Bir İş Ortağı İle İyi Geçinmenizi Sağlayacak 6 Psikolojik Taktik

Ünlü düşünürlerden biri ”faşizm, iki kişinin olduğu yerde başlar.” demiş. Kuşkusuz haklı. Uygarlık ne kadar gelişse de, modernite ve gözle görülür kibarlık sözde inşa edilmiş olsa da insanlar mümkün olduğunca kasti bir şekilde yalnız kalmaya, az insan çok huzur sloganlarıyla hareket etmeye başlamıştır. 21. yüzyıl ile birlikte evlilik gibi daha önceki zamanlarda kutsal addedilen müesseseler bile iflasın eşiğine gelmiştir. Artık bir erkek ve bir kadının tabiatları her ne kadar bunu gerektirse bile yan yana gelme ihtimal ve imkanları en aza ve en aşağıya çekilmiştir. İnsanın insana tahammülünün sıfıra indirgendiği bu ultra modern çağda, bırakın kalabalıklar halinde bir şeyler başarmayı, iki kişi olmak bile gücü değil güçsüzlüğü, birliği değil dağılmayı simgeler hale gelmiştir.

p2

Bu negatif durum maalesef iş ortaklıklarında da kendini göstermiştir. Evlilik demiştik değil mi? Evlilik, yapısı gereği stresi az, hayatı paylaşmaya yönelik, en kısasından tatlı bir hadisedir. Ancak Adem ile Havva’dan beri süre gelen kadın erkek ortaklığı bile çöküntüye geçmiştir. Hal böyle olunca iş gibi daha ciddi ve stres odaklı bir ortaklığın çözülmesi de kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır. Bugün günümüzde Amerika ve ülkemiz başta olmak üzere dünyada neden evliliğe özendirici programlar yapılmaktadır? Çünkü insanlar evlenmeyi kesmiştir. Amerika’da her 2 evlilikten biri boşanmayla sonuçlanmıştır. İş ortamı ise maalesef evlilik gibi sonuçları kağıt üstünden tahmin ve tespit edilecek somut bir yapıda değildir. Ancak yine de bu konu üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar ve tahlil sonuçları bulunmaktadır.

Bu sonuçlara göre evliliklerin, dostlukların ve arkadaşlıkların başına gelen şey iş ortaklıklarının da başına gelmektedir. İnsanlar artık kurdukları ve ileri taşımak istedikleri işlerde iş ortağı istememektedirler. Bunda hiç şüphesiz yükselen bireycilik akımının etkisi büyüktür. İnsan, tek başına var olmak istemektedir. Neden tek başıma daha fazla kazanmak varken bunu iki ya da daha da kötüsü daha fazla kişiyle paylaşayım diye düşünmektedir. Ancak tek başına iş kurma ve iş geliştirme imkanı olmayanlar ortaklı iş girişimlerine imza atmaktadır. Bunun sonucu ise mutlak başarıdan ziyade daha yarı yolda bin çeşit kavga, tartışma, yükselen tansiyonlar, hastanelik ve adli davalar sonucunda ortaklıklar dağılmaktadır. Modern insanın kronik sıkıntıları, gönül ilişkilerinde de, arkadaşlık ve dostluk gibi nostaljik iletişimlerde de ve son olarak iş sahasındaki da ortaklıkları da baltalar hale gelmiştir.

Parlak fikirler olarak bu sorunun farkına vararak sizleri bu konuda bilgilendirmeye, daha açık ve sakin davranmaya yöneltmeye karar verdik. Bu sayede konumuzun ana başlığı adeta kendiliğinden çıktı. Çünkü biliyoruz ki iş ortaklığı daha az kazanmak değil daha sağlam kazanmaktır. İnsanın normal hayatta bir dosta, bir eşe nasıl ihtiyacı varsa; iş sahasında da onca kurtlar sofrasının kurulduğu tehlikeli alanda da güvenebileceği, arkasını rahatça dönebileceği ortaklara ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç lüks değil, elzem bir ihtiyaçtır. Şimdi madde madde sizi iş ortaklarınızla daha çok kazanmaya ve daha sağlam ilerlemeye doğru ilerletecek temel prensipleri vereceğiz. Hazırsanız başlayalım.

Bir İş Ortağı İle İyi Geçinmenizi Sağlayacak 6 Psikolojik Taktik 

  • Her zaman için eşitlikçi taraf olmayı bilin. Bu, hiç konuşmayın hep dinleyin demek değildir. Böyle olursa da ortak değil köle olursanız. Tam tersi durumlarda da hiç dinlemeyip hep konuşan, buyuran, dikte eden taraf olursanız da ortak değil efendi olursunuz. İş ortaklıklarında da adından da anlaşılacağı birlik ve beraberlik önemlidir. Birilerini köle ilan etmek ve ona hükmetmeye çalışmak; iş disiplinini de bitirir, o işten alınacak randımanı da keyfi de. Aynı zamanda kendini efendi ilan eden ortaklar da çok geçmeden dengeyi yitirir. Bu bağlamda konu ne olursa olsun, durum ne kadar ciddi olursa olsun her zaman için ortak vadeli diyaloglar kurmaya özen gösterin. Görüş alın, görüş verin. Birlikten ve hatta zıt görüşlerden bile nasıl kuvvetli ve sağlam sonuçlar elde edeceğinizi göreceksiniz.
Şu İş İlgini Çekebilir:  İŞ HAYATIYLA İLGİLİ 5 ALTIN ÖĞÜT

