İş kuracaklara 10 adet hukuki tavsiye

Not: Bu yazı tarafsız bir bakış açısıyla değil de “girişimcinin, üreticinin, iş kurmak için parası olanın, inovasyoncunun, yenilikçilerin tarafında” olunmak suretiyle taraf tutularak “ortalama zekalı ve Türkçe bilen herkesin anlayabileceği sokak diliyle yazılmaya çalışılmıştır” .

law photo

Tamamıyla tarafsız ve farsça, arapça terimlere boğulmuş bir makale arıyorsanız veyahut ömrünüzün sonuna kadar küresel ölçekteki çok uluslu şirketlerin ya da devletlerin bordrolu çalışanı olmakta kararlıysanız bu makale pek size göredir diyemem… Bu site girişimcilere genel nitelikte tavsiyeler veren bir site olduğu için ben de ağırlıklı olarak hedef kitlemin işine yarayacak tarzda insanların kafalarını biraz bozacak hukuki tavsiyeler yazdım.

Hukuki danışmanlık hizmeti normalde ücretlidir. İnsanımız ise bilgiye para vermeye pek imtina etmediğinden mütevellit bu haktan çoğu zaman mahrum kalıyorlar; “ücretli danışmanlık da neyimiş?” derler. Bundan dolayıdır ki insanımız genelde başına bir iş gelmediği müddetçe hukuki bilgiye uzak kalmak durumunda kalırlar ve başları da beladan, musibetten eksik olmaz.

Pek sevgili ‘sözde insan hakkı sevici barolarımız’ ise “ücretsiz hukuki danışmanlık” veren hukukçuları “avukatlar arası haksız rekabet oluşturdular” diyerekten linç etmişlerdir, erişim engelleri koydurtmuşlardır… Çok şükür ki henüz bu ‘sözde ifade özgürlüğü dostu barolarımız’ “genel nitelikteki hukuki tavsiyelere” elini uzatamadılar.

Bu yazımda aslında sizlere özel olarak ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti vereceğim ve kanunun yapamazsın dediğini yapmış olacağım. Ancak bunu “akademik çalışma ve basın” kılıfıyla yapacağım. Yani kanunu kenarından dolaşmak suretiyle delip geçeceğim üstelik bu işi de hukuka ve adalete uygun şekilde yapmış sayılacağım(en azından ben böyle olduğunu düşünüyorum). Şüphesiz ki; bunu “kamu menfaati” için yapıyorum; zira basın bir tür kamu hakkıdır ve bazı kanunlarla her daim çatışma içindedir. Eğer bir gün zorunda kalırsanız; siz de kanunları kötülük ve istismar için değil de iyilik ve meşru sebepler için böyle kenarlarından dolanıp bir çırpıda geçiniz (böylesi hareketler suç değildir aksine insanlığın ve hukukun emrettiği görevlerimizdir; tıpkı gölete düşmekte olan çocuğunu düşmekten alıkoymak için nöbet görevini derhal bırakan ve askeriye sınırından çıkan asker erinin yaptığı gibi ya da kötüniyetli ve haksız darbeci harekete kamu görevlisine karşı direnmek suretiyle karşı koyan onlarca insanın yaptığı gibi).

Kanunlar her türlü hareketi ve sosyal olguyu kapsam altına alamaz sevgili parlakfikirler okuru, toplumun ayakta durabilmesi için özellikle üretken insanların iyi niyetli ve adaletli olmasından başka çaresi yok.

Kanunlar sandığımızdan çok daha aciz durumda kalmıştır ve giderek daha da aciz kalacaktır…Örümcek ağı adaleti tam olarak fiiliyata dökülmüş durumdadır ve bu durum da üzülerek belirtmeliyim ki teknoloji sebebiyle giderek artacaktır.

