Yaratıcı olmayan her iş fikri çalınmaya mahkumdur!

“Ne alaka, nasıl yani?” diyen girişimci okuyucularımıza izahatlerimi vereceğim. Gelin buraya anlatayım. Günlerden bir gün; bu kredi karşılaştırma sitelerinden birinden güzel bir girişimim için “satış ortaklığı” talebinde bulundum. Bi dakika yaa, niye saklıyorsam o malum “kredi karşılaştırma sitesinin ismini”; “enuygun” adlı bu siteye attığım mailde usülünce şunları yazdım: “Sayın …… yetkilisi sizin alt acentanız olalım, satış ortağınız olalım, karşılığında sizin aldığınızın sadece çeyreğini alalım; sizde kazanın bizde…” dedim.

Bana verdikleri cevap şu oldu: “Maalesef beyefendi, site sıralama kuruluşu olan alexa’da türkiyenin en iyi 100 sitesi içerisinde değilseniz, sizinle iş yapmayız“.

Ben tabi az çok tecrübeli bir internet girişimcisi olarak bu türden bir red cevabını aldığım zaman aslında ne denmek istenildiğini biliyordum.

Ayrıca adama derler “Ulan, dallama ben alexa’da ilk 100’de olsam senin kahrını niye çekeyim, niye senin peşinde koşayım; sen kimsin; allah allah” diye…:))

Red cevabının ardından ben de bir kez daha, son kez vurucu mailimi attım: “Beyefendi sizin sektörde çok para var sanırsam, satış ortaklığını böyle bir çırpıda reddettiğinize göre; hemen bizim amcaya söyleyim 400 000 liraya aylık kira getirisi 2000 lira ancak olacak daireyi satın almak yerine 50 000 liraya bu sizin işe girişelim. 15 000 yazılım için gerekli ekip ve lisanslara, 35 000 lira da başlangıç için reklama verelim; nasıl fikir acaba? Size rakip olacağız artık ama napalım kader, ilk 100 içerisinde değiliz sonuçta…

Uyuyan ayıyı üzerlerine salmakla tehdit ettim, ehehehe:)) Herkesin vardır böyle eski kafa, kro ama kendince zengin bir amcası, dayısı, halası, dedesi… Hakikaten de bunlar hep bu tip yatırımlar yapar, ortak noktları hep emlağa, gayrimenkule yatırım yapmalarıdır… Bilseler ne sektörlerin, ne karlı işlerin olduğunu; 2000 lira kira getirisi zar zor olan kuytu yerlere 400k gibi devasa rakamlar dökerler miydi bilemem… Sonuçta internet ortamında en âlâ yatırıma 2 senelik karından fazlasını veren görmedim. Gayrimenkul ve emlakta bu rakam 26 senelik karı bulabilmekte..

Neyse; olayımıza dönelim, saniyeler içinde maillere cevap veren adamlar bir saat gecikti. Ardından sitenin başkaca bir yetkilisinden mail geldi; “Hadi ordan, kolay gelsin size…” diye…

Artık firmanın hangi organına, yetkilisine nüksettiyse mesajım, böyle gecikti, başkaca alakasız bir şirket kişisinden hiç de şirket üslubuna uymayacak, resmiyetten uzak tarzda ukala bir cevap maili geldi… Yani anlayacağınız bildiğiniz cevap veme konusunda çuvalladılar.

Bu hikayeyi niye anlattım: “Eğer yaptığınız iş bir sanat eseri değil ise; olası dişli rakiplerinizi def etmek için onlarla bir çeşit ortaklık yapmanız, onlara sus payı vermeniz şart; aksi takdirde başınız belaya girebilir, sektörünüzü elinizden alabilirler, pastayı daha çok kişiyle bölüşmek zorunda kalabilirsiniz…

Buradan “enuygun” sitesi yetkililerine şu müjdemi vermek isterim; “O red cevabını yedikten sonra son attığım mailde bahsettiğim siteyi/girişimi kurdum. İş planını da yaptım, ileriye dönük bütçelerimi de hazırladım ve işe koyuldum”

“ÜZERİNE BİR ŞEYLER KOYMAK SURETİYLE; ÇOK PARA KAZANDIRAN BU İNTERNET GİRİŞİMİNİ KOPYALAYACAKTIM”

Dediğimi de yaptım ve icraate başladım, sonuçta karagümrük çocuğuyuz sözümüz senet:)))

Ardından bu makaleyi yazmama vesile olan bir şeyi, acı bir gerçeği fark ettim.

“Enuygun” sitesi gibi, sıradan, geleneksel e-ticaret siteleri gibi, hesaplama siteleri, arama motoru siteleri gibi mekanik, yaratcılıktan uzak, sanattan uzak girişimler bal gibi de kopyalanabiliyor.

Kopyalandıktan sonra sermayeye, sektöre bağlı olarak ama daha az getirir ama daha çok… Bilemeyiz, ancak koca bir gerçek var ki “bu türden girişimler gayette çatır çatır, eskisinden bile daha iyi şekilde kopyalanabiliyor”

Bu internet girişimciliği işine girmemin ilk yıllarında ülkenin en büyük webmaster forumlarında insanların çok para getiren web-sitelerini, “40 haramilerin peşinden koştuğu hazineymişcesine” sakladıklarına şahit olmuştum. İçimden de diyordum “Ulan dallama, siteni yiyecek değiliz”, “görmemişin bir sitesi olmuş, şu triplere bak”; “Tipe bak aaaeheheh” diye…

Meğersem adamların bunca zaman varmış bir bildikleri.

