Olaylara tarafsız bakabilmek… İşte çoğumuzun gün için en ufak mevzularda bile elde edemediğimiz bir değer. Neden objektif olamıyoruz peki. Bunun iki açıklaması var. Bu iki açıklamayı yapalım ve günah çıkaralım önce biraz. Zira insan denilen şey, itiraf etmezse sürekli inkar eder. Biz de parlak fikirler olarak tarafsız olma konusunu taraflı bir şekilde ele almayalım şimdiden.
Bunun ilk nedeni, yani ne kadar istesek de bir türlü objektif olamamızın ilk nedeni duygular tarafından yönetiliyor olmamızdır. Mantık, akıl yürütme, sağ duyulu yaklaşma gibi unsurlar bizim hayatlarımızda ikinci planda. Belki bir İngiliz olsaydık beş çayımızı yudumlarken soğuk ve kalender bir şekilde kararlar verip yorumlar yapabiliriz. Ama bu ülkedeyiz ve sıcakkanlı olduğumuz kadar pürtelaş ve duygusal varlıklarız. Hani bir türlü romantik olmayı beceremiyoruz ama duygusallığımızdan da bir şey kaybetmiyoruz.
Peki neden duygular bizi yönetiyor? Aslında oldukça karmaşık bir konu lakin biz yine de herkesin anlayabileceği şekilde açıklamaya çalışalım. Hislerimiz de düşüncelerimiz de aynı bölgeden, beyinden geliyor. Kalp resmi çizmek bize kalp için vazifesi olmayan şeyleri bile yaptığını zannedebilir. Ama asıl üretim merkezi beyin. Dolayısıyla duygusal davranıp da tarafız olamadığımız durumlarda bile aslında beynimizle hareket ediyoruz. Şefkat, tutku, sevgi… Hepsi beyin bölgesinden paketlenip kalbimize doğru kargolanıyor. Ve o kargoyu açtıktan sonra da objektif ve tarafsız davranabilmek pek mümkün olmuyor.
İkinci neden ise çok fazla ön yargı ve geri bildirim ile dolu olmamız. Buna terminolojide ”paradigma” deniyor. İnsanların, genetik miras, kültürel miras ve sosyolojik yapıları büyüyene kadar sürekli olarak belli başlı bilgi ve tanımlamalarla dolduruluyor. Bu da karar verme ve tercih yapma fırsatlarında hep yanlı olmamıza neden oluyor. Ayrıca kişisel deneyimler ve acı tecrübeler de bizi mantıktan uzaklaştırıp kalp çarpıntılarına neden oluyor.
Sonuç olarak çoğu zaman beynimiz dururken biz kalbimize ya da ön yargılarımıza söz hakkı veriyoruz. Genelde bunu işimize öyle geldiği için ya da düpedüz soğukkanlılıktan uzak olduğumuz için yapıyoruz.
Şimdi öncelikle neden objektif olmalıyız sorusunun yanıtını arayacağız. Daha sonra ise şayet tarafsız olmaz ise bizi nelerin beklediğine kısaca değineceğiz. Hazırsanız en tarafsız bir şekilde yazımıza devam edelim sevgili parlak fikirler okurları ve takipçileri.
Objektif olmak tonlarca ağırlığı kendi bünyesinde, kendi gövdesinde bulunduran bir ağır terazidir. Ancak çoğu zaman bir gramlık bir yaptırım bile terazinin ayarını ve dengesini bozar. Bir küçük deneyim kıvılcımı, bir minik paradigma miktarı dengeleri yerinden oynatır. Ben nerede hata yaptım diye sorup bulamadığımız o karanlık zamanlarda, o minik neden kolayca gizlenir çünkü. Bulamadığımız büyük hataların en küçük ama en etkili birimidir tarafsız olamamak. Zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür her zaman ve o en zayıf halka bizi de kararlarımızı da en derinden etkiler en nihayetinde.
Neden Objektif Olmalıyız?
1- Hak yememek için: Bir patron örneğin. Neden tarafsız olmamalı. Elbette hak yememek için. Bir çalışanı diğerinden daha çok çalışıyor, daha çok mesai harcıyor, daha çok sorumluluğun ve riskin altına giriyor. Ama patron sırf duygusal nedenlerden ya da düz mantıktan dolayı diğer çalışanının maaşına zam yapıyor, ona daha çok izin ve imtiyaz veriyor diyelim. Bu, en hafif tabirle hak yemek demektir. Gün için irili ufaklı o kadar çok hak yeniyor ki. Halbuki bunun temelinde objektif olamamak var. Ancak gün gelir yediğimiz haklar, bizde hak bırakmayarak alır intikamını. Bu nedenle aman dikkat diyelim!
