Çalışma hayatınızı kolaylaştıracak 5 parlak fikir

Sabah 7’de kalk. Vaktin varsa bir iki lokma ye. Yoksa yolda 2 poğaça atıştır. Uyanma faslından sonra 9’dan 12’ye kadar kafanı kaldırmadan çalış. Öğle yemeği ye. 1’den 6’ya kadar daha çok çalış…

Olaya dışarıdan şöyle bir bakınca ne kadar tahammül edilemez gözüküyor değil mi?…:)

Fakat insanoğlu hangi çağda, hangi coğrafyada yaşıyor olursa olsun çalışmaya mecburdur arkadaşlar… Bugün sıkıcı bir ofis ortamında çalışıyor olabilirsiniz. Ama tası tarağı toplayıp Allah’ın Alaska’sına taşınsanız; hatta geri dönmemek üzere Amazonlarda kaybolsanız; yine gününüzün çoğunu avcılık, balıkçılık, vs. mesleklerle geçirmek zorunda kalacaksınız…

Bu açıdan bakınca çalışmak o kadar da sıkıcı gözükmüyor. Çünkü hayatta kalmak için çalışmak ve üretmek; nereye giderseniz gidin karşılaşacağınız temel bir kanundur.

Ama bu doğal kanunu 21.yüzyıla geldiğimizde büründüğü o kıravatlı, topuklu ayakkabılı, yüzlerce evrak ve mailden oluşan boğucu havasından kurtarmak için sizlere birkaç nacizane tavsiyemiz olacak. İş hayatında bir nebze olsun faydasını göreceğinize eminiz:

1)Olaya kökünden başlayın. Yaptığınız işi seviyor musunuz yoksa ekmek parası niyetine mi yapıyorsunuz?

Tıpkı bir fay hattı gibi; hayatın da enerji biriktirdiği sürelerden sonra yaşanan kırılmalardan ibaret olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünürseniz; en büyük fay kırılmasına bile başarıyla uyum sağlayabiliyorsunuz.

Olaya işi sevmeniz veya sevmemeniz gibi keskin sınırlarla bakmanızı istemiyorum. Aslında kendinize sormanız gereken soru şu: “Yaptığınız işten nefret ediyor musunuz?” Yoksa hepimiz geçimimizi sağlamak için çalışıyoruz. Başka neden olacak?..:D

Ama işinizle ilişkinizin nefret boyutundaysa; bırakın mutlu olmayı, zaten mutsuz geçirmekte olduğunuz ömrünüzü de kısaltırsınız.

2)Günde 8 saatten fazla oturarak vakit geçiriyorsanız; kesinlikle, ama kesinlikle spor yapmalısınız.

Hangi spor olduğu hiç fark etmez. Olay şudur ki; insan vücudu günde 10-12 saat oturmak ve 7-8 saat uyumak üzere evrimleşmedi. Dolayısıyla sağlıklı bir fizik ve ruh hali istiyorsanız; çağımızdan milyonlarca yıl öncesinden beri harekete alışkın olan bu makinenin hareket ve güç harcama ihtiyacını karşılamalısınız. Çok değil; 1 ay hamlığınız geçtikten sonra bile aradaki farkı göreceksiniz…;)

3)Eğer yaptığınız işe devam etme niyetindeyseniz, durağan olmayın. Yükselmenin yollarını arayın.

Bütüm bunlar aslında mecburiyet veya sorumluluk değil arkadaşlar. Sadece bir oyun… Arkadaşlarımızla oyun masasına oturduğumuz zaman kazanmak isteriz ve oyun süresince vaktin nasıl geçtiğini anlamayız değil mi?

İşte sürekli daha fazlasını istemek, sürekli yeni zaferler kazanmak da yaklaşık 65-80 yıl süren bu uzun mu uzun oyundaki rolümüzdür.:)

Oyun bittikten sonra belki tekrar izleriz, belki izleyemeyiz. Her iki durumda da oyunun içinde olduğumuz zaman dilimini iyi değerlendirmeliyiz.

4)İş hayatı dışındaki sosyal ortamınızda gerçekten mutlu musunuz? Bunu sorgulayın.

Eşiniz, sevgiliniz, arkadaşlarınız ve dostlarınız ile beraberken vaktin nasıl geçtiğiniz fark etmiyor musunuz? Yoksa hareketlerinizi görgü icabı yapılan birkaç mekanik prosedürden ibaret mi görüyorsunuz?

Eğer cevabınız ikincisi ise tereddüt etmeyin. Bahsettiğim o fay kırılması yaklaşıyor demektir.:)

5)Bütün güç elinizde olsa nasıl bir dünya yaratmak isterdiniz? Bunu düşünün ve seçtiğiniz alandaki vakıf, sosyal sorumluluk, vs. etkinliklere katılın.

Hafta sonu programınızda bu tür etkinlikler için mutlaka yer olsun. Örneğin; benim her şeyi unuttuğum ve var oluşumu hissettiğim yer “doğa”dır. Orman, deniz, dağ, vs.vs. ne olursa olsun. Medeniyetten eser bulamayacağım, hayatın başlangıç noktası olan bir ortamda bulunduğum zaman gerçekten huzuru buluyorum. Bunu da İstanbul gibi bir metropolün sürü anlayışıyla kalabalık oluşturmuş, daracık sokakları betonlarla çevrilmiş, hor görülmüş ve iteklenmiş kesimlerinde büyümüş olmama bağlayabilirim sanırım. Muhtemelen bilinçaltım; doğaya olan özlemimi böyle bir hobi olarak yansıtıyor..:)

Hayat bu bee...
Hayat bu bee…

Neyse.. Diyeceğim o ki; benim hayalimdeki yeşil dünya uğrunda yaptığım gibi, hayal ettiğiniz dünyayı keşfedin ve etkinliklerinizi buna göre ayarlayın. Emin olun konsantrasyonunuz ve motivasyonunuz artacak. Ayrıca sizinle aynı bakış açısına sahip ve sizi çok daha ilerilere taşıyacak dostluklar kuracaksınız.

Yorum yapın