Tüm okurlarımıza merhaba. Ekim ayına girişimizin birinci haftası sona ererken yeni fikir konulu yepyeni yazılarımızla size hizmet etmeye, yol göstermeye ve ışığımızca ışığınız olmaya devam ediyoruz. Bu seferki yazımız sıklıkla dünyanın süper ekonomisi olan Amerika’da yürütülen yeni bir iş fikri. Karşılaştırmalı siteler açarak bir ürünün bin bir çeşit türünü ve markasını videolar içinde deneyerek en kaliteli ve en önerilebilir ürünleri izleyicilerine önermek.
Şimdi bu tür siteleri ülkemizde de inşa edip böyle yeni bir yöntemi izleyicilerin ve web- site takipçilerinin hizmetine sunma zamanı. Bu tür sitelerin faaliyet seçeneklerini en doğru ve en olgun şekilde değerlendirme ve akabinde ülkemiz insanlarının üzerinden randıman almak için önce kulaklık nesnesini, bir ürün olarak bilmek ve piyasanın içindeki hareket alanını kavramak gerek.
Kulaklık Neden Bu Kadar Önemli Bir Ürün Haline Geldi?
- Bu sorunun cevabını aramak ve bulmak, karşılaştırmalı kulaklık sitesi kurmanın ilk adımı olacaktır. Bir anlamda tanıtacağımız ve fikir birliği açısından pazarlayıp paramızı kulaklıktan değil tanıtımdan kazanacağımız için kulaklık ürünün pazar piyasasındaki yerini, önemini ve konumunu doğru anlamak gerek.
- Kulaklığın ilk çıkışı hiç şüphesiz walkman kültürü ile ülkemize yerleştirmiştir. Tıpkı karşılaştırmalı sitelerin varlığı gibi günümüzde kulaklıkla müzik ve radyo dinlemek gibi alışkanlıkların atası da Amerika ülkesidir. Walkman ürünleri yerini giderek daha kaliteli ürünlere bıraksa da kulaklık ezeli kalmıştır. Diyebiliriz ki insanın teknoloji ile ilk baş başa kalmasını sağlayan unsur kulaklıktır. Anne babalarımızın, çıkar şu kulağındakileri, ne dediğimi anlamıyorsun, konuşamıyoruz bir türlü gibisinden sıklıkla serzenişte bulunduğu kulaklık ürünü ile tanışmamız bu şekilde olmuştur. Şimdi bir çok müzik çalar çeşidi, en son model teknolojik hadiseler ve ses sistemleri ile birlikte kulaklık ile birlikte iş görür hale gelmiştir.
- Bir diğer yenilik ise insanların cep telefonlarını da artık kulaklık ile kullanmasıdır. Öncelikli neden hiç şüphemiz yok ki sağlık nedenlerinden dolayıdır. 90’lı yılların sonu ile 2000 li yılların başı itibariyle patlayan cep telefonu dalgası ile kanser hastalığının paralel artışı arasında bağlantı kuran düşünce ve bilim insanları yaptıkları araştırmaların sonucunda cep telefonlarının radyasyon dalgaları yaydığını, bunun sonucunda da başta kanser olmak üzere birçok irili ufaklı hastalığa ve rahatsızlığa yol açtığı görüşünde hemfikir olmuşlardır. Tüm bunların sonunda birçok bilgilendirici yayın yapılmış, kampanyalar düzenlenmiş ve cep telefonlarından vazgeçemeyeceği anlaşılan insanlığa en azından cep telefonlarınızı kulaklık aracılığıyla kullanmamız gerektiği mesajını vermişlerdir. İnsanlar da sosyal bir bilinçlenme alanında bu uyarıyı dikkate almış ve kulaklıkla günlük telefon konuşmalarını yapmaya başlamışlardır. Daha sonra giderek bir yaygınlık haline gelen kulaklıkla konuşmak, bir rahatlık ve bir kolaylık olarak iş görmeye başlamıştır. İnsanlar ellerinde çantalar, kitaplar ya da çeşitli gereçler olsa da cep telefonları ellerinde değil ceplerinde olarak kulaklıkla gayet konuşmaya başlamışlardır. Bugün bir otobüse, bir metroya bindiğimizde modern insanın yeni görünümü bizi karşılar. Ellerinde laptop çantaları olan genç çalışanlar, sırtlarında çanta ellerinde kitap olan öğrenciler, elleri alışveriş torbaları ile dolu olan ev hanımları bile kulaklıklı görüntüleriyle bize yeni manzaralar oluşturmaktadır. Aynı zamanda kulaklığın ses algılayıcıları da çok güçlüdür ve böylece karşı taraftan gelen telefon görüşmesi seslerini daha net algılarız.
