Kanunlar Ve Kurallar Olmadan Yaşayabilen Toplum Mümkün Mü?

Kanunlar ve Kurallar Olmazsa Yükselip Tavan Yapacak Suçlar 

Kanunlar bir anlamda birbirimize saygı duymayı, yaşam hakkımızdan, özel mülkiyetimize kadar koruma altına zorunlu olarak alan yapı taşlarıdır. Onlar olmasaydı insanın içindeki kötülük potansiyeli asla durmaz ve giderek yükselirdi. Şükür ki toplumu toplum yapan, insanı her şeye ve her şerre rağmen dirlik ve birlik içinde yaşamaya sevk eden kurallarımız var. Onlar olmasaydı zaten bir toplumdan değil dağınık topluluklardan bahsediyor olurduk.

Peki kanunlar ve kurallar olmadan yaşayabilen bir toplum kurmak mümkün mü? Bu soruya geçmeden önce eğer kurallar ve yasalar olmasaydı bazı suçların nasıl yükseleceğini ve tavan yapacağını gözler önüne sermeliyiz. Suç olmasaydı ceza da olmazdı. Ama ceza olmasaydı suçlar kat be kat artarak, çirkinleşerek, şiddetini arttırarak etrafımızda kol gezerdi.

rules photo

1- Hırsızlık: Bizi birinin evine girip zorla eşyalarını almaya yani çalmaya iten iç güdülerimizdir. Bu benim olsun. Bu güzel şey neden benim değil de onun? İnsanın bencilliği ve özünde bulunan kötülük yapma isteği suçu doğuran ana etmendir. Hırsızlık da fazla hırsın var olmasından kaynaklanır zaten. Özel mülkiyet, keyfi ve kişisel mülkiyete dönüşmek ister her hırsızlık suçunda.

Bunu engelleyen yasalar olmasaydı herkes herkesin malını çalmakta bir beis görmez ve en güçlü olan en zengin olan olurdu. Tıpkı ormandaki gibi.

2- Gasp: Gasp da yine aynı şekilde hırsızlık gibi hızını arttırdıkça arttırırdı. Zombi filmlerinde ne görürüz? Bir yığın çeteleşme. Çünkü zombi istilası ile birlikte kurallar kanunlar bir daha dönmemek üzere yıkılmıştır. Artık hayatta kalma oyunu başlamıştır. Şimdi de hayatta kalmaya çalışıyoruz ama belli kurallar ve kanunlar eşliğinde.

3- Cinayet: İnsanın kötülüğünü tartışmamıza gerek yok sanırım .Cinayet de birinin can hakkını gasp etmeye girer. Onun canını çalmış olursunuz ondan. Bugün insanlar birbirine soruyor. Eğer hapis yatmayacağını bilseydin birini öldürür müydün? Cevap çoğu kez evet oluyor. İnsanların sırf birine sinir olup birini öldürecek raddeye geldiği de kaçınılmaz. Güçsüz ve acz içinde olan varlıklarız. Kısa süreli hazlarımıza, öfkemize, hırslarımıza yeniliyoruz.

Ama kanunlar ve kurallar bu hazları, öfkeleri ve hırsları dizginliyor. Seni ceza ile tehdit ediyor. Suç oranları da buna bağlı olarak asla artmıyor ve katlanarak şişmiyor.

Kurallar, başkasının evine giremezsin. Bu ayıptır, günahtır der. Kanunlar ise eğer başkasının evine ondan izinsiz ve onun malından mülkünden çalmak için girersen seni hapis ile cezalandırırım diyor. Bize sınırlar koyan ve o sınırlar içerisinde birbirimize saygı ve hoşgörü ile yaklaşmamızı öğütler. Bunu bazen sertçe bazen ılıman bir şekilde yapar ama her daim yapar. Başka insanların sınırlarına ve mal varlıklarına saygı göstermek zorunda olduğumu toplum kurallarından ve kanunlarından öğrenmek zorundayız.

4- Ahlaki erozyon: Kanunlar ve kurallar olmazsa insanın en büyük zaafı istediği gibi koşturma şansı yakalar. Tacizler, tecavüzler münferit birer olgu olmaktan çıkıp kanlı canlı gündelik gerçeklere dönüşür. Senin ait olmayana, sana izin vermeyene dokunamazsın! Dokunursan en ağır şekilde cezalandırılırsın.

Ancak önceden kuralların ve kanunların olmadığı yerde kaos ile birlikte adi suçların en adisi de vardır. Bunun için helak edilmiş kavimler de var. Ahlaki erozyondan kaçınmak için kurallara ve kanunlara teşekkür borcumuzu iletmeli ve onlara uymaya devam etmeliyiz.

Cezaevine gireceklere hapiste vakit geçirme ve sağlam kalma rehberi hapishaneye bir kanuna uymadık diye gireriz ve hapishane kurallarıyla karşılaşırız. Ceza evine girecek olan arkadaşlara orada vakit geçirmenin ve sağlam kalmanın ilk rehberi olarak şunu söyleyebiliriz: Bir hata yaptınız. Ama aynı hatayı yapmayın. Bu kez kurallara uymalı ve sağlam kalma rehberinin tüm noktalarını harfiyen uygulamanızı öneriyoruz.

