, senaryo, bazen taklit edilerek bazen uyarlanarak gösterime girer. Bu tür filmler ortalamanın üstünde izlendiğinde de, ”gördünüz mü işte başarının sırrı budur’‘ denir.

Ancak gözden kaçırılan ve ıskalanan bir detay vardır tüm bu karmaşanın ortasında. O da Amerika ya da Avrupa’daki girişimlerin de hiç denenmemiş olduğu. Yani bir Amerikalı sıfırdan bir şey üretiyor ve başarılı oluyorsa, biz neden sıfırdan bir şey üretmeyelim? Orada başarılı olan burada neden başarılı olmasın? İşte bunlar hep konuşulması gereken konular. Belki başka bir yazıda bu meseleyi gündeme alırız. Ne dersiniz?

Girişimcilik Neden Günbegün Azalıp Ölüyor? başlıklı makalemiz özgün işlerin de giderek azaldığı dünyamızda, girişimciliği esaslı bir alan olarak alıp neden gün be gün azalıp öldüğünü sorguluyor. Merak edenler için kılavuz niteliği taşıyan yazımız, sadece parlak fikirlerde.

 

Kopyalamak Ayrı Taklit Etmek Ayrı 

Çok fazla kavram karmaşası yaratmadan kopyalamak – uyarlamak ile taklit etmek arasındaki farkları açıklayalım ve hangisinden uzak durup hangisine daha yakın kalmamızı inceleyelim.

Birincisi kopyalamak ve uyarlamak yasal çerçeveler içerisinde gerekli izinler alındığı takdir mümkündür ve illegal değildir. Bu, içinizi rahatlatsın. Yasal ve meşru yollardan bir siteyi kopyalamak tıpkı bir romandan sinemaya uyarlamak gibi, İngilizceyi Türkçe’ye çevirmeye benzer. Yani kimse size hırsız ya da kolaycı demez. Bu daha çok bir yerde bulunan altın madenini, ülkene getirmek ve memleket sosuna bulayarak buradaki insanların da nasiplenmesini sağlamaktır.

Yoksa bugün Türk televizyon ekranlarında dönen diziler de birebir Amerika ya da İngiltere’deki dizilerin uyarlamalarıdır. Onların Benjamin’ini burada Bünyamin yapmaktır asıl mesele. Ve alt metninde hizmet etmek vardır en nihayetinde.

Esaslı Girişimcilerin Muhakkak İzlemesi Gereken 5 Film hazır girişim ve filmler demişken bu başlığımızı okuduğunuzda esaslı bir girişimci olmak adına 5 süper film önerimizi değerlendirip ekranlarınızın başında kilitlenebilirsiniz. Her şey gelişmeye müsait bir alt yapıdadır. Yeter ki kişi gelişmek istesin.

Girişimleri kopyalamak da çok çalışmayı gerektirir.

Kopyalayın Ama Taklit Etmeyin! 

Bir girişimi ya da bir işi taklit etmek ise yüz kızartırıcı ve çocukçadır. Eğer o kişilerin ve kurumların izni olmadan, bir girişimin içeriğini, kurgusunu, üslubunu, sloganını ya da konseptini ”çalarsanız” en başta suç işlemiş olursunuz. Bu tespit edildiği takdirde de yüklü bir para cezası sizi bekliyor demektir. Bundan kaçının.

Özgün işlerin peşinde koşmayı riskli buluyorsanız, girişimleri kopyalama ve memlekete uyarlama yoluna gidebilirsiniz. Bunun ticari açıdan bir dezavantajı olmadığı gibi, iktisadi açıdan da bir kaybı olmayacaktır.

Sırf sıfır iş yapacağım diye de bodoslama riskler almanıza lüzum yok. Eğer özgün işler yapacak bir ortamı yakalayamadıysanız kopyalama ve uyarlama yoluna gidebilirsiniz. Bu da girişimler kapsamında artık yapılan ve takdir gören bir unsur olarak göze çarpıyor.

 

Avrupa’daki ve Amerika’daki Girişimleri Kopyalamak Karlı Mıdır? 

Evet, son derece karlıdır ve ülkemizde de son derece yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Örneğin yemek sepeti, bitaksi, armut, mutlubirev gibi siteler tamamen dış kaynaklı kopyalamalardır ve gerekli izinleri aldıkları için, gerekli belgeleri imzaladıkları için, tam bir başarılı uyarlama örneğidir.

Görüldüğü üzere bu girişimler de kendi içlerinde türlere ayrılmıştır. Biri temizlik firması iken, biri ulaşım sektörüne ait bir girişimdir. Bir diğeri ise eve yemek söylemek üzerine geliştirilmiş bir gıda sektörü örneğidir.

Yapmanız gereken bir yapımcı gibi davranmaktır. Şimdi de bunu inceleyelim.

Girişimcilik, farklı olanı uygulamaya koymaktır.

Girişim Kopyalarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 

  • Evvela bir yapımcı gibi hareket etmeniz gerekiyor. Ve şu soruyu sormanız: ”Bu girişim benim memleketimde tutar mı? İnsanlar buna rağbet gösterir mi?” Hazır yeri gelmişken rağbet kelimesinin açlık demek olduğunu söyleyelim. Yani bir yere rağbet varsa o yere açlık var demektir. Bu nedenle doğru okumalar yapılmalı ve girişim kopyalarken orada nasılsa tuttu öyleyse burada da tutmaması için hiçbir sebep yok demek abes ve ön yargılı olacaktır.

 

  • Planlı programlı davranmakta fayda var. Bodoslama iş yapın, zamana yayın ve farklı görüşler almaya özen gösterin. Yoksa bu tür girişim kopyalama serüvenlerinin elinizde patlama ihtimali de mevcut

 

  • Seçenekler üzerinden ilerleyin. Bir girişimi kopyalarken bile birkaç türünü masaya koyun ve içinden en mantıklısını, en karlı olabilecek olanı seçin. Böylece tek bir noktaya bağımlı kalmaz ve seçmenin özgürlüğü içinde, kopya bile olsa en canlı ve en aktif seçeneği değerlendirmiş ve uygulamaya koymuş olursunuz.

İş Kurma ve Girişimcilik Konusunda En İyi Ülkeler Ve Özellikleri başlıklı yazımızı okuyup başka ülkelerde ne tür girişimlerin yer aldığını rehber olarak edinebilir ve bu noktada hangisi doğru hangisi yanlış ayrımlarını yapabilirsiniz. Karar verme aşamasında bol okuma yapmak sizin ve gelecekteki işinizin kaderini tayin edecektir.

 

Başka Ülkelerden Girişim Kopyalamanın Riskli Yanları Nelerdir? 

  • Başka ülkelerde tutup da bizim ülkemizde tutmayan ve tam bir fiyasko ile sonuçlanan girişim kopyalama hikayeleri de mevcuttur. Kültür uyuşmazlığı, gelir farklılıkları ve hatta din gibi faktörler bile belirleyici ve tayin edici olacaktır.

 

  • Sırf Amerika’da milyonlarca müşterisi var diye aynı şey ülkemiz için de geçerli olacak diye bir kaide yok. Bu nedenle okumalarınızı, araştırmalarınızı ve gözlemlerinizi aktif bir vaziyette tutun. Alacağınız riskin sonunda hüsran da olabilir, mutlak başarı da. Ama zaten girişimcilik, çokça riski göze almak demek değil midir?

Yorum yapın