Hayatta kalmak deyince insanın önce bir kanı donuyor. Ama şöyle bir dışarı çıkıp baktığında herkesin korumasız, sağa sola dağılmış olduğunu görüyorum.
OKUMANIZ GEREKEN ÇOK ÖNEMLİ NOT: SİZLERDEN İŞ VERME VAADİ İLE TEMİNAT, KAPORA VEYA BENZERİ ÜCRETLER TALEP EDENLERE SAKIN KANMAYIN, BU KİŞİLER İŞ ARAYANLARI DOLANDIRMA AMACI GÜDEN ADİ SAHTEKARLARDIR!! BU DOLANDIRICILARIN VARLIĞINI ARKADAŞLARINIZA DA YAYIN Kİ KİMSE MAĞDUR OLMASIN!
Ev arkadaşlarım atanmayı bekliyor. Herkeste bir para kazanma hırsı, ben ne yapacağım endişe, geleceğim nasıl olacak kaygısı. Çocukluğun o korunan ve harçlık alan döneminden yeni çıkmış insanlarla, yeni mezunlarda ve yeni çalışanlarda bu kaygı daha fazla görünüyor.
Ancak iş sadece piyasaya yeni atılmayı bekleyen insanlarda bitmiyor. Bugün günümüzde paralı, maaşlı çalışan bir insanda ”yetmiyor, yetemiyor” diye haykırışlarda. Pek tabi haklı olarak. Bazı şeyler ne kadar pırıl pırıl görülse de bazıları için orta kesim öldü. Artık yüksek kesim ve aşağı tabaka var. Avam kamarası ve asri tabakası!
Orta sınıfın ölmekte öldüğü, önümüzdeki yıllarda insanların iyice fakirleşeceği ön görülen bir gerçek. Birileri de kasasını, – kasa mı dedim- kasalarını doldurmanın hengamesinde hala. Dünya hiçbir zaman adil bir yer olmadı. Ama hiçbir zaman da bu kadar adaletsiz bir yer olmadı. Gelen küresel rüzgarlarla birlikte söz konusu terazi iyice ayarından kopup çıktı. Ama enseye karartmayalım. Bu yazımızda size önce hayatta kalma güncem başlığı altında okul ve okul sonrası ilk dönemlerimde nasıl az para ile hayatta kaldığımı anlatacağım. Biraz sancılı bir dönemi geriye dönüp bakınca eğlenceli bir şekilde hatırlıyorum. Ama zaten her zaman böyledir. Bir dönem ne kadar sarsıcı ise geriye dönüp bakınca da o kadar komik olur.
Geçim derdi dediğimiz uzun soluklu uğraş, maalesef evli çiftlerin de her zaman kavga konusu oluyor. Özellikle çekirdek ailelerinde memur ya da işçi ailelerinde ay sonu geldi mi para bitti diye sızlanan kadın ve onun karşısında daha fazla para kazanması gerektiğinin farkında olup da elinden bir şey gelemeyen adamın hırçınlığı. Hal böyle olunca gelen kabarık faturaları hesaplama telaşı. Kirayı geç yatırma utancı. Pazardan, mutfak alışverişinden kesme ihtiyacı. Siz yine de sevdikleriniz yanınızda olduğu sürece kara kara değil umutlu umutlu düşünmeyi ihmal etmeyin. Para bu. Köpeğe atsanız yemez. Parasızlığın sizi üzmesine, fazla paranın da şımartmasına asla ve kat’a izin vermeyin.
Hayatta Kalma Güncem
Ben bu ülkenin en çok rağbet edilen bölümlerinden birini okudum. Radyo- tv- sinema. Ama bilmediğim bir şey vardı ki o da bu bölümün meslek sahibi değil kronik işsiz üreten bir fabrika olduğuydu. Uzun süre iş aradım ve haliyle bulamadım. Ailemden de para istemeye yüzüm yoktu. Bu nedenle onlara param var göndermenize gerek yok dediğimde bile az para ile geçinmek zorundaydım.
Günlerim beni bu zamana kadar hayatta tutmaya yarayan temel ve ucuz besinlerin tüketimiyle geçti. Bu aylar ve yıllar sürdü.
Günde iki öğün tavuk döner yiyordum. O zamanın parasıyla yarım ekmek döner 1.5 lira idi. Kendimi şımartmak istediğim zamanlar ödül olarak yanına ayran da söylüyordum. Yani toplamda 5 lirayı geçmeyecek şekilde hayatta kalmak adına tavuk döner yiyerek hayatta kaldım.
Bunun dışında ”evde kahve keyfi” tagları açmak meşhur olmadan önce ben evde kahve keyfi yapıyordum. Dışarıda 10 liradan aşağı vermeyeceğim kahveyi evde sudan ucuza şekilde yaparak tüketiyordum. Sonuçta ha dışarıda içmişsin ha evinde. Ne fark ederdi.
