Bir Yatırım Yaparken Sermayenin Çok Olmasının Katkıları

Yazılarımızı ilgiyle takip eden okurlarımız! Sizlere merhaba! Bu yazımız yatırım ve sermaye konulu bir yazı olacak. Bir yatırım yaparken sermayenin çok olmasının ekonomiye ve iş ivmesine doğrudan katkılarını ele alacağız.

ÖNEMLİ NOT: Önemli olanın yüksek miktarda sermaye ile yatırım yapmak oladığını; “düşük sermaye ile giriş yapıp kazandıkça, başardıkça işi büyütmenin” daha makul olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Birçok insan bu noktada yanılıyor. Kendilerine sunulan dev hayallere kapılıp realist ve gerçekçi düşünemiyorlar. Siz de onlardan olmayın!

Hepimizin bildiği üzere, para kazanmak da o parayı doğru kullanmak da bir sanattır. Piyasada söz sahibi olmak isteyen yatırımcıların, var olan paralarını arttırmalarının birincil yolu sağlam bir sermaye ile piyasaya giriş yapmalarıdır. ”Üç kuruşa beş köfte” söyleminde olduğu gibi, kuruşunuz ne kadar fazlaysa, o kadar egemenliğinizi ilan edersiniz köftelerin piyasasında. Yatırım yaparken sermayeyi bol tutmak ise birçok açıdan daha yolun başında avantaj sağlamaktadır. Bu avantajları siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. Böylece piyasaya giriş yapmak isteyen ya da girmek üzere olan okurlarımız, sermayenin önemini madde madde belirttiğimiz içeriklerle kavramış olacak.

Öyleyse başlayalım:

Bir Yatırım Yaparken Sermayenin Çok Olmasının Katkıları Nelerdir? 

  • Riski Azaltır:

  •  21. yüzyıl ile birlikte artık her yatırım sahası, kendi iç dinamiklerince ve ekonomi sahaları itibariyle risk altındadır. Ekonominin değişken yüzü, bir gün artıp azalan borsa değerleri, çok uluslu şirketlerin bile piyasa içinde bocalamasına, üretimi azaltmasına ya da üretimlerini dondurmasına sebep vermektedir. Giderek tekelleşmeye giden iş piyasasında, sıcak paranın ve hali hazırda çok olan sermayenin önemi büyüktür.

Daha somut verilerle konuşacak olursak, bugün adı medyatik olacak kadar ünlü iş adamlarının bile iş hayatlarında batma öyküleri, iflas hikayeleri mevcuttur. İş piyasası her daim çok hareketli ve bol sürprizli olduğu için, kağıt üstünde ne kadar güvenilir ve kesin gözüken hesap varsa da, iş sahaya döküldü mü beklenmedik felaketler, kaza ve risk raporları ortaya çıkar. Evet şirketler de tıpkı freni boşalmış araçlar gibi kazalar yapar. Bu kazalar, bazen küçük çaplı bazense büyük derecede etkilidir. Sermayenin fazla olması ise bu riskleri sıfıra indirmese bile, epeyce azaltacaktır. Böylelikle örneğin bir ürün piyasaya sürdüğünüzde, o ürününü tutulmama, beğenilmeme ihtimaline karşında, elinizde alternatif bir çözüm ve ürün olabilecektir. Alternatif ürünü ise üretmek ve piyasa sokmak, ekstra sermaye lazım demektir.

Bunu elindeki son parayı bilmediği bir çikolata almak için kullanan çocuk gibi düşünün. Çocuk son parasıyla o tadını, markasını, dolayısıyla sonuçlarını bilmediği bir çikolataya harcar. Ya çikolata kötü, damak tadına uygun olmayan şekilde kötü ya da bozuk çıkarsa. Ancak çocuğun cebinde bir miktar daha para varsa, başka bir çikolata alabilir ve ilk çikolatanın doğurduğu riskleri azaltabilir. Sermayenin çok olmasının riskleri azaltmasının yolu bu örnekten geçmektedir.

ya-3

  • Piyasayı tekeline alır: 

  • Az önce de bahsettiğimiz gibi, piyasanın içinde ciddi oranda tekelleşme söz konusudur. Çikolata örneğinden devam edelim. Bugün ülkemizde çikolata deyince iki farklı ürünün adını bilmekteyiz. Ülker ve Eti. Hemen hemen her ürünün piyasasında 2 en fazla 3 ürün kalmaktadır. İvme bu yönde gelişmektedir. Bu da ancak sermaye fazlası olan şirketlerin başarabileceği bir noktadır. Sermayeniz çok değilse, tekel firmaların gölgesi altında kaybolur ve silinir gidersiniz. En iyi ihtimalle yıllık cirosu belli olan, orta halli bir şirket olursunuz. Ancak sermayeniz bol ise, tekelleşme yolunda emin adımlar atabilir, piyasanın içinde söz sahibi olan dev bir şirkete dönüşebilirsiniz. Günümüzden yüzyıl sonra kendi ürünlerinin alanında tekelleşme sağlayan şirketlerin sayısı 4 -5 ken, 2’ye 1’e düşecektir. Sırf bu açıdan bile baktığımızda sermayenin önemi günümüz ve gelecek şartlarında tartışılmaz bir öneme sahiptir.

