Ekonomik Krizlerin Dehşet Sonuçları

Hoş geldiniz yazımızın başlığına şaşırıp bir tıklayayım bakalım diyenler! Sonuç olarak kendilerini sitemizin içerisinde bulanlar! Buna mukabil aynı zamanda hemen hemen her yazımızı soluksuz okuyup yeni yazıları bekleyen parlak fikirler okurları! Siz de hoş geldiniz.

ARA NOT: Başlıkta ‘dehşet’ dediğimize bakmayın. Biraz mübalağ oldu 🙂

Bugünkü konumuz ekonomik kriz ve etkileri! Ama tahmin edilebilir etkileri değil! Sitemiz her anlamda parlak ve özgün bakış açılarıyla konuları hiçbir yerde alınmayan şekilde ele almaya devam ediyor. Çünkü bir şeyin her aynada olduğu gibi birden çok yansımaları vardır. Biz buna ying yang deriz örneğin. İyinin ve kötünün karması. Zıtların çarpışması. Her ekonomik kriz de aslında temel matematik kapsamında artış / yükseliş ile azalış / bitiş zıtlıklarının çarpışmasından meydana gelir.

Ekonomik kriz mi o?

Ekonomik krizden çok korkuyoruz. Halk olarak, birey olarak, hükümet ve toplum olarak. Ancak ekonomi kavramı bizi aşan söylem ve kavramlarla doludur. Biz sadece ekonomik kriz sözünü duyunca bin bir dua, bin bir şans temennisi ile bizden uzak dursun deriz. Aklımıza dönemin başbakanı önünde yazar kasasını fırlatan esnafın çileli görüntüsü gelir.

Ekonomik kriz dediğimiz unsur bazen ülkeler içerisinde bazen ise uluslar arası arenada patlak verir. Ama genelde ambargo, dış borç, ihraç fazlalığı gibi konuları ilgilendirdiği için yurt içinde cereyan eden her ekonomik kriz de aslında uluslar arası pazarda cereyan eden hususların bir dışa vurumudur.

İktisadi alanlar genelde bin bir parçadan oluşan ve mozaik karmaşıklığında olan kavramların ve nedenlerin birbirine bağlı zincirlerinden oluşur. Bu zincirlerden birini atlamak, ekonomik krizi anlamamak ve dolayısıyla ondan kurtulmanın yollarını bilememek anlamına gelir. Nitekim Kemal Derviş, zamanında ekonomik bunalımdan kurtarıcı olarak çağırılmış ancak işleri daha da kötüye devrederek görevinden gitmişti.

Bugün bu incelikleri, nüans farklarını, ekonomiye ait binlerce kavramı öğrenmenize, ezber etmenize gerek yok. Siz sadece enseyi karartmayın. Çünkü olgulara ve olaylara farklı perspektiften bakmak gerekiyor. Günümüzün gençleri arasında moda halinde yayılan karamsarlık, depresif olma durumları sizden uzak durmalı. Durmalı ki gerçeği başka ve daha doğru bir pencereden görme fırsatına ve şansına erişebilesiniz.

O nedenle yazılarımızın kalanına öncelikle olaylara ve durumlara farklı bir pencereden bakmanın yararlarına kısaca değinerek devam edeceğiz. Böylece bundan sonra en azından ekonomik kriz sözünü duyunca içinizi siyah bulutlar kaplamayacak.

Ekonomik Kriz Sırasında Nasıl ve Hangi İşler Tutar? soğuk terler dökeceğinize soğukkanlılığınızı koruyun ve kaybedenlerin değil kazananların safında yer alın. Ekonomik kriz sırasında en çok giden işler ve para basmanızı sağlayacak girişimler yazımızın içerisinde sizler için!

Ekonomik kriz, önce rakamlara sonra pazarın geneline yansır.

Olaylara ve Durumlara Farklı Açılardan Bakmanın Yararları 

İlk başta çoğunluğun yaptığı gibi endişelere, kaygı nöbetlerine ve paranayo krizlerine girmezsiniz. Son derece vakur bir şekilde sakinliğinizi korur ve kriz anında kriz yönetimini iyi becerirsiniz.

Üstelik kriz derken sadece ekonomik krizi kastetmiyoruz. Bu her türlü iflas, ruhi bunalım, fiziki zorlanma gibi her insanın başına gelebilecek karanlık durumlar için de geçerlidir. O nedenle olaylara ve durumlara her zamanki gibi herkesin baktığı açıdan bakmak size bir şey kazandırmayacağını bilmektir en azından.

Gelen krizler ister ekonomik, ister ruhi, ister fiziki olsun geldikleri gibi giderler. İyimserlik, günümüzde bir meziyettir. Ancak layıkıyla yerine getirilirse bizi korur, dayanıklı ve dirençli kılar. Kuru kuruya vesveselere kapılmak, bizi güçsüz düşürür. Ekonomik ve diğer krizlerden daha kuvvetli çıkmak için ünlü Alman düşünür Nietzsche’in tarihe mal olmuş o ünlü sözünü kendinize sık sık hatırlatın: Beni öldürmeyen şey güçlendirir!

