Hepimiz hayal ederiz canımıza tak ettiği vakit. Kimimiz Bodrum’da masmavi koyda bembeyaz denize nazır bir evde yaşamayı, kimimiz seyahat etmeyi, bazımız da “bar açma hayaliyle” yanıp tutuşuruz. Hani derler ya tası tarağı toplayıp, işi gücü bırakıp bar açalım diye. Bar açmak da öyle bir hayal işte. Yalnız bazılarımız vardır ki bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek için çabalar ve bunu başarır. Ben size bu yazımda bar açmakla ilgili tüm önemli ayrıntıları vereceğim. İş fikrinin olumlu ve olumsuz yanlarını da irdeleyeceğim.
GÜZEL BİR İPUCU: Bu bar işine girmektense lounge işine girmektense lounge işi daha makul şu sıralar. 2020 yılını geçtiğimiz şu devirlerde artık 1960’lardaki gibi kapalı, sigara dumanlı ve aşırı gürültülü bar konsepti yerine nispeten ferah, iç açıcı, menüsü geniş lounge’ler aldı. Bu değişimi görün ve değerlendirin.
Alkolle uğraşana kadar temiz çalışmak istiyorum diyenler için şu yazı da burada dursun.Açın yeni sekmede sonra okursunuz: Lüks Restoran Açmak İsteyenlere
Ancak ille de alkolsüz mekan olmaz diyorsanız şu da dursun: MEYHANE AÇMAK İSTİYORUM DİYENLERE
Bar açmak öyle kolay değildir arkadaşlar, dışarıdan bakıldığında bir birayı tekel fiyatının 3 misline satıyor bunlar paranın gözüne koyuyorlar diyebilirsiniz… Ancak işler kesinlikle göründüğü gibi değil. Şimdi sizlere bar açmak ile ilgili en önemli hususları anlatacağım;
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Röportaj
Bugün Taksim’de Türkü Bar, Kadıköy’de ise Rock Bar işleten F. A ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik? F. A ile Türkü bar ile rock bar arasındaki farkları, bar işletmenin en keyifli ve en zor yanlarını konuştuk.
– Kadıköy ve Taksim. İki ayrı kültür. Yer yer karşılaştırılan ve biri diğerine üstüne tutulan iki ayrı ilçede iki farklı konseptte bar işletmek nasıl bir duygu?
– Üstelik biri Avrupa biri Asya kıtasında. Artık bir Taksim kültüründen bahsedebilmek mümkün değil maalesef. Malum yeni düzenlemeler, buralara turistlerin akın akın gelmiş olması. Beyoğlu’nun müdavimleri ya Beşiktaş’a yada Kadıköy’de takılıyor artık. İlçenin yüzlerce yıllık kimliği, çehresi birkaç yılda tamamen değiştirildi. Burası artık bir orta yaşlılar kulübü. Kadıköy ise hala genç kalmaya çalışıyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunu da genç nüfusuna borçlu tabi.
– Bir yandan orta yaşlı bir müşteri kitlesine, diğer yanda 20 – 35 yaş arasında değişen bir müşteri kitlesine hizmet sunmak. Aradaki temel farklar neler?
– Bu ülkenin gençlerine karşı müthiş bir ön yargı var. Bana en yakınlarım bile o kadar züppe ile nasıl uğraşıyorsun diye soruyor. Halbuki yok öyle bir şey. Yeni nesil güldür güldür geliyor. Efendi, ne istediğini, nasıl takılacağını bilen. Asıl türkü barda birçok müşteri ile zor anlar yaşadık. Size şaşırtıcı geliyor olabilir şu an ama durum böyle.
– Türkü barlardaki o oturaklı, dingin, sakin müşteri kitlesi tamamen kayboldu öyleyse?
– Hiçbir zaman olmadı ki! Tabi nerede olduğunuza bağlı biraz da. Açtığınız yer sıkıntıysa, müşteri kitlesi elit değilse, ister bar açın ister pastane, sonuç hüsran olur. Önemli olan idare edebilmekte.
– Bar işletmeciliğini ”idare etme sanatı” olarak tanımlayabilir misiniz?
– Evet, kesinlikle. Hani derler ya uzaktan davulun sesi hoş gelir diye. Bardaki müzikler de dışarıdan gelene hoş gelir. Ama içeri girdiğinde o bassı, o gürültüyü hissedersin. İşte o gürültü, bar işletmeciliğinin özeti. Aslında alkol şişede durduğu gibi duruyor. Asıl mesele insanın insan gibi durmaması.
– Bu söylediklerinizden bar işletmeciliği işine girdiğiniz için pişman olduğunuzu hissediyorum. Var mı böyle bir durum?