Bu nedenlerin toplamında kulaklık hayatımızın değişmez bir ürünü olmuştur. Artık evden çıkmadan önce sadece cüzdanımızı, telefonumuzu ve ev anahtarlarımızı kontrol etmek kafi gelmiyor. Bir de buna kulaklık ekleniyor. Kulaklıklarını evde unutanlar ya da kulaklıkları bozulanlar için o gün, o günler tam bir kabusa dönüşüyor. Kulaklığın çok satılmasının başlıca sebebi budur. Bir diğer nedeni ise şudur:
- Kulaklık, yapısı gereği narin bir aygıttır. Bu nedenle sıklıkla bozulma potansiyeli taşırlar. Örneğin ev ortamında çay kahve içerken dikkatsiz bir hareketimiz ile fincanı deviririz ve sıcak su kulaklığın kablolarına gelir. Bu geri döndürülemez bir hatadır ve kulaklık birkaç dakika içerisinde tamamen işlevlerinden mahrum kalarak bozulur. Ya da fazla sarkan kulaklıklar giderek incelir ve kopar. Bu ve buna benzer birçok nedenle kulaklıklar sürekli bozulur ve yenisinin alınması gerekir.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Şimdi karşılaştırmalı web-sitenin ayrıcalıklarına ve püf noktalarına dikkat çekmek adına size birkaç tüyo vereceğiz. Hazırsanız başlayın.
Kulaklık Karşılaştırma Web-Sitesi Yapıp Oradan Kulaklık Satmanın Püf Noktaları Nelerdir?
- Karşılaştırma yapmaya müsait site teması seçilip yaptırılmalı: Bu site temasının işlevsel ve kolay olmasına özen gösterilmeli. Hangi tür kulaklıkların ve hangi marka kulaklıkların denendiği ve üzerinde deney yapıldığı daha paylaşımların başında belirtilmeli. Aynı zamanda videolar arşivlenmeli ve kullanıcılar tarafından düzenli olarak girilmesine olanak tanınmalı. Videoların üstünde ya da altında takipçilerin kolayca görebileceği okunaklı yazılarla videonun içeriğine dair kısa bilgiler verilmeli ve bu metnin sonuna videonun süresi de eklenmelidir. Yapılan videolar mümkün olduğunca 4 dakikayı geçmemelidir. Yapılan son araştırmaya göre ister müzik klibi olsun ister tanıtıcı reklam kaydı, 4 dakikadan sonra izleyicilerin algısı şaşmaya ve söz konusu videoyu takip edememeye başlar. Bu türden ayrıntılara dikkat edilmeli, özen gösterilmelidir.
- Tarafsızca karşılaştırmalar, tablolar, güncel yorumlar yapılmalı: Gerekirse kulaklıktan gelen sesin desibeli ve benzeri birimleri ölçülmeli ve tablolara yansıtılmalı. Bazı noktalardan sonra desibel aşımları kulak ve beyin sağlığına zararlıdır. Bu ses duvarlarını aşan kulaklıklar tespit edilip izleyiciler uyarılmalı. Özellikle merdiven altı işletmelerde 5 liraya, 10 liraya satılan kulaklıkların bu türden handikapları mevcuttur. Bunların altı çizilmeli, ürün pazarlanırken aynı zamanda halkın sağlığı da gözetilmeli. Böylece doğrudan pazarlamanın sıkıcı kavşağında kalmaz, insanları bilgilendirerek onların sempatilerini de kazanmış olursunuz.
- Gerçek kişi deneyimleri paylaşılmalı: Videolar deneyleri yapan ve seslendiren, aynı zamanda sunumu yapan bir ya da birkaç kişi olacaktır. Ancak aynı tarz video paylaşımları belli bir noktadan sonra izleyicileri sıkacaktır. Bu nedenle başka türden deneyimler de paylaşılmalıdır. Daha önce gösterilen ürünleri deneyip beğenmeyen neden beğenmediğini de katarak anlatmalıdır. Aynı şekilde aylardır ya da yıllardır aynı marka kulaklığı kullanıp memnun kalan kullanıcılar da bunu nedenleri ile kısaca açıklamalı ve kulaklık, saf nesne halinden insanların ortak kullanım alanlarına örnek ve gerçek kişilerle katılmalıdır. Böylece hem daha samimi hem de kolay anlaşılır videolar izleyicilerin karşısına geçmiş olacaktır. Böylece videoları izleyenler, ürünü satın almaya daha yakın olacak, siz de pazarlamanın tüm inceliklerini kullanarak başarılı bir pazarlamacı olduğunuzu göstermeye devam etmiş olacaksınız.
