Girişimlere Finansör Olma İşi

Herkese merhaba! Bu yazımızda paranın doğru kullanımı ve piyasanın içinde en reel şekilde yorumlanması ve dağıtılması alanında girişimlere finansör olma işinin ayrıntılarını ve inceliklerini siz, sevgili okurlarımızla paylaşacağız.

Öncelikli olarak finansör nedir ona bir bakalım.

Finansör, temel anlamıyla finanse eden, para desteği sağlayan kişilere verilen genel addır. Bundan 50 yıl öncesine kadar bilinen en güvenilir finansörler, bankaları ve kurumlarıyla destek veren devlet idi. Ancak özel sektörün 21. yüzyılda hız ve ivme kazanması sonucu, girişimciler, artık özel kurum ve kuruluşlardan da finans alabilmektedir.

Böylece finansörlük mertebesi, devletten alınarak özel kişi ve kurumların denetimine girerek bir ”meslek” haline gelmiştir. Önceden de serbest piyasa var olmasına rağmen, hemen hemen tüm finanse işleri devletin kademesindeydi. Hem böylesi daha güvenliydi, hem de ortalıkta herhangi bir girişimi finanse edecek liberal bireyler ve kurumlar yoktu.

Ancak artık görüyoruz ki, devlet bile kendisine ait kurum ve yapıları özelleştirme yoluna gitmektedir. Çok uluslu şirketlerin yakın gelecekte dünya ve dünya ticareti üzerinde tek söz söyleyen yapı olacağı yönünde tartışmasız ortak bir mütabıklık var. Bir başka deyişle, para bir varlık olarak daha serbest ve daha özgür dolaşmak istiyor. Kapitalist ekonomi sisteminin ikinci aşamasında, artık her girişim daha açık, her finanse işi de daha özgür olarak kendini gösteriyor. Devlet, iki özel girişimci ve finansörün arasında bir güvenlik birimi olarak görevini yapıyor. Yani her ne kadar özel şirketler arasında kişi bazlı bir anlaşma sağlansa da, yükümlülüklerin yerine getirilmesi adına, devlet varlığını ikili anlaşmalarda göstermeye ve sürdürmeye devam ediyor.

Girişimciliğin önemi ise, günden güne artıyor. Son on yılda devlet destekli girişimlerin de arttığını söyleyebiliriz. Çünkü modernitenin artması ve teknolojinin yükselmesi ile birlikte, tek bir kişi bile ticareti ve genel dünya düzenini değiştirebilecek girişimlere imza atabiliyor. Bunun sayısız örneğini yıldan yıla görmekteyiz. Önceden onlarca, yüzlerce insanın bir araya gelerek başarabildiği zor ve külfetli oluşumları, artık tek bir birey ya da kurum, teknolojinin ve halkla ilişkilerin doğru kullanımı ile birlikte tek başlarına çözüp başarıya ulaşabiliyorlar.

fi-2

Ne Tip Girişimlere Finansör Olunabilir? 

  • Şimdi konunun daha iyi anlaşılabilmesi için örneklerle ilerleyelim. Bir filme para yatıran ve bütçesinin büyük bir kısmını oluşturan finansörlere yapımcı denir. Yapımcılar, filmin hasılatından koyduğu paranın daha büyük bir kısmını kazanır. Film kazanır, yönetmen kazanır, nitekim yapımcı da kazanır. Ancak filmin oluşması ve kar elde etmesi için finanse edilmesi elzemdir. Bu noktada diyebiliriz ki, yapımcı filmin, film girişiminin finansörü konumundadır. Peki bir yapımcı nasıl filmlere para koyar? Tam olarak bu sorunun yanıtı, bizim başlığımızı oluşturan sorunun da yanıtı olacaktır. Öyleyse meraklıları ve yazımızı okuyan okurlarımız için madde madde ilerlemeye devam edelim.

 

  • Geniş kitlelere hitap edecek girişimlere finansör olunabilir. Ne olursa olsun her girişim, girişimin konusu olan ürünün ya da icadın satılmasını hedefler. Bir ürün, bir yapı ne kadar çok satılma potansiyeli taşırsa o nedenli başarılı kabul edilir. Bu noktada, finansör olan kişinin iyi bir ön okuma ile söz konusu girişimlerin arasından en makul ve en geniş kitleleri hedef kitleye çevirecek girişimlere yatırım yapması gerekir. Bu noktada gözetilmesi gereken ana nokta, uç fikirlere değil özgün fikirlere odaklanmaktadır. Uç fikirler ve girişimler yapıları gereği ne kadar özgün ve orijinal olursa olsun, en nihayetinde marjinal bir gruba ve küçük bir topluluğa hitap edecektir. Bu da girişimin, az bir satış ile yoluna devam etmesi demektir. Ancak, uzun vadede geniş halk kitlelerinin ihtiyaçlarına cevap veren, bir yokluğu ve eksikliği gideren girişimlere yatırım yapmak, en makul ve en mantıklı seçenekler arasında kendini gösterecektir.
Şu İş İlgini Çekebilir:  Girişimciliğe Yeni Başlayacaklara 8 Altın Tavsiye

