Bizler parlakfikirler editörleri olarak iş kurmak isteyen, para kazanmak isteyen ancak bunu başarmada zorluklarla karşı karşıya kalan dostlarımızın çığırışlarını duyabilmeliyiz.
Zaten bu işe girişimden önce de amaçlarımızdan birisi de buydu. İnsanların seslerine kulak verip onlara çözümler sunmak.
İnsanlar aşk acısı çektiklerinde nasıl ki psikoloğa gidiyor, bedensel acılarda nasıl ki doktora gidiyorsa, mekanik arızlarda tamirciye giderler. İş kurmakla ilgili sıkıntılarda da bize gelirler. Biz burada bir nevi iş kurma danışmanı, doktoru gibi rol üstleniyoruz.
İş kurmak için gereken enerjiyi, ateşi, heyecanı, aşkı, motivasyonu bulamıyorsanız tek bir noktada sağlam bir eksiğiniz var demektir: “HEDEF”
Tamam bu iş kurma sürecindeki uyuşukluk, hantallık, tembellik elbette birçok yan faktörlerden de kaynaklanabilir. Ancak temel faktör “HEDEF“.
Kendinize dönüp şu soruları sormalısınız: “Ben ne için bu işi yapacağım?”, “Bu işi yapmaktaki amacım nedir?”, “Bu işi yaptığımda neler elde etmeyi umuyorum?”, “Bu iş uğruna çabalamaya değer mi?”.
Arkadaşlar, bu soruları kendinize sorduktan sonra elde ettiğiniz cevapları aklınızda tutun veya bir yere not edin.
Şimdi sizlere hangi tip hedeflerin korkunç bir enerjiye sahip olacağını, hangi tip hedeflerin iş fikrinizi gerçeğe dönüştürmek için gerekli enerjiyi sağlayamayacağını kategorilendirerek belirteceğim. Bu esnada yukarıda kendinize sorduğunuz sorulara verdiğiniz cevaplarla benim kategorilendirdiğim hedefleri kıyaslayın ve verdiğiniz cevapların hangi tür kategoriye girdiğini tespit etmeye çalışın…
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
A) Herkesin hayalini kurduğu basit hedeflere, amaçlara, hayallere, fikirlere sahip olmak
Nedir bunlar hocam? Başkalarının ürettiği hayallere sahip olmaktır. Mesela basit bir ürüne sahip olma hedefi gibi…
Daha iyi bir evde oturmak, daha güçlü ve lüks bir arabaya binmek, 2016 yılının gözdesi iphone 6s’i sırf ona buna hava olsun diye 4200 TL vererekten satın almak, vakkodan normalin 8 katı daha çok vererek bir takım elbise satın almak… Bu liste sonsuza kadar uzar gider.
Arkadaşlar fark ettiniz mi bu türden hedefler sadece tüketime dayanır. Gerçekten ihtiyacınız olmayan ürünleri satın alıp kendinizi kısa süre de olsa daha iyi hissetmenize yarar.
Ancak bu tip hedeflerin, hayallerin, fikirlerin eksik noktası şudur: “Kendi içinizde yer alan duygusal zekanızı harekete geçirmez, ateşlemez. Zira bu tip hayaller sadece üstünlük kurmaya yarayan vahşi içgüdülerinizi doyurur. İnsanlığı günümüze kadar getiren beyin kalıntısı sadece bundan ibaret değildir. Yani bu tip hayallerle hem duygusal hem bedensel hem de mantıksal olarak %100 tatmine ulaşamazsınız.
Dolayısyla tüm bu sebeplerden dolayı beyniniz de sadece bunları hedeflerseniz size gereken anahtarları vermeyecektir. Harekete geçmeyecektir. Tüm pistonları harekete geçirecek kadar ateşlenmeyecektir. Bu sebeple hep 1. viteste yol almaya mahkum kalacaksınız…
Zaten çevrenize de bir göz atın: “Her taraf bu tarz mor enerjiyle harekete geçen insanlarla dolu. Reklamlar ve propoganda yoluyla herkese bu tarz basit hedefler enjekte edilmeye çalışılmakta. Sanki birileri inanlığın çok enerjik olmasını, çok radikal derecede yenilikçi ve aktif olmasını engelliyor…
İnsanlığın tahmini %95’ı hayatına bu enerjiyle devam ediyor.
Bu tip hedeflerin sağladığı enerjiyi aklınızda tutmak için kısaca mor enerji diyelim.
B) Biraz daha zekilerin yaptığı gibi dünyayı, bulunduğunuz çevreyi, sistemi geliştirmeye yönelik, pozitif nitelikteki, iyileştirici ve kendinizle beraber etrafınızı da ileriye götürecek hayallere sahip olmak.
Hani filmlerde rastamışsınızdır. Babası hastadır, ölmek üzeredir. Hayırlı bir de evladımız vardır. Memleketindeki babasının ihtiyacı olan 500 000 $’lık böbreği bir şekilde temin etmek için harekete geçer. Napar eder bulur da. İşte burada bu hayırlı evladımızın sahip olduğu enerji kırmızı enerjimizdir. Yukarıda bahsettiğim mor enerjiden en az 3 kat daha tesirlidir. Yolda yürürken diğerlerinden daha hızlı yürümenizi sağlayan, sabah kalktığınızda amaçsız olmanızı engelleyen, hayata pozitif bakmamızı sağlayan enerji işte budur.
