Evden Yemek Yapıp İş Yerlerine Satmak – Röportaj

Merhaba hanımlar ve beyler. Bu yazımızda evden yemek yapıp iş yerlerine satmak konusunu işleyeceğiz. Günümüzde gün geçmiyor ki yeni bir ek iş, ek gelir kapısını sizlere sunmayalım. Çünkü biliyoruz. Hayat şartları epey zorlaştı. Bir yerden kısalım, bir yerden az harcayalım derken insan sadece otomatik olarak genel ihtiyaçlarını karşılar oldu. Hayattan, yenilen yemekten, yürünülen yollardan memnun olanlar çok az.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: SİZLERDEN İŞ VERME VAADİ İLE TEMİNAT, KAPORA VE BENZERİ ÜCRETLER TALEP EDENLERE SAKIN KANMAYIN, BU KİŞİLER İŞ ARAYANLARI DOLANDIRMA AMACI GÜDEN ADİ SAHTEKARLARDIR!!

Sorunlarımızın kökenlerini ise maalesef iktisat oluşturuyor. O nedenle biz de parlak fikirler olarak mümkün olduğunca ev ortamından yapılacak ve en azından ek gelir oluşturacak işleri sizlere sunuyoruz. Açık konuşalım. Bazı iş fikirleri çok tek düze ve zorlayıcı olabiliyor. Bununla birlikte bu yazıda ele alacağımız konu ve iş fikri oldukça basit ve eğlenceli. Çünkü kim ne derse desin yapılan araştırmalar ve edinilen kişisel deneyimler de bize gösteriyor ki mutfakta çalışmak moral motivasyon açısından tam olarak terapi edicidir.

Yemek yapıyor olmak ise kişi biraz olsun seviyorsa hiçbir zaman insanı sıkmaz. Kadınlara sorun. En sevmedikleri ev işlerinde sıranın her daim sonundadır mutfakta iş yapmak. Onları hazır kahreden temizlik ve pek tabi ütüdür. Yemek konusunda ise tek sıkıntı ”bugün farklı olarak ne yemek yapsam” telaşıdır. Eh bu işte de size hangi yemekleri yapacağınız söylendiğine göre bu sıkıntı da ortadan kalkmış oluyor. Geriye bir tek mis gibi kokuların eşliğinde çatal kaşık hareketleriyle mis gibi yemekler hazırlamak, birazını kendine ayırıp geri kalanını iş yerlerine satarak bundan bir güzel de para kazanmak.

Evden Atkı Yapıp Satabilmek adlı yazımız da birinci ek makale olarak burada kalsın. Ev ve el işlerini aynı anda sevenler için evden atkı yapıp satabilmek ve bu vasıtayla ek gelir elde etmek mümkün. Ayrıntılar yazımızın içlerinde sizi bekliyor.

Issız adam filminde ana karakter hem iş yerinin sahibi hem de şef garsondu. Kahramanımız ne kadar yakışıklı olsa da mükemmeliyetçiliği ve telaşıyla çalışanlarına zor anlar yaşatıyordu. Sizin başınızda böyle bir şef ya da garson olmayacak. Güvenle ve huzurla çalışabileceksiniz. Bu da işin artı bir parçası olarak size gülümseyerek göz kırpıyor.

Röportaj 

N. H. tam dört yıldır evde yaptığı yemekleri çeşitli lokantalara satarak aile bütçesine katkıda bulunuyor. Sizin de aklınızda böyle bir iş fikri varsa, röportajımızı okuyarak evde çalışmak ve yemek yaparak para kazanmak hakkında merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz. 

 – İlk sorum şu olacak. Hangi iş kolu olursa olsun evden çalışmak insanlara çok daha rahat geliyor. İstanbul gibi büyük metropollerde trafik sıkıntısı çekmekten kurtuluyorsunuz. Sabah erken kalkma derdi yok. Ve bunun gibi daha birçok şey. Evden çalışmak gerçekten rahat mı? 

