Kitleleri Daha Da İşsiz ve Aç Bırakacak 4 Yıkıcı – Süper İş Fikri

Bu zamana kadar bu alanda, kurtarılmış bölgelerden oluşan sayfalarımızda daha çok öneri içeren ve muhtevası olumlu olan içerikler sunmaya gayret ettik. Ancak bu yazımızda buz dağının görünen ve batan kısmını dile getirmeye çalışacağız. İşsizlik – Açlık – Güvensizlik sarmalında kitleleri çok daha müşkül ve perişan hale getirecek iş fikirleri, bugünkü yazımızın ana hatlarını oluşturuyor.

Nasıl ki bilim adamları sadece aşı üretmiyor, bombaların çok daha masrafsız ve tesirli olması için de laboratuvarlarda mesai harcıyorsa… Bazı girişimciler, sosyologlar ve fikir adamları da elit tabakanın çok daha kaymak bir noktaya ulaşmaları için beyin egzersizleri yapmaya devam ediyor. Ortaya atılan fikirlerin maksadı ve yörüngesi belli: Çok daha fazla kar elde etmek… Adam Smith yıllar önce yazmış olduğu Ulusların Zenginliği kitabında, bireyi ve kitleleri harekete geçirecek olan yegane unsurun – kar elde etme- güdüsüne dayandığını ifade etmiştir.

Bugün üretimi seri hale getiren ve getirecek olan, zaman ve enerjiden tasarruf sağlamayı iddia eden tüm süper iş fikirleri yapıcı olduğundan yıkıcıdır. Sağladığı tasarruflar emekçinin değil patronların elini güçlendirir ve insan gücüne dayalı olan bağımlılığı azaltır. Ve işsizler, o kadar çoğalır ki onları tanımlamak için ”yığın‘ ya da ”kitle” kelimelerine ihtiyaç duyarız. Şimdi olduğu gibi.

 Kitleler Aç ve İşsiz Kalınca Ne Yapacak? 

Bu sorunun net cevaplarını vermek için kahin olmaya gerek yok. Gelecekte neler yaşanacağını öngörmek adına şimdiki zamanda olup bitenleri göz ardı etmememiz yeterli olacaktır. Kitlelere yansıyan açlık ve işsizlik rakamları, yine onların yapacakları ve yapamayacakları olarak ikiye ayrılacak. Patronların ultra- zengin, iş-verenlerin hiç olmadığı kadar özgür (önceden işçi alma hususunda özgürdüler, şimdi işçi çıkarma hususunda da) olduğu genel manzarada kitleleri ve buna bağlı olarak toplumu bekleyen çok büyük tehlikeler var.

Kaçınılmaz gözüken ancak insanların sakınması gereken iki sonuç:

1- Suç oranlarının artması: İşsizlik arttıkça suç oranları da aynı oranda yükselecektir. Üretmekten ve kendi parasını kazanmaktan men edilen kalabalık, eve ekmek götürmenin peşine düşecektir. Dünya genelinde 2020 yılı itibariyle hırsızlık, yankesicilik ve gasp suçları hiç bu kadar yüksek olmamıştı. İşsizlik süresi ne kadar uzar ve açlık ne kadar derinden hissedilirse toplumu ayakta tutan değerlerin önemi de giderek azalmaya başlar. Birilerinin galerisinde on tane lüks araba varken, birileri ben neden eve ekmek dahi götüremiyorum diye sormaya başlar. Buradan çıkan eylemlerin yüzde sekseni ise suç olarak sirayet eder. Aynı zamanda işsizlik ve açlık çok büyük psikolojik tahribatlar da yaratır. Bu da cinayetlerin, cinnetlerin ve şiddet suçlarının da artışa geçmesinde kilit bir öneme sahip.

2- İntihar: ‘Böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum’ klişesi ‘böyle bir dünyada devam etmek istemiyorum’ öznelliğine dönüşecektir. Suç oranlarındaki artış intihar rakamlarına da yansıdı. Hissedilen çaresizlik, geleceğe bakıldığında tek bir umudun dahi olmaması, genç yaşlı demeden herkesi intihara teşebbüs etmeye zorluyor. İntihar notlarında artık romantik itiraflar değil ‘borcum var, işsizim’ gibi net ifadeler yer alıyor. Önceden yardımlaşma ve infak etme gibi değerlerimiz çaresiz kalan insanları yeniden hayata döndürürdü. Ama bugün hem yardım edilecek insanların sayısı kat be kat arttı hem de bu değerler yerini kocaman bir ilgisizliğe ve körlüğe bıraktı.

Şu İş İlgini Çekebilir:  Hangi Otomat Türü Daha Karlı? 6 Türü Kıyasladık! İşte En Karlısı!

Bunların dışında yakın bir geçmişte Fransa’da gördüğümüz üzere isyan düzeyine ulaşacak gösteriler de artacak. Meşru yollardan haklarını talep edemeyen kitleler son çare olarak sokaklarda, meydanlarda toplanacak.

Sadece Otomasyon Üreticilerinin ve Robotların Kazandığı Düzende Orta Sınıf Ne Yapacak? 

