İşimi yaparken hakkımı yediler ne yapayım?

Gardaşlar selamun aleyküm. Bakın 4 yıllık fakülte mezunuyum ama yine de Balat’lı ağır abi selamıyla yazıma başlıyorum. Zira hakkı yenmiş olan herkes artık popüler kültürden, modern yapmacık diyaloglardan yeterince sıkılmıştır diye umuyorum. O sebeple sizlere “zerre çözüm üretmeyen, paranızı almak dışında bi faydası dokunmayan” adamların imajıyla yaklaşmayacağım. Zinhar o adamlar hayata ancak ezberci, basmakalıp yaklaşırlar. Ben admininiz ise her yerde olduğum gibi burada da yenilikçi ve yaratıcı bakış açısıyla sizlere yardımcı olamaya çalışacağım. Modernizmin kölesi olarak ve de 150 yıl önce kurulmuş kapitalizmin tam zamanlı iti olarak değil de halktan biri olarak, atalarınızdan birisi olarak, sizlere yaklaşacağım.

Hakkımı yediler, hayatımı kararttılar, ekmeğimi elimden aldılar, kalbimi kırdılar, emeğimi sömürdüler, kanımızı emdiler…

Yukarıdaki gibi düzinlerce şikayet görüyoruz insanlardan. Herbiri “yolda önüne kıran araca küfürlü naralar atan kamyoncu” misali çığırıyorlar. Öyle ki bu çığlıklar, naralar, yardım talepleri benim posta kutularıma kadar gelmektedir. O sebeple bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı zarureti hasıl olmuştur. Yine bir admin yaratıcılığıyla sizlere hiçbir yerde göremeyeceğiniz çözüm önerisi sunmak niyetindeyim. Yine birilerinin hoşuna gider ya da gitmez, biz parlakfikirler ekibi olarak üzerimize düşeni yapacağız. Hamd olsun eğer varsa Allahtan başka kimseden de korkumuz yok bu dünya’da. Şu güne kadar kimsenin affedersiniz kı… yalamadık, yalamayızda…

Eğer hakkınız yendiyse 4 ana yol 1 tane de tali yola başvurabilirsiniz. Bu sınıflandırmayı da buradan başka hiçbir yerde bulamazsınız. İnsanlar adaletsizliğe uğradığında genelde bu yollardan birini tercih eder. Şimdi teker teker sıralıyorum.

1) İnsanların adaletine başvurmak.

İnsanların adaletine yani günümüz Hukuka başvurarak hakkınız yendiyse sorunları büyük oranda çözersiniz. Zararınızı karşılarsınız. Maddi ya da manevi hasarınızı maddi olarak telafi edebilirsiniz. Bu yol haliyle en çok kullanılan yoldur. Bir avukat tutarak bu yola başvurabilirsiniz ve de mahkemelerde hakim, savcıların önünde hakkınızı arayabilirseniz.

2) Tanrı’nın adaletine başvurmak (ilahi adalet)

İnsanlar 1. saydığım hak arama yönteminden umdukları çözümü alamayınca bu yola başvuruyorlar ve kendilerini Tanrı’nın merhametli ellerine bırakıyorlar. Hatta öyle ki bazı dindar kimseler doğrudan işi buraya bırakıyor. “Allah belanı versin” diyerekten kafalarını rahatlatıyor. Umarız cennet ve cehennem vardır da buradaki dostlarımız heba olmaz.

3) Şeytanın adaletine başvurmak.

Bu yöntemi yazdığım için yargılanabilirim de. Ancak burada kalkıp da sizlere “ille de bunu yapın” demiyoruz. Hatta bana kalırsa bu yönteme bulaşmayın. Tabi sizin tercihiniz. Ben var olanı anlatıyorum. Olması gerekeni değil.

Bu methoda başvuran hakkı yenmiş kimseler Tanrı’yı, hakimi falan boşverip doğrudan en ağır cezayı kendi elleriyle kesmekteler. Bu yönemi ise genelde kaba kuvvete başvurarak yapmaktalar. Ancak şeytanın adaletine başvurmanın da faturası size ağır olacaktır. Yıllarca hapishanelerde sürünmeniz işten bile olmaz. Tabi “Ben garanti olsun, kısa olsun, temiz olsun gerisi önemli değil” diyorsanız buyurun meydan sizin.

4) Hiçbirşeye başvurmayıp olayı kendi sinenizde eritmek.

Bu yöntem de duruma göre en sağlıklısı olabilir. Ancak dezavantajı ise sizi içten içe rahatsız edecek olmasıdır. Ben dirayetliyim, sabırlıyım derseniz, merhametliyim diyorsanız buyurun tam size göre yöntem.

Arkadaşlar onca iş fikirleri paylaştık sizlerle bugüne kadar; “hakkımı yediler” diyorsanız sizlere iyi haberim var. Mal mülk ile ilgili işler çok büyük oranda insanların adaletiyle tertemiz çözülebiliyor. Yapmanız gereken çekinmeden mahkemelere gidip bir avukat aracılığıyla dava açmak. Aman diyim hayatınızı falan karartmayın. Biliyorum dayanmak zor sizin için ancak hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeden doğrudan 2. yöntemi seçenlerden olmayın. Hayat sandığınızdan daha kısa, sonradan pişman olduğunuzda kaybolan yılların telafisi diye bir şey pek mümkün değil.

Yorum yapın