Gömeç’te Emlak Piyasası Neden Bekleneni Veremedi?

Dünyada sektörlerin en büyüklerinden biri emlak. Mücevher ve takı piyasası ile birlikte kafa kafaya gidiyor olabilir. En tepeden en aşağıya kadar tüm kademelerde emlakçılar, bulundukları ilçenin, şehrin ve hatta ülkenin ortalama kazancından fazla para kazanıyor. Hadi dürüst bir ifade kullanalım ve ”kazanma ihtimali var” diyelim. Emlak piyasasını bu kadar büyük yapan, yeryüzündeki en pahalı şeylerden birinin pazarlaması, lansmanı ve satışını üstlenmiş olması.

Aklınıza sadece yüzde doksanımızın oturduğu metruk ve çirkin apartmanlar gelmemeli yalnızca. İstanbul’da bir arsa, San Marinoda bir villa ya da Abu Dabi’de bir ofis satmak da emlakçıların işi. Yoksa bazıları kiraladıkları yahut sattıkları evlerden 2000. – 3000 lira değil dolar kazanıyor. Her şey tam olarak hangi zamanda, nerede olduğunuzla ilgili.

Gömeç’te emlak piyasasının beklenenin çok çok altında kalması iki tarafta da hayal kırıklığına neden oldu. Bir tarafta kiracılar, müşteriler, yeni bir ofise geçmek isteyenler, uygun fiyata denize sıfır ev (böyle bir şey mümkünmüş gibi) bakanlar. Diğer tarafta dairesini, arsasını elden çıkarmaya çalışanlar. Buna Corona Salgın ve söylenmese de birçok Avrupa ülkesi de dahil olmak üzere neredeyse dünyanın etkisi altına alan ekonomik kriz eklenin emlak piyasasında ”Duraklama Dönemine girdi.” Şimdi bazı okurlarımız ”Gerileme Devri” bazıları ise ”Çökme Dönemi’‘ olarak karşı çıkabilir. Fakat emlak sektörü ilk ortaya çıktığı günden / yıldan bu yana sallantıda olan bir sektör. Her ne kadar özellikle evrensel bir ekonomi depreminde en fazla sallanan ülkelerden biri olsak da, başka ülkelerde de bir iniş – çıkış durumu söz konusu.

Emlak, Borsa gibi denge aranacak bir alan değil. Bununla birlikte insanlık var oldukça devam edecek olan bir ihtiyaca yönelik hizmet sunduğu için böyle bir sektör çökecek de değil. Doktorlar, hastaları iyileştirir. Avukatlar, müvekkillerinin haklarını savunur ve emlakçı da ev gösterir.

Tarih, Osmanlı Devleti’nin yükseliş dönemi en geniş topraklara sahip olduğu yıllarda gösterir. Siz de gün gelir en lüks, en süper dairelere sahip olduğunuz zamanda piyasayla birlikte yükselişe geçebilirsiniz. Emlak sürprizi bir sektör çünkü. Hele ki Gömeç gibi ”gizli hazinelerle dolu” dersek ”mübalağa” yapmamış olacağımız ilçelerden birinde.

Gömeç’te Ne Eksik?

Başa gelen çekilir derler. Gömeç’in başına gelen, gece hayatının neredeyse hiç olmaması. Yoksa Türkiye’de doğa tatili dendi mi akla gelecek ilk beş – altı ilçeden biri Gömeç. Tatilini sabah ve gündüz yüzmek – eğlenmek – keşfetmek akşam da güzel bir yemek yemek ve dinlenmek olarak ikiye bölenler için ideal bir yer. Günün 18-20 saatini tam anlamıyla coşkuyla, eğlenceyle geçirmek isteyenler içinse hiç uygun değil. Cuppa cuppa eğlenmek isteyenler biraz daha güneye inmeli ve şansını Ege’de denemeli.

Şu İş İlgini Çekebilir:  Hangi Arsayı Almak Daha Mantıklı?

