Aileler Adına Borç Dengesini Koruyabilmek İçin 7 Tüyo

Borç yiğidin kamçısıdır deseler de siz pek oralı olmayın. Borç, alacağı olan için bir keyif, ama beklediği takdirde bir sıkıntı kaynağıdır. Düşünün ki insanoğluna alacağı olması bile , alamadıktan sonra sıkıntı vermektedir. Hani Deli Yürek dizisinin müziğinde çalan şarkı sözleri, aslında borç için de yazılabilirmiş. ‘‘Varlığın yakıyor, yok ediyor.”

dept photo

Yani ne parayla ne parasız diyebiliriz sevgili parlak fikirleri. Parayla saadet olmaz deseler de parasız da saadet pek mümkün görünmüyor. Yani paranın varlığı da yokluğu da fikir bazında, büyük bir sıkıntı doğurabiliyor. Hele bir de borçluysanız.

Borçlu olmak her sabaha ekstra bir yükle uyanmak demektir. Borçlu olmak, yediğin lokmadan bile tam keyif alamamak, yarını düşünmekten bugünü yaşayamamaktır. Borçlunun kafasında her zaman birtakım kaygılar, birtakım şüpheler bulunur. Acaba ödeyebilecek miyim, acaba zamanında ödeme yapabilecek miyim, acaba nasıl olacak, öyle mi böyle mi derken borçlu, psikolojik ve zihinsel açıdan birtakım sakatlanmalara maruz kalır. Borçlunun yüzü güler gülmesine, ama bu çok kısıtlıdır ve hep biraz yarımdır.

Şimdi borç teriminin pratik yaşam ölçeğinde yarattığı sıkıntıları ”felaketler” başlığında verelim ve daha sonra aile içinde borç dengesini korumak için, neler yapabileceğimizi 7 altın tüyo ile birlikte sizlerle paylaşalım.

Borç Dengesini Koruyamamanın Doğurduğu Felaketler 

  • Borç maalesef şaka kaldırmaz ağır durumlara ve sonuçlara yol açmaktadır. Kişinin psikolojisini zayıflatır, onu çıkmazlara ve yanlış sonuçlara iter. Zaten modern dünyanın içinde adeta uçurumun kenarında insan, borçlanarak ve giderek borç batağına sürüklenerek cinnet geçirme ve kendi canına kıyma yoluna gidebilir. Haberlerde izlediğimiz bu feci sonlar, maalesef gerçektir. Dünyada hiçbir şey bizim canımız kadar önemli değilken, yine de borçlu olmak psikolojiyi bel kemiğinden sakatladığı için, kişi kurtuluşu ölümde bulur! Aman diyelim. Aman!
  • Evlerde huzursuzluk çıkar. Özellikle karı – koca kavgaları borç çeperinde kendini gösterir. Ailede her gün bir tartışma, bir tansiyon yükselmesi, bir kavga patlak verir. Genelde maaşlarını alır almaz eşlerine veren kocalar, daha sonra ”ne yaptın sen bunca parayı” diyerek karılarına çatar. Öyle ya, koca bütün gün işte olduğu için faturalar da, mutfak masrafları da, diğer taksitler de hep kadının ekonomisindedir. Görünen köy kılavuz istemese de erkek, bir şekilde hıncını ve borçlarının acısını ailesinden çıkarır. Sonuç boşanmaya kadar gidebilir.—-Dünya Neden Borç Üzerine Dönüyor? adlı makalemizi okuyarak borcun matematiğini ve hesap dönüm verilerini çözebilir, dünyanın üzerinde dönen borcu, en azından evinizin içinde dönmemesini sağlayabilirsiniz.
  • Son olarak borçlu olmak insanın elini kolunu bağlar. Harcamalarıma dikkat edeceğim derken, ne bir alış verişten keyif alır, ne de almak istedikleri şeyleri aldıktan sonra o ürünün kendisinden bir tat alır. Borç, bir mahkumiyet çeşididir ve günümüz liberal ekonomisinde, birilerine, bir yerlere borcu olmayan kimse parmakla gösterilecek kadar az sayıdadır.

Aileler Adına Borç Dengesini Koruyabilmek İçin 7 Altın Tüyo 

1- Tasarruf Yapmak

Borçlu olan aileler, teyakkuz halinde olmalıdır. Her zamanki hayatlarına devam etmek yerine belli başlı yerlerden kısarak, zaten muhtemelen kendilerine az gelen paranın yönetimini ele almalıdır. Her tasarruf, para yönetimi yapmak adına yapılan bir girişimdir. Para, sadece saklanmak, biriktirilmek ya da harcanmak üzere elimize geçen kağıt parçaları değildir. Onlar da tıpkı ülkeler ve belediyeler gibi yönetilebilir. Ailenizi bir şirket gibi düşünün ve gelen parayı şirketinizin devamlılığını sağlamak adına, iyi bir plan ve sağlam bir stratejiyle korumaya ve zengin bir kıvama sokmaya çalışın.