Bu yazıya da “haksız rekabet” gerekçesiyle erişim engeli koysunlar da görelim bakalım… Kanunlar bazı işe yaramaz vasıfsızları gereğiden fazla koruyor olsa da sonunda “insanlığa en çok hizmet edenler” bir şekilde kazanacak ve birtakım eskimiş kanunlar da en sonunda kaldırılmak zorunda kalacaktır diye ümit ediyorum…

Neyse lafı daha fazla uzatmadan konumuza geçeyim artık. Yeter bu kadar geyik yaptığım sanırsam.

Önemli uyarı ve not: Bu yazı biraz kafanızı bozabilir, psikolojinizi bozabilir, buna hazırlıklı olduğunuz bir zamanda okumanızı öneririm. Zira hukuk toz pembe değildir içerisinde acı gerçekler ve acıklı hikayeler ihtiva eder. Bazı acı gerçekleri de tüm çıplaklığı ile yazacağım ve konuyu anlatmak için yazmak zorundayım bu yazıda.

——————————-

Dükkan/mekan/web sitesi açacak olanlara (iş kuracaklara) hukuki tavsiyeler

1) İş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı almak ve vergiye kayıt

Her ne kadar liberal, serbest piyasalarda at koşturacak olsanız da bu durum “kayıt dışı” olacağınız anlamına gelmemektedir. E şu da bir gerçek ki çoğu zaman girişimciler, ister istemez en başlarda kayıt dışı olmak durumunda kalıyorlar.

Vergiye kaydolmak demek teoride kamu hizmetlerine finansör olmak demektir. Kamu hizmetleri finanse edilirse sizin liberal faaliyetleriniz de dolaylı yoldan finanse edilmiş olacaktır. O sebeple buraya vereceğiniz paralara acımayın; zira bu paralar bizlerin özgürlüğünün ve düzenin sürdürülebilirliğinin teminatıdır. Ancak elbette bu paraların nereye nasıl gittiğinin ve ne şekil harcandığının denetimini yapmak da bir diğer hakkımız ve vatandaşlık görevimizdir.

İş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı olmadan ve vergiye kaydolmadan, defterleri layıkıyla tutmadan iş yeri açarsanız size İPC yani idari para cezası keserler ve iş yerinizdeki işle alakalı mallarınıza el koyarlar. Bunu da buraya yazayım ki aklınızda dursun.

2) İşinizdeki tüketici ve müşteri açısından riskli olan durumları, pozisyonları, olasılıkları, güvenlik ihlallerini gözetip uyarmak

Riskler her zaman olacaktır. Risksiz iş kurmak pratikte imkansızdır. O sebeple bu öngörülemeyen veya öngörülüp henüz önlemi alınmayan riskleri bertaraf etmek ve üzerinizdeki hukuki sorumluluğu olabildiğince atmak için gerekli önlemleri almalı ve uyarı levhaları hazırlatıp görünür yerlere asmalısınız. Çocukları, engellileri, akıl hastalarını, şizofrenleri de gözetecek şekilde tüm bu riskleri analiz etmelisiniz.

Bu türden riskler had safhada ise “iş güvenliği uzmanı” denilen insanlardan kazalardan sonra değil de kazadan evvel yardım almalısınız. Gereken raporlamaları yaptırmalısınız ki içiniz rahat olsun.

Bu tür olasılıkları hesaplarken sanki dünyada herkes akıl hastası, şizofren, MS, engelli, ruh hastasıymış gibi; ‘standart ve ortalama insan’ diye varsaydıklarımızın dışındaymış gibi hayal etmelisiniz. Tabi ki iş yerinize gelecek olan herkes bu şekilde sıradışı olmayacak ancak siz yine de öyleymiş gibi düşünür iseniz başınıza kötü bir iş gelme olasılığı en aza iner. (Burada yazar engellilere hakaret etme amacı taşımamaktadır tanımlama yapmak için “sıradışı, ruh hastası, şizofren” gibi kelimeleri kullandım, yoksa bu tür insanlar da bizim canlarımız)