– Siz bakmayın sızlandığıma. Bu devirde iki mekanı birden işletmek büyük şükür vesilesi. Sadece insanlarla, hele ki bar ortamında uğraşmak, her zaman keyifli bir süreç olmuyor.
– Türkü bar ile rock bar arasındaki farklar neler? Hangisinin kazancı daha yüksek? Bar işletmeciliği işine girecek olanlara hangisini önerirsiniz?
-Şimdi, direkt bir şey söylemek ne derece doğru olur bilmem. Çünkü bunda ciroyu etkileyen birçok faktör. Mekanının dekorasyonunu, akustiğini inanılmaz yaparsın ama yanlış yerde açarsın, iş batar. Ya da doğru zamanda, doğru yerde olursun, mekan vasatın altında olsa bile hıncahınç dolar. Önce doğru yerde doğru zamanda olacaksın. Sonra dekorasyon, akustik, meze gibi detaylara bakacaksın. Diğer türlüsü aksi istikamet olur ki hiç önermem.
– Barlarda canlı müziğe hala rağbet var mı?
– Canlı müziğe her zaman rağbet var. Önemli olan sahneye kimi çıkardığınız.
– Siz kimleri çıkarıyorsunuz peki?
-Türkü barda bir karı koca çıkıyor hafta sonları. Biri çalıyor biri söylüyor. Rock barda ise daha çok slow rock yapan müzik gruplarını tercih ediyor insanlar.
– Yeni girişimleriniz olacak mı bundan sonra yoksa 2 bar yeter mi?
– Esasında bir ”Rap -Bar” açmayı düşünüyorum. Türkiye’nin ilk Rap – Bar’ı. Sahneye sadece rapçi grupla çıkacak. Sadece rap çalacak barda. Bakalım şimdilik proje aşamasında ama böyle bir düşüncem var.
1) AYRILMASI GEREKEN ZAMAN
BAR İŞLETEN KİŞİNİN ÇOLUĞUNA ÇOCUĞUNA, EŞİNE, DOSTUNA AYIRACAĞI VAKİT OLMAZ.
Normal rutin bir iş hayatına sahip olan insanlar sabah sekiz akşam sekiz takılırken siz akşam sekiz sabah sekiz takılmak durumundasınız. Haliyle bu durum sizde psikolojik buhran yaratabilir, üstüne eğlenmeye vakit ayıramadığınız için eğer yeteri kadar dayanıklı değilseniz depresyon kaçınılmaz olabilmektedir.
2) AİLEVİ DURUM
BAR İŞLETEN ADAMIN ÇOCUĞU KÖTÜ ALIŞKANLIKLARA, BAĞIMLILIKLARA SAPLANDIĞINDA BAR İŞLETEN BİR BABANIN YA DA ANNENİN O ÇOCUĞA ÇIKIŞMA HAKKI PEK OLMAMAKTADIR. ZİRA ÇOCUĞUN VERECEĞİ CEVAP HAZIRDIR.
İşte en zorlayıcı maddelerden biriside budur. Çocuğunuzun kötü alışkanlıklara saplanması yaptığınız iş neticesiyle maalesef daha kolay olmaktadır. Bu sebeple eğer henüz olgunlaşma çağında evlatlarınız varsa asla bu işi yapmanızı tavsiye etmeyiz.
3) ELEMANLAR
BAR İŞLETEN KİŞİNİN ELEMANLARINI RESMEN OYUNCU SEÇER GİBİ SEÇMESİ GEREKMEKTEDİR. BU ELEMANLAR İYİ EĞİTİLMELİ VE KALİTELİ OLMALIDIR.
Hemen hemen her iş fikrinde elemanlarınızın kalifiye olması çok önem arz etmektedir. Ancak bu işte daha da çok önem kazanmaktadır bu elemanlarınızın sağlam olması hususu. Bunun en büyük sebebi aslında müşterilerinizin sizin biranız için barınıza gelmemesidir. Sizin dükkanınızın ambiyansına, dekorasyonuna, sıcaklığına en önemlisi servisinize yani sunuş şeklinize gelirler. İşte tam da bu noktada yani “sunuş” hususunda barmenleriniz ve garsonlarınız devreye girmektedir. Müşteriye öyle yanaşmalıdır ki ne çok laubali ne de çok soğuk davranmalıdır.
Ayrıca elemanlarınızı güleryüzlü olmasını, temiz ve dürüst olmasını öğütlemelisiniz. Gerçekte neşeli olmasalar bile bunu müşteriye yansıtmamalılar.

4) Nereye Açmalı?
BAR AÇMAK İÇİN EN UYGUN YER İNSANLARIN İŞİ İLE EVİ ARASINDA AYAKÜSTÜ UĞRAYABİLECEĞİ YA DA ÇABUK ULAŞABİLECEĞİ NOKTALAR OLMALIDIR.
