Son on yılda küresel dünyamızda birçok şey devr-i daim ederken bazı şeyler de kökünden değişti. Amerikan rüyası kabusa dönüşmedi belki ama (henüz) Noel Baba da da uykusundan uyandı. İnsanların kaçıp uzaklaşmak istediği ülke hala aynı olabilir – Örneğin Türkiye, ama kaçıp sığındığı ülkeler değişti. Artık başı Amerika çekmiyor. İnsanların gözünü ya Avrupa’ya dikti ya da daha kuzeye. İskandinavya ülkelerine (Danimarka, İsveç, İzlanda, Norveç) ya da Amerika’nın İskandinav ülkesi sayılacak Kanada’ya…
Kanada, ülkemizde yeni yeni değerlenmeye başlamış bir döviz gibi. Oysa ezelden beri umut vaat eden, vaat etmekle de kalmayıp sınırları içerisinde yaşayan ve çalışanlara vaat ettiklerini misliyle veren bir ülke Kanada. Bu nedenle yeni yeni kıymetlenen bir zenginlik kaynağı değil esasında, daha ziyade kıymeti yeni yeni bilinen bir hazine.
Kanada’nın bu zamana kadar ciddi anlamda ihmal edilmesinin, yok sayılmasının belki de yok sanılmasının birçok nedeni var. Bu yazımızda Kanada’da çalışma izni alabilmek için hangi iş planlarıyla hareket etmeniz gerektiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız. Bununla birlikte sınır komşusu olan Amerika ile Kanada’yı mukayese edip iki ülkenin belli başlı özellikler bakımından da hiç de komşu olmadığından bahsedeceğiz. Ne me lazım? Bir gün iki ülke arasında kararsız kalırsanız renginiz, tercihiniz şimdiden belli olsun.
Ama öncelikle Kanada’da Ne İş Yapılabilir? sorusuna ”yanıt” arayıp ”yanıtlar” bulduğumuz yazımızı da okuyabilirsiniz.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Kanada ile Amerika Arasındaki Farklılıklar
Bazı şeyleri hafızamızdan atmak zordur. Bu sadece ezberci eğitim sisteminin üzerimizde bıraktığı bir tortu, bir karakter aşınması değil. Aynı zamanda insanoğlunun doğru bildiği / sandığı gerçekleri, bir an olsun bile sorgulama tenezzülünde bulunmadığı hakikatlere yeğlemesine neden olan ezberci doğası daha çok. 70’ler ve 80’lerde tüm dünyaya sinema filmleriyle yaydığı Amerikan Rüyası mitosu patlamak üzere. Hatta belki de Corona Salgınından sonra havada biraz süzülüp yere çakılan bir balon oldu.
Yazımızı başında Kanada ile Amerika’yı karşılaştırmamızın birçok nedeni var demiştik. Bunlardan ilki ”Kanada Rüyası” diye bir şeyden bir kere bahsedildiğini duymamış olmamıza rağmen, orada yaşayan mutlu (azınlığın değil) çoğunluğun tam manasıyla rüya gibi bir hayat yaşıyor olmasıdır. Sessiz, sakin, gösterişten ve tantanadan uzak, dolayısıyla hem iddiasız hem iddialı. İddiasını sağa sola gösterip caka satmak yerine topraklarında yaşayan insanlara yaşatıyor.
Bu durumda Amerika, çok konuşup az icraat yapan sahte delikanlılara benziyor. Kanada ise ”az laf çok iş” sloganıyla hareket eden gerçek bir karakter. Evet çok iş! Kanada’nın yapacağı ve dolayısıyla yaptıracağı çok iş var.
Kanada, Rusya’dan sonra yüz ölçümü bakımından dünyanın en büyük 2. ülkesi. Yüz ölçümünün genişliği iş fırsatlarının bolluğuyla doğru orantılı. Yani toprakları da istihdam alanları da ne çöl ne kurak arazi. Daha çok sürekli akan (para akıtan) bir şelale. Ama şelaleler deniz ve havuz gibi değildir. Şelalenin akıp durduğu yerler deniz ve okyanuslara nazaran her zaman daha küçüktür. İmkanlar, avantajlar, fırsatlar, başka hiçbir ülkede olmayacak kadar çok belki. Ama çok olmasının nedeni herkesin nasiplenmesine, hatta denemesine bile izin verilmediği için. Neye denemesine peki? Örneğin oturma iznine. Hatta çalışma iznine de.