 – Yorgunluk aynı yorgunluk. İster bir lokantada, ister bir ofiste çalışın. Yemek yapmaksa hem hareket hem de dikkat gerektiriyor. Bir şeyi az ya da çok koysanız, ocağı birkaç dakika geç kapasanız, tüm emeğiniz boşa gider. Bu nedenle bu iş yüksek konsantrasyon gerektiriyor. Evde ise her zaman ihtiyaç duyduğunuz ortama sahip olamıyorsunuz. Ev halleri, çalan kapı, gelen misafirler, kendi ev işleriniz derken, bir bakmışsınız, gün akşam olmuş. Rahatlık biraz da hangi işle meşgul olduğunuza bağlı. 

 – Sadece lokantalarla mı çalışıyorsunuz? 

 – Birkaç kafeye de börek, poğaça, açma türü şeyler yapıyorum. Müşteriler ev yapımı istedikleri için rağbet çok oluyor. 

 – Öyleyse çeşit ayrımı yapmadan birçok yemeği bir arada yapabiliyorsunuz. Örneğin hem pasta hem de zeytinyağlı yaprak sarması. Nasıl yetişiyorsunuz bu tempoya? 

 – Siz az evvel sabah erken kalkma yok dediniz ama ben her sabah 8’de kalkıyorum. Yemeklerin çoğunu aynı gün içinde teslim etmek zorundasın. Böyle olunca sabah erkenden çalışmaya başlamak zorundasın. Kızım yardım ediyor bana. O olmasa yetişemezdim zaten. 

 – İleride daha çok da sipariş almaya başlarsanız kurumsallaşmayı düşünür müsünüz? Bir pastane ya da küçük bir restoran açmayı düşündünüz mü hiç? 

 – Açıkçası onun bambaşka bir kulvar olduğunu düşünüyorum. Bu tür işler sadece yemekle ilgili değil ki. Muhasebesi var, halkla ilişkileri var. Ben ise sadece yemek yapmayı bilirim. O nedenle siparişler çoğalırsa belki bir yardımcı alırız yanımıza. Ama kurumsallaşacağımı düşünmüyorum. 

 – En çok hangi yemekleri yapıyorsunuz? 

 – Yaprak sarması, çörek otlu poğaça, tiramisu. Bu üçünü hemen hemen her gün yapıyorum. 

 – Hiç işleri yetiştiremeyeceğim telaşınız oluyor mu? Ya da saatinde teslim edemediğiniz için bir müşteriyle münakaşa ettiniz mi mesela hiç? 

 – Bir değil birkaçıyla. Bir keresinde, yarım gün boyunca elektrikler kesikti. Dolayısıyla bazı işler ertelenmek zorunda kaldı. Ancak, bir müşteri anlayış göstermemişti bu duruma. Sanki evde jeneratör bulundurma şansım varmış gibi, söylenmeye başladı. Bu tür anlayış insanlarla karşılaşınca, iş dünyasının ne kadar zor olduğunu anlıyorsunuz.  

 – Pandemiden en ağır yarayı alan sektörlerden biri gıda sektörü oldu. İşletmeler uzun bir süre kapalı kaldı. Sadece belli bir saate kadar eve servis yapılabildi. Bu nedenle satışlar büyük oranda düştü. Bu süreç, işlerinizin azalmasına neden oldu mu? 

 – Elbette. Hem malum yasaklar ve sınırlamalardan, hem de insanların artık dışarıdan yemek yeme konusunda daha temkinli davranmasına yol açan nedenlerden ötürü, iş yüküm baya azaldı. Bazı günler hiç yemek yapmadığım bile oldu. Dilerim o günleri bir daha yaşamayız. 

 – Sizin gibi evden yemek yaparak aile bütçesine katkıda bulunmak isteyen kadınlara ne önerirsiniz? 

