Türkiye gibi Batı ve 3. dünya ülkelerinin arasında kalan bir Ortadoğu ülkesi iseniz, farklı meslek gruplarına açık ve hazır olmanız gerekmektedir. Bazı meslekler ”şaka gibi” görülse de icra edilmekte ve ek gelir alanı olarak görülmektedir.
Eskiden ”kolay yoldan para kazanmak” deyimini yerini 2000li yılların başı itibariyle ”farklı yoldan para kazanmak” deyimine bırakıyor. Değişen global dünya ile beraber, alternatif meslek dalları, alternatif para kazanma yöntemleri gelişti. Bu gelişimin bir numaralı tetikleyicisi ise artan nüfus oldu. Artan nüfus ile birlikte işsizlik, bir yığın halinde, kocaman bir mesele olarak ülkelerin gündemine yerleşti. Üniversite mezunları, okuduğu bölümün dışında dahi iş bulurlarsa, şükreder oldular. İşsizliğin ve artan nüfusun bir salgın olarak yayıldığı günümüzde, ”ne olursa olsun para kazanmalıyım” disiplini, hayatta kalmanın biricik mottosu haline geldi.
Yemek test elemanlığı, koku denetçiliği, şarap tadıcılığı, ruj falcılığı gibi kulağa ilk başta abuk sabuk ve çılgınca gelen işler, bir meslek olarak pazarlanıp belli başlı lokal alanlarda kısmen de olsa bir istihdam yaratıldı. Ekonominin hareket etmek istediği yerlerde, farklı meslek alanları kendi kendisini adeta otomatik bir işlevsellikle üretmektedir. Bu sistem iki yollu işler:
1-Fazlaca artan işsizliğe çözüm olarak adeta başka meslekler ”uydurulur.” Örneğin ruj falcılığı, hiçbir şekilde talebin desteklediği bir meslek alanı değildir. Bu ve buna benzer meslekler, daha fazla işsizliği kaldıramayan ekonomilerin marjinal merkezli iş üretimleridirler. Milyonluk işsizlik oranında binlik istihdamlar yaratarak az da ekonomiye bir soluk olurlar. Ayrıca yeni bir iş imkanı sunarak, işsiz ve kızgın kesimlere yeni bir umut ışığı olarak, iktisat ve sosyolojik alanında rahatlatıcı birer merkez olurlar.
2-Serbest girişimcilerin kısmen liberal olan pazarda fikirlerinin değerlendirilmeye başlanması ile pazar da renkli ve bol seçenekli bir ekonomi merkezine dönüşmeye başlanmıştır. Artık fikirler daha değerlidir çünkü iletişim ağının döngüsünde karşılık bulmaktadır. Serbest girişimcilerinin pazar için oluşturduğu farklı öneriler, toplantı salonların ve interaktif ortamlarda tartışılmakta, bu tartışmaların sonucunda farklı meslekler kendilerine pazarda karşılık bulmaktadır.
Bunlar, pazarın gülen yüzü. Bir de ”karaborsa” adıyla anılan ve yasal olmayan yollardan kazanılan paralar vardır. Bunlar da iki türlü bir sistemle işlerler.
1- Mesleğin kendisinin yasa dışı olduğu alanlar: Örneğin, uyuşturucu satıcılığı tamamen yasadışı bir iştir. Ülkelerin anayasalarında da, toplumun örf ve geleneklerinde de uyuşturucu satışı, kaçak ve cezalandırılan bir iştir. Ancak buna rağmen pazarı oldukça büyüktür. El altından yapılan ve yapılması yasalarca uygun olmayan mesleklere ”yasa dışı” meslekler denir.
2- Mesleğinin kendisinin yasal yapılış şeklinin illegal olduğu alanlar: Örneğin, ruhsatsız herhangi bir yer çalıştırmak. Gece 10’dan sonra içki satışı sağlamak. Normalde yasal olan ama yasal olmayan yollarla, vergilerden düşmek ya da daha fazla kazanmak adına yapılan meslekleri böyle tarif edebiliriz.
Peki tüm bunların ışığında kısmen yeni bir meslek olarak ”denekcilik” nasıl bir iş? Ülkemizde son 15 – 20 yıldır yapılan ve gün ve gün popülaritesi artan bu meslek nasıl işlemektedir? Meraklıları için bu ve buna benzer soruların cevaplarını madde madde şöyle sıralayabiliriz:
- Öncelikle belirtlmeliyiz ki gerekli yasal alanlarda ve yasal yollarla denek olmak mümkün ve sağlık açısından da sıfır risksiz. ”Denek” toplumumuzda genellikle olumsuz olarak atfedilen, uğursuz bir çağrışımı olan bir kelimedir. Çaresizliğin ve düşkünlüğün işareti olarak bir insan ancak berbat bir haldeyse denek olabilir. Bu bakış açısı yanlıştır. Zira denekcilik ilaç ve tıp sektöründe uzun yıllardır dünyada ve Avrupa’da yapılagelen bir meslek olup çok da rağbet edilen bir meslek koludur.