2- Ne Olursa Olsun Kenara Para Koymak:

Bu işi genelde ailelerde ev hanımları yapmaktadır. Yastık altı bankasında, ne olur ne olmaz diyerek bir kenara atılan paralar, gün gelir hayat kurtarıcı olabilir. Buna bizim toplumumuzda kefen parası dense de, hepimiz de biliyoruz ki kefen parası, asla kefene gitmez.

Ne olursa olsun kenara para koymak, bir ticari hamle olarak değerlendirilebilir. Sadece kurumların ve finans şirketlerinin değil ailelerin de bir bankası vardır ve o bankanın tam takır kuru bakır olması, söz konusu borç felaketlerinin daha katmerli bir şekilde yığılmasına neden olabilir. Aman dikkat diyelim. Temkinli olmakta fayda var. Başkalarına muhtaç olmamak ve daha fazla borçlanmamak adına.

3- Daha Uygun Marketlerden Alışveriş Yapmak:

Marketler çeşit çeşit. Kimi aynı ürünün aynı markasını 3 lira , 4 lira gibi uzun vadede epey yüklü miktar farklarıyla satabilmekte. Burada iş size düşüyor. Biraz tapan tepecek, en uygun ürün en uygun fiyata hangi dükkanlarda, hangi marketlerde satılıyor keşfedeceksiniz. Bu sadece marketler için geçerli değil. Aynı zamanda kasap, manav, çocuğun okulu için kırtasiye gibi dükkanlarda da geçerlidir.

Para kısmak, minimal detaylara dikkat etmek, oradan buradan arttırıp genel bir sonuca varmakla kazanılan bir yöntemdir. Bu yöntemi uygulamak için de bazen bulunduğunuz şehrin altını üstünü getirmeyi bilmeli, kolay kazanılmadığını çok iyi bildiğiniz parayı mümkün olduğunca fazla süre elinizde tutmayı bilmelisiniz.

4- Kredi Kartı Kullanırken Dikkatli Olmak:

Zamanında bir gazete şöyle bir haber yapmıştı. Kredi kartı borcu olanların sayısı 66 şehrin nüfusunu geçti. Yani bu demektir, her 3 kişiden 1’nin kredi kartı borcu bulunmaktadır. Bunun en büyük nedeni kredi kartı kullanırken, cebinizden para gitmediğini sanmak ve bir illüzyona kapılarak çılgınlar gibi alışveriş yapmaktır. Kredi kartlarının ekstresi geldiğinde de ne kadar borçlandığınızı telaş içinde fark etmektir. Ancak her ne hikmetse her ay bu kısır döngü kendi kendini tekrarlar.

İnsanlar para harcamıyorum nasılsa diyerek kredi kartlarının tuzaklarına kapılmaya bile isteye kapılırlar. Hanenizi ve cebinizi borçlardan mümkün mertebe uzak tutmak istiyorsanız kredi kartı kullanımına çok dikkat etmek, gerekirse kendi kendinizi ambargo uygulamak olacaktır.

Borç ve bitmek bilmeyen hesaplamalar!

5- Bir Borcu Kapamadan Başka Borç Almamak

Bu da çok önemli bir nokta. Bir borcu kapamadan başka birinden, başka bir kurumdan borç almamak, sonu gelmez karmaşık bir döngüye adım atmak demektir. Tıpkı kumar gibi düşünebiliriz bunu. Kaybettikçe daha çok oynayan bir poker oyuncusu gibi, borç aldıkça daha çok borçlanacak ve daha çok borçlandıkça da daha çok borç alacaksınız. Yazması bile iç karartıcıyken, bir de bunun içine düştüğünüzü var sayın!

Bu nedenle bir borcu kapamadan asla başka borç almayın ve kendinizi bu şekilde korumaya alın.

6- Maaşı Alınca Düzgün Bir Plan Yapmak

Memur olmasanız bile, tıpkı Şener Şen ya da Kemal Sunal filmlerinde sıklıkla gördüğümüz üzere, bir masanın başında bir giderler listesi çıkarıp paranın doğru kullanımını acil ödemeler ve sonraki ödemeler şeklinde yapmalısınız.

İyi bir plan sadece iş hayatında değil ev hayatında da son derece lazımdır ve ekonomiyi doğru kullanmak bir not defteri ve basit bir tükenmez kalemle başlatılan bir mücadeledir. Hata yapmamak için hesap makinesi kullanmayı unutmayınız!

7- Lüks Tüketimleri Minimuma İndirmek

Erkekseniz parfüm almayın da bir süre tıraş losyonu ile idare edin. Kadınsanız, kuaföre birkaç ay gitmeyin de evde yapın çeşitli bakımlarınızı. Böyle küçük gibi görünen büyük harcamalara dikkat ederseniz, sonunda borç dengenizi korumuş ve baş ağrısız bir geleceğe adım atmış olursunuz.

Borç ile alakalı şu yazılarımıza da göz atarsanız seviniriz:

Dünya Neden Borç Üzerine Dönüyor?

Kredi Kartı Dönem Sonu Borcu ve Hesap Kesim Tarihinin Önemi

Kredi Kartı Borcundan Kurtulmak İçin Yapılabilecek 5 Tilkilik

Borçtan kurtulmak istiyorum

Hepinize borçsuz, tasasız, güzel günler dileriz.

Yorum yapın