Oto Tamir Dükkanı Açmak – Skandal Kârlar Ediyorlar Mı Gerçekten? – Röportaj

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre her yıl Türkiye’de trafiğe giriş yapan yeni araç sayısı 1.2 ile 1.4 arasında artıyor. İkinci el araçların da devr-i daimi söz konusu. Yenilenenler, tamir edilenler, cilası yapılıp yepyeni görünenler derken, trafik her yıl biraz daha fazla arabayla daha da hareketleniyor ya da tıkanıyor.

ÖNERİ: Arkadaşlar oto tamir dükkanı açacaksanız şu “bekleme yerlerini” öyle bir yapın ki otel gibi olsun. Bir de kadın çalışan alın ve kurumsal görünün. İşte o vakit insanlar para verirken acımayacaktır. Elini cebine atıp cömert davranacaktır.

Bu ise oto tamir dükkanlarının tıpkı boş yoldaki arabalar gibi ”vızır vızır” çalışmasını sağlıyor. Bir zamanlar en lüks ulaşım aracı olarak faytonu kullanan insanoğlu için araba artık lüks değil tamamen zaruri bir ihtiyaç. Özellikle ülkemizde ”ayağımızı yerden kessin” sözü ‘araba olsun, yürümek zorunda kalmayalım da ne olursa olsun‘ manasına geldiği için özelliklerine çok da bakılmaksızın bir araba sahibi olmak için çalışılıyor.

Sonuç olarak fakir – zengin ayrımı olmadan herkesin sahip olmak istediği ve çoğunun da sahibi olduğu arabalar, en çok oto tamir dükkanlarının işine yarıyor. ”Allah yapısı bozuluyor da kul yapısı mı bozulmayacak” sorusunun da altını çizdiği gibi arabalar, ne kadar donanımlı ve üst model olursa her an bozulma, sahibini yarı yolda bırakma riskine sahip. Bazı arabalar ise sırf fazla donanımlı ve teknoloji destekli olduğu için bozuluyor.

2020 yılı itibariyle oto tamircileri ”skandal” denebilecek rakamlar kazanmaya devam ediyor. Her geçen yıl daha fazla kazanacaklarını ifade etmek içinse kahin olmaya gerek yok.

Röportaj

Yıllarca başkalarının dükkanlarında oto tamirciliği yaptıktan sonra İstanbul – Esenler’de kendi oto tamirci dükkanını açan Y. S ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

– Merhaba. Röportajımıza, aynı zamanda yazımızın başlığı olan bir soruyla başlamak istiyorum. Oto tamirci dükkanları gerçekten skandal denebilecek kazançlar elde ediyor mu gerçekten? Yoksa kulaktan kulağa dolaşan rakamlar, şehir efsanesi mi?

– Gerçekten inanılmaz karlar elde eden oto tamircileri var. Özellikle İstanbul, İzmir gibi trafiğe çıkan araç sayısı belli bir rakamın üstünde olan şehirlerde. Tabi, nerede olduğunuza da bağlı biraz. Mecidiyeköy’deki bir tamirci ile Maslak’taki bir tamirci aynı kazanmıyor tabi ki. Biraz da müşteri sayısına bağlı. O müşterilerin hangi marka araçlarla dükkanınıza geldiği de aylık kazancınızı belirleyen en önemli faktörlerden bir diğeri.

– Sizin Esenler’de olmanız büyük lütuf öyleyse. Çünkü burası hem konumu itibariyle stratejik bir yerde, hem de İstanbul’daki en işlek otogarlardan biri burada.

– O eskidendi. Artık her otobüs firmasının özel tamircileri var. Yine de acil durumlarda servislerini falan tamir etmeye getiriyorlar tabi.

– Peki tüm şartları yerine getiren, lüks bir semtte açılmış bir oto tamirci dükkanı ayda sizce ne kadar kazanıyordur?