3) İş yerinize ve web-sitenize yüksek kaliteli ve yüksek hafızalı gözetleme ekipmanları kurun

İş yerinizde wc hariç her yere hd kameralar ve ses kayıt cihazları yerleştirin. Biliyorum çok paranoyakça, çok insan hakkı gözetmeyen hareket ancak şimdi size bunun gerekçesini yazacağım. Sıkı durun…

Bu kameraları sizin mallarınızın güvenliği için değil özgürlüğünüzün güvenliği için kurduracaksınız. Zira öyle bir dünyada yaşıyoruz ki oturduğunuz yerde hiçbir şey yapmasanız dahi “tecavüzcü, terörist, kaçakçı, uyuşturucu satıcısı” ilan edilme ihtimaliniz vardır. Kanunları meşru gerekçeler ve iyilik için değil de sırf kendi öz menfaatleri ve çıkarları için eğip bükenler, delenler sağolsunlar “1 adet gizli soruşturmacı erkeğin ya da 1 adet herhangi bir kadının çelişki içermeyen tek bir ifadesi” sizin 24 yıl, 18 yıl, 16 yıl, ağırlaştırılmış müebbet hatta 226 yıl gibi cezalar yemenize yeter de artar. Bir şafak vakti yok yere evinizden alırlar sizi…

Ne yazık ki “masumiyet karinesi” ile “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi artık sadece Mehmet Emin Artuk’un Ceza Hukuku Genel Hükümler kitabındaki toz pembe teorilerinde mevcudiyetini sürdürdüğü için bu konuya ilişkin önlemlerinizi kendi özgürlük güvenliğiniz için ivedi şekilde almak zorundasınız.

Bu “özgürlük güvenliği” kelimesine iyi bakın gelecekte bunu çok sık duyacaksınız! Hatta gelecekte böyle bir meslek bile türeyebilir, avukattan ziyade iş güvenliği uzmanı gibi insanların özgürlüğünü bu özgürlüğü kaybetmeden evvel güvence altına alacak iftirasavar önlemler aldıran bir iş kolu ortaya çıkabilir, kim bilir…

Bahsetmiş olduğum yüksek çözünürlüklü kamera ve ses kayıt cihazlarını iş yerinizde kendi odanız, şahsi aracınız, eviniz dahil her yere entegre ettikten sonra bu kayıtların yapıldığına ve uzun yıllar boyunca gizli ve güvenli bir yerlerde muhafaza edildiğine dair “uyarı ve bilgilendirme levhasını” asmayı sakın unutmayın. Bu levhayı asmadan gizli kamera yerleştirip kayıt yaparsanız özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlemiş sayılabilirsiniz benden söylemesi.

İş yerinize her türden insan gelecektir. Bu durum kaçınılmazdır. Dükkanınıza gelen müşteriler veya çalışanlarınız arasında “iftiracılar olabilir”, “kumpasçılar olabilir”, “şantajcılar olabilir”, “tezgahçılar olabilir”, “kendi 3 kuruşluk menfaatlerini sizin tüm hayatınızdan daha değerli sayan özgürlük düşmanı insanlar olabilir”, “sırf ünlü olmak için iftira atan iftirasever feminaziler olabilir“.

Bakın özellikle de şu son yazdığım feminazi güruha çok dikkat edin son zamanlarda bunlardan o kadar fazla türedi ki sırf 1 hafta ekranlarda boy gösterebilmek için sizin HAKSIZ şekilde 24 yıl yemenize zerre vicdan azabı duymaz bu son yazdığım güruh… Bunlara karşı kin ve düşmanlık beslemeyin ancak çok ama çok temkinli ve dikkatli olunuz bunlara karşı, ellerine suistimale açık kozlar ve fırsatlar vermeyin… Tamam, tüm bunlar çok paranoyakça ve biraz ayıp şeyler ama ne yaparsınız işte hukuk güvenliğinin olmadığı yerde böyle olağandışı önlemlere başvuru artar…

