Özgürlükler Neden Parayı Ve Zenginliği Kendine Çeker?

Özgür müyüz? Birazcık özgür olunabilir mi? Yoksa özgürlük dediğimiz şey tam olarak elde edildikten sonra mı ancak sahibi ”özgür” olarak nitelendirmeyi sağlar?

Dövüş Kulübü filminde Brad Pitt, ”yalnızca her şeyini kaybettikten sonra özgür olabilirsin” gibi efsane bir replikle akıllara kazınmıştı. Ancak bizim olaya bakış açımız biraz daha farklı. Şimdi iş dünyasında tam olarak özgür olarak hareket edebilmek ve hissetmek için nelerden uzak durmalı, nelere inanmalı, nelerden kaçınmalı gibi soruların anında yanıtlarını arayalım ve yazımıza hızlı bir giriş yapalım:

freedom photo

Özgür Olmak İçin…

 Özgürlük, her şeyden önce bir erdemdir. Herkeste bulunması gereken ancak pek azımızda bulunan bir nimet derecesidir. Özgürlük erdeminin ayağındaki ilk pranganın adı kaygıdır. Kaygı, genelde korku ve panik duygularıyla beslenir ve insanı tam bir eylemsiz kılacak şekilde yorar. Bunu yaparsam ne olur sorusu, ben bunu yaparsam şöyle şöyle kötü ihtimaller var, ben en iyisi hiç bulaşmayayım şekline dönüşür.

Kaygılar ve korkular insanın ciğerini çürütür. Özellikle iş piyasasında. Yeni bir şey denemekten korku, piyasanın uçurumlarından aşağı yuvarlanma kaygısı, bunlar her zaman vardır ve yüksek rekabet ortamında her zamankinden daha çok hissettirir kendisini.

Demek ki neymiş? Önce korku ve kaygıları bir odaya kilitlememiz gerek. O odanın anahtarını da bir nehre attık mı, iş tamamdır.

Özgür olmak için, yeniliğe açık olmak ve billur bir zihne sahip olmak da seçeneklerin arasındadır. Ne demektir yeniliğe açık olmak? Bir çalışanınız, bir ortağınız size yeni bir fikirle geldiğinde, onu sonuna kadar dinlemek, o fikri iddialarına kadar incelemek ve analiz etmek sonra gerekiyorsa reddetmek anlamına gelir.

Piyasa ve sektör içindeki nicedir süregelen durgunluk ve aynılık, tam olarak bu mahkumiyet çeşidinin bir sonucudur. Başkası yapmadan ben yapmam anlayışı ile sonsuza kadar beklemeye hazır girişimciler, yatırımcılar. Herkes, öne atılacak bir cengaver beklerken, kimse kendisinden o öne adım atacak potansiyeli bulamaz.

Sonra. Sonrası malum… Büyük pastayı almak varken kırıntılarla idare eden cüretten ve cesaretten uzak bir iş piyasası oluştu, böyle de gidiyor.

Ekonomik Özgürlüğe Giden 4 Yol özgürlüğün birinci hedefi ekonomik olarak hürriyeti sağlamaktır. Ekonomik olarak özgür değilseniz hiçbir zaman tam olarak özgür sayılmazsınız. Tükettikleriniz, eğlenceleriniz, sanatsal üretimleriniz bile bu özgürlüğe dahildir. Zira bir ressamın tuval alacak parası yok, yani ekonomik özgürlükten uzak bir konumdaysa, nasıl üretecek sanat eserini bu ressam? Bu nedenle ekonomik özgürlüğe giden 4 yolu iyice bir bilmek, ezber etmek ve ona göre yaşamak elzemdir.

Özgürce kanat çırpanlar, hem maddi hem manevi manada kazanırlar.

İş Piyasasında Özgürlük Çeşitleri

Şimdi size acilen edinmeniz gereken, bir motto halinde sahip çıkmanız gereken üç özgürlük çeşidinden bahsedeceğiz. Maalesef özgürlük, alışveriş marketlerine girip satın alabileceğiz, ölçek ölçek kullanacağınız bir ürün değildir. Özgürlük bir değerdir ve her değer gibi fiyatı değil ona sahip çıkacak cesur zatlara ihtiyacı vardır.

1- Risk Alma Özgürlüğü:

Risk almak ne zamandan beri özgürlük oldu yahu diye sorar gibi olduğunuzu duyduk! Şimdi şöyle düşünelim. Evvela yaptığı işe inancı tam olan kişiler risk alır. Önce inan sonra kazan sloganı tam olarak bu noktada devreye girer. İnanmayan insanın risk almak gibi bir nedeni de olmaz. Hatta bilakis risk almamak için türlü türlü bahaneler uydurur. Bu bahanelerin sonunda da ne para ne risk diyerek kendi yolunda gider gelir. Ancak bu gidiş gelişler ne tarihe bir iz bırakır ne piyasanın içinde bir kazanç olarak geri döner.

