Merhaba sevgili parlak fikirler okurları. Şimdi bu sefer bir yenilik yapıp yazımıza size bir soru yönelterek başlayalım. İş kurarken önceliğiniz nedir? Nelerdir? İşin hacmi ve türü ne olursa olsun bir iş kurmaya yeltenecek olsanız ilk hedefleriniz, ana plan içinde saklı tuttuğunuz hayaller ve dinamikler nelerdir?
Şüphesiz ilk başta soracağınız şey – biraz da sistem zorladığından dolayı – para kazanma oranının ne kadar olacağıdır. Ben bu işi kuruyorum ama benim bundan maddi beklentim ve bu beklentimin karşılanma olasılığı ne? Hacı biz bu işi kuruyoruz ama bize ayda ne kadar düşer? İnsan haklı olarak önce benliğinin öz çıkarını, yani cüzdanını düşünecektir. Para gelmeyecekse çalışmanın yahut iş kurmanın bir manası yoktur.
Ancak bazılarının sıkıntısı ve daha sonra iflas etmelerinin biricik nedeni para kazanma olayını ilk hedef değil tek hedef yapmalarıdır. Ne kadar kazanırsam o kadar iyi! Elbette iyi. Ama belli başlı kurallara özen göstererek, yasalar çerçevesinde adım adım ilerleyerek.
Bir arabanın şoförüne otobanın sonuna ne kadar hızlı giderse, o son noktaya ne kadar erken yetişirse o kadar para kazanacağını söylemek gibi bir şeydir bu. Adam gaza asılır, otobandaki araçlara çarpa çarpa, hiçbir trafik kuralına uymadan diğer şoförlerin ve yayaların hayatını hiçe saya saya sonuca ulaştığında elinde mutlak surette başarısızlık izleri hasıl olacaktır. Çünkü sonunda kazandığı para, arabasına ve diğer arabalara verdiği zararı karşılamaya bile yetmeyecektir.
Umarım verdiğimiz örnek açıklayıcı olmuştur. Otobanda sonuca varmak için yarışan ve hız yapan bireyleriz hepimiz. Hem yatırımcı hem girişimci olarak. O nedenle birbirimize çarpmadan, birbirimizin hakkını yemeden, yanlış yönlendirmeden hareket etmeli ve kazancımızı hem helal hem de kanunlar önünde meşru kılmalıyız.
YENİ MEZUN OLUP HUKUK BÜROSU AÇMAK adlı makalemiz hukuka gönül vermiş, hem de bu alandan geçimini sağlamak isteyen yeni mezunlara bir rehber niteliği taşıyor. Hukuk bürosu açmak için gereken yasal yaptırımlar, tahmini sermaye ve bu işin ortalama aylık geliri gibi konularda bilgi sahibi olmak istiyorsanız yazımız her zamanki gibi yine hizmetinizde.
Sonradan pişman olmamak için hukuk kuralları içerisinde kalın.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Kurulan İşlerde Nasıl Hukuk Gözardı Ediliyor?
Şimdi açık konuşalım. Bazılarının içinde her ne kadar iki dirhem bir çekirdek giyinseler de, her ne kadar yasal ve modern görünseler de, azılı bir suçlu vardır. Bu insanlar helal ve meşru kazançların kendilerini asla doyuramayacaklarını bilirler. Hep daha fazlasını isterler. Bunu da yasal arenada gerçekleştiremeyeceklerini çok iyi bildikleri için, işi yokuşa sürmeye ve illegal alanlara yönelmeye başlarlar.
Yeni kurulan işlerde belli bir ivme yakalandıktan sonra genellikle yapılan en büyük hukuksuzluk, evrakta sahtecilik ya da rakamlarla oynamaktır. Örneğin çalışanların maaşlarını az göstermek ve bu sayede daha az vergi vermek en fazla yapılan hukuksuzluklardan biridir. İnsanlar bunu eğlenceli bulurlar ve genellikle kendi kurdukları işlerde kendi elleriyle sırf biraz daha kazanmak adına böylesi risklere girerler.
Eğer tespit edilirlerse, ki edilmeleri epey olası, başlarına gelmeyen de kalmaz. Yine aynı şekilde bir muhasebeciyi kafalayıp rakamlarla oynamak da yapılan bir başka hukuksuzluk çeşididir. Gelirleri az gösterip giderleri çok göstermek suretiyle çeşitli dolandırıcılıklar yapılır. İnsanlar bununla hukuki boyutları tamamen gözardı etmiş olur. Bile bile lades demektir bu. Ve inanın bize çok risklidir.
Yine aynı şekilde yanlış bilgi vermek, politik ya da ekonomik çıkarlardan dolayı insanları, örneğin okurları, örneğin izleyicileri yanlış yönlendirmek de ayıp değil suçtur. Suç işe ayıbı birbirine karıştırmamak gerek iş dünyasında.
