İş hayatında karşılaşacağınız tehlikeli kişilikler 3: Histrionikler

Bu isim size yabacı gelebilir. Obsesiflik, narsistlik gibi rahatsızlıklara kıyasla daha az duymuş ve daha az rastlamış olabilirsiniz. Ama kısa bir tanım yapacak olursak histrionikler; aşırı sosyal, gösteri manyağı, her şeyin abartısını seven ve abartılar içinde yarattığı bu illüzyonla işten kaytarmalarını unutturan tiplerdir. Aynı bina içerisinde çalıştığınız birisi ya da çalıştığınız departmanın müdürü, vs. herhangi makamdan bir insan histrionik eğilim gösterebilir.

Histrionik bir insanı nasıl tanıyabiliriz?

Şunu unutmayın ki; histrionikler aşırı sosyal varlıklardır. Başka insanların arkadaşlığından hoşlanırlar ve çoğunlukla kendileri de keyif verirler. Neşeli, içten, seksi, şakacı, heyecan verici ya da istediğiniz her şey olabilirler, ama özleri yoktur.

Dolayısıyla; rol yapmak, drama gerçekleştirmek ve tiyatro oynamak tam bu arkadaşlara göre bir iştir. Onlar olmasaydı bugünkü sanat anlayışımız çok daha kıt olabilirdi. Ama iş hayatına giriş çıkışlarının mutlaka yasaklanması gerektiği kesin…:D

Başkalarına böyle bir insan hakkındaki düşüncelerini sorsanız, birbirinden çok farklı ve çelişkili ifadeler duyarsınız. Çünkü bir histrionik, her biri kendisiyle çelişen farklı insanlardan oluşur.

Bir histrioniğin iki anahtar kelimesi vardır: Dikkat çekmek ve onaylanmak

Histrioniklerin yaşam kaynağı ilgidir. Yeterince ilgi görmezlerse öleceklerini sanırlar. Hep kendilerine en çok ilgi gösterecek izleyiciyi seçerler. Bu eğilimleri de ilişkilerine zarar verir. Biri onlarla flört ederse, maksatları ne olursa olsun onlar da flört ederler. Sonuç aynı: İlgi…:)

Ama kendilerine olan ilginin tamamen olumlu olmasını isterler. Sosyal açıdan kabul görmek için her şeyi yaparlar, herkesin beklentilerine yanıt vermeye çalışırlar.

Histrinoik kişilikler herkesin kusursuz olduklarını düşünmelerini isterler. Eleştiriyi uzaklaştırılması gereken anlamsız bir hırçınlık ya da doğa yasalarıyla bir çatışma gibi algılarlar.

Aynı zamanda duyguların dünyasında yaşar bu arkadaşlar. Gerçeklikleri duydukları ya da bildikleriyle değil, duygularıyla biçimlenir. Bu duygusallık, onlarla ilişkilerinde akılcı olmaya çalışan herkesin aklını çeler. Bir dramatiğin ruh halinin değişmesi için Çin’de bir kelebeğin kanatlarını çırpması yeterlidir. Düşünelerini değiştirmesi içinse buna bile gerek yoktur..:)

En büyük histrinoik sorunlarından biri de; gündelik işlerde çok ama çok başarısız olmalarıdır. Faturaları ödemeyi unuturlar, boş boş dolaşırlar ya da bir yere zamanında gidebilmek için saatlerce plan yaparlar. Histrinoiklerin bir muhasebe defterinin alacak vereceğini eşitleyebildikleri görülmemiştir.

Histrinoikleri kariyer yolunuzdan nasıl kaldırıp atarsınız?..:)

Öncelikle bu derece abartma meraklısı ve rol ustası birinin karşısında şu aklınızdan çıkmamalı: Sizi uzak ve güvenli tutacak bir mesafede kendinize tutarlı bir rol biçmelisiniz.

En kolay yol işten başka bir şey bilmeyen ve eğlenceden anlamayan sıkıcı adam rolünü oynamaktır. Histrinoik bir vampirin yaklaştığını görürseniz masanıza ya da bilgisayar ekranınıza odaklanın. Göz temasından kaçının..:) Konuşmanız gerekiyorsa işten başka bir şeyden söz etmeyin. Kendinizi setteki fazlalıklardan biri konumuna sokun, işinizi yapın ve kayda değer olmayın. İlkel beyniniz “Beni fark et” diye haykıracak, ama dinlememelisiniz. Bu kuralda başarılı olduğunuz sürece histrionik kişilik sizi o coşkulu, sıcakkanlı havasıyla büyüleyemeyeceğini fark edecek ve her geçen gün size daha az iş atmaya başlayacaktır..:)

Yorum yapın