5- Düzenin yıkılışı: Ve düzen yıkılır. Kanunlar ve kurallar olmasaydı herkes istediği gibi hareket edeceği için tam olarak postmodern bir çağa girerdik. Neden yaptın? Canım istediği için yaptım. Çünkü beni bağlayan bir kural yok. Çünkü korktuğum bir kanun yok. Demek ki neymiş sevgili parlak fikirler okurları. İnsanın bazı şeylerden korkması gerekiyormuş! Yoksa sonuç kaos ve yıkım olurmuş.

Evrensel gerçekler vardır arkadaşlar. Ve bu gerçeklerin kökenine indiğimizde doğru ve yanlış ibarelerini buluruz. Birinin dükkanına girip kasasındaki tüm parayı silah zoruyla boşaltmak kanuna göre yanlıştır. Ancak bir avukat tutup hakkını sonuna kadar hukuki zeminde aramak da kanuna göre doğrudur. Demek ki kurallar ve kanunların bu iki kelime üzerinden yükseldiğini kavramamız gerek. Bazı toplumsal gelenekler size saçma ya da abartı gelebilir. Ancak gelenek ile kural aynı şey değildir. Geleneklere uymak zorunda değilsiniz. Katılmayarak da renginizi belli edebilirsiniz.

Ama kurallara uymak ve saygı göstermek zorundasınız.

İftiraya Uğramadan, Yok Yere Hapis Yatmadan İş Kurabilmek İçin Rehber adlı yazımızı da meraklı gözler için buraya bırakıyoruz. İftiraya uğramak çoğu zaman talihsizlik olarak nitelendirilir. Ancak gerekli önlemleri daha başta alırsanız iftiraya uğrama tehlikesini de elinizin tersiyle savuşturmuş olursunuz. Yok yere hapis yatmadan kurallar ve kanunlar eşliğinde yaşamanız için iş rehberi ektedir. Şimdiden güzel okumalar diliyoruz.

Kurallara ve Kanunlar Uymanın Faydaları Nelerdir? 

1- Barış içinde yaşarsınız: Barış içinde yaşamak kimsenin tavuğuna kış dememekten geçer. Başkalarının tavuğuna kış demek toplum kurallarına uymamak demektir. Başkalarının tavuğunu çalabilir, gasp edip bu artık benim diyebilir ya da tavuğu öldürebilirsiniz. Ama bunları yapma özgürlüğünüz size ağır bir hapis cezası olarak geri döner. Bir anlık özgürlük için koca bir mahkumiyet değil, daimi özgürlük için kanunlara ve kurallara uymak şarttır. Tam da bu nedenle.

2- Mimlenmezsiniz: Toplum kuralları adaletli olmayı da gerektirir. Hak yememeyi özellikle. Ama siz sürekli olarak pahalı satan, kafasına göre ürünlerine zam yapan bir marketsiniz diyelim. Çok kısa bir süre sonra ”adil olma” kuralına uymadığınız için bir güzel işaretlenirsiniz. Halk sizden almamaya ve böyle bir ceza vermeye başlar size. Bundan kaçınmak için kurallara sığınmalı.

3- Başınız ağrımaz: Düşünün ki sevgilinize bir yalan söylediniz. Artık hayatınız ve yakın gelecek boyunca o yalanı saklamak zorundasınız. Bu baş ağrıtıcı bir şeydir. Dürüst olsanız herhangi bir şeyi saklamaya, gizlemeye ayrı bir efor sarf etmeyecek ve rahatınıza bakacaksınız. İş kanunlara ve kurallara gelince de gerçeklik bunu gösterir. Kurallara uyduğunuz, kanunlara nizam gösterdiğiniz süre boyunca başınız hiçbir şekilde ağrımaz. Çünkü ortada olan ortaya çıkmaz. Çünkü bu, suç ya da kural dışı değildir.

4- Özgürleşirsiniz: Özgürlük, dillerde sık tekrarlanan bir terane. Kimisi diyor ki ben bu kurallara uymak zorunda değilim. Çünkü özgürüm. Bir başkası da diyor ki devletin koyduğu kanunlar beni bağlamaz, ben işime ve yoluma bakarım. Ancak asıl özgürlük kurallara saygı ve kanunlara nizam ile cereyan eder.

Sonuç olarak kanunlara ve kurallara uymadan bir toplum inşa etmek mümkün değildir. Zira toplumun yükselmesi kurallar ve kanunlar vasıtasıyla cereyan eder. Gerçek bir barış ve daimi bir özgürlük için mevcut kurallara sahip çıkmalı, saygılı bir şekilde kanunlara tam bir bağlılık göstermeliyiz.

Herkese barış dolu huzur günler dileriz.

Yorum yapın