Asfalta inen, trafiğe çıkan elektrikli araçların sayısı artmaya devam ediyor. Bu yılı itibariyle trafikteki elektrikli araç sayısı 20 bini aştı. İlk bakışta az bir rakam gibi görünse de geçen yıla oranla %90’ın üstünde bir artış söz konusu. Kaldı ki bu yıl her sektörde olduğu gibi otomotiv sektörü için de çok zor geçti. Sadece sıfır arabalar değil, ikinci el arabalar bile %50 ile %70 arasında zamlandı. Durum böyle olunca ”elektrikli araç” gibi her bakımdan yeni olan bir icadın bu kadar yüksek istatistiklere ulaşması bize iki şeyi gösteriyor:
1- Bu araçlar, ekonominin ülke değil dünya çapında dar boğaza girdiği bir dönemde dahi bir yıl içerisinde yüzde yüze yakın bir satış grafiğini yakalıyor. Bu istatistik, bu araçların her koşulda, çok daha fazla tercih edileceğini gösterir.
2- Bizi önümüzdeki dönemde elektrikli araç piyasasında çok hareketli günler bekliyor.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Elektrikli Araç Akü Üretmek Karlı Mı?
Elektrikli araçlara olan ilgi, Türkiye dışında en fazla Avrupa ülkelerinde görülüyor. Avrupa’nın teknik ve teknoloji konularında bizden çok daha deneyimli ve dolayısıyla öngörülü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Onların bu tür konularda attığı erken adımlar, aceleci olarak nitelendirilmeli. Belli bir vizyonun ve sektörel tecrübelerin bir yansıması olarak değerlendirilmeli. Kaldı ki Avrupa’ya bakmadan, fosil yakıt kaynaklarının yıldan yıla azalan grafiğini incelemek de yeterli olacaktır. Bu yakıtla yüz değil bin değil milyonlaca yılda oluştu. Bir daha oluşması için milyarlarca hayvanın ve maalesef insanın ölüp gömülmesi gerekiyor. Yani bitti mi kesinlikle bitecek olan bir kaynaktan bahsediyoruz. Yenilenebilir bir kaynak olmadığı için bir zamanların alternatifi olan kaynaklar ”mevcut” kaynaklara dönüşecek. Bunların başında da hiç kuşku yok ki elektrik geliyor. Elektrik, bizi çarpmadığı sürece hem insan hem de çevre dostu kaynakların başında geliyor. Tamam rüzgar ve güneş enerjisi de en saf, en ideal olan kaynaklar ama pratik dünyada herhangi bir rasyonel karşılığı yok. Zira güneş enerjisiyle çalışan bir araba gerçek dünyadan ziyade Jules Verne’nin romanlarına yakışır nitelikte bir fantazya. En azından günümüzün realitesi baz alındığında durum böyle.
”Nerde çokluk orada bolluk” şeklinde değiştirebileceğimiz kelamı rahatlıkla iktisat biliminde kullanabiliriz. Çünkü elektrikli araçlara hem mecburuz hem de bu araçları kullanmak istiyoruz. Yani hem mecburiyet hem de keyfiyet söz konusu. Bu da, bu türden araçlara olan ilginin çok kısa bir süre içerisinde (muhtemelen birkaç yıl içerisinde) patlaması bekleniyor. Bu da elektrikli araçlar için akü üretip satmanın en karlı yatırımlardan biri olacağı anlamına geliyor. Hem Avrupa pazarındaki hareketliliğe hem de mevcut şartların gerekliliklerine baktığımızda, size bu sektörün komple çok karlı olduğunu / olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Elektrikli araçlar sadece arabalar ile sınırlı değil. Elektrikle çalışan bisikletler, öğrencilerin ve işe gidip gelirken hem spor hem de tasarruf yapmak isteyen herkesin ilk sıralarda yer alan ulaşım araçlarından biri. Bu konuyla ilgilenen okurlarımız Elektrikli Bisiklet Kiralama Dükkanı Açmak makalemize de hızlıca göz atabilir.
Bu İş İçin Gereken Sermaye
Bu iş için hem ciddi miktarda bir sermaye hem de yüksek oranda uzmanlık gerekiyor. Türkiye’nin en iyi mühendislerinden biri olsanız dahi paranız yok elektrikli araçlar için akü üretemezsiniz. Keza aynı şekilde bir oda dolusu paranız olup da uzmanlığınız ve tecrübeniz yoksa yine bu işe giremezsiniz. ”Parasıyla değil mi üretemiyor isem başkalarının üretmesini sağlarım” diyorsanız ayrı. Ancak bu tür yüksek mühendislik bilgisi ve denetim gerektiren işlerde, mesleki deneyim çok büyük bir öneme sahiptir. Açtığınız tesis, ilk aküsünü üretip size gösterdiğinde akünün rengine ve dış görünüşüne bakıp ”hımm güzel olmuş” diyemezsiniz. Hulasa komplike bir yapıya sahip olan akülerin üretimi, her baba yiğidin harcı değil. Ancak bu işin altından kalkabilecek kadar deneyime ve sermayeye sahip olanlar için elektrikli akü üretme işi, çok yüksek miktarda kar oranı getirecek parlak işlerin başında geliyor.
Elektrikli Araçlar İçin Akü Çeşitleri
Nikel bileşenli aküler son 20 yıldır rağbet oranı yüksek olan akü çeşitlerinin başında gelse de hem sızdırmazlık özelliğine sahip olmaması hem de çevreye verdiği zararlar baz alındığında, geleceği yok gibi görünüyor. Elektrikli arabaların üretimi ve kullanımı artışa geçtiğinden ötürü, ”yeni nesil” diyebileceğimiz akü çeşitlerine yönelmenizi öneririz. Bu nedenle hem nikel hem de kurşun – asit aküler, yakın zamanda çağın gerisinde kalacak gibi görünüyor.
Geleceğe yönelik bir yatırım olan elektrikli araçlar için tam da gelecekteki insanların / müşterilerine çok yönlü taleplerine karşılık verecek aküler üretmek için bir ekip oluşturmalısınız. Ve piyasadaki her yeni icadı da takip etmelisiniz.