Belirtileri önceden görmek, önlemlerini de önceden almak demektir. O nedenle yazımızı okuduğunuz takdirde krizinin belirtilerini herkesten önce öğrenir ve gardınızı ona göre alırsınız. Bizden söylemesi.

 

Her Ekonomik Kriz Halkı İlgilendirmez! 

Bununla ne demek istiyoruz? Şunu demek istiyoruz ki dünya üzerinde gerçekleşen her mali kriz, illa halkı, toplumu ilgilendirecek, direkt onların canını yakacak şekilde meydana gelecek diye bir kaide yok. Bazı ekonomik krizler, doğrudan borsayı, sanal parayı ve bankaları ilgilendirir. Örneğin bankalardan bir anda fazla para çekilmesi, bankaların içini boşaltır. Banka, var olmayan varmış gibi gösterek aktarım yaptığı için, bazı zamanlarda topluca çekilen paralar, bankaların işleyişini dağıtır.

İşte bu bankaları ve diğer mali kurumları, borsaları ilgilendiren bir kurumdur. Aynı zamanda özel sektörü. Ancak halkın tamamının bazen ruhu bile duymaz böylesi ekonomik krizlerden. O nedenle öncelikle bu bilgiyi alıp öğrenmek ve hiç unutmamak elzemdir. Gerisi yazımızın devamında.

Düşen oklar, elbet yukarıyı gösterecektir.

Ekonomik Kriz Önce Rakamlara Sonrasında da Pazarın Geneline Yansır! 

Şimdi bu bilgi ile birlikte ekonomik krizini kavram halinden çıkarıp daha somut bir hale getiriyoruz. Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki yazımızda bazen sevinmek gerekiyor diyoruz. Hal böyle olunca ekonomik kriz, cici ve minnoş bir şeydir, her krize hoppala sevinin demek istediğimiz anlaşılmamalı.

Bilakis bazı ekonomik krizler doğrudan haklın cebini vurur ve mali bir kıyamet niteliği taşır. Paranın değeri düştüğü için,üst üste yapılan zamlar sonunda halkın alım gücü düşer. Lüks tüketim yüzde yüzlerce düşer ve azalır. Temel ihtiyaçların gölgesinde, insanlar tatsız tutsuz haftalar, aylar geçer. Aynı zamanda ekonomik krizinin yıkıcı etkileri, insanları da yıkıcı pozisyonlara sokar. Cinnetin eşiğine gelen insanlar, çeşitli şekillerde sistemden intikamlarını alırlar.

Demek oluyor ki ekonomik krizin sadece mali değil, psikolojik ve sosyolojik olarak da etkileri büyük. Bu nedenle itinayla uzak durulması gerek ülke ve toplum olarak. Ancak biz yine de her ekonomik kriz, bu kadar mali kıyamet anlamı taşıyacak kadar derin ve kıyıcı değildir diyoruz. Ve hatta daha da büyütüp bazı ekonomik krizlere sevinmek gerek diyoruz. Nedenlerini birazdan parlak fikirler olarak sıralayacağız.

Türkiye’de Evlilik Ekonomik Açıdan Mantıklı Mıdır? kapitalizm insan ilişkilerini dahi ekonomik perspektiften bakmamız gerektiğini bize öğretti ve bize şu soruyu sorduttu: Evlilik, ekonomik açıdan mantıklı mıdır? Eğer Türkiye’deyseniz ve evliliğe karşı bir niyetiniz ya da şüpheleriniz varsa cebinizi düşünmek adına önce makalemizi okuyunuz.

Her Ekonomik Kriz Sonunuz Değildir! 

Neden böyle diyoruz! Çünkü her ekonomik krizin basit bir nedeni vardır: Piyasada şişen her şey bir gün patlar! Biz buna pozitif bakış açısıyla yeniden yapılanma, yeniden doğuş da diyebiliriz. Neden mi? Çünkü büyük patlamadan sonra sistemin ve pazarın işlemeyen çarkları anında çöplüğe gömülür. Ekonomi yeniden canlanma imkanı kazanır.

Eski hatalardan ders çıkarılır. Aynı yanlışlar bir daha yapılmamak üzere rafa kaldırılır. Bununla birlikte paranın sirkülasyonu yeni patlamayla birlikte canlanmak isteyen ekonominin boşluklarından faydalanmak ister. Para yeniden sıcak sıcak akmaya başlar. Bu yeni girişimler, yeni yatırımcılar demektir.

Önceden sistemin fazlalığından bir türlü pazara girmeye cesaret edemeyen ya da fırsat bulamayan yeni kurumlar, yeni yatırımcılar kendilerini göstermeyi hedefler. Bu da kimi ürünlerde, hisse senetlerinde, borsalarda fiyat düşüşü demektir. Çünkü yeni markalar türer ve onlar kendilerini sattırmak için direkt olarak indirimli fiyatlarla sahaya girerler. Her ekonomik kriz tamiratından sonra gelen büyük rahatlamanın ana kaynağı da budur.

Olur da 2017’de ya da ileri ki yıllarda ülkemizi ekonomik kriz vurursa sakın endişelenmeyin ve durumlara farklı açılardan bakmayı asla unutmayın!

Yorum yapın