p1

  • Sevgi olmasa da olur ama saygı duymayı ihmal etmeyin. Elbette ki iş ortağınızla arkadaş olmak zorundasınız. Hatta onu kişisel olarak sevmek zorunda da değilsiniz. Tarihteki nice büyük iş ortaklıklarda bile gözle görülen ve bilinen bir şey vardır ki; o da birbirinden normal şartlarda zerre hoşlanmayacak insanların tamamen ekonomi ve beyin odaklı ortaklıklar kurup ilerlediğidir. Hal böyle olunca sevgi olmasa da olur ama saygısız asla mottosu ile yola çıkmanızı salık veririz. Çünkü saygının olmadığı yerde, hiçbir şekilde liyakat da elde edilemez.

 

  • Samimiyetin ölçüsünü kaçırıp laubaliliğe varan tavırlara ortak olmayın. Bazı iş ortakları birlikte çok fazla zaman ve mesai harcarlar. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez. Gel zaman git zaman iş ortaklıkları özel arkadaşlıklara döner. Özel hayatlarındaki sırları dahi birbirleriyle paylaşırlar. Ancak iş ortaklıklarının sonunu getiren bir samimiyet ölçüsü, daha doğrusu ölçüsüzlüğüdür bu. Bu nedenle bu dengeyi korumaya iyi bakmalısınız. Yoksa geri dönüşsüz bir samimiyetler ağında iş ortağınızı ve işinizi kaybetmiş olursunuz.

 

  • Patronluk taslamayın ve patronluk taslanmasına da izin vermeyin. Bu da en çok dikkat etmeniz gereken psikolojik taktiklerden biridir. Ne kendinizi çok yukarılara çekip yücelik oyunları yapmalısınız. Ne de alçak gönüllü olmanın dozunu kaçırıp karşı tarafa kozlar vermelisiniz. Adı üstünde ortaklık. Her konuda eşitlik ve güven demektir. Bu sayede herkes yerini bilecek ve kimse ego savaşlarına girişmeyecektir. Bazen 2 kişi olursunuz ortaklıkta, bazen 3, bazen 4, 5. Kaç kişi olursanız olun sayı arttıkça dengeyi korumanın daha da zorlaşacağını unutmayın. Bu nedenle patronluk sıfatlarını ortaklığınızdan kapı dışarı edin. Patronlardan kurtulmak için ortaklık kurmadınız mı zaten?

p3

  • Kararları ortaklarınızın almasına izin verin. Her zaman için mükemmel kararı siz vereceksiniz diye bir kaide yok. Bu nedenle, iş partnerlerinizin söyleyeceklerini sonuna kadar dinleyin. Planlarına göz gezdirmeyin. Planlarını ezber edin. Kesinlikle çalakalem iş yapmayın. Ve iş sahasında egolarınızı konuşturmayın. Sırf bu ”son kararları ben veririm ancak” tavrı yüzünden kaç ortaklığın battığını kim bilebilir? Kaç iş, bazı ego savaşları ve karar mekanizmaları yüzünden tuzla buz olmaktadır? Her geçen gün bizzat sizin ve bizim de tanık olduğumuz gibi dışarıdan iyi ve sağlam görünen nice iş ortaklığının bir günde dağıldığını görürüz. Ne oldu diye sorduğunuzda ise ”anlaşamadık, olmadık” gibi cevaplar duyarız. Oysa iş ortaklıklarında anlaşamamak yoktur. Anlaşmak istememek vardır.

 

  • Angarya işleri bazen siz üstlenin. Bir ofiste birlikte mi çalışıyorsunuz? O ofisin angarya işleri olacaktır. Örneğin temizlik. Örneğin içilen kahve ve çay fincanlarının bulaşığı. Örneğin çöpün dışarı çıkarılması. Bu tür işleri hep tek kişi yaparsa bu haksızlık olur. Bu haksızlık duygusu içeride bir yerde birikirse ilişkiler zedelenir. Her işin bir angarya silsilesi vardır. Bu nedenle bunların da ortak bir şekilde halledilmesine özen gösterin. Böylece hem angarya işler daha düzenli ve sağlam bir şekilde halledilir, hem de kimse kendinizi ezilmiş hissetmez. Bu türden ayrıntılar gündelik hayatta pek ciddiye alınmasa da dikkat edilmesi gereken şeyler tam da böylesi küçük şeylerdir. Özellikle istikrar ve başarı için.

Yorum yapın