 

  • Rekabeti Azaltır:

  •  Çoğu zaman çok iyi olmanız başlı başına yetmez. Sizin gibi birçok ”çok iyi” olan yatırımlar da olacaktır. Burada da paranın gücü devreye girer. Sermayenizin sizi sağladığı avantajlarla çok iyi olduğunuzun vurgusunu, rakiplerinizin piyasa içindeki güçlerini azaltarak yapabilirsiniz. Sizin de isminizin bulunduğu bir reyonda, sizin ve ürününüzün en üstte görünmesini sağlayan stratejidir bu. Coca Cola’nın Pepsi’yi 90’lı yıllara oranla rekabet alanında gerilere itmesinin yegane çıkış noktası, sermayesinin giderek artması ve doğru kullanımıdır.
Şu İş İlgini Çekebilir:  Temizlik Şirketi Açıp 4 Elemanla Ayda 50.000 TL Kazanmak!

Rekabeti azaltmak için sadece iyi olmak yetmez. Kaliteli olmak ayrı, kaliteli olduğunuzu göstermek ve hissettirmek ayrıdır. Biri ürün üretiminin dayanak noktasıdır diğeri ise sermayenin bol olarak kullanılması ve değerlendirilmesidir. Bu açıdan baktığımızda da rekabeti azaltan bir ortam oluşmasını sağlayan temelli güç, sermayenin fazla olmasından ileri gelmektedir.

ya-1

  • Reklam ve Pazarlamayı Arttırır: 

  • Mevcut kapital odaklı serbest piyasa şartlarında birinci güç para ise, ikinci güç şüphesiz reklam ve pazarlama teknikleridir. Bu iki güç de birbiriyle ilintilidir. Şöyle ki paranız yoksa reklam yapamazsınız. Reklam yapamazsanız para kazanamazsınız. Birbirine muhtaç bu iki gücün çıkış noktası ise yine sermayedir. Çünkü piyasanın içerisinde temel tetikleyici kuvvet, paradır. Paranın varlığı ile reklamlar geliştirilir, insanlara yatırımlarınızın haberi verilir, bir algı yönetimi oluşturulur. Akabinde reklam sayesinde, reklam için ortaya döktüğünüz paranın kat be kat fazlasını kazanırsınız.

21. yüzyılın ultra dijital çağında hem sosyal medyada hem de televizyonda aktif olarak reklam yapmanız elzemdir. ”Ben bir reklamsız gireyim, sonra düşünürüz” gibi bir tavır çok yakın bir zamanda batmanıza sebep olacaktır. Örneğin Cola Turka’nın ilk etapta patlaması ama son 10 yıldır hiçbir yerde görülmemesinin tek nedeni sermayesinin azlığıdır. Sermayesinin azlığı ile reklam furyalarını devam ettirememiş, giderek düşüşe geçen bir ivmeyle iflasın eşiğine gelmiştir.

Bu nedenle reklam ve pazarlama için, kenara bolca sermaye koymanız, şirketinizin ve yatırımlarınızın yararına olacaktır. Aksi takdirde reklamsızlık ya da pazarlama alanındaki kendini güçlü hissettiremeyen yetkinsizlik, olası başarısızlıkların kapısını aralayacaktır. Bu nedenledir ki, sözü geçen çoğu şirket ve yatırım güçleri, üretime harcadığından daha fazlasını reklamlara harcamaktadır. Gördüğümüz odur ki, bir ürün ne kadar pazarlanıyorsa o kadar satılıyor; ne kadar satılıyorsa o kadar pazarlanıyordur. Bunun bir kısır döngü mü yoksa iş sirkülasyonu mu olacağı ise tamamen sermayenizin çokluğuna ve doğru kullanımına göre değişecektir.

 

ya-2

  • İstikrarı arttırır: 

  • Piyasanın içerisinde istikrar çok fazla önemlidir. Nedir bir ürün veya yatırım için istikrar? Büyük pazarın içerisinde her zaman görünen yüz olmaktır. Ürettiği ürünlerin fazlalığı ve çeşitliliği ile sürekli hafızalarda yer etmektir. İstikrarın sağlanması için sürekli olarak kendini göstermek ve hatırlatmak lazım gelecektir. Biri sizin ürününüze ya da yatırımınıza baktığınızda ”aa sahiden böyle biri ürün vardı değil mi” diye sorarsa başarısız olmuşsunuz demektir. Ama aynı biri ”bak X şirketi yeni bir ürün çıkarmış” diyorsa kazanan siz olmuşsunuz demektir.

 

  • Kırılganlığı azaltır:

  •  Piyasa o kadar hızlı ve karmaşıktır ki bu da kırılgan unsurlar doğurur. Satışları çok iyi giden bir firma, belli ya da belli olmayan bir nedenden dolayı satışlarında kırılganlık yaşayabilir. Aynı şekilde içinde bulunulan ülkenin güncel ve siyasi olayları bile satın alma durumlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle sermayenin fazlalığı hem bir koruma – kalkınma paketi oluşturur, hem de ürünün kendi iç dinamiğinde güvenlikli bir saha meydana getirir. Paranın koruyucu unsurudur bu. Belli bir dönem satış yapamayan ve ama bunun geçici olduğunu bilen her büyük firma, sermayesinin çokluğunu kullanarak çok kısa bir zamanda toparlanma ve iyileşme sürecine girer ve eskisinden çok daha güçlü olarak yoluna devam eder.

Sonuç itibariyle bu dünyada paran kadar varsın değerli okur. Eğer bütçen yok ise; temeli “salt bilgiye ve bu bilginin doğrudan satışına dayanan iş” veya “insan gücüne dayalı iş”  söz konusu olmadığı sürece başarılı olman imkansız denilebilir. Bakın günümüzde koskoca Google bile popüler ve güçlü olanı ilk sıraya taşıyor. Google yöneticileri buna ilişkin açıklamalar bile yaptı. Olması gereken de ne yazık ki bu. Çünkü insanoğlu ikiyüzlü, populist ve bir o kadar da güce tapınmaya eğilimli bir yaratık…

Yorum yapın