Devletler ile En Az İletişim Kurarak Yapılabilecek 4 İş Fikri

Devlet demek otorite demek. Bu otorite ise güvenlik ve işleyiş bakımından ne kadar iyiyse, ticaret ağları bakımından da o kadar zorlayıcı olabiliyor. Bu yazımızda devlet ile en az şekilde iletişim kurarak yapılabilecek beş iş fikrini sizlerle paylaşacağız. Aynı zamanda bu işlerin neden daha avantajlı olduğunu da gözler önüne sereceğiz.

Devletler ile Az İletişim Kurarak İş Yapmanın Avantajları 

1- Daha az vergi: Devlet mekanizmaları ile iletişim halinde kurmak aynı zamanda ekonomik zafiyetleri beraberinde getirebilir. Ne kadar merkezde ve görünürde olursanız, yaptığınız işten kesilen vergi o kadar fazla olmaktadır. Bir zamanlar sosyal medyada epeyce paylaşılan bir görsel vardı. Bu görselde kağıttan alınan vergi ile mücevherden alınan vergi oranları karşılaştırılıyordu. Sonuç ise dudak uçuklatan cinstendi. Kağıttan alınan vergi mücevher ürünlerinden alınan verginin neredeyse yirmi katıydı. Demek ki vergi düzenlemesi gelene kadar ‘Otorite’ ile mümkün mertebe az iletişim halinde olmak, en azından ticari açıdan daha elverişli olabilir.

2- Hareket serbestliği: Daha az iletişim her zaman için daha fazla hareket serbestliği sağlar. Bu ticaretin altın kurallarından biridir. Kişiler açtıkları şirketleri ve geliştirmek istedikleri iş kollarını otoritenin varlığından ne kadar uzakta tutarsa, o denli başarılı bir grafiği yakalamış olur. Bunun için hareket serbestliği şart olarak görülmeli. Bunu yaparken yasaların boşluğundan faydalanmaya çalışan suçlu gibi davranmak yerine, yasaların boşluğundan faydalanıp müvekkilini beraat ettiren bir avukat gibi davranmakta fayda var.

Merkezi ve Şeffaflıktan Uzak Devletler Yerini Merkeziyetsiz ve Şeffaf Yönetim Sistemlerine Bırakır mı? 

Günümüzde başta Bitcoin sistemleri olmak üzere birçok farklı yapı, tamamen şeffaf ve ‘kişiye özel’ güvence sağlayan bir yapıya büründü. İzlenemez, takip edilemez, uzaktan ya da yakından kontrol edilemez yapıdaki bu sistemler, ticaretin sadece çehresini değil kimyasını da değişti. Büyük oranda değil tamamen. Artık otomasyonların ve yazılımların altın çağını yaşıyoruz. Maksimum oranda güvenlik ve gizlilik talep eden müşterilerin talepleri yavaş yavaş ve giderek hızlanarak karşılık bulmaya başladı.

Geliştirilen sistemlerden birinin adı da blockchain sistemi. Buna Türkçe olarak Blok Zinciri adı da veriliyor. Yapılan ödemeler, ticari unsurlar kayıt altına alınsa da kimse ile paylaşılmıyor. Bu da ‘Devlet‘ mekanizmaları ile olan iletişim zorunluluğunu otomatik olarak ortadan kaldırıyor. Diğer dijital sistemlerin aksine kötü niyetli kullanımların önüne geçen, özel bir yapıya ve çok katmanlı bir güvenlik protokolüne sahip olan bu sistemler, modern dünyadaki tüm girişimcilerin, şirket sahiplerinin ve bireysel bazda hizmet / ürün almak isteyen müşterilerin bu yöndeki tüm taleplerini karşılamaktadır.

Gizlilik ve güvenlik dışında, hız konusundaki tüm talepler de aynı oranda karşılandığı için bu tarz sistemlerin 2030 yılına kadar çok daha fazla oranda hayata geçeceği ön görülmektedir. Yakında herkesin kişisel güvenliğini sağlayan, harcama limitini tamamen kendisini belirleyeceği çok daha kapsamlı ve kullanışlı sistemler aktif hale getirilebilir.

Neden Merkeziyetçi ve Şeffaf Olmayan Devletlere Uzak Olan Şirketler Daha Şanslı?

Kontrol gücü belli bir yere kadar şarttır ve dolayısıyla haktır. Ancak belli bir noktadan sonra şirketlerin elini ayağını bağlayan şart ve hükümleri de beraberinde getirir. Bu ise serbest piyasanın o kadar da serbest olmadığını ispatlar nitelikte olup çeşitli sınırlamalar getirmeye başlar. Her sınırlama ise firmaların biraz daha küçülmesine, adımlarını yavaş atmasına, büyüyecekse bile azar azar büyümesine neden olur.

