Hatırlama Oranı Yüksek Reklam Yapabilmek İçin

Marka adlı bir filmde reklam sektörünü çeşitli simgelerle anlatıldığına tanıklık ederiz. O filmde her markanın bir canavarı vardır ve canavarlar birbirleriyle dövüştürülür. Elbette günümüz dünyasında biraz abartı bir dışa vurum şekli olmuş bu film. Ancak günümüzde reklam sektörüne dair bilgileri okuduğumuzda, kendi aramızda tartıştığımızda fark ettiğimiz koyu ve karanlık şeyler oluyor. Dünyayı reklamlar yönetiyor olabilir mi?

Zira insanların ne alacağına onlar karar veriyor. Hangi marka su içmesi gerektiğine, hangi markanın çamaşır suyunu kullanırsa daha mutlu olacağını falan. Anlattığımız film ne kadar gerçek üstü ise reklamların bize vaat ettiği ve tek başlarına teşkil ettiği dünya da o kadar abartı. Ama birilerinin para kazanması ve dünyayı algılar üzerinden yönetmesi gerek değil mi?

Yani mutluluk gibi çok sofistike bir kavramı bile diş macununa bağlamak oldukça enteresan olsa gerek. Açıyorsun televizyonu. İzlediğin program reklama giriyor. Programı kaçırmamak ya da üşendiğin için kanalı değiştirmiyor ve reklamları seyrediyorsun. O reklamın dünyasında mutlu mu olmak istiyorsunuz – öyleyse x marka diş macunu kullanın gibi bir yönlendirmeye maruz kalıyorsunuz.

Yani bir yerde Aristoteles’in Poetika’sı var mutluluktan ve mutluluk sanatından bahseden. Bir de diş macunu reklamları var. Oldukça ilginç olsa gerek. Sonuç olarak biz ne kadar burada yazı yazsak da, birileri bazı durumları protesto etse de reklamların dünyası gerçeğin dünyasını kontrol etmeye kaldığı yerden daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde devam edecek, kaldığı yerden.

Reklamlar, aynı zamanda en fazla para akıtılan, içinde para harcanan sektörlerin başında gelir. Bunu daha önceki bir yazımızda da sizinle paylaşmıştık: Bir yıl, sadece bir yıl için reklamlara para harcanmasa dünyadaki açlığın tamamı bitiyor. Hal böyle olunca şaşırmamak, reklamların gücüne hayret etmemek elde olmuyor.

Şimdi konumuzun özüne dönelim. Zira bize ne kadar mantıksız gelse de şimdiki dünyanın gerçekliği bu. Büyük pastadan bir dilim alıp hayatımızı idame ettirmek istiyorsak sorgulamaktan ziyade sistemin içine girmeyi denemeliyiz. Böylece şimdi reklamların hatırlanma oranı yüksek olması için neler yapmamız gerektiğini konuşmaya başlayabiliriz.

Facebook’tan Reklam Vererek Ürün Pazarlamanın En Önemli Sırları adlı makalemiz reklam sektöründe çalışan ya da bu alanda boy göstermek isteyen arkadaşlara reklam ve sosyal medya arasındaki ilişkiyi tüm detaylarıyla gösteriyor. Reklamdan para kazanmak ve ilerlemek isteyen arkadaşlar Facebook’tan reklam vererek ürün pazarlamanın en önemli sırlarına vakıf olabilirsin. Şimdiden dolu dolu okumalar.

Reklamlar, karşınızda, karşımızda.

Reklamlar Neden Hatırlanmalı? 

Önümüze gelen o reklam filmlerinin senaryolarını yazanlar, filmlerini çekenler, kostümlerini, müziklerini, sloganlarını hazırlayanlar kendi aralarında şöyle bir slogan geliştirmiş olmalılar. Anlamasalar da olur. Hatırlasınlar yeter.

Buna en sert ifadeyle beyin yıkamak diyelim, ya da eleştirinin dozunu biraz kısarak algı yönetimi diyelim. Ne dersek diyelim, özellikle televizyonun icadı ve yaygınlaşmasından sonra görsel medya efektleri beynimizin içerisinde ticaret binaları kurmuştur. Artık insan satın almak gibi eski zamanlara ve doğasına ait olmayan eylemleri zihinlerinde pekiştirerek yaşıyorlar. Her şey bir ürün, her şey bir pazarlamanın sabit noktalarıyla ilgili. Hal böyle olunca da reklamlar neden hatırlanmalı sorusunun cevabı kendiliğinden geliyor.

İnsanlar, daha fazla satın alsınlar diye tabi. Bunun dışında reklamın ele geçirdiği zihinler, otomatik olarak reklamların reklamını yapmaktadır. Pek tabi sevdikleri ve buna bağlı olarak hatırladıkları reklamları.

  • Aga şu reklamın müziğine bayıldım ya. Bak şöyle…
  • Bilmem ne çikolatasının reklamı ne güzel olmuş öyle ya! Kısa film gibi.