Bu bir üstteki paragrafta “bazı ifitracı kadınlar” hakkında yazdıklarım “ayrımcılık ve kadın düşmanlığı” ise “erkek teröristlere karşı dikkatli olun demek” cümlesi de ayrımcılık ve erkek düşmanlığıdır! Eğer bir üst paragrafta yazdıklarım ayrımcılık ve cinsiyetçilik ise “tecavüzcü erkeklere karşı çok ama çok dikkatli olun” cümlesi de dibine kadar ayrımcılık ve cinsiyetçiliktir. İftira ile mücadele de aynı diğer suçlarda olduğu gibi dolaylı bir ayrımcılığı gerektirir (burada terörü ya da tecavüzcüyü savunmuyorum yanlış anlaşılmasın lütfen; sadece mevzuyu anlaşılır kılmak için örnekler ve mukayeseler veriyorum, bu uyarı yazdıklarımı çarptırmak isteyenlere gelsin)

Girişimcileri; “masumiyet karinesini” ve “şüheden sanık yararlanır ilkesini” ihal etmek suretiyle böylesi paranoyakça ve ‘insan haklarını hukuka uygun yoldan ihlal eden gözetleme önlemlerinesürükleyenler utansın…. Bu lanet kameralara insalığı mahkum edecekler sonunda…

Artık şüpheden sanık falan adamakıllı yararlanmıyor, geçmiş olsun insanlık… Umarım iftira suçuyla mücadelede başarılı olabiliriz… Etrafınızı kameralarla ve kayıt cihazlarıyla donatacak paranız yok ise geçmiş olsun…

4) İş yerinizdeki internet hizmetine özel bir kullanıcı kaydı programı kurdurun

İş yerinizde internete girmek isteyen her insana “özel olarak cep telefonu ve tc kimlik” onayı yaptıracak yazılımlar mevcuttur. Bunları modeminize entegre ettirecek bir yazılımcı bulunuz. İş yerinizde internete bağlanacak olan her bir bireyin cihaz bilgisini, cep numarasını, tc kimlik numarasını, giriş saatini ve gününü, ne kadar bağlandığını, ne kadar boyutta veri indirdiğini kayıt altında tutacaksınız. Bunu sizin yerinize yazılımlar yapıyor zaten siz pek uğraşmayacaksınız.

Bu hukuki tavsiye 5651 sayılı kanunda da bahsedilen zaman damgalı log kaydı imzalayıcı programlar sizin iş yerinizdeki interneri kullanmak suretiyle suç işleyenlere ve hukuka aykırı faaliyet yürütenlere karşı güvenliğinizi sağlayacaktır. Bu sayede kapınıza dayanan polislere bu yazılımdaki verileri vererekten kendinizi tutuklatmaktan kolaylıkla kurtarabilirsiniz.

Artık suçlar da giderek reel ortamdan ziyade sanal ortamda işlenmeye başlanıyor. Bu suçlar arasında hiç de hafif olmayanlar vardır. Dolandırıcılık, hırsızlık, yasadışı kumar, çocuk istismarı, müstehcenlik, hakaret, nitelikli tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal, terör propogandası, isyana teşvik, cinsel taciz gibi önemli ve nispeten ağır suçlar da internet ortamında rahatlıkla işlenebiliyor.

İşinizi gücünüzü bırakıp o savcılık senin bu karakol benim uğraşmak istemiyorsanız kullanın artık şu imzalı log kaydı yazılımını arkadaşlar… Gelen polis olursa da verin gitsin bu kayıtları savcılık ve polis uğraşıp bulsun artık gerisini… Siz de en fazla bir kere ifadeye çağırılırsınız.