Ayıp işlere bulaşırsanız en fazla ayıplanır kınanırsınız. Sosyolojik cezalarla ya da yaptırımlarla yırtarsınız. Ancak suç işlerseniz, hukukun üstünlüğünü ve önceliğini tanımazsanız, kurduğunuz işler ne kadar büyük ne kadar paralı olursa olsun, sizi fena sonuçlar bekler.
Şimdi o sonuçları göreceğiz.
İYİ BİR İLK İZLENİM İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 5 KURAL adlı makalemiz kurallar bütünlüğü içerisinde iyi bir ilk izlenim için dikkat edilmesi gereken 5 kuralı sizinle paylaşmaktan yüksek derece gurur duyar! Biliyorsunuz ki iş dünyasında iç dünyadan daha önemli bir şey varsa o da dış dünya yani imajlar dünyasıdır. İmajınız ne kadar düzgün olursa, şüphe oklarından o kadar uzaklaşır güven pamuklarına o kadar sarılırsınız. Bizden söylemesi.
Hukuki boyutları her daim önemseyin.
Eğer Hukuki Boyutu Önemsemezseniz…
En başta başınız Maliye gibi bakanlıklarla ciddi belalara girer. Kurduğunuz işin türü ne olursa olsun, ister özel sektör ister devlet kanadında olsun, denetlenmeye tabi tutulacaksınız demektir. Bu denetlenme, bazı sektörlerde önceden haber verilerek yapılır bazılarında ise sürekli olarak sürpriz halindedir. Bu nedenle her ne olursa olsun denetlemeden yırtamayacağınız şeyler vardır.
Rakamlarla oynamak, çok olanı az, az olanı çok göstermek çeşitli sıkıntılara ve takiplere konu olur. Ve tespit edildiği takdirde önce uyarı ve para cezası, sonra daha fazla para cezası… Ve sonra kurduğunuz şirket ya da işletme kapanma noktasına gelebilir. Bugün birçok kuralı göz göre göre delip hukuki boyutu önemsemeyen binlerce şirketin kapısına kilit vurulmuştur.
Bununla birlikte sürekli olarak mahkeme, takip kararı, men cezası, tebligat gibi şeylerle uğraşırsınız. Bunlarla uğraşmak evvela avukat demek olacaktır. Çok ilginçtir ki hukuki boyutları önemsemediğiniz takdirde başınızda sorunları def edebilmek için yine hukuka, yani avukata ihtiyacınız olacak. Yani sırf bu kısır döngüden bile çıkarabiliriz ki, hukuki boyutlara her şekilde ihtiyacınız var. Öyle ya da böyle.
Aynı zamanda şirketinizin imajı zedelenecek, adınız kara listelerde geçecek. Reklam alırken ya da verirken ”dolandırıcı ya da sahtekar” kimlikleriyle damgalanacağınız için de markalaşma adına da ciddi sorunlar kapınızda demektir.
İŞ HAYATINDA İSTİKRARIN TEMEL KURALLARI istikrar demek sürekli olarak, fire vermeden, gücüne güç parana para katarak ilerlemek demektir. Bu temel kurallardan biri de her daim kurallara uymak varsa kanunların açıklarını keşfedip oralardan ilerlemek ama hiçbir zaman bir suçlu gibi hukuk sisteminin arkasından iş çevirmemektir. Eğer böyle yapılırsa temel kurallardan biri ilelebet zedelenmiş olacaktır. Hata yapmak elbette insana mahsustur. Ama bile bile ve kendi çıkarına yapılan hatalar da birer suç unsurundan başka bir şey değildir.
İş Dünyasında Hukuki Boyutların Önemi
Bir de işin ahlaki boyutu var. Siz hukuki açıdan belli başı ezip geçerseniz, bir anlamda sahtekarlığın izini sürer ve dürüstlükten ödün verirseniz, her daim başkalarının hakkını yemiş olursunuz demektir. Dinde haram helal kavramı ne ise hukukta da meşru – illegal kavramları o ne demektir. Her kim ki helal haklarının peşinden koşar, aynı zamanda hukukun önünde de meşru sayılır. Çünkü hukuki boyutları önemsemiş ve ona göre davranmış olur.
Ama her kim ki bir haramzade gibi davranır, haramın peşinde gider, o suç işliyor ve hak gasp ediyor demektir. Zaten girdiği yol kurallı ve mantıklı bir yol olmadığı için, hukuki boyutların dışında kalır otomatik olarak.
İş kurarken mantığı olduğu kadar vicdanı da kullanmak ve göz önünde bulundurmak gerekiyor. Her iki durumda da kazanan uzun vadede siz olacaksınız.