Küçük İşletmeleri Büyük Şirketlere Karşı Koruyacak 5 Can Alıcı Nokta

Önemli olan küçük bir işletmeyi kurmak değil ona bir sistemin içerisinde dinamizm ve süreklilik katmaktır. İstikrar ancak zamanla ve deneyimle oluşur çünkü. Bu nedenle küçük bir işletmenin kurulumu belki de dünyadaki ve iş piyasasındaki en kolay yatırım sahalarından biridir. Gücü yetmeyen, bir yaratıcılığı olmayan herkes küçük bir işletmeyi birkaç haftalık bir süreçte hayata geçirebilir. Ki bu birkaç haftalık sürenin içerisinde ek olarak düşünme ve bulma payını da koyuyoruz.

small business photo

GÜNCEL BİLGİLENDİRME: Arkadaşlar orta sınıfı zenginler ve devletle el ele verip yok ettikten sonra o sınıfın korkunç servetini 3-5 zengin bölüştü. Fakirlere de zırnık koklattılar. Bu kokladıkları zırnık ile fakirler “şimdilik” seviniyorlar. Ancak orta sınıf olan biteni izlese de katiyen bu durumu sindirmiş falan değil. Hakkının yendiğinin çok iyi farkında. Bunu sindirmeye de niyeti yok. Hiçbir hakkı, liyakati olmadığı halde o 3-5 kişinin tüm servetin önemli kısmına sahip olmasının hesabını önümzüdeki 10 yıllar içerisinde soracak gibi görünmektedir. Dünya’daki güncel olaylara göz attığınızda bunun emarelerini şimdiden görbilirsiniz. Özellikle de gelişmiş ülkelere baktığımızda.

Her nerede yaşıyorsak yaşayalım, istersek ülkenin ve bulunduğumuz şehrin en fakir yerinde ya da bilakis en zengin muhitlerinden birinde yaşayalım her zaman gördüğümüz ve tanıklık ettiğimiz bir manzara. O da yeni dükkan hazırlıkları içerisinde olan bir diğer dükkanın manzaraları. O manzaralar bir merdivenden, çeşitli kablolardan ve duvarı yeni boyanmak üzere kazılmış bir dükkandan ibarettir. Her yeni dükkan aynı zamanda kapatılmış ve devredilmiş dükkanların varlığına işarettir. Dolayısıyla istisnasız olarak her birimiz, sürekli aralıklarla kapatılan ve başka bir alanda yeniden açılan küçük işletmeleri an be an görmekteyiz.

Peki nerede yapılan hata? Ticaret sahasında tutmayacağı belli olan dükkanlar, işletmelerden neden ısrarla ve sıfır profesyonellik gerektiren bir inatla açılmaya devam ediyor? Ticaret gerçekten bu kadar zor mu ki açılan her yeni 3 dükkandan 1’i mutlaka kapatılıyor? Bir yerlerde yanlış mı yapılıyor yoksa rekabet ortamı hiçbir çabaya mahal vermeden gücünü ortaya mı koyuyor?

Ya da asıl sorulması gereken şu: Birileri bir şeyleri doğru düzgün yapıyor diye mi sektörde ayakta kalıyor? Yoksa birilerinin düşüşü, iflası mı o işletmeleri ayakta tutuyor? Bu soruya belki başka bir yazımızda yer veririz. Bugün konuşacağımız husus küçük işletmelerin epey acımasız olan rekabet ortamında ve büyük işletmelere karşı nasıl mücadele edeceğine dair rehber niteliği taşıyor.

Öncelikli olarak küçük işletmelerin rekabet ortamına uygun davranmadıkları takdirde başlarına gelen küçük ve büyük ekonomik hasarları ele alacağız; önce problemli noktaları sonra çözümleri sizlerle paylaşacağız.

Küçük İşletmeler İçin Pek Bilinmeyen 5 Pazarlama Yöntemi başlıklı yazımız küçük işletmeleri başka bir açıdan ilgilendiren ve alternatif olarak sunulmuş 5 pazarlama yöntemine dair birbirinden orijinal fikirlerle bezeli. İki makalemizi peş peşe okuduğunuz takdirde bir küçük işletme sahibi olarak yapacaklarınız kafanızda daha net ve canlı bir şekilde belirecektir.

Her zaman kendinize ve işinize güvenin.

Küçük İşletmeler Rekabet Ortamına Uyum Sağlamazsa… 

  • Maalesef çoğu küçük işletme daha rekabet ortamı kızışır kızışmaz sanki ortalıkta hiçbir umut ya da ihtimal yokmuş gibi hemen kenara çekilme kararı alırlar. Bunun nedenini ekonomik açmazlara ve dar bütçelere bağlasalar da asıl nedeni korkaklıktır ve sektör içinde kendine güvenin son derece az olmasıdır. Satışlar da kötüye gidince hemen kepenkler kaldırılmamak üzere indirilir.
  • Küçük işletmeler rekabet ortamına uyum sağlamamasının bir diğer nedeni ise, çevrelerinde onları umutlandırmak ya da doğru yöne sevk etmek yerine, onları fikir olarak aşağı çeken ve kuru gürültü çıkaran gevezelerin çok fazla olmasıdır. ”Abi sen kendine başka bir yerde dükkan açsak iyi olacak” gibi mod düşürücü ve hemen vazgeçmeye yönelik cümleler etraflarında sarf edilir edilmez, hiçbir mücadele girişimine bulaşmadan anında dükkan kapatılır. Bu da safi hatadır.
  • Küçük işletmeler rekabet edecek gücü ve dirayeti kendilerinde bulamazlarsa, önce küçülmeye giderler. Daha az ürünü daha az çeşitte satmaya başlar. Kimileri ise sadece ekonomik bir sorunmuş gibi bu, bankadan kredi çekme, eşten dosttan borç isteme hatasına düşer. Arkadaşlar rekabet ortamında hakkını vere vere mücadele etmek istiyorsanız olayın görünen yüzü olan ekonomiye değil diğer yönlere, iletişime, pazarlama tekniklerine ve işinizin içeriğine önem verin.