5) Haksız rekabet yaratmamaya çalışın

Haksız rekabet Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş bir olgudur. Rekabet ortamının bozulmaması ve iş gücü piyasalarının ayakta kalması için ortaya çıkarılmış bir kanundur bu kanun. Birilerinin piyasalarda tek başına kısa zamanda tekelleşmesine engel olmak için düzenlenmiştir.

Siz siz olun insanları; hemencecik, çabucak, apar topar işinden gücünden etmeyiniz ki “haksız rekabet” denilen kanun normları karşınıza dikilmeyesin…

İş gücü piyasaları henüz ağır bir yıkıma hazır değil. Ayrıca bu insanların birçoğunun çocukları var, bunları işsiz bırakırsanız bu çocuklar aç kalabilirler. Ayrıca bu insanları işsiz bırakırsanız suç işlemek zorunda kalırlar ve kamu düzeni de bozulabilir… Kamu düzenini seviniz ve koruyunuz zira siz de bu düzenin içerisinde yaşıyorsunuz bunu unutmayın.

6) Yiyecek, kitap, giyecek çalanlara karşı hukuki tavsiyeler

Dükkan açtıysanız hırsızlar sizin vazgeçilmez misafirleriniz olacaktır. Ülkemizde epey yaygın olan hırsızlık suçuna karşı alarmlar kurabilir ve Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurularında bulunabilirsiniz. Valla bana kalsa ben suç duyurusunda bile bulunmama taraftarı olurdum ama “suçu bildirmeme suçu” söz konusu olduğu için size böylesi bir tavsiye veremiyorum.

Açıkcası benim dükkanımdan birileri asgari yaşama gereksinimini sağlayacak ziynet eşyalar çalanlara (yemek, peynir, giyecek, içecek, kitap gibi) ben pek kızmam…

Ancak elbette bu demek değildir ki hırsızlara dükkanı peşkeş çekeceğiz.

Bu tür hırsızları yakalarsanız savcılık aşamasında “uzlaşma” kısmında bunları çaldıklarını faiziyle geri iade etmek koşuluyla affediniz gitsin.

Sizin dükkanınızdaki 3 kuruşluk kıytırık malınız yüzünden bir insanın 7.5 yıl ceza alması hukuka uygundur ama insanlığa uygun değildir. Yazımın başında da dediğim gibi hukuk her zaman insana uygun olamayabilir. Bunu insanlık için gözetmeniz gerekir. Bir kedi gelip dükkanınızdan 3 kuruşluk pasta, et, peynir çalıp kaçsa kediyi öldürmek, 7.5 sene hapsetmek istermiydiniz? İnsanın duruma ve şartlara göre kedi kadar değeri olmayacak mı?

Kuralları yazacak olanlar yenilikçiler ve girişimcilerdir. Dolayısıyla yepyeni ve insanlığa daha uygun kuralları oluşturacak olanlarda sizlerden başkası değildir. Kurallar birileri tarafından üretilip gelenek haline getirilmiş kaynaklardan beslenerek düzenin devamlılığı adına oluşturulurlar.

Aynı hırsız insancık bir kez daha size dadanır ise işte o sefer affetmeyeceğinizi kendisine de iletiniz lütfen.

Ayrıca bu işi kurumsal hale getirmiş olan ve çete bünyesinde “kar elde etmek amacıyla” büyük meblağlar ile yapanlara acımanız insanlık açısından gerekli değildir bu türden büyük vurgun yapanlara nispeten büyük cezalar müstehaktır diye düşünüyorum.

Bu tip hırsız insancıklar elbet muhakkak bir gün sizin de dükkanını ziyarete gelecektirler… Buna hazırlıklı olun.