– En az 20 bin kârı vardır.  O da en az. Kimin ne kadar kazandığını bir tek kendisi ve Allah bilir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Otomotiv sektörünün her bir dalında deli paralar dönüyor. Galericisi ayrı, sigortacısı ayrı, ikinci el piyasası ayrı, tamircisi ayrı kazanıyor. Bunu da rakamlar kanıtlıyor zaten. Bugün Türkiye’de 24 milyona yakın araba var trafiğe kayıtlı. Bunun yaklaşık dört buçuk milyonu sadece İstanbul’da. Yani neredeyse her beş insana bir araba düşüyor.

– Arabanın markası ve kalitesi ne olursa olsun mutlaka bozulur! Bu da sizin sektörünüzün asla ölmeyecek meslek gruplarına ev sahipliği yapmasına olanak tanıyor.

– Kul yapısı bu, bozulur elbette. Araba gibi çok sistemli, alt yapısı gelişkin ve çalışması için birçok ek mekanizmaya sahip olan araçlar çok sık arıza verir. Sadece motor bile başlı başına bir sistem. Bu nedenle öğretmek için ek bir ders koymuşlar okullarda. Sonra Allah göstermesin, trafik kazaları her yıl daha da artıyor. Bu durumda asla ölmeyecek meslek grubuna dahiliz evet. İnsan var oldukça trafikte arabalar, trafikte arabalar var oldukça da tamirciler olmaya devam edecek.

– Sizin de bildiğiniz üzere sürücüsüz arabalar son bir iki yıldır gündemi epey meşgul ediyor. Kimisi ne olursa olsun asla o tür bir araca güvenip de binmem diyor. Kimisi teknolojiye güvensiz diyor. Sürücüsüz araçların dışında yepyeni teknolojiler de tatbik edilmeye başlandı. Kimi çevrelerde ise sadece 30- 40 yıl içinde kendi kendini tamir edebilen, yüzde yüz yapay zeka teknolojisi ile üretilmiş araçların trafikte olacağını söylüyor. Böyle bir durumda oto tamirciliği işi de riske girer mi?

Şu İş İlgini Çekebilir:  Sadece Mobilya Montaj - Tamir İşi Yapmak Neden En İyisi?

– Kendi kendini tamir edebilen araba bana çok inandırıcı gelmedi. Peki ya bir arabanın yedek parçaya ihtiyacı olduğunda yine kendisi mi bulacak? O konuşanlar şunu gözden kaçırıyor. Otomobillerin imalat süreci ne kadar zor ise tamirat süreci de o kadar zordur. Ustanın mahareti de burada gizlidir zaten. Hem ayrıca insansız araçlara birçok yerde deneme sürüşü yaptırıldı. Bazıları kaza yaptı. Yani daha onlar bile hazır değilken, oto tamirciliğini riske atacak üst düzey bir teknolojinin gelişeceğini düşünmüyorum.

– Bu işte en önemli şey ustalık mı?

– En önemli şey önce merakın olacak. Arabalara. Sonra el yatkınlığın. Sonra ustalık peşi sıra gelir zaten.

Eskilerin ”Sanayiye Veririm” Tehdidi Neden Artık Tehdit Değil? 

Gelişen teknoloji ile birlikte insanın algıları, dili ve hatta tehditleri bile değişiyor. Eskiden derslerine çalışmayan, sınavlarında başarısız olan, aklı fikri hep haytalık yapmakta olan çocukları tehdit etmek için ‘seni sanayiye veririm görürsün ekmek kazanmanın ne kadar zor olduğunu’ tarzında amca, baba, dayı tehditleri havada uçuşurdu. Çünkü eskiden güzel ve güzide meslek dendi mi aklınıza sadece öğretmenlik ve devlet memurluğu gelirdi. Çünkü eski insanlar garanticiydi ve huzuru çok parada değil kesin parada bulurdu.

