Nerede yaşarsanız yaşın, ister dünyanın ”uyumayan şehirlerinden” biri olan İstanbul’da, ister memuriyet şehri Ankara’da, ister öğrenci şehirlerinden birinde (Eskişehir, Tekirdağ vs.) yaşadığınız yer bir şehir de olsa bir ilçe de, kasaba ya da belde, her zaman o muhite birkaç günlüğü, birkaç haftalığına gelecek birileri var olacak. Oteller pahalı, pansiyonlar ise ”ev ortamına” fazla benzediği için fazla düzensiz,fazla süklüm püklüm. İş gereği seyahat edenler için apartlar, 35 yaşın altındaki genç nüfus içinse yurt daireleri konaklamak için en uygun seçeneklerden ilkini oluşturuyor.
2020 yılı itibariyle sadece yurt dışına seyahat edenlerin sayısı her geçen yıl artış göstermiyor. Artık yurt içinde de ciddi bir insan sirkülasyonu var. İnsanın seyahat özgürlüğünü seyahat mecburiyetine çeviren birtakım angaryalar ve yükümlülükler, konaklama ihtiyaçlarına da çok yönlü bir pencere açtı. Önceleri otel ve pansiyon ile sınırlı olan seçenekler şimdi apart gibi yepyeni (bizim için yeni elbette, apart tipi konaklama Amerika ve birçok Avrupa ülkesinde en az bir asırdır var) konaklama imkanları da mevcut. Pansiyonun ev konforunu otelin kurumsal kimliğiyle birleştiren (parayı ver, anahtarı al, bir daha daireden çıkana kadar kimseyle muhatap olma) apartların dışında yurt odaları da günlük ve haftalık olarak kiralanabilir. Böylece her iki tarafın işi de ”görülmüş” olur.
Tabi bu karşılıklı işin görülme kısmını İstanbul’u tenzih ederek söylüyoruz. Nüfusu her ne kadar 16 milyon küsur gibi deklare edilse de tahminimizce 20 milyona yaklaşmış bu mega metropolde, değil günlük, haftalık konaklayacak bir yurt daire bulmak neredeyse imkansız. İrtibata geçeceğiniz birçok yer kapıyı bir aylık fiyattan açacaktır. Neden öyle diye soracak olursanız da bunun standart prosedür olduğunu falan geveleyecekler. Tam olarak neyin standardı, kimin oluşturduğu prosedür? Esasında bunun Türkçesi ”ya bir aylık tutarsın ya da hadi başka kapıya.” demek.
İstanbul’daki bir yurt odasında sadece 3 gün kalmış biri olarak söylüyorum -ki onlar da bir aylık ücreti peşin almışlardı- bu tür işletmeler sadece ödeme konusunda profesyonel davranıyorlar. Güvenlik prosedürü? Maalesef. Hijyen kuralları hak getire. Gürültü patırtı? Ee yurt burası, olacak o kadar.
Sonuç olarak konaklama hizmetlerinde İstanbul’u ayrı, Türkiye’nin geri kalan il ve ilçelerini iki ayrı perspektifte değerlendirmekte fayda var. İstanbul’da bir şekilde bu tür yerlerin sahibi olan kişiler ”ihtiyaç sömürüsü” diyebileceğimiz bir şekilde ”işletmelerini işletiyor.” Fiyat politikalarında, sunduğu hizmetlerde, hatta vücut dillerinde bile ”biz size değil, siz bize muhtaçsınız” mantığının izleri var. Bu nedenle X kişisinin İstanbul’da 10 günlüğüne işi olsa bile, bir aylık ücreti peşin talep ediyorlar. Alınan fahiş ücret de genelde bir rutubetli oda, bir kirli yatak ve bez dolaptan hallice bir dolap-çık için oluyor.
Hem bu hegemonyayı kırmak, hem para kazanmak hem de insanların ihtiyaçlarını ”ekonomik” ve ”insani” bir şekilde karşılamak için yurt dairelerini günlük ya da haftalık olarak kiraya verebilir, paranın yanında bol bol hayır duası da alabilirsiniz. Yazımızın geri kalanında boşta kalan odaları değerlendirmeniz için başka hiçbir yerde okumanızın mümkün olmadığı tüyolar vereceğiz. Aynı zamanda bu tür günlük – haftalık kiralama yollarına kimlerin daha çok rağbet ettiğini anlatacağız. Öyle ya hedef kitlenizi bilirseniz, ona göre hamleler yapmanız daha mantıklı olacaktır. Bunun öncesinde elinde boş ev olan ve bunu karlı bir yatırım aracına dönüştürmek isteyen okurlarımız bu konu hakkında detaylıca kaleme aldığımız yazıya göz atabilir.