Merkeziyetçi ve şeffaf olmayan devletlere uzak olmak ise hem şirketler hem de radikal girişimciler için çok büyük bir fırsattır. Malta’yı ele alalım. Bu küçük ada, zenginlikler üretmeye an be an devam eden, zenginliği hem üretip hem de yaşatan ülkelerin başında geliyor. Bunun nedeni ise oradaki devletin tamamen liberal olması, şeffaflık ilkesi ile hareket etmesidir.

Şirketleri evin küçük çocuğu, devleti ise anne – baba olarak düşünebiliriz. Ebeveynler küçük çocuğun eve giriş saatlerini denetledikçe, ona belli bir kotaya kadar harçlık verirse, onun her türlü hal ve hareketini denetlerse ne olur? Çocuk, hiçbir yere varamaz, kendi içine kapanır ve sorunlarla uğraşmaktan dolayı bir türlü özgürlüğünü yaşayamaz. Ama aynı ana baba, çocuğunu bırakabileceği kadar özgür bıraksa, onu sadece güvenliği için denetlese sonuç çok farklı olacaktır.

Devletler ile En Az İletişim Kurarak Yapılabilecek 4 İş Fikri

1- Uluslar Arası Sularda Ton Balığı Avlamak: Size sunacağımız ilk seçenekler arasında uluslararası sularda ton balığı avlamak yer alıyor. Adından da anlaşılacağı üzere işin merkezinde yer alan sular, uluslar arası bir konumdadır. Bu sayede herhangi bir devletin hükmünün, yasasının geçerli olmadığı ‘sulu toprakları’ kapsar. Bu kapsayış ise beraberinde kısıtlama değil en az üzerinde yer alacağınız sular kadar geniş özgürlükler sunmaktadır. Ton balığı ise dünya genelinde en fazla oranda tüketilen balık çeşitlerinin başında geliyor. Türlerine göre hem lüks, hem orta seviye olan bu balıkları satışa çıkarmanız da aynı oranda kolay olacaktır. Özetle, devlete uzak, uluslararası sulara yakın olmak isteyenler bu işe hızlıca el atabilir.

2- Meyve ve Sebze Pazarcılığı Yapmak:  Gerekli hijyen ve sağlık kurallarına dikkat ettiğiniz takdirde meyve ve sebze pazarcılığı yapmak da maksimum oranda özgür olacağınız bir diğer iş koludur. Burada yetkili devletten ziyade vicdanınız olacaktır. Aşırı hormonlu, yarardan çok zarar sağlayan meyve ve sebzeleri piyasaya sürmediğiniz takdirde başınız ne kendi vicdanınızla ne de devletle belaya girecektir. Mümkün olduğunca saf, katkısız, kısaca organik olana yönelin. Detaylı bilgi için şu makalemize göz atınız:  Pazarcılık yaparak para kazanmak

3- Butik Nakliyecilik Yapmak: Malum artık her şeyin emperyalist olanı değil butik olanı makul. Aynı şehir içerisinde, bazen farklı ilçelere açılımlar gerçekleştirerek ufak tefek taşıma işleri yapabilirsiniz. Bu, size asgari ücretin çok çok üstünde aylık bir gelir sağlayacaktır. ‘Azıcık aşım, ağrısız başım’ ata sözünü ‘çokça aşım yine de ağrısız başım‘ olarak değiştirmek sizin elinizde. Eğer bu fikirle daha fazla ilgileniyorsanız şuraya göz atın: Evden Eve Taşıma İşi Kurmak İsteyenlere Altın Tavsiyeler

 4- Belirli Konularda Yazılımlar Üreten Küçük Bir Şirket Kurmak: Bilişim ve yazılım alanında en ufak yapıdaki şirketlerin bile gelişme şansları çok yüksek. Bunun en büyük nedeni bu işin sınırlarının olmaması. Tamamen elektro manyetik dalgalar ile, akıllı telefonların ve laptopların buluştuğu yerde, belirli konularda yazılımlar üreterek dünya çapındaki müşterilere hizmet götürebilirsiniz. Sınırınız ilçeniz, şehriniz, ülkeniz ile sınırlı kalmaz. Bu iş için birkaç ortaklı küçük bir ekip yeter de artar bile. Şu içeriğimiz ilginizi çekebilir:  Ev ve işyeri inşa etmek yerine yazılımlar inşa etmek!

Devlet ile az iletişim kurarak gerçekleştirebileceğiniz iş fikirleri hakkındaki yazımızın sonuna geldik. Daha farklı yazılarla görüşmek üzere.

Yorum yapın