Günümüz dünyasında hiçbir para garantide olmadığı gibi hiçbir para da modern insanın ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli değil. Serbest piyasaya daha da serbestleşip ekonomi de bin kat daha fazla liberal olduğu için hem mesleklerin kazandırma oranları hem de kazanılan oranların kendi içerisindeki miktarları değişti.

Eskiden oto tamirci dendi mi yüzü gözü lekeli, hırpani kıyafetler içerisinde ekmeğinin peşinde koşturan gariban bir adam imajı canlanırdı. Günümüzde ise en lüks otomobilleri en lüks ekipmanlarla tamir eden, teknoloji destekli cihaz ve aygıtlarla çalışan ve gerçekten ama gerçekten çok sağlam paralar kazanan oto tamircileri var. Sayıları da giderek artacak gibi görünüyor.

Özetle artık çocukları ödüllendirmek ya da onlara bir vaatte bulunmak isteyenler ‘aferin oğlum, böyle gidersen seni sanayiye vereceğim‘ tarzı cümleler kurabilir.

Oto Tamirciler Neden Deli Paralar Kazanıyor? 

Oto tamircilerin deli gibi kazanmasının birçok nedeni var. Bu nedenlerin başında hiç kuşku yok ki arabaların çok grafit yani kompakt bir yapıya sahip. Bir ürün, cihaz ya da aygıt ne kadar donanımlıysa o kadar güvenli değildir aslında. O kadar korunaklı ve kullanışlı da değildir. Bilakis bu tür araçlar, çok fazla donanıma sahip olduğu için çok daha fazla bozulma riski taşır. Örneğin tek tuşu ve tek bir çalışma prensibi olan cattle’lar neden çok sık bozulmaz? Çünkü zaten tek bir işlevi vardır ve çalışma düzeneği bunun üstüne kuruludur. Ama söz konusu bir yazıcı oldu mu bozulma riski ve aralığı çok daha yüksek olur.

Eh söz konusu onlarca farklı teknik özelliği ve kullanım talimatı olan arabalar ise sık sık bozulmalarına şaşırmamak gerek. Buna bir de sürücü hataları, kazalar ve çevresel faktörler eklenince oto tamirciler tam manasıyla deli gibi kazanıyor.

Dünyada Durum Nasıl? 

Dünyada genelinde de durum hemen hemen aynı. Ancak Türkiye ”gelişmekte olan ülkeler” listesinde en fazla arabanın trafikte olduğu ülkelerin başında geliyor. Türkiye’den çok daha gelişmiş belli başlı ülkelerde bu kadar fazla sayıda lüks arabanın satın alınmaması da bunun en canlı kanıtı.

Otomobil Üreticileri Neden Arabaları Bozulacak Şekilde Üretiyor? 

İş, üretim değil tasarım aşamasında başlıyor aslında. Nasıl ki oyunların belli başlı ‘bug‘ları vardır, oyuncular o bug’ları bulursa oyunun içerisinde hile yapıp bazı levelleri geçebilir, aynı bug’lar arabaların içerisinde de yer alıyor. Ancak buradaki hile oyunu oynayanın, yani arabaya sürenin lehine değil. Bilakis üretici firmaların çıkarına uygun şekilde dizayn ediliyor. Sadece arabalar için değil telefon başta olmak üzere birçok elektronik aygıtta da ‘bilerek bozulma‘ operasyonu yapılıyor.

Bunun nedeni diğer tüm şeylerde olduğu gibi tamamen duygusal. İhtiyacın yenilenmesi ve artması demek piyasanın canlanması demek. Hiç bozulmayan ya da binde bir bozulan araçlar ise bir insanın ömür boyu aynı arabayı kullanacağı manasına geliyor. Bu ise otomobil firmalarının en son şey isteyeceği şey olsa gerek. Arabalar, telefonlar, aygıtlar, belli bir zaman sonra bozulsun ki, insanlar yeni çıkan modellere ilgi göstersin ve onları satın alsın.

Yorum yapın