2- Dürüst olmak için: Tarafsız olmak, aynı zamanda dürüst olmak demektir. Çevremize, doğaya, dünyaya, insanlara ve kendimize. En başta kendimize dürüst olmak demektir onu en son yazmış olsak da. Bu nedenle hayatımızdaki kararlarda bir savcı pratikliğinde ve bir hakim olgunluğunda kararlar almalıyız. Seçimler, tercihler, birini eleyip yola biriyle devam etmeler ve yargıda bulunmalar. Bu kadar hassas çizgide zuhur eden bir olguda, her zaman için ince düşünceli ve objektif olmayı bilmeliyiz.
3- Kararlarımız sonunda işlerin yolunda gitmesi için: Verdiğimiz hatalı ya da tarafsız kararlar sadece bizi değil işlerimizi de etkiler en nihayetinde. Yazımızın başında verdiğimiz patron örneği misal. Sen gerçekten çalışanı değil de kaytaranı ödüle boğarsan şirketine, ekmek yediğin işletmeye ihanet etmiş olursun. Yani sonunda kendi hakkını kendi ellerinle yedirmiş olursun. Kararlarımız sonunda kötü gidişe dur demek ve her şeyi yeni baştan başlatmak istiyorsak her zaman objektif ve tarafsız olmanın yollarını bulmalıyız. Kaldı ki insani olan bu olduğu için hiç de zor ya da külfet bir şey değil bu.
4- Karşımızdaki, hayatımızdaki insanlara saygı duyduğumuzu göstermek için: Tarafsız davranmak, örneğin seçim yaptığımız insanlara birer birer, ayrı ayrı insan olarak değer verdiğimizi gösterir. Örneğin birilerini işe almaktan sorumluyuz. Gelen çalışan adaylarına tarafsız olmalısınız arkadaşlar. Birini güzel diye, birini de bilmem ne diye işe alırsanız önce kendi saygınlığınızı iki paralık etmiş olursunuz. Size verilen yetkileri sonuna kadar hakkıyla ifa etmek istiyorsanız her zaman için saygı duymayı, bir anlamda tarafsız ve objektif olmayı kendinize bir borç bilmelisiniz.
5- Olayları ve olguları derinlemesine anlamak ve algılamak için: Ancak tarafsız olursanız olayları ve olguları derinlemesine anlar ve algılar ve en doğru kararı verirsiniz. Kendinize her zaman için şunu sorun. Tahmin mi ediyorum temenni mi? Örneğin iddia oynayan bir arkadaş, hep kendi tuttuğu takım kazanacak diye oynarsa genelde kaybeder. Çünkü tarafsız değil yanlı bakar olaya. Benim takımım kazanmaz derken tahmininden, olayların yorumlanması neticesindeki kararından değil tamamen duygusal dışa vurumdan bahsediyor olur. Yanlı olmak, bile bile lades demek ve kaybetmeyi peşinen kabul etmek demektir.
İşte günlük yaşamın içinde insanlar böyle boş kutucuklarla dolaşırlar etrafta. O kutuları ön yargılarla mı yoksa ön görülerle mi dolduracağız? İnsanları geçmişimizden gelen kişisel yanılgılarla mı yargılayacağız yoksa tamamen ortam koşullarını baz alarak objektif, tarafsız ve yalansız bir şekilde mi? Bu kutuları kendi ellerimizle, kendi bilincimizle dolduruyoruz. Umarım bundan sonra biraz daha tarafsız olur dünyanın güzel taraflarını birlikte inşa ederiz.
Tarafsız ve Objektif Olmazsak Eğer…
Ah işte bizi o zaman ne pişmanlıklar sarar. Keşke öyle değil de böyle davransaydım. Keşke o seçeneği değil bu seçeneği değerlendirseydim. Keşkelerle örülü bir pişmanlıklar imparatorluğu kurulur böğrümüzde. Oysa insan neyi tercih ederse onu yaşar sonunda. Zamanında taraflı davrananlar gün gelir objektif bir şekilde yargılanmak isterler. Bu nafiledir.
Kalbini kırdığımız insanların öfkesi ve üzüntüsü kara bulutlar halinde sarar etrafımızı. Verdiğimiz yanlış kararların soğuk nefesi her zaman yakamızı bırakmaz artık. Başarısız oluruz. Pişman oluruz. Üzgün oluruz.
O nedenle vakit geç olmadan, insanlar, olgular ve kurumlar arasında bize verilen yetkileri kötüye kullanmamak adına, kimseyi duygusal ve fiziksel açıdan sömürmemek adına objektif olmanın sularına bırakmalıyız kendimizi. Böylece vicdanımız rahat, kafamız rahat bir hayat içinde soluk alıp vermeye devam ederiz.
Hepinize adil günler dileriz.