Duygusal Bir Manipülatör İle Karşı Karşıya Olduğunuza Dair 8 İşaret

Hepinize merhaba sevgili parlak fikirler okurları. Bu yazımızda gerek sosyal yaşamda, gerekse iş hayatında bizi çıkmazlara sokan bir türü sizi tanıtacağız: Bu türün adı: Duygusal Manipülatör.

Maalesef çağ ilerledikçe, uygarlık geliştikçe, yeni tür hastalıklar ve psikolojik rahatsızlıklar da ortaya çıkıyor. Duygusal manipülatörlük için psikolojik bir vaka da diyebiliriz, sosyolojik bir kurnazlık da. Sonuç olarak ikili ilişkiler her zamankinden daha kötü ve daha çirkin, hassas ve riskli bir yöne doğru evriliyor.

İş ilişkilerinde, cinnet, tahammülsüzlük, sorgusuz sualsiz kovulmalar, bireysel hırsların iş ideallerinin öne çıkması, kadın olsun erkek olsun pozitif değil negatif yöndeki ayrımcılığı.

İnsan ilişkilerinde boşanmayla sonuçlanan evlilikler, kavgalar, gürültüler, hoşgörüsüzlükler.

Hal böyle olunca gün geçmiyor ki, insan ilişkilerine darbe indiren, sevgi ve güven gibi temel insani dürtülere balta ile girişen hassas ve kurnaz oyunlar da oynanmasın.

Manipülasyon, birinin karşı tarafa kendi kişisel istekleri ve hırsları doğrultusunda tamamen bencilce yönlendirmede bulunması demektir. Bunu tarihte büyük siyaset adamları milletlerine; büyük şirketler algı yönetimi dahilinde müşterilerine manipülasyonda bulunmuştur.

Manipülasyon henüz yeni bir tabir ancak tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda çok eskilere dayanan bir psikolojik üstünlük çabasının tezahürü olarak görülmekte. İnsanın insana ve kainata hükmetme isteğine dayanan bu yöntem, insanın kalbi ve psikolojisi kadar eski.

Parlak fikirler olarak kaleme aldığımız bu yazı ile duygusal manipülasyona maruz kalanların önce farkındalık sağlayıp akabinde bununla mücadele etmesini ön göreceğiz. Zira manipülasyon, tıpkı tipik algı yönetimleri gibi sinsi ve gizlidir. Çoğu insan manipülasyona maruz kaldığını fark etmez bile. İletişim kuramlarında buna ”bilgiye maruz kalmak” denir. Yani karşı taraf diğer tarafa algısal bir illüzyon grafiği çizerek birtakım yalanlar zerk eder. Bunu medyanın güçlerini ve kollarını kullanarak yapar.

Artık herkes gizli bir politikacı, gizli bir medya mensubudur. Dizi ağzıyla konuşan anneler, bir program sunar gibi takılan bireyler… Her ne kadar manipülasyon bir psikolojik katman olsa da aslında medyanın da medyatik davranmanın sihirli ve bunaltıcı taarruzu saklıdır.

Konumuz hazır psikoloji iken Müşterinin İlla Ürün Almasını Sağlamak İçin 5 Psikolojik Taktik adlı makalemize de bir göz atabilir, psikolojinin çirkin ya da kandıran değil; en fazla ürün almasını sağlayacak kadar pembe yalanlar silsilesini kavramış ve çözmüş olabilirsiniz.

ma-3

Duygusal manipülasyon ikili ilişkileri doğrudan ve kötücül şekilde etkiler.

Duygusal Bir Manipülatöre İle Karşı Karşıya Olduğunuza Dair 8 İşaret

  • Kendini sürekli yetersiz ve eksik hissetmek: Genelde iş yaşamında patronların çalışanlarına uyguladığı manipülasyon türünün sonucudur bu. Kişi ne yaparsa yapsın takdir edilmez. Hep ucundan kıyısından hataları, yaptığı yanlışları bulunur, çıkarılır, yoksa icat edilir. Evet manipülasyon gerçeği değil gerçeğe çok yakın olan yalanı beyan ettiği için, kişinin kendini yetersiz hissetmesinden beslenir. Böylece patronlar, çalışanlarının etinden sütünden faydalanmaya kaldıkları yerden devam edebilirler.

 

  • Her tartışmadan haksız çıkmak: İki sevgilinin olası ve günlük tartışmalarından biri hep ama hep haksız çıkıyorsa, daha doğru haksız çıktığını hissediyorsa, bu da duygusal bir manipülatörle ile karşı karşıya kalındığının bariz bir işaretidir. Yani şöyle düşünmekte fayda var, iki kişi sürekli tartışıyor ve biri sürekli haklı biri sürekli haksız çıkıyorsa, böyle bir şeyin imkanı var mıdır? Eğer gerçekten biri sürekli haksızsa, haklı olan ne diye onunla tartışmaya, hatta aynı yaşam alanını paylaşmaya devam etsin. Genellikle evliliklerde ve ikili duygusal ilişkilerde kendini gösteren bir dengedir bu.

