Nasıl 1 yıl içinde kolay ve hızlı para kazandık!!!

Merhaba beyler; ben parlakfikirler admininiz bugün sizlere, Google’da her gün yüzlerce kez aradığınız ancak; herkesce bilinen klişe ve kopya yollardan farklı şeyler bulamadığınız bu alanda, internette devrim yaparcasına fikirlerle karşınıza çıkacağım.

Biliyorum “Nasıl daha kolay ve hızlı para kazanırım?” diye yüzlerce başlık gördünüz. Bunları açtığınızda ise ne idüğü belirsiz kişiliklerin yabancı bloglardan çaldığı, yaratıcılıktan yoksun şeylerle karşı karşıya kaldınız. “Arkadaş bularak para kazanmak, “örgü örerek para kazanmak”, “şarkı yazmak”, “arabayı reklam yeri olarak kiralamak”, “uygulama indirmek”, “reklam tıklamak”, “müzik indirmek” gibi birbirinden saçma, sığ, çalıntı, hiçbir işe yaramaz bilgilerle karşı karşıya kaldınız…

Ben bugün kararlıyım sizlere gerçekten işe yarar parlak fikirler, bilgiler vereceğim. İş fikirleri bulmanıza ilham kaynağı olacak nitelikte düşüncelerle karşınıza geleceğim…

Şimdi sorumuzun köküne dönelim: “Kolay ve hızlı yol”. Bu ne demektir arkadaşlar? Bugüne kadar internette gördüğünüz iş fikirlerinin yüzde 99’unu çöpe atın demektir.

Neden mi?

Sebebi gayet basit. “KİMSE GERÇEKTEN HIZLI VE KOLAY PARA KAZANDIRACAK İŞ FİKRİNİ SİZ DEĞERLİ DOSTLARIMA BEDELSİZ VE ÇIKARSIZ ŞEKİLDE AÇMAZ”. Hatta evet, kabul ediyorum, adimiminiz olarak ben bile bunların çoğunu kendime saklıyorum. Zira kapitalist dünya’da para kazanmak işe yaramaz. Önemli olan kimselerde olmayacak kadar çok para kazanmaktır. Aksi takdirde herkeste para olursa o para, “enflasyona uğrar” ve sizin elinizdeki paranın da değeri kalmaz. O sebeple bu basit mantığı kavrayabilen ortalama düzey ve üstündeki zekalara sahip herkes dahice iş fikirlerini kendine saklar. Size bu hızlı ve kolay para kazandıran işlerden bahsedeceğini söylüyorsa bile ya sizinle ortak olmak istiyordur ya da HAYALLERİNİZİ İSTİSMAR EDİYORDUR!!!

Özellikle “hayal istismarı” çok tehlikeli bir silahtır. “inanç istismarı” ile cahil ve duygusal iyi niyetli kişileri kullanırsınız. “Duygusal istismar” ile ancak sulugöz kızları kandırabilirsiniz. Ancak “hayal istismarı” ile tüm insanlığa hükmedebilirsiniz…

Mesela, kumar bir “hayal istismarıdır (buradaki istismar kavramını suç twşkil edecek şeyler için algılamayın. Reklam ve pazarlama anlamında kullandık)” . Dünyaca ünlü, zeki ve benim de hayranı olduğum rus yazar Fyodor Dostoyevski gibi bir beyni bile zamanında esir almış bir istismar methodudur.

Sizlere birtakım şeylerden bahsetmek istiyorum…

Eğer hızlı ve kolay yoldan para kazanmak istiyorsanız hangi işleri yapabilirim? diye gelmeyin bana. Bana “Parlak Abi, hangi yoldan ilerleyebilirim?” diyerekten gelin.

Beyler iki yolunuz var:

1) Yılan gibi sürünmek
2) Kartal gibi süzülmek

Eğer ki diğer insanlardan daha konforlu, lüks, üstün yaşamak istiyorsanız, kendinizi zengin hissetmek istiyorsanız başka yolu yok bu işin. Eğer ki, bilindik işlerle uğraşmak istiyorsanız hızlı ve kolay para kazanıp diğer insanlardan maddi olarak daha zengin, daha farklı olamazsınız. Zira bu iş bir nevi savaştır. Her savaşın ortak kurallarından bir tanesi de herkesin içten içe diğerlerini yenmek istemesidir. Üstün olma mücadelesini barındırmasıdır…

Şimdi fazla uzatmadan yöntemlerimizden ilkini ifşa ediyoruz.