Paraşüt İşletmeciliği İşi Yapmak İsteyenlere başlıklı yazımızda işletme türlerinden daha yeni ama epey aktif bir türü olan paraşüt işletmeciliğine dair A’dan Z’ye teorik ve pratik bilgileri bulabilirsiniz. Yükselen bir değer olan paraşütlerin işletmeciliğini yaparak hedeflediğiniz iyi gelecee ulaşma ihtimaliniz ve imkanınız mevcut.

Şu İş İlgini Çekebilir:  Küçük yatırımcılar için faydalı olabilecek birkaç tavsiye

Küçük işletmeler her zaman daha samimidir.

Küçük İşletmeleri Büyük Şirketlere Karşı Koruyacak 5 Can Alıcı Nokta

1- Marjinallik:

Marjinal olmak her ne kadar toplumumuzda olumsuz imajlara sahip bir deyim ve kavram olsa da siz dükkanınızda ve işletmenizde mümkün olduğunca marjinal işlere imza atın. Konuşulan şey, satar. Bununla birlikte konuşulmak istenen işletmeler de marjinal surette üretimler sergilerse başarıya ermiş olacaktır.

Marjinalliği, belli bir mantık çevresinde ve toplum değerlerine saygılı bir şekilde gerçekleştirirseniz hem kabul görür, hem de şaşkınlık uyandırarak pazar içerisinde belli oranda şaşkınlık yaratır.

2- Her defasında özgünlük:

Bu sıraladığımız maddeyle anlıyoruz ki sadece bir kereye ya da bir ürüne mahsus bir özgünlük bizi büyük şirketlere karşı yeteri kadar korumuyor. Önemli olan asıl istikrarı sağlamak için öncelikle özgün olma hususunda bir istikrar sağlamak ve bunu bir slogan haline getirip devamlı kılmak.

Başlangıç aşamasında söz konusu özgünlüğü dükkan adı ve vitrin düzenlemesi ile sağlayabilirsiniz. Hepimizin bildiği gibi milenyum çağında orijinal, komik ve akılda kalıcı isimler, fotoğrafları çekilerek, ilk görüldüğünde üstüne konuşularak hafızalarda yer etmeyi başarıyor. Özgün olmanın önce hafıza üzerinde sonra da cüzdan üzerinde büyük bir etkisi var. Bu nedenle başlangıçtan sonuna kadar hemen hemen her alanda, ister ürün üretin ister hizmet verin, işletmenizi elini koyduğu her yerde mevcut ve daim olması gerekmektedir.

Küçük yatırımcılar için faydalı olabilecek birkaç tavsiye başlıklı makalemiz küçük işletme sahibi olarak sizi de kapsıyor. Zira küçük bir işletmenin sahibi ve yöneticisi olan herkes aynı zamanda küçük bir yatırımcı sayılabilir. Siz de bu yazımızdan faydalanarak tavsiyelerimize kulak verebilirsiniz.

Kara kara düşünmeyi bırakın ve harekete geçin.

3- Karakter ve Ruh Sahibi Olmak:

İşletmenizin bir ruhu olsun. Bunu içeride çalan müzikten tutun da duvarları ne tür bir kaplama ile kaplattığınıza kadar, her küçük ayrıntı belirler. Müşterilerinizle iletişim şekilleriniz, ürün satımı sırasında gerçekleştirdiğiniz vizyonlar. Hepsi ama hepsi ortaya bir karakter ve ruh koymakla ilintilidir.

Çoğu işletme salt satış odaklı düşünür ve kupkuru bir görüntü ile müşterilerin karşısına çıkar. Daha uzaktan bakılınca bir farklılık, bir hoşluk kattığınız taktirde işinizi seviyor ve ona sahip çıkıyorsunuz demektir. Bu nedenle karakter ve ruh koyun ortaya ve bırakın müşteriler o ruhun akışına kapılsınlar.

4- Daha Özel Hizmet:

Maalesef uygarlık ve teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin ve firmalar ne kadar kurumsallaşırsa kurumsallaşsın tüketicilerin haklı şikayetleri bitmek bilmiyor. Bir arıza sırasında yapılan ve günler süren gecikme, yapmaları gereken en ufak bir şeyi yaparken dahi utanmadan ücret talep eden irili ufaklı firmaların, tüketicinin mağduriyetini çözmek yerine üstüne ekstra mağduriyetler üreten tavrı, insanları çileden çıkarıyor.

Siz para kazanmak hırsıyla müşterilerinize salt hareket eden cüzdan muamelesi yapmayın. Onlara sunacağınız en özel hizmetlerle, her zaman yanlarında olduğunuzu duyurun ve hissettirin. Böyle kısa vadede onlar şikayetlerinden kurtulmuş siz ise uzun vadede kat be kat kazanmış olursunuz. Sanmayın ki kazanmanın yolu salt para odaklı düşünmek ve işletmeleri öyle işletmekten geçiyor.

5- Fiyatta Dengeyi Korumak

Son olarak fiyatlar konusunda ne zarar edecek kadar indirime gidin, ne de insanların bütçesini zorlayacak kadar artışlar sergileyin.

Tüm küçük işletmelere bol ve hayırlı kazançlar dileriz.

Yorum yapın