Amerika ile Kanada’nın temelde ayırdığı nokta bu işte. Amerika, ”deneyebilirsiniz” liberal bir amca pozunda. Kaybedersen gözünün yaşına bakmam diyor bu amca. Ama kazanırsan birlikte kazanırız. Kanada ise, küçük ama emin adımlarla ilerleyen genç bir girişimci gibi. Genç ama toy değil. Girişken ama hevesleri ve hayalleri ile değil planları ile hareket eden bir genç…
Bu nedenle Kanada’da çalışma izni almak isteyenlerin ”uçuk ya da orijinal bir hayale’‘ değil ”gerçekçi ve sağlam bir plana” ihtiyacı var. Amerika’nın rüya dönemi bitti demiştik. Belki önümüzdeki yıllarda Kanada’nın plan dönemi başlayacak. O plana dahil olmak istiyorsanız ilk yapmanız gereken şey bir iş planı oluşturmak için. Kanada, sınırları içerisinde kaybedilmesine izin vermez. Ama bir kere kazanmaya başlarsanız, işte o zaman, çok büyük bir hata yapmadığınız takdirde bu kazanımların ardı arkası gelmez.
Yurtdışına emlak satmak-pazarlamak | Adım Adım-Güncel-2019
Kanada’da Çalışma Vizesi İçin Hangi İşler En Uygun?
1- Seramik Onarım – Yapım Şirketi Kurmak:
Kanada’da çalışma vizesi almak için size önerebileceğimiz ilk iş seramik onarım ve yapım işleri olacak. Kanadalılar, bizim dönüp bakmadığımız seramikleri otantik bir aksesuar olarak görüyor. Onlar için çok değerli olan bu aksesuarları onarabilir ya da doğrudan yapıp satışa çıkarabilirsiniz.
2- Boya Badana Yapım Şirketi Kurmak:
Boya badana, ya da uzmanlık alanınıza göre tamir tadilat. Kanadalılar, Amerikalılar gibi tüm Pazarlarını araba yıkamak ve ev dekore etmekle geçirmiyor. Onlar daha çok gezelim görelim kafasında. Bu nedenle bu tür işleri de profesyonel kişilere yaptırmayı yeğliyorlar. O kişilerden biri olmak istiyorsanız ve ustalığınıza güveniyorsanız, Kanada çok yerinde bir seçim olabilir.
3- Berber:
Geçenlerde İngiltere’nin en çok iş yapan esnafları arasında berberlerin de yer aldığını öğrenmiştim. Nasıl olmasın ki? Doğu ile Batı, taşra ile metropol, multi milyarder ile gariban. Hepsinin ortak noktasını belirleyen yegane şeylerin başında ihtiyaçlar geliyor. Buna ihtiyaçlar hiyerarşisi de denebilir. Nerede olursanız olun tıraş olmaya ihtiyaç duyan birini bulursunuz. Hatta genelde o sizi bulur. Tabi bir berber dükkanınız ya da kuaför salonunuz var ise.
4- Bilgisayar Tamirciliği:
Nasıl ki İngilizce evrensel bir dil, bilgisayarlar da – akıllı telefonlar ile birlikte – evrensel iletişim cihazlarımız. Bilgisayarlar küçüle küçüle cebimize girip telefon oldu. Ama hala ev ve ofis ortamında geniş boyutlu ekranlara ihtiyacımız var. Bu nedenle bilgisayar tamirciliği işini de evrensel bir iş olarak görebiliriz.
Kanada’da yapacağınız en temiz, en risksiz işlerden biri de bu. Bulunduğunuz muhit
5- Iphone Tamirciliği:
Kanada’da da diğer tüm zengin ülkelerde olduğu gibi Iphone kullananların sayısı bir hayli fazla. Iphone’lar her ne kadar piyasanın en sağlam, en dayanıklı ve en ”akıllı’ telefonları olsa da bilen bilir. Hiç bozulmadı maşallah dersiniz, bir bozuldu mu da bir daha illaki profesyonel destek, yani tamirci gerektirir. Bunun nedeni yazılımların son derece karmaşık olması. Zaten bu nedenle herkesin harcı değil Iphone tamiri yapmak. Hele ki yazılımla ilgili bir sıkıntıysa. Eğer bu konuda kendinize güveniyorsanız, hiçbir müşteri, dükkanımdan mutsuz ayrılmaz diyorsanız Kanada’da, özellikle başkentte Iphone tamirciliği yapabilirsiniz.
Telefon Dükkanında Satılabilecek En Karlı Şeyler