A) YILAN GİBİ SÜRÜNEREK PARA KAZANMAK

Yılanlar; doğada aslanlardan, kaplanlardan bile etkilenmeyen, önüne çıkan herşeyi midesine atıp gerekirse incecik gövdesine rağmen tek parça halinde sindirebilen yaratıllardır. Kimi türleri vardır ki 14 metre uzunluğa şehir girişlerindeki dev kanalizasyon giderleri kadar kalınlığa ulaşabilmektedirler. Nörolojik ve bölgesel etki eden türleri, saniyeler içerisinde felç edip nefessizlikten bir gergedanı bile öldürebilen türleri vardır. En önemlisi ise bu hayvanların güçlerinden ziyade gizlilikleri ve sinsilikleri tehlikelidir. Genelde en kuytu alanlarda, gizlice işlerini yürütütler. Sonra ortadan kaybolurlar.

Bu kadar belgesel yeter. Şimdi bu hayvanları taklit edip hızlı ve kolay yoldan para kazanıp zengin olan insanların gerçek hayattaki yöntemlerinden ve taktiklerinden bahsedelim. Güçlü ve zayıf yönlerine bakalım.

Yılan gibi sürünüp iş dünyasında lider olan tipler tahmin edeceğiniz üzere gizlilik ve bilinmemezlik üzerine bir imparatorluk kurmuşlardır. Hemen hemen çoğu önemli devlet kurumunun bünyesinde etkileri bulunmakla beraber, yaptıkları işler de genelde “insanların yarattığı uluslararası ve yerel hukuka” uymamaktadır.

En önemlisi ise insanlığa ise genel olarak pek bir faydaları yoktur. Hatta doğadaki yırtıcılar gibi zayıf yaratıklara bayılırlar. Yani cahil, kültürsüz, istismara açık insan topluluklarını çok severler…

Yılan gibi sürünmek kolaydır. Az biraz da yetenekliyseniz kısa sürede milyonlar kazanabilirsiniz, zengin olursunuz. Öyle çok bir birikim gerekmez, yüce değerlere sahip olmakmış, üstün bir ahlak anlayışıymış, binlerce sayfa kitap okumakmış… Yılan gibi sürümek için hiçbirine gerek yok!

Ancak şimdi sıra geldi dezavantajlara…

Hep kötüler mi kazanacak, birazda kaybetsinler.

Arladaşlar bu yılanlar maalesef bu hükümdarlıklarını göz göre göre yürütemezler. Yani logar kapağını kaldırıp yeryüzüne çıkamazlar. Çıksalarda takan olmaz. Hiçbir zaman rahatça, gizliliği ihlal ederek iş yapamazlar.

O kadar insanı dolandırmanın, öldürmenin, darp etmenin, zehirlemenin bir bedeli olarak yüzlerce kişi tarafından aranırlar. Takip edilirler, izleri sürülür. Polis teşkilatı ve adli makamlar bu yılanlar tarafından baskılansa da eninde sonunda yılanımız düştüğünde onun ensesine yapışmak için gün sayarlar. Yerli, yabancı istihbarat kuruluşları rahat bırakmaz.

En kötüsü ise, karısını, çocuğunu, dostunu rahatça sokağa salamazlar. Onlarında hayatı kendisi gibi bok içinde geçmek zorundadır. Ya da onalarla hiç iletişime geçemez.