- Bu meslekte çalışmak için herhangi bir diploma ya da deneyim gerekmektedir. İstenilen özellikler, en başta sağlıklı olmaktır. Yapılan bir dizi testten sonra, vücudunuzun söz konusu ilacı kullanıp kullanamayacağı ortaya çıkar. Bu, ilk testtir.
- Bu testlere tabi tutulmak için, yani bu işe başvurmak için ise gerekli ilanları takip etmek gerekir. Bu ilanları genelde ilaç merkezleri, klinikler, çeşitli özel hastaneler vermektedir. İnternette ya da gazete ilanlarında sıklıkla karşınıza çıkabilir.
- Başvurunuzdan sonra yapılacak iki türlü test vardır. Bir genel sağlık testidir. Herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar işe başlayamaz. İkinci test ise, ilaca uygunluk testidir. İlacın olası yan etkileri baz alınarak üstünde denenecek hastalarda bir defekt bırakıp bırakmadığı araştırılır.
- Denek olarak çalışacağınız yerin bir diğer şartı ise uyuşturucu ve alkol gibi ürünleri kullanmamanız olacaktır. Bu tür maddeler, direkt olarak ilaç kullanımını etkilediği ve ilaç – alkol gibi karşıt maddeler insan vücudunda birçok felakete yol açtığı için, herhangi bir bağımlılığı olan insanlar, denek olamamaktadır.
- Kullanılacak ilacın türüne ve gramına göre EGK ve kan testi gibi küçük ve gerekli operasyonlar yapılır.
- Yine ilaç türüne ve ilacın gücüne göre bazı denekler kliniğe yatarken bazıları bu ilaçları evlerinde, normal hayatlarında devam ederken de kullanabilirler. Ancak belirtmeliyiz ki, çoğu ilaç için güvenlik ve istikrar açısından deneklerin kliniğe yatması gerekmektedir. Klinikte, tamamen doktor kontrolündeki prosedürlere ve kurallara uyulmalıdır. Aksi takdirde, denekler hem hastaneden hem işlerinden kovulmuş olurlar.
- Deneklerin çalışma süresi, ilaca ve anlaşılan tıb merkezinin çalışma şartlarına göre değişmektedir. Bazı ilaçların deneme süresi, bazılarınınki ise 3 -4 ay gibi uzun sürelerde olabilmektedir.
- Maaşlara gelince. Miktar ilacın risk etkisine ve çalışma süresine göre değişmektedir. Çalışacağınız çoğu iş yeri, özel olduğu için, alacağınız fiyat da tamamen onların şartlarına göre değişecektir. Fiyatlar tek günlük deneklik için 200 – 300 lira civarında iken, aylık deneklerin maaşı 1200 – 1300 gibi rakamlardan başlamaktadır. İlaçların risk oranı ise, hayati önem arz eden boyutta değildir. Bahsedilen risk, en fazla yan etkileri aşırı olabilecek belli başlı ilaçların zorlayıcı etkileridir. Zaten, herhangi bir yan etkinin fazla görüldüğü ve denekleri zorladığı anda, deney iptal edilir ve denek alması gereken paranın tamamını alır.
Peki denek olacakların dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?
- Asla ve asla ne kadar çok para verilirse verilsin merdiven altı firmaların denekleri olmamalıdırlar. Pek çok filmde de gördüğümüz üzere yer altı işletmelerinin piyasaya süreceği kaçak ilaçlar için illegal yoldan denek çalıştırmak isteyen ilaç şirketleri olabilmektedir. Bu duruma dikkat etmeli, tamamen yasal ve profesyonel yerlerle çalışılmalıdır.
- Kliniğe yatılması gereken deneklik durumlarında dışarıdan içeriye bir eşya, bir yiyecek sokulmamalıdır. Doktorların ve tıp insanlarının izin verdiği şekilde beslenmelidir. İlaç deneklerinin en çok zorlandığı nokta bu sıkı rejimdir. Denek olanların, o süre zarfınca doktorun sözünden kati surette çıkmaması gerekir. Bu hem deneğin sağlığı hem de deneyin başarısı açısından önemlidir.
- Deneklik bittiğinde 2 aylık gibi bir dinlenme süresi olmalıdır. 2 ay geçmeden hiçbir şekilde hiçbir ilaç için denek olunmamalıdır. 3 ay arayla kan vermek kuralına yok sayanların bile sağlıklarının tehlikeye düştüğünü biliyoruz. Bu bağlamda ilaç denekleri, kendilerine bir takvim tutmalı ve bu takvime sıkı sıkı uymalıdır.
- Bu işe yeni başlayacaklar, iyice düşünüp gözlem yapmalı ve tam olarak emin olmadıkları sürece böyle bir işe girmemelidirler. Çünkü birçok dezavantajı bulunan bu meslek, iyi para kazandırmasının yanı sıra yüksek disiplin ve gözetim altında kalmayı gerektiren bir meslektir.