7) Şartları kararlaştıran anlaşmalar

Bu madde genelde web-siteleri için daha bir önem taşımaktadır. Yeni bir projeye start verdiyseniz; “start verme” ne la, “yeni bir internet projesine başladıysanız” “kullanım sözleşmesi” ve “hukuki sorumluluk” metinlerinizi ürün satarken veya hizmet satarken kullanıcıya, tüketiciye muhakkak onaylattırmalısınız. Bu onay sizi hukuki ihtilaflar sırasında koruyacak ve çekişmeleri lehinize sonuçlandıracaktır.

Ancak bu maddeleri; “kendinize çok fazla yarar sağlayacak şekilde, “orantısız menfaat sağlayacak şekilde” tasarlarsanız bu sözleşmeler hakim tarafından hükümsüz kabul edilebilecektir. Buna hukuki literatürde “gabin” yani “aşırı yararlanma” denilmektedir. Medeni Hukukumuz birazcık daha insana ve tabiata yakın olduğu için bu tip ayrıntıları gözetmiş ve insanları korumuştur. Siz de projenizi tasarlarken insanları salt sömürür nitelikte değil de insanlara fayda sağlayan bir nitelikte tasarıma yöneliniz ki hukuki koruma kazanın.

Burada tüketici menfaati ve üretici kazanç “orantısını” tayin etmek salt matematik işi değildir. Vicdan işidir aynı zamanda… Hukuku sadece matematiğin içine sıkıştırmaya çalışan mekanik hukukçulara buradan selam olsun 🙂

8) İlanlarınızda ve reklam metinlerinizde önem arz eden bazı ayrıntılar

– Örtülü reklam Reklam Yönetmeliği uyarınca yasaktır ve reklam kurulu 60 000 TL İPC ya da reklam durdurma cezası kesebilir. Örtülü reklam dediğimiz şey ise subliminal reklamdır. Mesela dizilerin, filmlerin, haberlerin içerisine yerleştirilen ve kullanıcının reklam olduğunu fark edemeyeceği “doğal reklamlardan” bahsediyorum. Aslında bu tür reklamcılık geleceğin reklamcılığı ancak kanunumuz şimdilik böyle diyor. Bunu gözetmeniz sizin menfaatinizedir.

– Başkalarının markaları hakkında “objektif kriterleri gözetmeden” atıp tutabileceğiniz reklamlar da yasaktır. Karşılaştırmalı reklama bir nebzeye kadar izin var. Bu da ancak belirli şartlara uymak kaydıyla. Aksi halde reklam durdurma cezası ya da İPC alabilirsiniz.

– Reklamlarda başkalarının markaları hakkında kötüleyici ithamda bulunmak haksız rekabet kapsamına girmektedir ve eğer kasten böyle bir şey yapılırsa ilaveten ceza hukuku açısından da suçtur.

– Pazarlama metinlerinizde “kesin, %100 garantili, hatasızdır” gibi ibareler çok tehlikeli olup kesinlikle sizin açınızdan hukuki sorumluluk doğrumakla beraber bu hususta affedersiniz b.o.k.u’nu çıkarırsanız “dolandırıcılık suçu” dahi gündeme gelebilecektir aman dikkat!

– Bazı sektörlerde reklam yasaktır. Mesela doktorlar, avukatlar, eskperler reklam yapamaz. Yine ilaç reklamları da belirli sınırlamaya tabidir. Pazarlayacağınız ürünlerde reklam yasağı olup olmadığını, var ise ne derece yasak olduğunu iyice inceleyeniz ki taklaya gelmeyiniz.

– Reklam metinleri tüketiciyi yanıltıcı, aldatıcı, çelişkilere sokucu nitelikte olursa bu durum da reklam kurulu devreye girebilir ve size ipc ya da durdurma cezası yapıştırabilir. Serbest piyasa ekonomimiz var dediysek o kadar da serbest değiliz henüz.

