Didim’de Arsa ve Yazlıklar Neden Çok Yükselebilir?

Öncelikle belirtmeliyim ki burada okuduğunuz tüm harfleri klavyeye tek tek basan, bir anlamda bu satırları kaleme alan yazar anne tarafından Aydın’lı. Bu nedenle Aydın ve Didim aleyhinde yazacağım her satır, Egenin bu güzel kentini ve ilçesini eleştirmek, kınamak, ayıplamak için değil, neden beklenen sıçramayı bir türlü gerçekleştiremediğine dair öznel bir hayıflanma olacaktır. Çocukluğum boyunca gittiği Aydın, şehir merkezi de dahil olmak üzere, bir fotoğraf karesi gibiydi adeta. Kasabalara özgü o durgunluk, sadece birkaç dükkanının adının ya da yerinin değişmesi, biraz daha ”şehir” görünmek için oraya buraya serpiştirilmiş led ışıklı tabelalar vs. vs.

Hani bazı kasabalar vardır, dokusu, kültürü bozulmasın diye yabancıyı sokmaz içine. Bir şekilde dışlar onu. Yabancı derken, memleketimizin her köşesinde gelen misafir Tanrı misafiridir. Burada bahsettiğim yenilik, en yenilerin tabiriyle inovasyon sürecine olan yabancılaşma. Aydın’ın merkezindeki bu durgunluk ilçelerine de sirayet etti haliyle. Aydın’ın toplam 17 ilçesi var. Bunların üçü dördü biliniyor. Biri Didim, biri Kuşadası, belki biraz da Söke ve Nazilli. Saydığım son iki ilçe de tamamen yerel lezzetleri ve insanlarının sıcaklığıyla tanınıyor coğrafyamızda.

Peki Aydın gibi coğrafi konum itibariyle tartışmasız stratejik bir konumda olan bir ilin neden sadece 2 tane turistik ili var? Yoksa bu kent, İzmir, Denizli, Manisa ve Muğla ile sınır komşusu değil mi? Biraz evvel de belirttiğim üzere, Aydın, bir yabancılaşmanın içinde kaldı. ”Dımdızlak” kelimesinin tam karşılığı olarak. Bunun dışında belediyeciliği hızla gelişti. Şehir yapılanması, nüfus dağılımındaki denge, ekonomik faaliyetlerindeki çok yönlülük, üzüm ve incir gibi tarım ürünlerinin bol bol yetişmesi, amenna. Ancak asıl mesela – tam da ana konumuz olduğu üzere, neden turizm alanında istenilen – umulan o büyük sıçrayış neden başlamadı? Bu soruya Didim üzerinden yanıt verelim. Öncesinde yönümüzü Batı’nın biraz kuzeyine çevirelim ve Kadıköy’deki ev – dükkan – arsa fiyatlarına dair en güncel bilgileri almak isteyen okurlarımız için bir önceki yazımızı buraya bırakalım.

Kadıköy’de Ev-Dükkan-Arsa Fiyatları Neden Patladı?

Didim Neden Henüz Patlama Yapamadı? 

Teşbihte hata olmaz. Didim’i Anadolu kulüplerinin birinde (Batı Anadolu pek tabi) yırtıcı bir santrafora benzetebiliriz. İstekli, tutkulu bir oyun ortaya koyuyor. Top alıyor, top veriyor, boşa kaçıyor ama istediği pozisyonlara bir türlü giremiyor. Kaleciyle karşı karşıya kalamayan, güçlü bir defansın (diğer turistik yerler, Antalya, Alanya, Kuşadası, Bodrum) arasında kaybolan Didim, bir türlü istenilen gol sayısına (turist sayısına) erişemiyor. Peki suç, forvetin mi yoksa ona istediği pasları atamayan oyun kurucu mu?

Didim, temiz havası ve bir o kadar temiz kumsalı – deniziyle, doğal güzellikleriyle ve birçok tarihi mirası ile birlikte, en az diğer ilçeler kadar ilgiyi ve turisti hak ediyor. Ama siz dünyanın en lüks, en ışıltılı mücevherini kapalı bir kutuda tutarsanız, o mücevherden kimsenin haberi olmaz. Elbette Didim, Türkiye’nin en iddialı turistik merkezlerinden biri değil. Ancak görmesi gereken ilginin de yarısını görmüyor. Kimse ondan gol kralı olmasını beklemiyor ama takımına (şehrine) birçok maçta puan kazandırmasını bekliyor.

Şu İş İlgini Çekebilir:  Kadıköy'de Ev-Dükkan-Arsa Fiyatları Neden Patladı?