Gündüz tatili dedik. Gömeç’te birkaç gece geçirmek hızlı yaşayan gençler ve kendilerini genç hissedenler için sıkıcı olabilir. Kim ne derse desin kültür- tarih ve hatta doğa turizmi bile bir yere kadar. Yılın 250 – 300 günü sıcakta, soğukta, mobingle, boğucu mesai saatleriyle geçiren kalabalık gündüz  denize girmek ve güneşlenmek istediği gibi gecelere de akmak istiyor. Netice-i kelam, Gömeç ”Çılgınlar gibi eğlenmek isteyenlerin” gözdesi değil ”Çılgın Kalabalıktan Uzakta” olmak isteyenlerin uğraş yeri.

Bunun dışında sırf Kaz Dağı Milli Parkını görmek için gidilen ve bence gidilmesi de gereken bir yer. Hem Roma hem de Bizans tarihiyle ilgilenenlerin mutlaka görmesi gerekenle yapılardan bir diğeri de Kız Çiftliği. Antik dönemden kalma bu tarihi bina, bir dönem tüm  Avrupa’yı ve Avrupa sanatını etkisi altına alan gotik akımının erken bir habercisi adeta. Bununla birlikte Gömeç’in plajları, Bodrum, Kuşadası ya da Fethiye plajları ile kıyaslanacak kadar güzel.

Gömeç Neyi Hatalı Yaptı? 

Ya da bu soru bir hata yaptı mı? diye de sorulabilir bu. Çünkü ilçeler ve şehirler de insanlar gibi karar alıp uygulayabilir çoğu zaman: Bazı ilçeler kesinlikle ”keşfedilmek” istenmez. Ölü Deniz gibi yoğun ilgi göreceğine ölü taklidi yapar. Geleni gideni bellidir bu yerlerin. Ve gelen giden sayısı da aynı şekilde. Öyle yüzde yirmilik, otuzluk bir artış gözlenmez bu yüzden bu tür ”gizli hazinelerde” Yerli halk ikiye ayrılır. Kimisi daha çok tanıtım yapılırsa ilçesine daha fazla turistin geleceğini, bunun da ilçenin çıkarına / yararına olacağı düşüncesindedir. Ki haklıdır. Kimisi ”kendi yağında kavrulmak” deyimini turizme uyarlar. Bu kişilere göre ilçelerine daha fazla turistin gelmesi demek, ilçelerinin gün be gün daha pahalı bir yer haline gelmesi demektir. Önümüzde Bodrum, Kuşadası gibi örnekler olduğuna göre… Bu taraf da haklıdır.

Ama her an dengeler değişebilir ve gün gelir Gömeç tam anlamıyla hak ettiği ilgiye kavuşur. O zaman burada arsası, apartman dairesi, oteli ve pansiyonu olanlar için geçim sıkıntısı yerini geçim kaynağına bırakır! Zira ”tam dolu turizm” nice yer altı kaynağından daha fazla kazandırır.

Turistler, yeni yerleri keşfetmeye ve mesken edinmeye meraklıdır. Zaten biraz da bu yüzden sürekli ülkemizi tercih ediyorlar. Her köşesinde ayrı bir tatil imkanı ve ihtimali var. Beklenen olursa ve Gömeç’e şimdi geldiğinden dört – beş kat (en az) turist gelirse bu direkt olarak emlak fiyatlarına yansıyacak. Bu durumda iki ihtimal var. Ya emlak piyasası canlanacağı ve sürekli bir para akışı sağlanacak. Bu da ilçenin ”daha az turistik” olan bölgelerinde yer alan daire fiyatlarının düşmesini sağlayacak. Tabi, bu iyi ihtimal. Kötü ihtimal ise ilçenin popülerleşmeye başlaması korkulanı başa getirecek ve her şeyin bir anda daha da pahalı hale gelmesine neden olacak.

Yorum yapın