- Video yorumlarıyla kulaklık denenmeli, saçma da olsa bu yapılmalı, zira insanlar kanlı canlı görmek istiyor. İnsanlar ister yiyecek, ister giyecek, ister kulaklık gibi teknolojik aygıtlar olsun önce bu türden tüketim ürünlerini birinin denemesinden hoşlanırlar. Hani Vizontele filmindeki anne karakteri gibi: Önce onlar yesin, onlara bir şey olmazsa, sen yersin diyen Demet Akbağ gibi. Özellikle Türkiye’de böyle yaygın bir anlayış vardır. Bunun için denemekten ve göstermekten çekinmeyin. Gerekirse kulakların ucuna mikrofon dayayarak sesi dışarıya verin. Böylece daha somut ve daha işlevsel yayınlar yapmış ve videolar hazırlamış olursunuz. Günümüzde kulaklık kullanımı bu kadar yoğunken böyle bir karşılaştırmalı web-sitesi hazırlamak her açıdan karlı ve mantıklı olacaktır.
Siteyi kurduktan sonra satış yapabileceğiniz yöntemler
Yukarıda belirttiğimiz yönergelere, püf noktalarına uyarak kulaklık karşılaştırma sitesini kurduysanız işin satış yaparak kar elde etme kısmına geçebiliriz. Bu kısmımda yapabileceğiniz en iyi şey mümkün mertebe kaliteli bir elektronik tedarikçi ile anlaşmak olacaktır. Elektronik tedarikçileri nette kısa bir arama yaparak sürüyle beraber bulmanız mümkündür. Yine de size tavsiyem xml ve de csv şeklinde size ürün listesini verebilecek olan tedarikçi ile anlaşmanız olacaktır.
Tedarikçi ile anlaştıktan sonra karşılaştırma sitemizin sağında, solunda; yukarısında satılık kulaklık resimleri yerleştirmemiz gerekiyor. Şu anda sitemizi bir nevi e-ticaret sitesine çevireceğiz. Bunu yapabilmek için yapılacak adımlar şunlardır (eğer siz anlamasanız bile en kötü yazılımcıya bile bunları söyleseniz o anlayıp gerekeni yapacaktır):
- WordPress “Woo commerce ekletisi” kurmak
- “Wp importer” eklentisi kurup 90 dolara premium versiyonunu satın almak
- Tedarikçinin size verdiği xml ürün linkini bu importer eklentisine girip ihtiyacınız olan kulaklıkları siteye yüklemek
- Ardından Woo Commerce eklentisinin add on’ları olan “showcase” eklentileri ile ürünleri sitenizin her yerine satılığa sunmak üzere yerleştirebilirsiniz.
Bakın değerli dostlarım bu yöntemin başarıya ulaşması durumunda bu koca koca köklenmiş e-ticaret siteleri bile sizinle rekabet edemeyecektir; zira siz daha spresifik ve de hedefe yönelik çalıştığınız için Google gözünde her telden çalan “genel nitelikli” sitelerden daha itibarlı sayılacaksınız. Bunu buraya niye yazıyorum biliyor musunuz? Birçok kişi Türkiye’de e-ticaret sektörünün durduğundan, tıkandığından yakınıyor. Lakin söz konusu tıkanma gerçekten de mevcut olsa bile bu tıkanıklığın en büyük kaynağı piyasayı tekeline almaya çalışan ve de rekabet kurallarını hiçe sayan, bir matah yaptığını zannedip de uzun vadede kendi kuyusunu kazan devasa e-ticaret siteleri vardır. Parlakfikirler ailesi olarak bu tekelci sitelere karşı çok önceden savaşımızı açtık. Biz elimzden geldiğinde bu rekabeti hiçe sayan “sahibinden, gittigidiyor, hepsiburada, n11” gibi sitelere karşı Türkiye’de yapılabilecekleri yazmaya çalışıyoruz.
Sizlere son söz olarak şunu söyleyip bu yazıyı sonlandırmak isterim:
“Deveyi devirmek istiyorsan pire gibi hareket etmek zorundasın…”