Para bulmak için yapabileceğiniz en iyi hamle

İş kurmak isteyen pek sevgili okurlarıma bu yazıda bir konuda yol ve yöntem sunacağım. Malum artık girişimciler iş amaçlı para bulmak için babalarına, dayılarına, amcalarına eski günlerdeki gibi başvuramadığı için ya da mahalle dostlarını ikna edemediği için sıkışmış durumdalar. Çağın yarattığı değişimlere paralel olarak sermayenin kuşaktan kuşağa akışının yavaşlaması sonucu bir nakit sıkıntısı zuhur etmiştir.

money make photo

Ben de kendimce bir nokta atışı yapmaya çalışarak bu kısırdöngüyü kıracak oklardan birini atmak istiyorum.

Öyle bir noktadayız ki birçok okuyucum için 25 000 TL’yi geçkin sermaye gerektiren işleri BİLE kurabilmek ve karlılığa geçebilmek sadece deveye hendek atlatmak gibi bir hal almıştır.

100 m2’lik daire, işyeri adı verilen beton yığınlarına birileri 2 milyon TL hatta 2.5 milyon € nakit para verebiliyor. Ancak iş girişimcilik yapmak isteyenlere geldiğinde birçokları mangırları saklıyor ve sakınıyorlar. Bu yönelim, tercih; gelir adaletsizliğini arttırdığı gibi sermayenin bir yerde tıkanmasını, mahsur kalmasını sağlamaktan başka bir işe yaramıyor.

Sonra ne oluyor biliyor musunuz?

Beton, demir, arsa, niteliksiz inşaat işçisi kombinasyonunu bir araya getirebilen ilkokul mezunu müteahhitlere para akıp gidiyor. “Sonra da niye üniversite mezunları işsiz güçsüz…

İşte buna dur demek lazım sevgili parlakfikirler okuru. Egzos kokulu, trafik sıkışıklığının dibinde yer alan, etrafında bir dirhem yeşillik olmayan, kıytırık yapılara değerinin 1000-10 000 katı bedeller ödenmesi beraberinde büyük ekonomik sancıları doğuruyor.

Ya tamam, anlıyorum bu binaları inşa etmek zor, maharet gerektirir, yoğun efor lazım ama sırf bir apartman inşa etti diye bir insanda 100 000 000 TL’yi geçkin para birikiyor ise ekonomide birtakım sorunlar vardır derim ben. Zira bu durum söz konusu müteahhitin yaşadığı ülkede daha üstün “değer” olmadığının göstergesidir. Başkaca itibar görecek, talep edilecek, arzu edilecek üretim faaliyetinin olmadığının. Sermayeyi elinde bulunduran insanların yanlış yerlere yanlış yatırımlar ve değerlemeler yaptığının, “korkunç değerleme yanılgılarının” bulunduğunu gösterir.

Sahiden salt gayrimenkul üreterek dünyadaki diğer ülkeler arasında ekonomik olarak barınabileceğimizi, tutunabileceğimizi düşünüyor musunuz?

Tüm bu tablo sermayenin eğitimli, kültürlü, vicdanlı, saygılı insanlardansa sonradan görme, eğitim seviyesi nispeten düşük arsa ihale rantçısında birikmesine sebep olur. Bu türden rantçı kardeşlerimiz de çok çalışkandır, iş bitiricidir iyi de para kazanmayı hak ediyorlar ama sanki bunlardan bazıları gereğinden çok çok çok ama çok fazla kazanmıyorlar mı ne?

2020 yılına yaklaşacağız ve halen insanoğlunun ürettiği en değerli, en güvenilir, en iyi şey havanın beton ve demir ile örülmesi mi? Bu kadar mı önemli, merkezde bir ev sahibi olmak? Bu kadar mı değerli merkezde bir iş yeri sahibi olmak?

Neden insanlar milyonlarını yatırabilecekleri daha değerli ve güvenli araçlar bulamıyor?