Reklamlar hatırlanmalı ki insanlar evlerinden çıkıp süper marketlere girdiğinde raflarda elleri otomatik olarak ilk hatırladıkları ürünlere gitsin. Reklamlar hatırlanmalı ki satın alma güdüsü o markanın çağrışımlarıyla eşitlensin. Reklamlar hatırlanmalı ki ortamlarda konuşulsun ve satın alan insanların sayısı insanlar aracılığıyla arttırılsın.

Binaya Reklam Asarak Gelir Elde Etmek reklamın bir diğer alanı da binalara reklam asmaktır. Reklam deyince aklımıza sadece televizyonlar, sinema filminden önce bizi boğazlayacak şekilde gösterilen beyaz perdeler, dergiler akla gelmemeli. Yürüdüğümüz sokaklar, arabayla geçtiğimiz caddeler, evlerimizin her kıyısı köşesi reklam tabelaları ,reklam afişleri ve panolarıyla doludur. Billboardlar da cabası. Hal böyle olunca böyle devasa bir sektörde iş yapmak ve para kazanmak için binaya reklam asarak gelir elde etmek adlı yazımızı da bonus olarak okuyabilirsiniz.

Reklamlar, her alanda yaratıcı olmalı.

Hatırlama Oranı Yüksek Reklam Yapabilmek İçin

  • Mizah 

İnsanlar komik şeyleri önceliğine alarak hatırlar her zaman. Bu nedenle yazdığınız ya da çektiğiniz reklamların içerisinde komedi sosu ve mizah ritmi olursa bu hatırlanmak için iyi bir hamle olacaktır. Zaten televizyon ve medya dünyası çoğu zaman bize mizahi unsurları pazarlar. İnsan, kendi kişisel yaşamının ve mutlak gerçekliğinin bariyerleri altında genelde sıkıntı, acı, ağrı gibi sızılarla uğraşmak zorunda kaldığından, reklamlar vaat ettikleri ürünlerle birlikte aslında algıların ikinci tabanına, yani bilinç altına ve fanteziler dünyasına hizmet eder.

Hem komik ifadeler, komik anlar, komik diyaloglar insanların aklına sık sık gelir, paylaşılır ve giderek çoğalarak yaygın bir hale gelir.

 

  • Realite 

Türkiye için konuşacak olursak reklamlarınızın belli bir mantık çevresinde ve realite çizgisinde olması gerekiyor. Bizim insanımız sürrealist- yani gerçek üstü şeylerden pek hazzetmez. Saçma, bayağı ve uzak bulur. Bu nedenle zaten ülkemizde bilim – kurgu sinemasına dair de hiçbir şey bulamayız hemen hemen neredeyse. Bu açıdan yaklaşınca reklam sahnelerinin, olayların ve karakterlerin genelde gerçek hayatta karşılığı olmalıdır.

Reklamlarla alakalı değil ama örneğin Recep İvedik’in bu kadar çok tutmasının ana sebebi çok fazla gerçek olmasıdır.

 

  • Güncellik 

Güncel ve komik hadiselerden yola çıkarak yeni reklam filmlerinizi yazabilir ve çekebilirsiniz. Mutlak surette çağ dışı kalmış durumlardan ve unsurlardan uzak tutmanız gerekiyor kendinizi ve eserinizi. Örneğin 2017 yılında 90’lar yılına özgü şakalar yaparsanız o şakaları kimse anlamaz ya da komik bulmaz. Bu da satışları arttırmak yerine tiksinti ve bayağılık uyandıracağı için bilakis satışları baltalar.

 

Reklamlara tıklayarak para kazanın! (Bizzat test edilmiş ve para çekilmiştir) reklam demek para demek. Reklamlara tıklayarak bile para kazanmanın mümkün olduğu bir gerçeklikler dünyasında yaşıyoruz. Siz de oturduğunuz yerden, hatta çoğu zaman evden bile dışarı adımınızı atmadan reklam tıklayarak para kazanmak istiyorsanız buyurun yazımıza.

 

  • Slogan 

Bu zamana kadar tutan ve tabiri caizse adeta patlayan reklam filmlerine şöyle bir baktığımızda yüzde doksanından fazlasının voleyi slogan ile vurduğunu söyleyebiliriz. İyi bir slogan, her zaman akılda kalıcı olacaktır. Akılda kalıcı şeyler de hem reklamların izlenmesi ve muhabbetlerde yaygınlaşması hem de ürünün satışında etkili bir uyaran olacaktır. Bu nedenle tanıtacağınız ürün ne olursa olsun o ürünü tanımlayan ve insanların aklında yer eden bir slogan bularak, çoğu potansiyel müşterinin zihninde sağlam tahtlar kurabilirsiniz.

 

  • Kısa ve Vurucu Olmak

Fazla uzun her görsel, her video çeşidi insanların algılarına ağır ve sıkıcı geliyor. Bugün çok merak ettiği bir yazarın son kitabı 400 sayfa diye okumayan insanların az mı sizce?

O nedenle çektiğiniz ya da yazdığınız reklamları mümkün olduğunca kısa süreli tutmaya özen gösterin. Böylece kısa ve vurucu olacak ve hatırlanma yolunda bir kuralı daha yerine getirmiş olacaksınız.

Yorum yapın