 – Eğer yapabiliyorsa ve buna ihtiyaçları varsa, bir saniye bile düşünmeden hemen yapmaya başlasınlar. İşleri açıldıkça biraz yoğun olabilirler ama zamanı doğru kullanırlarsa çok fazla zorlanacaklarını zannetmem. Bir de işin şöyle bir boyutu var ki, yemek yapmak dünyanın en zevkli işlerinden biri. Hanımlar da mutfakta vakit geçirmeyi sevdikleri için, stresten uzak bir çalışma ortamları olacaktır. 

 

Evden Yemek Yaparken Dikkat Edilecekler 

1-Yemeğin tadına ve tuzuna özen gösterilmeli:

 Hani bazı lokanta yemekleri vardır. Sadece çok açken en içgüdüsel ihtiyaçları yerine getirmek, yani doymak için yenebilir ancak. Onun dışında tat tuz hak getire! Bazen ise plastik, yabansı bir tadı olur bu yemeklerin. İşte sırf ekonomik olacak diye en ucuz yağlarla yaparsanız yemeklerinizi o yemeklerinizden belli bir süre sonra şikayetler gelmeye başlar. Bu da kendi işinizi cimrilikle kendi elinizden almak demektir. Riske girmeye gerek yok.

Bir diğer dikkat edilecek husus ise yemeğin tuzu. Siz de uyanık davranın ve yemeğe minimum ölçüde tuz atın. Kimileri döker bir avuç tuzu. Yemeğin tuzlu bulunması ise beğenilmemesi ve yenilmemesi demektir. Riske girmeye gerek yok. Ya çok az tuzla ya da hiç tuzsuz yapın. İsteyen daha sonra tabağına katabilir.

2- Yemeğin sağlıklı ve hijyenik ortamda yapılmasına önem verilmeli: 

Evet ev ortamındasınız ama bu yine de sağlık ve hijyenik kurallarına uymanız manasına geliyor. Mutfağınız, tezgahınız mutlak surette temiz ve düzenli olmalı. Bununla birlikte başınıza koruyucu bir kılıf geçirmeniz daha sonra yemeklerin içinden saç teli ve kıl gibi istenmeyen çirkinliklerin çıkmasına engel olacaktır.

Kendi evinizde, kendi işinize kendi çocuğunuza nasıl özenle hazırlıyorsanız satış yapacağınız iş yerleri için de aynı özenle ve titizlikle hazırlamalısınız yemeklerinizi. Evinizde çocuklar olacağı gibi iş yerlerinde de nicelerin eşleri ve çocukları yiyecek o yemekleri. Bunu da aklınızdan çıkarmayın.

Türkçe’de ve memlekette şöyle bir tabir vardır. Elinin bereketi derler. Ya da elinin tadı. Ama bu sizin evinizde, sizin aileniz ve misafirleriniz için geçerlidir. Şu görseldeki yemek yapma şekli yanlıştır. Eller ne kadar yıkanırsa yıkansın her an istenmeyen bir tüy, bir toz önce ellere sonra yemeklere kaçabilir. Bu nedenle iş yerlerine satmak üzere evinizden yaptığınız yemeklerin mutlak özenle, eldivenlerle ve koruyucu kılıflarla korunması gerekmektedir.

3- Yemeği vaktinde yetiştirmeli: 

Muhtemelen günlük ya da iki günlük periyotlarla çalışacaksınız. Önceden ortaklaşa bir menü hazırlanacak ve çok büyük değişiklikler olmadığı sürece o menü sabit kalacak. Böylece günde ya da iki günde bir yemek listeniz olacak. Bu siparişlerin zamanında yetişmesi lazım.

Bazıları evden çalıştığı için fazla rahat davranır. Kişisel sorunlarını bile işin gecikmesine ya da ertelenmesine yol açacak şekilde öne sürebilirler. Bu birlikte çalıştığınız iş yerlerinin hoşuna gitmeyecektir. Sizin bir günkü gecikmeniz ya da kasıtlı ertelemeniz o gün o iş yerindeki insanların aç kalmasına ya da ceplerinden yemek söylemelerine neden olacaktır. Bu ise iş yerinde aranızda çeşitli sorunlara yol açacaktır.