 

  • Haklı olmana rağmen sonunda özür dileyen taraf olmak: Sürekli haksız çıktığınız yetmezmiş gibi bir de sürekli olarak papağan gibi tekrar ettiğiniz özür cümlelerin altında eziliyorsanız, bilin ki son derece sistemli bir duygusal manipülasyona maruz kalıyorsanız. Bu tarz manipülatörler, dilenen özürlerle birlikte güçlerine güç katarlar. Özür dilemek, zayıflık değil erdemdir klişesi bu noktada kendi kendini iptal eder. Çünkü aynı zamanda yeri değilken dilenen özürler, haksız ve suçsuz yere dilenen özürler, dileyeni zayıflatır, kendisine dileneni de güçlü kılar. Bu da bir birikim ve güçlü- zayıf dengesinde kendini ciddi manada alt – üst ilişkisi ve kademeli hiyeraşi yaratır.

 

  • İletişim Kopukluğu: 

Hoş, ortada bir iletişim de var değildir zaten. Yukarıdan aşağıya emir telakki eden bir çıkar dengesi, bir alt üst ilişkisi vardır. Ama halihazırda ortalıkta bir patron – çalışan ilişkisi yokken. Yani iş yerinde ya da sosyal yaşamda birbirine tamamen eşit olan insanların arasında yaşanan iletişim kopukluğudur bu. Kadın, kocasıyla sanki o patronuymuş gibi konuşur. Ya da aynı yerde aynı katmanda çalışan iki eşit seviyedeki personel arasında zuhur eden bir alt – üst ilişkisi, ilişkileri alt-üst etmeye yarar. Bu da zaten hiç başlamamış olan iletişim başka bir şeye doğru dönüşerek birinin bir diğerini ezmesine vesile olan asimile bir güç gösterisine dönüşür.

ma-2

Manipülasyon eşittir beyin yıkama

  • Kendini suçlu hissetmek: 

Duygusal manipülatörler, sık sık sızlanırlar. Timsah gözyaşları dökerler. O gözyaşları tıpkı alınan radikal bir karar gibi son derece stratejik ve önceden hazırlanmıştır. Ama manipülasyona maruz kalan zat, bunun farkında değildir. Zaten uğrayan ve maruz kalan olarak o da epeyce duygusal bir konumdadır ve bu konum bazı hakikatleri hakikat perdesinden görmesine engel olur.

Duygusal manipülatörler, siyasi liderlerden ya da kanaat önderlerden farklı olarak kitleleri değil gözüne kestirdiği bireyleri hedef alır. Bu nedenle eline bir megafon alıp bağırıp çağırmasına, radyolardan, televizyon ekranlarından canlı ve aktif yayınlar yapmasına lüzum yoktur. Onun için sahte akan birkaç gözyaşı ve cepten itinayla çıkarılmış birkaç mendil parçası yeterli olacaktır.

Siz de tüm bunların sonunda ”tüh eşimi üzdüm, tüh çalışanıma kötü davrandım” diyerek kendinizi suçlu hissedersiniz. Ortada aslında bir suç olmadığı için sizin hissettiğiniz suçluluk hissi, başkasının sizde yarattığı dev bir yalan kasırgasıdır.

 

Empati Yoksunu Patron Ya Da Çalışanlarla Baş Edebilme Yöntemleri adlı makalemizde de empati yoksunu patronlarla mücadele kılavuzunu okuyabilir ve gerekli önlemleri alabilirsiniz. Empati yoksunluğu da tıpkı duygusal manipülatörlük kadar yıkıcı ve zararlı bir oluşumdur.

ma-1

Manipüle etmek eşittir kukla yönetimi

  • Kendini silik hissetmek: 

21. yüzyılın en büyük sorunlarından biridir zaten bu. Özne, silinmiştir. Önemli olan dikta şeklinde kullanılan duygular ve bir şirket politikası haline getirilmiş insan ilişkileridir. Bu nedenle bugün birçok insan duygusal manipülatöre maruz kalsın, kalmasın kendini silik hissetmektedir. Başkasının varlığı karşısında kendini yokmuş gibi hissetmek bunun en büyük kötü sonuçlarından biridir.

 

  • Söylediğin sözün geçersiz, yaptığın her şeyin anlamsız olduğunu sanmak: 

Duygusal manipülasyon bildirmez, sandırır. Kişi zan altında kalarak, farklı evrenlerin farklı sinyallerini her daim kötücül ve olumsuz olarak adlandırır. Niteleme zayıf kalsa da, kişi ne dersem zaten ciddiye alınmayacak; ne yapsam beğenilmeyecek kıvamına getirilir. Sonuç tembellik ve eylemsizliktir. Öyle ya yaptığınız ya da söylediğiniz hiçbir şey önem atfediyorsa, bir şey söylemenin ya da yapmanın bir anlamı da yoktur.

 

 

  • Kendini yalnız hissetmek: 

Tüm bunların toplamında kişi başkalarının yanında bile, hani birçok şarkıda da söylendiği üzere ”kalabalıklar içinde yalnızlık hissi” hasıl olur. Kurulan tuzakların sonunda kişi önce his sonra cisim olarak yalnızlığa gömülür.

“Duygusal Bir Manipülatör İle Karşı Karşıya Olduğunuza Dair 8 İşaret” üzerine 2 yorum

Yorum yapın