Peki Didim’e kıyıda köşede kalmış bir süs bebeği muamelesi yapmak doğru mu? Asla ve kat’a! Zira süs bebeklerinin sadece cevahiri, imaj çizgisi vardır. İçi ya plastiktir ya boştur. Lakin biraz sonra göreceğimiz gibi Didim’de paşalar gibi tatil yapacak, konaklayacak, gezecek o kadar güzel yerler var ki. Bir de Didim, kıyıda köşede kalmış bir yer değil. Olsa olsa kıyısıyla köşesiyle keşfedilmeyi bekleyen ”güpgüzel” bir ilçe.

Bu Patlamaya Ne Engel Oldu? 

Politika, sadece Çankaya’da kravatlı ve çok resmi insanların birtakım bürokratik söylemlerle ifa ettiği bir meslek değildir. Her yerin, her şeyin bir politikası olur. Dolayısıyla her şehir ve ilçenin, her belediyenin de ama gizliden ama açıktan yürüttüğü bir politika söz konusudur. Ege Bölgesinde Muğla ve İzmir’in zirvede olmasına kimsenin en ufak bir itirazı, bir ama’sı, bir acaba’sı olamaz. Ancak ne hikmetse, Aydın gibi potansiyeli yüksek bir kent, turizmde yıllarca yerinde saydı. Peki Aydın dışarıda, mesela Trakya’da, İstanbul’da veyahut Karadeniz’de nesiyle anılıyor.

1- İncir.

2- Efeler diyarı.

Aydın’ın incirini yiyenler bilir ki, tadı baldan tatlı, leziz mi leziz bir meyvedir. Burada asıl mevzu bahis edilen husus, Aydın’ın hem yurt içine hem de yurt dışına sadece Efeler Diyarı olarak tanıtılması. Zeybek kültürü, Türk kültürünün en önemli parçalarından biridir. Ama parçalardan biridir yalnızca. Bu kültürü tek bir parça olarak gösterirseniz, diğer ayrıntıların, güzelliklerin ıskalanmasına neden olursunuz. Nitekim öyle de oldu. Aydın ve dolayısıyla Didim, manevi olsa bile maddi bir getirisi olmayan Efeler kısır döngüsüne sokuldu. Herkes bilir ki kültür turizmi ayrı deniz ve yaz turizmi apayrı bir konumdadır. Kültür turizmi işin daha çok manevi yönünü temsil eder. Yaz ve deniz turizmi ise döviz çeşmesinin aktığı ana bölgedir.

İşte bu yanlış ”politika” Didim’in beklenen patlamayı gerçekleştirememesinin teme nedeni. Peki geç kalındı mı? Hayır. Aynı deniz, aynı temiz kumsal, aynı mis hava hala orada. Bunun için yeterli tanıtım yapılmalı, gerekli bütçe ayarlanmalı ve bizim bir de Didim’imimiz var denmeli.

İnsanlar Tatil Tercihi Yaparken Didim’in Konumu Nerede? 

Yerlisi yabancısı tüm turistlerin geneli şöyle düşünüyor. Alanya’ya gideriz, olmadı Bodrum, en olmadı Fethiye, Kuşadası da olabilir tabi. En kötü bir Datça yapar döneriz. İnsanların sesli düşüncelerinde Didim’in yankısı duyulmuyor ve esamesi okunmuyor.

Didim’in Öne Çıkan Özellikleri 

Emin olun Didim’in sadece dalış merkezi ve Manastır Koyu bile burada günlerce değil haftalarca tatil yapılması için yeterli. Bunun dışında Apollon Tapınağı da ilgi çeken ve daha fazla ilgi çekmesi gereken tarihi yapıların arasında yer alıyor.

Didim’e Neden Edebi Ruh Lazım?

Yoksa Didim’e Can Yücel gibi bir efsanevi şair lazım? Malum, insan yaşanmışlıklara büyük llgi gösteriyor. Sırf hayranı olduğu bir şair, bir yazar, bir ressam sokaklarında dolaştı, orada anısı var diye söz konusu ilçelerde tatil yapanlar var. Önemli olan aynı havayı solumak deyip yaz turizmini içsel bir yolculuğa dönüştürenler…

Didim’e ya da başka bir yere edebi ruh katmak çok zor. Çünkü kendiliğinden olmayan her şey gibi yapay bir aromadan ibaret kalacaktır bu. Tıpkı yaşanmamış bir tarihi orada yaşanmış gibi göstermek… Öyleyse ne yapmalı? Didim’i olduğu gibi göstermeli. Neyi varsa neyi yoksa öyle.

Eğer yatırımlık yer arayışındaysanız su yazımıza da göz atabilirsiniz:

Datça ve Fethiye’de Yazlık Ev Fiyatları Neden Artıyor?

Yorum yapın