Meslekten atılmak, ihraç edilmek, kovulmak. Ne kadar da karanlık, çirkin, kötü anlamlar taşıyan cümle yapıları bunlar! Ama korkmayın. Meslekten atılma riski her zaman var. Özellikle kimi meslekler var ki edinmek için yıllarca uğraşırsınız da kovulmak, tek bir hatanıza bağlıdır. İnce işlerdir onlar. İnsanın şansının da yaver gitmesi lazım.
TÜYO: Meslekten atılsanız dahi ticari hayat sizin için bitmiş değildir. Belli başlı ticari işler harcine (faktoring, leasing, varlık yönetimi, bankacılık, yatırım danışmanlığı gibi) neredeyse çoğu ticari işte “adli sicil” aranmayor. Meslekten atılma nedeniniz bir suç ise bu bilginin farkında olun.
Kimileri meslekten atılınca dünyaları başına yıkılır. Bu üzünçlü ve arabesk durum onların hatası değildir hem. Yıllarca öyle bir eğitim sisteminden, aile baskısından ve çevre şartlanmalarından geçeriz ki. İş seviciliği yaptırılır bize. Ne olursa olsun gururdan, keyiften, mutluluktan daha önemlidir insanın bir mesleğinin olması. O nedenle meslek, ne olursa olsun bilinçli bir şekilde kutsanır ve çoğu zaman da insanın kendisinden bile daha önemli bir konumda servis edilir.
Sanırım kapitalizmin en büyük başarılarından biri insanın algısına bu şekilde hükmedebilmesidir. Bir de fiziki gerçeklikler var tabi. Çalışmayana ekmek yok söyleminin ezici üstünlüğü var. Birileri tembellik haktır deyip isyan bayrağını dalgalandırsa da dünyanın yüzde doksan dokuzu hayatta kalmak, beslenmek, barınmak gibi temel ihtiyaçların bile ancak çalışmak ve beraberinde gelen para ile birlikte olduğunu biliyoruz.
Burada asıl dikkat edilmesi ve altı özenle çizilmesi gereken husus, meslek fetişizmidir. Önceden anne – babalar çocuklarına dermiş ya, memur ol. Devletin güvenli kollarında ol diye. Bu şimdi memurluktan daha sağlam ve daha çeşitli işlere evrilmiş durumda kendini gösteriyor. Oğlumuz, okusun, büyük adam olsun. Doktor olsun, öğretmen olsun, mühendis olsun.
İşte geliyoruz şimdi. Peki seçtiğiniz mesleklerin kaçını siz seçtiniz? Evet size soruyorum. Bu meslek, sizin için mi gerçekten? Yoksa sırf olsun diye kendinizi yakın bulduğunuz ya da o günkü şartların öyle gerektirdiği gibi mi bir meslek seçtiniz?
İnsanlar bugün sırf açıkta kalmamak için üniversitelerde puanı en uygun olan meslekleri seçmek zorunda bırakılıyorsa, meslek seçimlerinde karakteristik özelliklerden çok para ve diğer imkanlar konuşuluyorsa, meslekten atılmak dünyanın en beter olayı olmak şöyle dursun belki de hayırlara vesile bir giriş kapısıdır.
Kişi, ancak zincirlerinden kurtulunca özgür adımlar atmaya başlar. Ve bazen de ifa ettiğimiz meslekler bileklerimizi zincirleyen kalın halatlardan başka bir şey değildir.
Esnaflık Mı Daha İyi Yoksa Memurluk Mu? bazen de seçim yapmak zorunda kalırız. Bu kadar memuriyet muhabbetinden sonra böyle bir ayrım da kaçınılmaz olacak gibiydi zaten. Esnaflık mı daha iyi yoksa memurluk mu? İşte insan şu soruyu sorduğunda biraz olsun özgürleşebilir. En azından seçim hakkı, tercih hakkı vardır. Etrafımızdaki gariban kişileri gördükçe, onların seçim yapmak şöyle dursun en kötü şartlarda en kötü parayla çalıştıklarını görünce, kimi özgürlüklerin kıymetini iyice anlamalı. Sorumuzun cevabı ise bir tık kadar yakınınızda. Şimdiden keyifli okumalar ve keyifli seçimler dileriz.
Her bitiş, yeni başlangıçlara gebedir. Enseyi karartmayın!
Meslekten Atıldıktan Sonra Süreç Nasıl İşlemeli
1- Psikolojik Süreç:
İlk etap epey yıpratıcı olacaktır. Muhtemelen yıllarınızı mesleğe verdiniz. Ama iyi ama kötü aynı iş yerinde aylarca, yıllarca çalıştınız. Alışkanlık çözülünce ve yerine yepyeni bir boşluk bırakınca insan psikolojik olarak derin çukurlara girer. Şimdi ben ne yapacağım? Mesleğinden olmuş bir insan, yeniden bebekliğine döner adeta. Yeryüzü ona yabancı gelir. Yürüdüğü sokaklar yabancı, yediği yemekler tatsız tuzsuz olur. Çünkü onun birinci dereceden hem alıştığı, hem de yıllarını verdiği biricik mesleği elinden alınmıştır. Ancak bu kadar dramatize yapmak yeterli!