DÖNERCİ DÜKKANI AÇMAK o zamanlar o kadar çok tavuk döner tüketiyordum ki hep merak ediyordum dönerci dükkanı açmak için neler gerekli ve de kazandırır mı? Siz de merak ediyorsanız yazımızı sizin için buraya bırakıyoruz.
Kahvaltıda da çözümüm vardı. Mısır gevreği ve süt. Bu beslenme alışkanlığı hiçbir şekilde özentilikten değil tamamen fakirlikti. Sabahları acıktıkça bir kaseye tepeleme mısır gevreği koyuyor ve üstüne süt gezdiriyordum. Yoktu öyle sucuklu yumurtalı, bol peynir çeşitli kahvaltılar.
Sonuç olarak bu yaşıma bu pek değerli ve ucuz besinlerle gelebildim. Eminim halen binlerce insan bu ürünleri tüketerek yaşamaya ve hayatta kalmaya çalışıyor.
Düşür gelir ve az para ile geçinmeye zorlanmak, sizin suçunuz, eksiğiniz ya da hatanız değil. Sistemin çarkları her zaman için çok küçük bir azınlığın çıkarları için dönerken, olan resimde de görüldüğü üzere çoğunluğa oluyor. Çoğunluk ve kitleler tek bir bardaktan beslenmeye çalışırken bir başkası çok daha büyük bir bardaktan kendi adına besleniyor. Bununla da yetinmeyip o çoğunluğun bardağını da sömürmeye devam ediyor. Kendinizi asla yetersiz ya da hatalı hissetmeyin. Ortada bir çarpıklık ve adaletsizlik varsa bu sistemin suçudur bizzat.
Az Parayla Düşük Gelirle Hayatta Kalabilme Sanatı
En başta piyasa ve pazar içinde ucuz ama kaliteli ürünlerin peşine düşün. Gerekirse semt semt market market yazın. Böyle ürünlerin olduğunu göreceksiniz. Kaliteden kasıt doyurucu ve leziz olması. Yoksa bazı yediğimiz tavuk dönerleri sırf ucuz olduğu için tüketmeye devam etmemeliyiz örneğin. Martı eti mi koydunuz bunun içine gibi şakalara gark olan bu tür ürünlerden uzak durmazsanız paranız gitmeniz derken daha önemli bir şeyinizi, sağlığınızı kaybedersiniz demektir.
Genelde evde takılın. Biraz önce hayatta kalma güncemde bahsettiğim üzere. Arkadaşlarınızla kahve mi içeceksiniz? Bir şeyler konuşup özlem mi gidereceksiniz. Çok şükür başınızı sokacak bir eviniz var. Evde takılın. Dışarıda takılıp çoğu zaman acı ve tadı yerinde olmayan kahvelere liralarca para akıtmak ne mantıklı ne insanidir. Kendi kendinizi daha fazla yoksullaştırmadan bu türden ayrıntılara dikkat edin. İnsan küçük küçük harcadıklarından böyle lüks ölçeklerde vazgeçerseniz hayatta kalmanız çok daha keskin ve rahatlatıcı olur.
Aza tamah etmeyen çoğu bulamaz diye bir söz var. Tutumlu olmak çağımızda erdem olduğu kadar elzem bir zorunluluktur da aynı zamanda. Hele bir tutumlu olmayın da göreyim der içinizdeki tüketici şeytan. Bir gün lüks doyum için günlerce aç kalmanın acısını ancak pişman mideler ve cüzdanlar çeker.
Arkadaşınız ya da sevgilinizle birlikte yaşayın. Aynı eve çıkmak romantik bir istekten ziyade mali bir stratejidir çünkü günümüzde. Sevgiliyle aynı eve çıkarak hem kira hem faturalara hem de diğer giderlere karşı topyekun güçlerinizi birleştirebilirsiniz. Böylece çok daha kuvvetli bir şekilde kapitalizmin üzerinize saldığı düşük gelirleri ve az paraları belli bir amaç doğrultusunda daha ferahlatıcı bir şekilde kullanmanın da önünü açmış olursunuz.
Sevgiliyle İş Kurmak İçin Neler Yapılabilir? sevgiliyle aynı evde yaşamak sizi kesmediyse bir de birlikte iş kurma fikrine de sıcak bakabilirsiniz. Öyle ya bir elin nesi var iki elin sesi var diye boşuna dememişler. Parasızlığın getirdiği ve mideden gelen açlık sesine karşın birlikte mücadele etmenin sesini çıkarın. Sevgiliniz ya da dostlarınızla birlikte. Ayrıntılar yazımızın içinde sizleri bekliyor.