Boş Evi Nasıl Değerlendirebilirim?
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Boşta Kalan Odaları Nasıl Değerlendirebiliriz?
Bu tür konaklama tesislerini işleten kişiler, yeri ve zamanı geldiğinde kendi fiyatlarını kırmayı da bilmeliler. Biraz önce de değindiğimiz ”standart” lakırdısı, bir laf-ü güzaf, bir fasarya, eskilerin deyimiyle bir tür malayanidir. Genelde bu standart şöyle işler. Bir oda günlük ya da haftalık kiraya verilecekse, fiyat aylık kiralama bedeline göre daha yüksek tutulur. Gün süresi kısaldıkça, fiyat ters orantıyla artar. Neden? İşte öyle deyip geçiştirilecek birkaç mırın kırındanbaşka bir cevabı yoktur bu sorunun. Bu nedenle odaları, daha fazla boş kalsın istemeyenler kendi belirledikleri fiyatları yine kendi elleriyle kırmalılar. Fiyat 100 ise 50’ye çekmeliler. Eh bu sektörde kimse kimseyi de sırtında taşımadığına göre, fiyatları düşük tutmak, boşta kalan odaları değerlendirmenin en iyi yöntemidir. Hele ki böylesi bir dönemde.
Yurt Dışından Gelen Turistlere Birkaç Aylık Kiraya Vermek Mümkün Mü?
Türkiye’nin hemen hemen her şehri bir turizm merkezi olacak kadar farklı yapılara sahip. Kimi doğal güzellikleri ve milli parklarıyla, kimisi tarihi yapıları ve eserleriyle turistlerin ilgisini çekiyor. Az ya da çok her yere yurt dışında turistler gelmekte. Türkiye onlar için hem turizm hem de ekonomi açısından bir cennet. Siz ne kadar yüksek fiyat çekerseniz çekin ikiletmeden ”dolar ya da Euro” üzerinden ödemelerini gerçekleştirirler. Bazı turistler ise geldiler mi en az birkaç ay konaklıyorlar. Onlara ulaşmak ya da onların size ulaşmalarını sağlamak için apart veya yurt dairelerinin ilanlarını internete Türkçe ve İngilizce verebilirsiniz. Konaklama tesisinizin başına da hem misafirle konuşmasını bilen (Türkçe) hem de yabancı dili olan (İngilizce – Almanca ) birini koydunuz mu, boşta kalan odalar yavaş yavaş dolacaktır.
İş Adamlarına Kısa Dönem Kiraya Vermek Mantıklı Mı?
Bir diğer seçenek ise yurt odalarını ya da apart dairelerini iş adamlarına kiralamak. Günümüzde farklı sektörlerde çalışan çok sayıda kişi işi gereği seyahat etmek zorunda kalıyor. Onların haftalık ve aylık konaklama ihtiyaçlarını uygun fiyat garantisiyle (hayat pahalılığını bir neden olarak öne sürüp onu bir sömürü aracına dönüştürmeyerek) karşılayabilirsiniz.
Kimler Kısa Dönem Kiralamaya Rağbet Ediyor?
İş adamları ve yabancı turistler dışında öğrenciler ve yerli turistler de kısa dönem kiralamaya rağbet ediyor. Bir de seyyahlar, gezginler, Türkiyeyi karış karış gezmek için her şehirde biraz mola verenler.
Apart ve Yurtlarda Sunulabilecek ”Ek” Hizmetler Neler?
Apart ve yurtlarda sunabileceğiniz belli başlı ek hizmetler var, pek tabi ek ücretler karşılığında. Bunu günümüzde, özellikle lüks – yarı lüks apartlar yapıyor. Üç kişinin kalabileceği kadar geniş olan iki kişilik bir oda için misafirler -ek yatak- talebinde bulunabilirler. Ya da size telefon açarak odalarına bir emanet kasası isteyebilirler. Eğer bu tür hizmetleri sağlarsanız hem müşteri memnuniyetini zirve noktalara taşırsınız hem de çok çok daha fazla para kazanmış olursunuz.