Bu “yılan gibi sürünme” yöntemiyle ne tür işlerle meşgul olabileceğinizi buraya yazmayacağım. Bide benim başımı “suça teşvikten” yakmayın. Ben size herkesçe bilinen ancak toplu halde yer almayan birtakım bilgiyi derledim o kadar. Seçim sizin. Kanunlarda şu yazar “Her vatandaşın suç işlemesi kabul edilebilir; ancak bedelini ödemek suretiyle”. Ben de size aynen bunu diyorum. “Ne halt yerseniz yeyin, ancak şunu bilin ki bu yediğiniz haltların bedeli “çocuklarınıza, torunlarınıza, eşinize kadar yansıtılır”. Şunu da asla unutmayın bu dünyada “ayağı kaymaz insan yoktur” diye bir şey yoktur. Sadece “henüz ayağı kaymamış insan vardır”. Parlak günlerinize aldanmayın, pis işlerin bedeli er ya da geç size yansır, kim olursanız olun… (bu arada suç işlemeyin)

İsterseniz; “150 milyar dolarlık uyuşturucu şebekesinin baronu olun” ya da “her gün 50 kişiyi kaza süsü vererekten öldürebilen bir seri katil olun” hatta “1. ve 2. Dünya savaşlarını çıkardığı söylenen 5 trilyon dolarlık servete sahip olduğu söylenen, dolar basan FED’in sahibi olduğu rivayet edilen bir Rothschild ailesi mensubu olun” HİÇ FARK ETMEZ, KARTALLAR ENİNDE SONUNDA SİZİ VEYA SOYUNUZA MÜNHASIR KİŞİYİ BULUR VE YÜKSEKLERE KALDIRIP 3 KM’DEN AŞAĞI ATAR, ARDINDAN ÇİĞ ÇİĞ YERLER.

Hiçbir şey olmadı mi, ÖLÜM adı verilen şey var. Bir anda yüzlerce, binlerce, milyarlarca mikroorganizma bedeninizi sarar ve sonunda toprak olursunuz. Geride bıraktıklarınızın sizsiz devam edebileceği, ne kadar devam edeceği muamma… Sonuç olarak size tavsiyem suç işlemeyin!

2) KARTAL GİBİ SÜRÜNEREK PARA KAZANMAK

Kanat açıklığı 1.5 metreyi bulan bu yaratıklar; kurbanlarının derisini tutma, parçalama görevi üstlenen kanca gibi gagalara, kilitlenebilir pençelere, güçlü bacaklara sahiptir. Kuşlar aleminin en yüksekten uçanlarıdırlar. Bir diğer özellikşeri ise gökyüzünün en zirvesinden en aşağıya bakarak en kuytuya saklanan sürüngengilleri 3-5 km yükseklikten görebilmeye yarayan olağanüstü keskinlikte, en tepeden odaklanabilen teleskop gibi gözlere sahiptirler. Avlarını havaya kaldırıp kilometlerelerce yüksekten yere atarlar ardından kemikleri kırılmış, felç olmuş, bayılmış ya da ölmüş avını çiğ çiğ yerler. 80 kilograma kadar ağırlıktaki hayvanları kaldırabildikleri görülmüştür…

Şimdi yine belgeselleri bir kenara bırakalım ve kartal gibi süzülerek hızlı para kazanan insanlara merceğimizi çevirelim.

•Bu dostlarımız yılan gibi sürünenlerin aksine daha nadir görülür.  Zira kartal gibi süzülen biri olabilmek yılların birikimini, eğitimini, tecrübesini, kültürünü gerektirmektedir. Öyle ha deyince olamazsınız yani…

•Bu arkadaşlar öyle kişiler ki; yapıcı ve yenilikçi olmaları bir yana devrimci karakterde kişilerdir. Daha önceden atalarının birikimlerini devralmaları bir yana kendileri de bunların üzerine bir şeyler katmışlardır.

•Etki alanları yılan gibi sürünen insanların aksine sadece yerlatını değil yerüstünü de kapsamaktadır.

• Bu methodu seçtiğinizde kazancağınız para insalığı zehirleyerek, öldürerek değil; geliştirerek, eğiterek, aydınlatarak olacaktır. Dolayısıyla düşmanlarınız, peşinize düşen intikam yemini etmiş belalılarınız değil, size her daim minnet duyan destekçileriniz olacaktır.