Alım gücünün düşmesi ile birlikte orta sınıf tamamen ortadan kalkmak üzere. Her şeyin aşırı ve radikal bir boyuta geçtiği günümüzde ‘üst tabaka’ ile ‘alt tabaka’ olarak tanımlanacak iki büyük kitle söz konusu. Orta sınıfın yükselip sınıf atlama emelleri artık herhangi bir gerçekliği bünyesinde barındırmıyor. İnsanların tek bir ideali ve gayesi var: Ay sonunu getirmek.

Düzen otomasyon üreticilerinin ekmeğine yağ sürmeye devam ediyor. Önceleri yağ sürme görevi orta sınıfa ait, şimdi ise robotlara ve yapay zekalara. Robotların kazandırdığı, hiç yorulmadığı, maaş talep etmediği bir düzen, kaymak tabakanın cenneti olsa gerek. Ama azınlığın cenneti olabilen yerküre, alttan alta fokurdayan diğer belirtileri ile çoğunluğun cehennemi olmaya devam ediyor. Orta sınıf giderek güç kaybetmeye ve alt sınıfa doğru yaklaşmaya devam edecek. Ekonomide açılan uçurum derinleştikçe sistemde ve düzende ‘orta’ olarak tanımlanacak herhangi bir mefhum kalmayacak.

Şehirden Köye Tersine Göç Ne Zaman Başlayacak? 

Aslında başladı bile. Corona virüs salgının yoğun hissedildiği günlerde küçük topluluklar şehirlerdeki dükkanları devredip memleketlerine geri dönmeye başladı. Yapılan hamleler boşa kürek çekmek anlamına geldikçe, işsizlik artıp açlık iyiden iyiye bir korkuya dönüştükçe tersine göçler hız kesmeden devam edecek. İstanbul son iki yıldır göç almak yerine vermeye başladı. İnsanlar en amiyane tabirle ‘el kapısında sürüneceğime memleketimde sürünürüm’ gibi söylemlerde bulunuyor. Aynı zamanda köy yaşamı şehirlerde artık hiç rastlanmayan bir yardımlaşma ve birlikte yaşama imkanlarını da sunuyor.

Sadece beş yıl içerisinde başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin nüfusunda rakamlara yansıyacak oranda bir azalma meydana gelecek. Salgından sonra işsizliğin %20’lere kadar çıkacağı var sayılıyor. Ki bu resmi kaynaklara göre yani en iyimser rakam.

Kitleleri Daha Da İşsiz ve Aç Bırakacak 4 Yıkıcı İş Fikri 

1- Fabrikalara otomasyonlar geliştiren bir iş kurmak:

Dünyanın her günü Black Mirror dizisinin bir başka bölümü gibi geçiyor. Hal böyle olunca yeni geliştirilen iş fikirleri de kara geleceğin bir parçası olarak bugüne ekleniyor. Sizlerle paylaşacağımız ilk yıkıcı iş fikri fabrika ve mühendisleri yakından ilgilendirmektedir. Tesislerinde çok daha hızlı ve kaliteli üretimleri çok daha masrafsız gerçekleştirmek isteyen patronlar, kendilerine sunulan yapay zekaları ve otomasyonları kurtarıcı olarak kabul ediyor. Yakın bir zamanda insanların elinden alınmış olan işler otomatlara devredilecek.  Ve bu giderek yaygınlaşacak.

2- Dilekçe ve beyan otomasyon programları yazmak:

Hem avukatları hem de muhasebecileri işsiz bırakacak bu ”süper yıkıcı” iş fikri ile birlikte artık otomatlar dilekçe ve beyan yazabilecek. Hem de tam istendiği biçimde! Arzuhalcilik nasıl bitme noktasına geldiyse, belki bir yüz yıl sonra ama mutlaka günümüzün en popüler iş kolları olan avukatlık ve muhasebecilik de silinip gidecek.

3- Akıllı çiftlik sistemleri üretmek:

Her şey ”akıllı” telefonlarla başladı. Bizim yerimize şunu yapsın, şunu da diye diye bizdeki aklı onlara devrettik. Ve artık onlar ‘bizim yerimize’ göz dikmiş durumda. Akıllı çiftlik sistemleri binlerce insanın, tarım işçisinin, mevsimlik işçinin işsiz kalmasına neden olacak. Tamamen bilgisayar ve dijital makinelerle uzaktan kontrol edilebilecek bu çiftlikler tek bir tuş ile yönetilebilecek.

4- Bankacılık ve sekreterlik otomasyonlar yazmak:

Haberlerde şiir yazabilen robotu izlerken sanki çok matah bir şeymiş gibi güldük, eğlendik. İnsanın hislerini dahi taklit edebilen bu yapay zekalar, tamamen amaca ve işe yönelik eylemleri de hayli hayli yapacaklar. Bunlardan bir diğeri ise bankacılık ve sekreterlik otomasyonları olacak. Kendi kendini geliştirebilen yazılımları sayesinde onlara verdiğimiz hareket serbestliği ekonomik özgürlüğümüzü de elimizden almak üzere.

Yorum yapın