4- İstenilen siparişleri yapmalı: 

Kendinizden çok bir şey katmamaya bakın siparişlere ve yemeklere. Bazı hanımlar hızını arayıp yeni şeyler denemek istiyor, yeni baharatlar ya da yiyecekler katıyor yemeklere. Bunu evinizde kendi sofranızda deneyebilirsiniz. Ne isteniyorsa onu düz ve sade şekilde yapın. Ne kadar az risk, o kadar az hata payı.

Evde yaptığınız yemeklerde bol bol organik ürünler ve sebzeler kullanmaya dikkat edin. Çünkü insanlar halihazırda fast-fooddan sıkıldıkları için ev yemeği tüketmeyi tercih ediyorlar. Sizin de evden hamburger-  kola paketlemeleri yapacak haliniz olmadığına göre… Bu nedenle ev yemeklerinde mutlak sadelik, mutlak tazelik işlerinizin açılmasına ve yemeklerinizin afiyetle yenip dilden dile dolaşmasına olanak tanıyacaktır. Böylece çifte mutluluk sizi bulacak. Hem fazla kazanç hem de yemeklerinizin beğenilmiş olması.

Evden Yemek Yapıp İş Yerlerine Satmak Karlı Mı? 

Ortalama ve düz bir hesapla ayda en az böyle bir iş yaparak bin lira kazanabilirsiniz. Bu, tamamen anlaştığınız iş yerinin tarzına ve sizden ne kadar ne tip yemekler istemesine bağlı. Mesela zenginlerin iş yeri ise, brokoli kolay yemeklerden bile deli para kazanabilirsiniz.

Her ne olursa olsun bu zor geçim günlerinde kendi evinizde kendi mutfağınızda sevdiğiniz bir iş olan yemek yaparak para kazanmak, bulunmayacak nimetlerden biridir. Aynı zamanda iyi bir ek gelir kaynağıdır ve mutlak surette değerlendirilmelidir.

Kim bilir siz de bu işten para kazandıkça mutfağınız ve ocağınız da bu şekilde yenilenebilir. Böylece hem iş yerlerine hem de kendi evinizde ultra modern cihazlarla daha keyifli, daha pratik yemekler yapabilirsiniz.

Evlere Sıcak Yemek Servis Etmek Karlı Mıdır? adlı makalemizi de kardeş yazı olarak şuraya bırakalım. Evden sıcak yemek servis etmek karlı mıdır sorusuna yanıt aradığımız bu yazımızda iş yerlerine değil de doğrudan müşterilere sıcak sıcak yemek satmanın tüm inceliklerini bulabilirsiniz. Şimdiden keyfi bol okumalar olsun.

Evden Yemek Yapma İşinde Sadece Kadınlar Mı Çalışabilir? 

Elbette hayır. Zaten birçok yerde aşçı başlarının ve mutfak çalışanlarının erkek olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle ek gelir ihtiyacında olan ya da evden çalışmak isteyen erkek arkadaşlarımız da böylesi işler için iş yerleriyle irtibata geçebilir.

Şu Yazımız da konuyla alakalı: Evden Yemek Yaparak Para Kazanmak

Evden yemek siparişi veren firmaları, kişileri bulmak için

Evden yapmış olduğunuz yemekleri satmak için özel web-siteleri var. Bu sitelerden en başlıcalarından birisini sizlere yakın zamanda burada paylaşacağız. Bu mecralar sayesinde yapmış olduğunuz yemekleri satabileceğiniz kişiler bulmuş olacaksınız. Bu kişilerin aslında bir adım uzadığınızda olduğunu ve işlerinden zaman bulamayan esnaflar, iş adamları olduğunu fark ettiğinizde çok şaşıracaksınız.

Yine bu kişilere ulaşabilmek için broşür ve el ilanlarından faydalanmayı unutmayın. Üşenmeyip tek tek kapı kapı gezip evde yapacacağınız yemeği satabileceğiniz kişiler bulabilirsiniz.