 

  • Orijinal fikirlere ve daha önce yapılmamış girişimcilerin destekçisi olun. Böylece paranıza para katmış olursunuz, hem de ülkenizin gelişmesi adına bir tane daha çark döndürmüş olursunuz. Bilim alanında olsun, sanayi alanında olsun yapılan girişimlere finansör olmanın hem maddi hem manevi bir hazzı vardır. Manevi hazzın odak noktası, işe yarar bir şeyler üretmenin destekçisi olmaktan geçer. Maddi kısmını ise kasanıza biraz daha para koyduğunuzda hissedeceksiniz.

 

  • Risk ölçeği belirgin olan ama yüksek olmayan girişimlere. Her girişim, elbette ki bünyesinde risk barındırır. Sizin finansör olarak yapmanız gereken, risk dengelerini doğru okumak ve ölçekler halinde takvimler ve istatistikler hazırlamaktır. Piyasada hiçbir şey matematik kadar keskin değildir. Cepte gözüyle bakılan girişimler başarısız olabilirken, çok riskli addedilen girişimler büyük başarılara imza atabilmiştir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken hissedilen riskin payını doğru hesaplamak ve gerekli kanallar aracılığıyla olası riskleri minimuma indirmektir.

fi-1

Melek Yatırımcılık Nedir? 

  • Daha yolun başında olan ve kariyer açısından herhangi bir başarısı ya da artısı olmayan, genelde genç yaşta ya da üniversite öğrencilerinin çekirdeğini oluşturduğu girişimlere sermaye ve destek sağlayan oluşumların genel adına melek yatırımcılık denir. Melek yatırımcılık, özel hamlelerle hem işsiz sayısını azaltmayı hedeflemekte hem de genç, yetenekli ve çalışkan insanlara istihdam yaratmayı hedef gözetmektedir. Melek yatırımcılık sayesinde daha start-up seviyesindeki işletmeler, büyür, kazanır ve ülke / pazar piyasası genelinde bir sirkülasyon yaratır. Hepimizin bildiği üzere, bir işletme büyüdüğü zaman, bundan o ülke genelindeki herkes faydalanır. Bu açıdan melek yatırımcılık, hem iş sahasında hem de ülke genelinde oldukça fonksiyonlu bir sermaye aracıdır.

fi3

Girişimlere Finansör Olmanın Karlılık Durumu Nedir? 

  • Eğer desteklenen girişim başarıya erişilirse oldukça karlı olabilir. Hem girişimci hem de finansör için. Eğer başarısızlık meydana gelirse, bu durumda tek zarar gören yine finansör olacaktır. Bu nedenle riskin büyük ölçeği finansör konumunda olan kişi ve kurumlardadır. Bu nedenle parayı veren, yatırımı sağlayan, sermaye araçlarını harekete geçiren finansörler, aynı zamanda karar merci konumunda da işleyişe sahip çıkarlar. Kazanılırsa hem girişimci hem finansör kazanacaktır. Ancak kaybedilirse, sadece finansör kaybedecektir. Risk durumunu da aktardığımıza göre, karlılık durumu ile de bilgi vermiş oluyoruz böylece. Zira bir meslek, bir iş, bir yatırım içinde ne kadar risk barındırıyorsa karlılık durumu da o kadar aktif ve hareketli demektir.

 

  • Karlılık durumunu nicel olarak belirleyen unsurlar, girişimin ne kadarlık bir alana hitap ettiği ve finansörün cebinden çıkan meblağın ne kadar fazla oluşuyla ilintilidir. Ne kadar para yatırılırsa, o yatırılan paranın katları kadar çok kazanma şansı ve ihtimali de o kadar var demektir.

Girişimlere finansör olmanın artı yönü, işin mesai kısımlarında sizin aktif olarak rol oynamamanızdır. Siz sadece paranızı yatırır ve işleyişi takip edersiniz. Karar veren mercisinizdir ama yönetmezsiniz. Bütün iş ve çalışma ortamı tamamen girişimcinin elindedir. Bununla birlikte her dam girişimciden daha çok kazanırsınız.

Girişimlere finansör olmanın eksi yönü ise, girişimciye ya da piyasaya bağlı olarak yapılan hatalar ya da girilen çıkmazlar sonucu, en fazla riski alan olarak en fazla kayba uğrayanın da finansör olmasıdır. Nice girişime güvenerek çokça para yatıran finansörlerin, böylesi olumsuz koşullarda iflas seviyesine geldiği ya da iflas ettiği çokça görülmektedir.

Yorum yapın