O nedenle birinci özgürlük, risk alma özgürlüğüdür. Zira en büyük kazançlar, risk almayı bilenlerin kollarına atılacaktır.

2- Büyük Oynama Özgürlüğü

Özgürlük, kafada başlayıp kafada biten bir değerdir. Kafanız, bilinciniz, bakış açılarınız özgür değilse geride kalan her şey basit bir imajdan ibarettir. Bakın arabam var ve istediğim yere istediğim saatte gidebilirim diye bir adam, ancak teselli buluyordur. Özgürlük istediğin yere istediğin model arabayla gitmek olsaydı, daha fazla zenginlik ve para için herkes gün boyu yolculuk yapardı.

Büyük oynamak için büyük düşünmek gerek. Büyük düşünen zihinler de ancak prangalardan, ön yargılardan, kaygılardan uzak durarak bu hedefini gerçekleştirebilir.

3- Kaybetme Özgürlüğü

Kaybetmekten kim korkmaz? Kendisine, yaptığı işe, ürettiği ürüne ya da hizmete sınırsız güvenen girişimciler ve yatırımcılar korkmaz. Kaybetmeyi göze almak belki de en büyük özgürlüktür. Yanıldın. Olsun. Yine dene, yine yanıl. Daha güzel yanıl diyen ünlü yazarın bu söylemini iş hayatına uygulayabildiğinizi düşünün.

Ha bir de şöyle bir gerçeklik var ki. Özgürlük, sırf tehlikeye atlamak, bile bile lades demek, zararlı olacağı en başından belli olan işlere sırf deli cesareti ile girmek değildir. Böyle girişimler özgürlüğü değil tutkularının tutsağı olmuş kişileri işaret eder bize. Özgürlük ile kör tutkuyu birbirine karıştırmamak gerek.

İnsanlık Eski Çağlara Geri Mi Dönüyor? adlı makalemiz özgürlük ile mahkumiyet arasında mekik dokuyan yeni çağ insanlarının giderek nasıl da eski çağlara döndüğünü gözler önüne seriyor. Mutlak hedef ilerlemek iken nasıl olur da en başta bilinç olarak eski çağlara döndüğümüzü merak ediyorsanız, yazımız hizmetinizdedir.

Özgürlük, yoluna bir şekilde devam eder.

Ne Kadar Çok Özgürlük O Kadar Çok Kazanma İhtimali

Mahkum edilmiş zihinler, elleri kelepçelenmiş fikirler, ancak o mahkumiyetin içerisindeki alan kadar hareket etme ve kazanma ihtimali taşırlar. Hapishanenin avlusunda dört nala koşan bir mahkum, hiçbir yarışı kazanamaz. Ne kadar sonsuz bir alan varsa o kadar çok hareket etme çeşidi, o kadar farklı yönelim alanları bulunur.

Eğer patronsanız asla çalışanlarınızı tek tip şekilde dizayn etmeyin. Kimsenin üstüne gitmeyin. Bu iş böyle olacak, sen de bu işi böyle yapacaksın diye bir yönlendirme, sizi sıkıcı bir bürokrasi memuru kılar en fazla. Bürokrasilerde en can alıcı nokta nedir diye sorarsanız, maaşın sabit oluşudur. Yani siz ne kadar fazla iş yaparsanız yapın kimse sizi maddi olarak ödüllendirmez. Gider, belli günde belli bir miktar paranızı çekersiniz. Hepsi bu.

Eğer bir çalışan iseniz ürettiğiniz her ne olursa olsun onu zenginleştirme, farklı bir konuma sokmayı kendinize borç bilin. Piyasada her zengin fikrin zengin edici bir tarafı vardır. Özgürlük, farklılığı beraberinde getirir ve pazar payı içerisinde farklı ürünler, farklı hizmetler kapış kapana gider.

Empati Yoksunu Patron Ya Da Çalışanlarla Baş Edebilme Yöntemleri empati kurmak da bir özgürlük türüdür. Karşındakini kendinden bilmek yerine onu bir birey, bir zenginlik kaynağı olarak gördüğünüz takdirde yaratıcı fikirlerin uygulamaya geçmesini sağlarsınız. Bu nedenle ister patron ister personel olun, her daim hürriyetlerinizin keyfini çıkarın.

Bu keyifler size para ve zenginlik olarak geri dönecektir. Zira özgürlüklerin en büyük özelliği para çeken mıknatısları da içinde barındırmasıdır. Aç gözlülük ve israflardan uzak durduğunuz sürece hem maddi hem manevi anlamda kazanan siz olacaksınız.

Bu devirde kaybeden olmak çok kolay. Önemli olan karakteristik bir şekilde kazanmayı bilmek ve zenginliğin tadını çıkarmaktır!

Yorum yapın