9) Robotlar ve yapay zekalı yazılımlar kullananlara tavsiyeler

Şu makalemde bu konuda az çok bazı önemli detayları yazmaya çalıştım kendimce: Robotları ile robot kullanıcılarının hukuki ve cezai yönden sorumlulukları

Robot üretmek yürek ister sevgili parlakfikirler okuru. O robotu kullanmak ise ekstradan yürek ister. Öyle her babayiğidin işi değildir. Bu konuları yazıyorum ki iş yaparken başınıza hukuki musibetler gelmesin, beladan ırak olun, kafanız rahat olsun. Doktorların müdaheleleri nasıl ki “hastalık sonrası iyileştici tedavi” ve “hastalık öncesi önleyici tedavi” diye ikiye ayrılıyor ise hukukçuların da müdaheleleri de benzer şekilde ikiye ayrılır. Siz şu anda bela ve musibet öncesi müdaheleye maruz kalaraktan ekstradan avukatlara binlerce dolar kaptırmaktan ve ağır hapis cezalarından kurtulmuş oluyorsunuz ya belki farkında bile değilsiniz. Keşke diğer hukukçu dostlarım da aynı sokak diliyle insanlara hukuk anlatsalar.

10) Mal alırken dikkat edeceğiniz en önemli hukuki tüyo

Bu kısmı sona sakladım. Sona sakladım zira bu hukuki tüyo içinde kötüniyetli kişilerin kullanabileceği malzemeler ve açıklar içeriyor. Art niyetli ve sürüngen beyinli insancıklar genelde makalenin dibini görmedikleri için bilerek sona sakladım bu can alıcı ayrıntıyı.

Arkadaşlar iş kurmak, dükkan açmak için mal alırken sakın ola iflas etme aşamasında olan ancak henüz iflas etmemiş olan insanlardan “vergisini tam ödemeden” mal almayın.

Zira vergiyi düşük gösterip harçtan muaf olmak olayım derken “tasarrufun iptali” davası ile “muvazza yaptığınızdan cihetle” aldığınız o malı 3. bir kişi sizden söke söke alabilir. Siz de öylece kalakalırsınız. Bu durum borçlar hukukunun onarılamayan bir açığıdır. İnsanlar bu gaflete düşüp avlanırken av oluyorlar. Dolayısıyla 3’ün 5’in hesabını yaparken milyonlarınızdan olmayınız lütfen.

Vergisi aldısı ne ise adamakıllı ödeyiniz ve riskten kurtulunuz. Hiç ummadığınız yerden vole yemeyiniz.

—————————-

Yazacaklarım bu kadar. Daha fazla yazıp sizi sıkmak istemiyorum. Cevaplayabileceğim nitelikte sorularınız var ise yorum kısmından sorabilir. Görüş ve önerilerinizi belirtebilirsiniz. Genel nitelikteki hukuki sorularınızı(bakın hukuki sorunlarınızı demiyorum hukuki sorularınızı diyorum) “kişiye, olaya, duruma özel nitelikte hukuki tavsiye ve danışmanlık vermemek” kaydıyla herkese açık olarak yorum kısmından ücretsizce cevaplayamıyorum maalesef.

Bu benim ve vatandaşın en doğal ve zaruri haklarından birisidir ancak soru sormak için paranız olmadığı için cevaplayamıyorum işte. Ne yapalım artık paranız yok ise hukuki bilgiden mahrum kalınız, yüce kanun böyle emrediyor. 3-5 vasıfsızın çıkarı 80 milyonun ücretsiz hukuk öğrenme hakkından daha önemliymiş… Siz yine de sorularınızı yorum kısmından sorunuz; belki sorularınızdan makale başlığı üretip yine böylesi genel nitelikte bir yazı yazabilirim.

Hukuku maşa olarak kullanan gizli ifade özgürlüğü düşmanları sağolsunlar ki kişiye özel ücretsiz hukuki temalı yorum yazmak bile sayelerinde suç 🙂

Bilginin ve verinin bir gün serbestçe dolaşabildiği bir dünyada görüşmek dileklerim ile sağlıcakla kalınız…

Yorum yapın