İş yaparken bir daha asla dibe batmamak için tavsiyeler!

Merhaba arkadaşlar, daha 1 hafta dolmadı, bizzat ben kendim parlakfikirlere yazma ihtiyacı hissettim. Bu seferki konumuz “iş hayatında ilelelbet batmamak” ile “iş kurarken b planı sahibi olup her daim batmadan ayakta durmak” ile ilgili.

Bu konu nereden mi esti? Sitemizde dikkat ettiğiniz üzere son birkaç gündür gelir getiren Google reklamları yayınlanlanamamaktadır. Bizi sıkı takip edenler bilirler, yönetimimizde değişiklikler meydana gelmiş bulunmaktadır. Zaten son 1 hafta brezilya dizilerini andırmayacak cinstendi benim için. Ortağımla çok uzun ve sıkı süren pazarlıklar, toplantılar sonucu elimizdeki web-sitelerini bölünme kararını almış ve uygulamaya koymuş bulunmaktayız.

Bize ve yürüttüğümüz işe göre epey yüklü bir parayı ortağıma yedirmem sonucu birkaç kişiye borçlu kaldım, üstüne de adsense hesabını ortağıma devrettiğim için gelirsiz kaldım. Hayatta oluyor böyle şeyler, anlayacağınız nerede ne zaman parasız kalacağınız belli olmuyor.

Bu parasız geçen birkaç gün içinde bir şeyi fark ettim ki “zamanı geldiğinde; ne kadar güvenirseniz güvenin, gelir kapılarının, güvendiğiniz dağların tuz buz olması işten bile olmuyor“.

Size marka ismi vermek istemem, zira Google Politikalarına göre herhangi bir markayı alenen eleştirmek, hakkında olumsuz bahsetmek yasak! Ancak ipucu vereyim:)) Dünyanın en büyük ilk 5 şirketinden biri olan reklam firması olan ve “parlakfikirler”‘in ana gelir kaynaklarından biri olan bir reklam firması (Maşallah; iyiki firma ismini saklayayım dedim:)) şu an da onca saçma siteye gelir kaynağı olurken, bize red çekmektedir. Malum büyük şirket olunca da red gerekçesi falan da sunmuyor. Yani işimiz çok uzun, koskoca sitede neyin bu firma tarafından beğenilmediğini bulana kadar ben gider, ekibimi toplar yeni bir site açarım. Üstelik bunca zaman halka faydalı olmuş, istatistikleri gayet tatmin edici olan böylesine yasal bir sitenin, herhangi hukuk dışı hiçbir şey yapmamış olan bir sitenin bu malum firma tarafından red yemesini bir türlü aklım almıyor.

Ancak bu malum reklam firması eğer bizi gelirsiz bırakıp batırmak istiyorsa hesaba katmadığı şeyler var, yani henüz 40 fırın ekmek daha ekmek yemesi lazım:)) “Parlakfikirler” gibi bir ekonomi sitesi kendini sadece tek bir kazığa bağlayıp herşeyini oraya emanet edecek kadar tecrübesiz değil çok şükür. Öyle ki admininiz yıllar evvelden bu gibi senaryolar için önlem planını çoktan hazırlamıştır. Bir müddet daha onay alamazsak yapacak bir şey yok, malum firmayı onay verdiği başkaca çöp sitelerle başbaşa bırakıp yolumuza tam gaz devam edeceğiz. Zira biz kaliteli bir siteyiz, özgünüz en önemlisi de yaratıcıyız. Yani eninde sonunda kazanan tarafız, EN ÖNELİSİ KİMSEYE TABİ OLMADAN, KİMSEYE YARANMADAN, KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURUP GELİR ELDE EDEBİLECEK BİR SİTEYİZ… Zaten bir gelir kalemi elden çıktı diye batacaksak biz bırakalım bu işi, batarsa batsın daha iyi…

En kaliteli yerli ve yabancı sitelerin yoluna Google’sız devam ettiği de su götürmez bir gerçek!! Kazanmak için kaybetmek
olayı işte tam bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor.

Neyse konumuz bu değil. Şimdi özelden çıkıp genele gelelim biraz…

Arkadaşlar diyeceğim o ki hayatta ne olursa olsun, kendinizi tek bir yere şartlamayın. Mala, mülke güvenirsiniz; savaş çıkar, deprem olur. Paraya güvenirsiniz; ensflasyona uğrar, çocuklarınıza güvenirsiniz yoldan çıkarlar, ölürler. Şirketinize güvenirsiniz; batacağı tutar.

Çok sevdiğim bir atasözümüz vardır bizim…

Düşmez kalkmaz bir Allah’tır” diye.

Bu sözü her daim aklınızda bulundurun ve özellikle en ışıltılı dönemlerinizde bu düşünceye göre önceden yatırımlarınızı yapın. Sakın “Ben daha da batmam“deyip o güzel günleriniz de har vurup harman savurmayın!

Bakın etrafınıza; devasa sigorta şirketlerine bir göz atın. Bu dev şirketler nasıl oldu da bu kadar büyüyebildi. Bu büyümenin arkasında sadece pazarlama mı var sanıyorsunuz. Arkadaşlar, emin olun bu tarz ekonomik oluşumların bu denli büyümesinin arkasında öncelikle olmazsa olmaz “işe yararlılık, hizmet ve kullanışlılık” vardır. Yani bu koca sigorta şirketlerinin bu denli büyük boyutlarda var olmasındaki başlıca etkenlerden birisi gerçekten işe yaraması ve insanlara hizmet etmesidir, pazarlama bu tür caimalarda her şey değildir…

Yani dev ekonomik oluşumlar bile kendilerine güvenmeyip herşeyini garanti altına almak için bu sigortacı dostlarımızı tercih ediyorlarsa vardır bir bildikleri değil mi.