• Birtek size düşman olacak olanlar yılan gibi sürünenler olacaktır. Ancak onların sizi bırakın avlamayı görebilmesi, ulaşabilmesi bile imkansızdır…

• Aileniz, dostlarınız, eşiniz, çocuklarınız sizden tiksinmek, korkmak yerine minnet duyacaktır. Herbiri nispeten A kategorisindeki yılan gibi sürünenlerin akrabalarına, dostlarına göre güvende olacaklardır.

• Son olarak en önemlisi hiçbir şeyi gizlemek zorunda değilsiniz. Zira siz kınanan değil örnek alınan, gurur duyulansınız…

• Kuracağınız ya da kurmuş olduğunuz imparatorluk, bıraktığınız miras; yılan gibi sürünenlerin aksine çok çok daha uzun ömürlü olacaktır. Hatta belki de insanlığın sonuna kadar gidecektir. İnsanların birçoğu onu benimseyecek ve yıkmak yerine korumak için uğraşacaktır.

Arkadaşlar böyle güzel güzel konuşuyoruz ancak size kötü haberlerim var.

Bu kartal gibi sürünen insanların en büyük ortak özelliği zor meydana gelmeleri dedik ya. İşte burayı biraz daha açmak istiyorum…

Tırtılları bilirsiniz, hani şu kelebeğin bir alt modeli olanlar… Evet, işte bu kartal gibi süzülen insanlar da maalesef yüzde 99.9 daha evvelden yılan gibi sürünen insanlardır.

Bu döngü insanlar arasında binlerce yıldır böyle sürmüştür ve muhtemelen de böyle de sürecektir. Yazımın başında belirttiğim gibi büyük paraları hızlı ve kolay yoldan kazanmanın, diğer insanlardan daha zirvede olmanın bedelleri vardır. Normal bir insanın rahat yaşantısından çok daha farklıdır, zordur, çetindir, risklidir, tehlikelidir bu yol. İçerisinde maalesef uzun yıllar sürecek yalnızlığı, acıları, belirsizliği, mücadeleyi barındırmaktadır.

Birisi bana ve eski ortağıma şunu demişti her zaman gittiğimiz mekanda karşılaştığımız bu ilginç herif: “Antropoloji bilimine iyi dikkat edin beyler, antroplojiyi iyi kavrayıp da doğayı iyi anlayıp da insanlığın kurduğu düzene baktığınızda çok farklı bir bakış açısı yakalayacaksınız, daha evvelden göremediklerinizi göreceksiniz” demişti. Bu lafları duyduğumda ben admininiz refleksif bir ilk tekpi olarak “Ne diyor lan bu adam, gelmiş koca admininize salık veriyor” tarzında düşünceler geçirmiştim. “Antropolojiyi senden öğrenecek değiliz behey kötü adam” demiştim. Ancak sonradan anladım ki gerçekten dediklerinde haklıymış.

Dünya böyle bir yer işte “Yığınla kitap okursun, yığınla münakaşa, sohbet edersin, yıllarca yaşarsın bir halt elde edemezsin” sonra hıyarın biri dediğiniz biri çıkagelir ve size “bir kelime, cümle” söyler ve işte o kelime ve cümle size yılların tecrübesini günler içinde kazandırır.

İşte para kazanmak da böyledir. Yıllarca çalışırsınız, didinirsiniz bir halt olmaz. Sonra çok saçma sapan denilen bir yerden, hiçkimsenin, sizin dahi daha önceden ummayacağı bir alandan kısa bir sürede milyoner olursunuz. Bu yazıdaki başlıkta yazan sorunun cevabını tam olarak vermediğimden yakınan, bana küfürler savunan insanlara gelecek olursak. Sevgili saf ve iyi niyetli kardeşim; yazının ortasında bahsettiğim gibi ben bu yazımda kimseyi istismar etmek istemediğimden dolayı o süper saçma iş fikrini kendime saklama gereği duydum. Ben sana balık vermek yerine olta vermeyi seçtim bu yazımda. Halen anlamadıysan birşeyler lütfen usulca sağ üst köşedeki çarpı tuşuna bas ve terk et bu siteyi.

Şaka bir yana bizden olsa olsa kartal olur, umarım sizde kimseleri incitmeden ve zarar vermeden gelir elde edersiniz.

Saygılarımızla

Parlakfikirler

 

 

 

Yorum yapın