Dünyanın Neden Tasarrufa İhtiyacı Var?

Merhaba pek değerli parlak fikirler okurları. Bu yazımızda yediden yetmişe, erkek kadın çocuk demeden herkesi ilgilendiren bir tutum, bir insani davranış üstüne eğileceğiz. Tasarruf!

Tasarruf bütün dinlerde aynı öneme sahip bir erdemdir. Tıpkı sabır gibi, yardımseverlik gibi, barış gibi. Bütün kutsal kitaplarda, tasarruflu olmanın, bununla birlikte yardımseverliğin altı çizilmiş olur. Tasarruf ile yardımseverlik aslında kol kola iki insani duruştur. Çünkü tasarruflu olan ancak yardımsever olur. Bir de siz, bir şeylerden kıstıkça, elinizde avucunuzda biriktirdikçe başta dolaylı gibi gelse de aslında doğrudan dünyanın, gezegenimizin, ortak yaşam alanlarımızın çıkarına hizmet ediyorsunuz demektir.

Dünyamızda bir zamanlar insanlar yoktu. Dinozorlar vardı. Bir gök taşının dünyaya çarpması nedeniyle dinozorların hayatı mutlak bir şekilde son bulmuş ve onların yerine bu gezegene biz, yani insanlar gelmiş. İnsanın dünyaya gelmesi ile birlikte bir bilinç çatışması olmuş. Çünkü biz yeryüzüne gönderilen bilinç ve irade sahibi tek varlıklarız. Böylelikle doğaya hükmetme konusunda çetin bir savaşa, gereksiz bir çatışmaya girmişiz.

İnsan neden doğaya hükmetmek istedi? Tabi dünyanın mutlak efendisi olmak için. Ancak bir şeyi gözden kaçırdı nankör ve doyumsuz insanoğlu! Doğa ile, tabiat ana ile girilen her amansız mücadele, kazanılsa da kaybedilse de bizim zararımızadır. Çünkü tabiatı tahrip etmek, onun sonsuz ve sınırsız güçlerini sonraya bırakmadan anlık keyif ve kazanç için harcayanlar bilmelidir ki böyle yaparak ona ekmek veren eli kesiyor demektir.

Tarih, nankörleri ve doyumsuzları asla affetmez. Bir zamanlar nice kabile bu nedenle yok olmuştu. Eğer insanlığın dünya üzerinden silinmesini istemiyorsak, Mars’a koloni kurmak ile övünmek istemiyorsanız kulağınızı gözlerinizi bu önemli konudaki yazımıza çevirmenizi önemle rica ederiz.

İnsanlık Eski Çağlara Geri Mi Dönüyor? adlı makalemiz tasarruf edilmediği takdirde nasıl da karanlık çağlara, ilkel dönemlere tam manasıyla geri döneceğimizin işaretlerini sizlere sunuyor. Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey diyen şairin izinden gidelim ve değişim rüzgarlarını kendimizden başlatalım.

Tasarruf ışığı sizinle olun!

Eğer Tasarruf Yoluna Gitmezsek 

Türkiye’de sıklıkla duyduğumuz bir söz, artık bir klişe haline gelmiş bir söz deyimi vardır: ”Kemer sıkma.

Neredeyse her beş yılda bir ”kemer sıkma politikası” der dururlar. Sonra insanların alım gücü düşer, her şey zamlanır. Yine geçenlerde buna benzer bir açıklama yapıldı ve insanlar kemer sıka sıka bir hal olmalarına rağmen hala son kalan enerjileriyle tasarruf yoluna zorlandı.

Şimdi sevgili parlak fikirler okurları: Evvela şunu bilelim: Tasarruf ne zaman gereklidir? Gerekli hale gelmeden önce. Bu modern deyişte şöyle bir durum var. Eğer yapmanız gereken tasarrufları, başkasının emriyle ya da ricasıyla yerine getiriyorsanız o işte bir hata, bir sıkıntı var demektir. Onun adına tasarruf değil kemer sıkma politikası denir anca anca.

Paranın Asla Satın Alamayacağı 7 Az Bulunan, Değerli Şey adlı makalemiz tasarruf konusunda dikkat etmeseniz bile paranın asla satın alamayacağı şeyleri bilerek en azından ileride parasız kalsanız bile en azından hala mutlu olmanızı sağlayacak temel ilkeleri öğrenmiş olursunuz. Paralı ya da parasız her türlü tasarrufun önemi hala devam etmektedir ve edecektir de.

Tasarrufun bir diğer anlamı da sabretmeyi bilmektir.

Tasarrufun İki Türlüsü 

1- Bireysel Tasarruf: 

Bireysel tasarruf genellikle kendimizi ya da ailemizi baz alarak kenara para atmak, lüks harcamaları kısmak şeklinde tezahür eder. Kişinin kendi yaşam alanını ilgilendirir. Örneğin emekliliğine yaklaşan bir memurun, araba almak için kenara para atmaya başlaması ya da iş hayatı boyunca biriktirdiği paralar neticesinde sarf ettiği enerjiye de tasarruf denir.