Ancak; şimdi boşverin bu korku taciri sigorta şirketlerini de size ekonomik olarak bir daha asla batmamanız için, şirketlerinize, firmalarınıza uygulayabileceğiniz birkaç tüyo vermek isterim. Allah düşürmesin bu korkudan beslenen tacirlere. Zaten “yasal tefeciler” yani bankalar 1 numaralı dolandırıcı bunlar da 2 sırada geliyor benim nezdimde…

1) Portföyünüzü çeşitlendirin.

Yani malınızı, mülkünüzü değişik sektörlere dağıtın, değişik bölgelerde yer almalarını sağlayın. Savaş çıksa, “En azından Amerika’daki mülkerim duruyor” diyebilin. Farklı sektörlerde azar azar da olsa at koşturun.

2) Sigorta şirketlerini o kadar da küçümsemeyin!!

Az önce “korku taciri” damgasını yapıştırsam da size tavsiyem bazı mülklerinizin, bazı rizikolar için bu elemanlar tarafından teminat altına alınması gerekmektedir.

3) Asla tek bir dostunuza güvenmeyin!!

Arkadaşlar, size sunacağım 3. numaralı kural budur. Bakın size ünlü CEO’larında tasvip edip onayladığı ve psikoanalizcilerin de doğruladığı bir şeyden bahsedeyim.

“2 kişi olmaktansa 3 kişi olmak her zaman daha iyidir”

Ben bu yukarıda bahsettiğim bölünme kararını eğer ki ben hariç 2 ortağım da olsa idi emin olun icraya geçirmezdim.

Yani 2 kişinin karar alması o kadar zor ki, üstelik 2 kişinin birbirine ihanet edebilme oranları, 3 kişi olduğundan en aza iniyor. Şimdi ismini hatırlamadığım psikoloji kitabı yazarı kişi “3 kişi bir yönetimde söz sahibi olduğunda ortada oluşan karar alma mekanizması, toplum bilinci, kişilerin birbirine olan saygısı, ortaklığa olan güveni onlarca kat artıyor” tarzı bir cümle zikretmişti bir konuşmasında.

Bir daha asla batmamanız için bu maddeyi bu kadar uzun tutuyorum; çünkü eğer sağlam bir şirket kuracaksanız yönetimde eşit pay sahibi ortak sayısının tek sayı olmasına dikkat edin. Aksi takdirde kurduğunuz şirketin çökmesi an meselesidir!!

4) Kimselere uzun vadede ucu açık ve plansız şekilde borçlanmayın!!

Arkadaşlar bakın günümüzde dünyayı esir almış ve milyarlarca kişiyi kölesi haline getirmiş ekonomik oluşumlara… Evet, gelin sizi tanıştırıyım onlarla: “BANKALAR!”

Uzun vadede borçlanırsanız esir olursunuz, boyunuzdan çok daha büyük borca girerseniz daha da esir olursunuz. Küçük meblağlarda borca girerseniz daha az esir olur ve daha yüksek kıdemli köle olursunuz…

Bu görüşümü eminim ki dünyanın en önde gelen ekonomi profesörlerinden büyük bir kısmı destekleyeceklerdir. Yani anlık bir gazla buraya bunları yazan bir kekodan çok daha fazlası olan kişiler de bu şekilde düşünüyor. Bir daha asla batmamak demek bir daha asla yüklü miktarda borçlanmamak ile kısmen eş anlamda sayılabilir. Mutlaka sermayesiz ya da düşük sermayeli olarak iş kurma yolunu göreceksiniz. Yeter ki saksıyı biraz daha iyi çalıştırın.

5) Kumar ve makul risk arasındaki ince çizgiyi görün.

Bazı dostlarımız için borsa ve forex gibi şeyler esasında kumardan farksız olabilmekte. Ben bu sitede dahi bu tür yatırım araçlarının reklamlarını yayınlıyorsam her defasında, her fırsatta sizi uyarıyorum: “Tecrübesiz, denemesiz, eğitimsiz” asla ve asla bu tür yatırımlara bulaşmayın!!

Aksi takdirde çuvallamak kelimesi sizler için yaratılmış olur…

6) Bir daha asla batmamak için iyi dostlar edinmeniz gerek.

Bazı dostluklar vardır ya, birbirinin mahremiyetine saygılı ve her daim sevgi içerisinde olan. İlk fırsatta birbirinin kuyusunu kazmayan, birbirini dolandırmaya, kazıklamaya çalışmayan, biribirlerine çakallıklar yapmayan… İşte maddi olarak en kötü günlerinizde bu dostlarınızın sizin imdadınıza yetişmesine işten bile değildir.

Yani bu hatır ve gönül işlerini küçümsemeyin. Ben dahil herkesin sadece maddiyata dayanmayan, manevi yanı çok daha kuvvetli olan dostluklara ihtiyacı vardır.

Hadi sağlıcakla ve dibe asla batmadan her daim dinç kalın, bugünlük diyeceklerim bu kadar, kendinize iyi bakın…

“İş yaparken bir daha asla dibe batmamak için tavsiyeler!” üzerine bir yorum

Yorum yapın