Eğer dünya çapında nam yapmış bir cafe-bar zinciri ile anlaşıp bayilik almadıysanız asla tek tabanca takılmayın derim. Sizin açmayı planladığınız minik barınıza benzer barların bulunduğu yerleri seçmeniz en uygunudur. Bu tip noktalara genelde “barlar sokağı” denmektedir. İnsanlar genelde içmeye dostlarıyla beraber yola çıktıklarında cıvıl cıvıl kalabalığın olduğu, işlek ve neşeli yerleri tercih ederler. Yani sizin şehrin 50 km uzağına açmayı planladığınız barın tutması çok zor. Tabi ayrı bir ambiyans değişik bir konsept yaparsanız insanlar bir gece kulübüne nasıl gidiyorlarsa sizinkine de gideceklerdir. Mesela Miami’de denizin altında bile bir bar var. Adamlar cam fanus gibi yapıp açmışlar valla.
5) Menüde neler olmalı
İÇKİLERİNİZ SPESİFİK OLMALIDIR. YANİ KİMSEDE OLMAYAN SADECE SİZE ÖZGÜ OLAN YENİ KOKTEYL KARIŞIMLAR ELDE EDİP BU YENİ KARIŞIMLARIN TANITIMINI, DEDİKODUSUNU YAPTIRMALISINIZ.
Aramızda bilenler bilir Taksim’in ünlü barlarından birinde(ismini vermiyorum) “hönünü” adı verilen saçmanın da saçması gazoz, votka, limon ve bilinmeyen birkaç maddenin daha karışımıyla oluşmuş bir içki vardır. Bu içki içilmeden evvel masaya “tak” diye vurularak içilir. Masaya vurduktan sonra hönünü’nüz köpürür ve içime hazır hale gelir. Bu içki onca saçmalığına rağmen nam yapmıştır ve dedikodular sayesinde yayılmıştır. İnsanlar sadece o malum barda bulunan içkiyi içmek için oraya akın etmektedir günümüzde. Sadece bira satarak bu iş uzun vadeli yürümez barmeniniz biraz yaratıcı olmak zorunda.
6) Dönen geyikler
GELGELELİM SULU BİRA OLAYINA…


Duymuşsunuzdur bardaki biraların 1/4’ünün sulu olduğu hakkındaki söylentileri. Arkadaşlar maalesef tüm bu safsatalara hiç gerçekçi değil. Genelde barlardaki biraların en az 1/3’ü sudur:))) Yani fazlası var eksiği yok bu söylentinin:)) ANCAK; belirtmeliyim ki böyle ucuz hileler yaparak kendinize uzun vadede sağlam zararlar vermiş olursunuz. İşinizi yapacaksanız dürüstçe yapmanız imajınız açısından, markanız açısından hayati önem teşkil etmektedir.
Bu mantıkla bar işletirseniz eninde sonunda müşterileriniz sizi “sulu bira satan yer” olarak hafızalarına alacaklardır ve kimsenin kaliteli mekan olarak varsaymacağı bir cehennem çukuruna kendinizi itelemiş olursunuz.
Ayrıca şunu bilin ki insanlar zaten bakkalda 5 lira olan ürüne 15 lira fiyat ödüyor barlarda. Bir de bunu sulu olarak önlerine götürürseniz size ne deseler yeridir o saatten sonra.
7)Müzikler
BARINIZDA ÇALAN MÜZİKLER ÇOK ÖNEMLİDİR.
Müşterilerinin diyolglarına mani olmayacak düzeyde ve onlarıda içmeye teşvik edecek dozda olmalıdır. Blues, caz, alternative müzikler, fazla gürültülü olmayan rock müzikler idealdir. İnsanlar daha hareketli müzik isteseler giderler diskoya, gece kulübüne. Şurası da mümkündür ki barınıza özel müzikler ayarlayıp(metal, trash diye tabir ettiğimiz) bu tarzlardan hoşlanan kitleyi kendinize bağlayabilirsiniz.
8) Karlılık ve Maliyet
Beyler bu bar açmayı millet çok zor sanıyor. Kolay. Alt tarafı 4 masa 3 sandalye bir tezgah. Açmak için taş çatlasa 45 000 lira gerekir. Ancak mesele bar açmaktan ziyade o barı sürdürebilmektir. Bunun iti var çakalı var sarhoşu var mafyası var. Pisliği var. Her biri inanın ayrı dert. Bar açıp da uzun süre sürdürebilen çok az insan var. Siz de onlardan bir olabilirseniz ne mutlu size.
Ayda 20 000 lira gibi güzel karlar hayal değil. Ancak onca pislikle uğraşmaya değer mi karar sizin.