Peki nasıldır bu yaratıcı olmayan işler:

• Belirli bir mantığa, hesaba, kitaba dayanan, sadece mantık kuralları ile yürüyen işler,

• Karakteri olmayan işler,

• Kendine özgü ruhu olmayan işler,

• Henüz piyasada yeterli yılı doldurup markalaşmamış işler,

• Yaratıcılık içermeyen ve bünyesinde sanatı barındırmayan işler,

Bu liste uzayıp gider. Peki yaptığım girişim kopyalama işi etik midir?

Tabiki birinin fikrini çalıp, üzerine bir şeyler ekleyip daha iyisini ortaya sermek ilk üreticiye herhangi bir doğrudan katkı olmadığı için hatta belki rekabet dolayısıyla zarar verdiği için etik değil. Ancak dünyanın düzeni böyle derler ya, işte bu söz tam da bu gibi durumlar için ortaya çıkmıştır. Eğer bu çalıp üzerine birşeyler ekleme mantığı %100 yasak olsaydı o çok sevdiğiniz, tüm gün elinizden düşürmediğiniz iphone’lar, samsung’lar olmazdı. Evden işe halen yürüyerek gidiyor olurdunuz. Halen veba salgınından telef oluyor olurduk… Google bile bu internet girişimini yahoo ve bing’den tabiri caizse çalmıştır!!

Ayrıca ben bu “enuygun” şirketinin/sitesinin yaptığı iş fikrini; üstüne birşeyler ekleyerek çalmaya kalkışmazdım; “bana böyle küstahça, ukalaca cevaplar vermeselerdi…”

Ancak sırf buraya yazabilmek ve de böyle sanat yoksunu, kendini tanrı zanneden ukalalara ibret olsun diye ve de iyi niyetli girişimcileri bazı önemli dersler vermek için; bu kopyalama işini başarıyla gerçekleştirmiş bulunmaktayım. Yani bu deneyden girişimcilerin bazı dersler çıkarması gerekmektedir.

Bakın arkadaşlar; ben parlakfikiler girişimini her yerde, herkese rahatça söyleyebiliyorum. Zira buradaki her bir makale başlı başına birer eserdir. Üstelik belirli bir algoritmaya, mantığa uymayan, yaratıcılık harikalarıdır… Dolayısıyla benim diyen babayiğit gelse de bu siteyi birebir kopyalayamaz. He, kopyalar kopyalamasına, ancak bana çalışmış olur. 150 milyar dolarlık Google şirketi 2-3 tane köylü çakalı zavallı mahlukata karşı kurulduğu günden itibaren önlem almış vaziyette. Ben çok denedim ve gördüm. Ne zaman parlakfikirler için birinden makale kopyalasam, çaldığım kişinin sitesi 1-2 haftaya normalden daha üste taşınmış vaziyette oluyor. Benim çalmaya çalıştığım yazı ise indexlenmiyor doğru düzgün bile… Defalarca başkaca paravan sitelerle deneyini yaptım, sırf kendimi esas projelerimde güvencede hissetmek için. Hatta benden kaynak belirtmeden içerik çalan uyanıklara da buradan teşekkür ediyorum, Google sıralamamı yükselttikleri için…

“Sonuç olarak; eğer ki küstahça davranırsanız, paylaşımcı olmaz iseniz, kendinizi Tanrı zannederseniz; sanata ve yaratıcılığa saygı duymazsanız ve bu yönde hiçbir icraatte bulunmazsanız; gün gelir adamın biri sizin işinizin içine ta orta yerinden eder…”

Sanata, yaratıcılığa önem vermeyen herkesin, duygulara hitap etmeyen herkesin yaptığı iş çok da zorlanılmadan kopyalanabilir. Google bile bunun korkusunu her an hissetmektedir; zira yaptığı iş esasen mantığa ve belirli düzendeki algoritmalara dayanmaktadır, yani KOPYALANABİLİR, EŞİ BENZERİ YARATILABİLİR…. İşte sırf bu sebeple algoritmasını koskocaman bir sır olarak saklamaktadır.

Saygılarımla
Parlakfikirler admini

NOT: İşini hakkıyla yapan, saygılı, mütevazi, iyi niyetli tüm girişimciler yazdığım bazı negatif söylemlerimi asla üzerlerine alınmasınlar!

“Yaratıcı olmayan her iş fikri çalınmaya mahkumdur!” üzerine bir yorum

  1. Hocam iyi etmişsin onlara yaptığınla. Dediğin gibi “ukala, küstah, kendini bir şey zanneden insanlara” başka türlü ders vermeniz mümkün değil.

    Ayrıca bana kalırsa tüm keşifler, icatlar halka açık olmakı, he bunları kar elde etmek için kullanan telif ödemeli ancak tüm mekanik ve de biyolojik buluşlar herkese açık olmalı ki; teknoloji, ilim ve bilim daha çok gelişebilsin…

    Yanıtla

Yorum yapın