Bu tipteki enerjiye sahip olan insanlar mor enerjiye sahip olanlarına nispeten daha canlı, daha dinamik, daha aktiftirler. Kolay kolay kormazlar, daha çok risk alabilirler, cesurdurlar…
Bu tip kırmızı enerjiye sahip insanlara örnek olarak belli bir siyasi oluşuma kendini adamış gençleri, çevreyi korumak ve kollamak için and içmiş greenpeace’cileri de örnek verebiliriz.
İnsanlığın tahmini %5.99’u bu tip enerjiyle hayatını sürdürüyor.
Şimdi sıkı durun. Size belki de hayatınız boyunca genç, dinç, dinamik kalmanızı sağlayacak, yolda saatte 10 deniz mili hızla herkesten daha hızlı yürümenizi sağlayabilecek, her giriştiğiniz işe kendinizi %100 ilhamla verebileceğiniz, tuttuğunuzu koparmanınız sağlayacak, sezgilerinizi 5 katına çıkaracak, renkleri daha canlı görmenizi sağlayacak enerji türünü sağlayacak hedefe geleceğim.
C) Dünyada var olanı geliştirmeye yönelik değil de gerçekten yeni bir sistem kurmayı, var olanlardan esinlerek yeni bir dünya yaratmayı, A ve B tipi hayallere sahip insanların hedef diye benimseyeceği hayallerin yaratıcısı olmayı hedeflemek…
Bu C tipi enerji BEYAZ enerjidir. Yukarıda da kısaca değindiğim gibi 3 tip içinde en güçlüsüdür.
Ancak dikkat etmenizi isterim ki C tipi hayaller ve hedeflerle B tipi hedefler arasında ince bir çizgi bulunmaktadır. Zaten anlatırken de fark ederseniz ki biraz zorlandım.
Yazının başlığında da değindiğim iş kurmak için gerekli olan bu efsanevi motivasyona ulaşmak yüce hayallerle gerçekleşir arkadaşlar. B tipi hedeflerle C tipi hedeflerin en önemli farkı birisi var olanı güçlendirir (B tipi), diğeri henüz var olmamış olanı yaratır (C tipi). Yani C tipi hedeflere sahip kişiler kendi dünyalarını kurmaya ve tüm insanlığa ya da bir kısım insanlığa bu yöntemle faydalı olmaya çabalarlar.
Örnek vermek gerekirse; peygamberler, vahiy almış olan ya da aldığını iddia eden kişiler, tarikat liderleri, yenilikçi örgüt liderleri, en zor zamanlarda ortaya çıkan yenilikçi liderler bu tip enerjiye sahiptirler. Zira bu tip enerjiyle iş kuran kişiler kolay kolay durdurulamazlardır. Hedefleri kimi zaman kamu düzenine ve toplum güvenliğine aykırı olabilmekte ve bir an evvel durdurulmaya gereksinim duymaktadırlar. Ancak yine de tüm dünya onlara karşı da olsa tarihteki örneklerden de göreceğiniz üzere bir çoğu ölene kadar durdurulamaktadır.
Arkadaşlar; beyaz enerjiyle insaoğlu’nun sınırlarını zorlayan hedefleri başarabilir, isminizi dünya’ya altın harflerle kazıyabilirsiniz.
Zira beyaz enerjinin kaynağında insan beynin 21. Yüzyıla kadar ki tüm gelişmiş fonksiyonları tatmin eden yüce hedefler yatmaktadır.
Umarım sizde kendinizi bitmiş, tükenmiş, harap halden sağlam ve güzel hedefler edinerek kurtarır ve hayata bir kez olsun gerçekten pozitif bakmayı ve beyaz enerjiyle iş kurmayı, fikirlerinizi uygulamayı öğrenirsiniz.
İnsanların tahmini sadece %0.01’i bu tip bir enerjiye sahip.
Sizlere son diyeceğim şey John Lenon’dan bir alıntı olacaktır:
“Tek kişinin kurduğu düş sadece bir düştür, iki kişinin kurduğu düş ise gerçekliğin ta kendisidir”
Bitmiş, harap olmuş, tükenmiş, zayıflamış, intiharın eşiğindeki, alkolün, uyuşturunun pençesindeki dostlarım; sizlere hayatınıza beyaz enerjiyle devam etmeniz adına bu yazımdaki son tavsyem: “John Lenon kardeşimizin dediği gibi; ortaklarınıza, çevrenize, dostlarınıza, ailenize, sevdiklerinize hayallerinizden bahsetmekten asla çekinmeyin. Çekinmeyin ki gerçekliğin ta kendisi olsun. Olsun ki C tipi “beyaz enerjiye” erişebilesiniz. Olsun ki dünya’ya insanlığa sahiden faydalı olabilesiniz”
Saygılarımla
Admininiz