Ne olursa olsun işinden ne ilk atılan kişi sizsiniz, ne de son atılan siz olacaksınız. İnsanlar, bir günde, bir saniyede nelerini kaybediyor? O nedenle bu süreci mümkün mertebe hasarsız ve zaman kaybetmeden atlamanız gerek. Bir süre evde kalın. Hoşunuza giden şeyler yapın. Zaten tazminatınız da ödenecektir muhtemelen. En azından bir süre geçim sıkıntısı çekmeyeceksiniz.
2- Düşünme Süreci:
Kendinizi toparladıktan sonra bir düşünme süreci başlayacaktır. Öyle ya meslek güven verdiği kadar yollarınız tıkayan sınırlı bir şeydir. O artık yoktur ve siz önünüzde binlerce yol sunan yeni alternatif dünyasında önce boşluğa düşer, sonra özgür bir dünyaya.
Bu noktada düşünme sürecinde arkadaşlarınızdan da yardım almayı unutmayın. İç sesinizi de dinleyin elbet. Ama bir süre konuşan değil dinleyen taraf olun. Düşünme süreci, aynı zamanda bir dinleme süreci de olsun sizin için.
Hapishanede Öğrenilebilecek Meslek Ve İşler meslekler hakkında bu kadar konuşup da hapishanede bile öğrenilebilecek meslek ve işlerin olduğunu söylememek ayıp olurdu. Düşünün ki dışarıdakiler özgürlükler için sırf zihinsel takıntılar nedeniyle kendilerini çeşitli kaygıların mahkumu yaparken, içeridekiler onca yoksunluğa, onca mahkumiyete rağmen, gübreden çiçek açması gibi yeni meslekleri o zor koşullarda öğrenebiliyorlar. Hapishaneden öğrenebilecek mesleklerin ne olduğunu merak edenler, yazımıza buradan ulaşabilirler.
3- Harekete Geçme Süreci
Bundan sonra yelkenler fora! Artık bir mesleğiniz yok evet. Ama artık kendi seçtiğiniz bir işiniz var. Meslekleri biz değil onlar bizi seçer çoğu zaman. Onlardan atıldığımızda ise yepyeni bir bahar günü gibi kendi seçimlerimizin toplamında yepyeni bir iş fikriyle uyanırız dünyaya. Bundan sonra hareket zamanıdır. Şimdi gelin meslekten atıldıktan sonra yapabileceğiniz işlere şöyle bir bakalım.
Başın öne eğilmesin. Daha yapacak çok iş var!
Meslekten Atıldıktan Sonra Yapılabilecek İşler
Freelance Yazarlık:
Bu, evinizde metin yazarlığı olabilir. Kapanıp bir roman yazma fikri olabilir. Tabi bir yayın evi ile anlaşmak şartıyla. Dışarıdan çeşitli sitelere makale yazmak olabilir. Freelance yazarlık, boğucu ve kuralcı meslek yaşamınızdan sonra size hem ilaç gibi gelecek, hem de iyi bir gelir kaynağı sunacaktır. Bu nedenle size önerebileceğimiz ilk iş olarak serbest yazarlık, şimdilik uzaklardan size göz kırpıyor.
TÜRKİYE’DE YAZAR OLMAK adlı makalemizi okuduktan sonra ülke ve yazar ilişkisini iyice beller ve bu sayede en azından hangi alanda ne tip eserler üretmeniz gerektiği konusundaki soru işaretlerini dindirmiş olursunuz. Türkiye’de yazar olmak nasıl bir şeydir gerçekten? Merak edenler beri gelsin.
Program, yazılım alanında serbestçe eserler vermek:
Bilgisayar alanında bir şeyler yapabilirsiniz. Zira bilgisayar kendi içinde yapabilecekleri kadar insanların üzerinde iş kurmasında da sonsuz imkanlar sunan bir cihaz. Ona dair program, yazılım alanında serbestçe eserler verebilir, bilgisayar alanında yeni icatlara bile imza atabilirsiniz. Nasılsa vaktiniz ziyadesiyle fazla olacak!
İnsanın az olduğu yerlerde tarımsal işler kurmak:
Bakın birçok insan bunu yapıyor. İşimden atıldım, mesleğimden oldum diye ağlayıp dövüneceğine, bunda bir işaret görüyor. Ya memleketlerine gidip ya da insanın az olduğu bir yerler bulup orada tarımla ilgilenmeye başlıyor. Günümüzde meslek demek modern duvarların içinde genelde sanayiye hizmet etmek demektir. Mesleksizlik ise, mis gibi tabiat ananın kucağında sağlıkla, huzurla üretmek anlamına gelmektedir. Seçim sizin.
Yabancı bir ülkede iş yapmak:
Birçok insan da ayağındaki meslek prangası nedeniyle yurt dışına tatil bile çıkamaz. Vakit yoktur. Vakit! Ancak meslekten atıldıktan sonra üstüne bir bardak soğuk suyunuzu yurt dışında içebilirsiniz. Hazır çıkmışken yabancı bir ülkede iş yapmanın tüm inceliklerini de kavrayabilirsiniz.
Meslekten atılmak bir son değil, başlangıçtır. Güzel başlangıçlarınız olsun.