Bireysel tasarruf kendi içinde ikiye ayrılır. Birincisine mecburi tasarruf denir. Geçinmek adı altında cereyan eder. Eğer söz konusu kişi tasarruf yapmazsa, borçlarını ödeyemez, faturalarını kapayamaz ya da kirasını ödeyemez. Bunun neticesinde zor ve kara günler diye adlandırabileceğimiz sıkıntılı günlere adım atar.

İkinci bireysel tasarruf türü ise bir lüks için, alınacak pahalı ve elzem ürünler için kişinin keyfi olarak ya da stratejik anlamda girdiği tasarruftur. Biraz önce de örneğini verdiğimiz gibi araba almak isteyen biri ya da birkaç sene sonra ev almak isteyen biri bu tip kemer sıkma politikalarına girebilir. Yani bu tür tasarruf zorunlu değil ama tam olarak keyfi de değildir. Daha çok büyük bir amaç için parasal anlamda sabretmek ve dirayet göstermek anlamına gelir.

 

2- Toplumsal Tasarruf: 

Eğer havamız yıldan yıla kirleniyor diye hayıflanıyorsanız, çevre kirliliğine karşı tüyleriniz diken diken oluyorsa, bu kadar işsiz ve aç insanın nüfus nüfus, katmer katmer arttığına tanıklık etmekten dolayı acı çekiyorsanız, toplumsal tasarruf için bir şeylere yapmaya hazırsınız demektir.

Öncelikli olarak toplumsal tasarruf dünya genelini ilgilendiren bir kemer sıkma çeşididir. ”Bu niye böyle” diye sormak ya da ”bunun böyle olması sizce de çok frapan ya da aşırı değil mi” diye sormak, bu tür tasarrufun genel etik yapısını oluşturur. Bir düğünde 500 bin liralık bir gelinlik giyen kadına, bunca aç çocuk ve işsiz ordusu varken sadece bir gecelik için eğlence bu kadar para harcamanın mantıksızlığını sorgulatmamız gerek.

Tasarruf her şeyden önce bir yaşama biçimi ve düşünme stilidir. Dünyayı daha yaşanılır hale getirmek, insanlar arasındaki eşitsizlik uçurumunu biraz olsun daraltabilmek adına bir şeyler yapmak, birilerini kurtarmak mücadelesidir.

Bunun için çevre duyarlılıkları da geliştirmeliyiz. Çünkü içinde yaşadığımız tek bir dünya var ve onun da kaynakları tükenmek üzere. Yani tasarrufa paradan değil çevremizden, tabiattan, yani biricik dünyamızdan başlamalıyız. Yoksa zamanında yapılan bilim- kurgu filmlerinin bize işaret ettiği gibi, yakında tamamen zenginlerin yoksul çoğunluğa hükmettiği, asit yağmurlarının yağdığı, çevrenin leş gibi kötü olduğu kara bir gelecek bizi bekliyor.

 

Çevreci Bir Örgüt Kurmak adlı makalemiz dolaylı da olsa tasarruf bilincine ortak bir paralellik çizen bir konuya dair yazımızdır. Dileyenler yazımızı okuyup dünyayı kurtarmak adına çeşitli alanlarda mücadele vermeye başlayabilir.

Araba almak isteyen emekliler için hazırlanmış bir görsel…

Çocuklarda Tasarrufun Önemi 

Babamın küçükken her diş fırçalayışımda seri bir şekilde bana yönelttiği uyarı vardır: ‘‘Mercimek tanesi kadar sür diş macunundan.” Burada mercimek tanesi, önemli bir örnektir. Bana henüz küçüklüğümde böyle bir uyarıda bulunan babam, şimdi bu yazımızda bu örneği vermeme vesile oldu.

Diş macununu bile tasarruf kılıfına sokan ve bundan yararlı bir gelecek bilinci üreten babamın izinden gitmeli. Yani, kullandığımız her eşyaya, her ürüne, aslında onu tasarruflu ve az kullanarak saygımızı belli ederiz. Kime saygı derseniz, burada da toplumda sıkça kullanılan bir ifadeye yer verebiliriz. ”Olan var olmayan var.

Eski insanlar şüphesiz ki daha çok tasarruf bilincine sahipti. Hatta içimizden bazılarının dedeleri kıtlık zamanı bile gördüler. Bu nedenle bayat ekmeği atmak yerine, onu daha sonra tost yapmak üzere bekleten, tutan ve bozulan şeyleri de çöpe atmak yerine tamir etmek yoluna giden eski insanlar, bize örnek olmalıdır.

O nedenle tasarruf bilincini, çocuklarımıza, yani geleceğimize öğretmeli ve göstermeliyiz. Böylece en azından dünyamız biraz olsun daha yaşanılabilir bir yer haline gelecektir.

Yorum yapın