Bu durum ülkedeki bilimsel gelişmelerin, girişimcilerin, yenilik doğuran sistemlerin desteklenebilmesini dolaylı yoldan engeller, keser. Çünkü; ortada bir tıkanıklık ve bazı şeylere gereksiz değerler biçen insanların mevcudiyeti vardır.

Ben müteahhit kardeşlerime kızmıyorum. Onların bir suçu yok. Bakın ben de inşaat sektörünün içinde bulunmuş hatta çalışmış bir yazarım, ne kadar zor olduğunu biliyorum. Netice itibariyle adamlar yapıyor, inşa ediyorlar ve yaptıkları şeye servet dökenleri de kabul etmek zorundalar.Arz talep dengesi üzerine inşa edilmiş serbest piyasa ekonomisi gereği olan bu durum kaçınılmazdır… İşte ben bu gereksiz servet dökmek suretiyle kötü bir dünyayı arzu edenlere (talep edenlere) kızıyorum.

Sonuçta kim kendisine iş karşılığı fazladan teklif edilen 1 milyon TL’yi kabul etmez ki?

Ancak bu binaları talep edenlerin arzuları, istekleri sahiden egoz kokusu mu?

Arzularınız betondan yazın 44 dereceye ulaşan havasız, manzarasız hapishaneler mi?

İsteğiniz yenilik, girişim, bilim değil de sahiden havanın betonla örülmesi mi?

Sanki, ortada bir tür kumar dürtüsüne benzer insan hatası, bug mevcut. Aslında insanların istediği şey de betonlar değil ama yine de paralarını merkezdeki betonlara yatırıyorlar işte. Tabular ile beyindeki basmakalıplar nelere kadir…

Bu kadar mı çaresizsiniz sahiden?

Daha doğrusu çaresiziz…

Tamam şurası da bir gerçek bu sektörde dönen nakit illaki bankaların çarkından geçecektir ve bankalar da sisteme daha verimli yatırımlar için nakit pompalayabilecektir. Üretilen gayrimenkul de nasıl olsa araplar tarafından satın alınıyor. Biz de arap parasıyla bu çarkı döndürüp sürdürülebilir kılarız. Ancak olan bize olmuyor mu? Şehirleri yaşanamaz hale gelmiş ve uzun vadede teknolojik, bilimsel üretim yapmaktan aciz hale gelmiş bir topluma dönüşmekten bizi kim alıkoyacak?

Hayır tabiki; cesaret ve yaratıcılık ile bu kısırdöngüyü aşacağız umarım. İnanıyorum…

———————————-

Para bulmak için bireysel olarak yapabileceğiniz

Bununla ilgili çok detaylı bir yazı yazmıştım. Sizi yukarıda bahsettiğim kısır döngüden kurtaracak reçetelerden birisi “dijital pazarlamada ve bilgi çağına uygun iş fikirlerinde” saklıdır sevgili okur. Üretim araçlarının pazarlama enstrümanlarından giderek daha önemsiz kaldığı şu çağda gerek yurtdışına entegre olmanın gerekse ciroları arttırabilmenin en iyi yolu buradan geçiyor.

Evvela dijital pazarlamasını yapacak üretici ve hizmetçi insanları bulmak şu yazıda da detaylıca bahsettiğim üzere :“Nasıl daha hızlı nakit para bulabilirim”
çok etkili bir yöntemdir.

Ancak bunun bir adım ilerisi ise dijital pazarlama yapan kardeşlerimize ya da doğrudan üretim ile hizmet sektöründekilere “pr”, “hedefleme”, “geri dönüşüm oranı arttırma”, “doğru kitleye ulaşma”, “daha verimli ikna etme”, “pazarlama maliyetini düşürme teknikleri”, “satış arttırma teknikleri” hizmetleri yapmaktan geçiyor.

Sırf bununla ilgili internet ortamında şirketler kurabilirsiniz. Dahası insanlara “performans odaklı ödeme” şansı sunarak kendiniz kazanmadan evvel onlara kazandırdıktan sonra ödeme alarak kendinize bağlayacak “kaza-kazan” modeli ile yaklaşabilirsiniz.

Bu hizmetleri sadece yurt içinde değil yurtdışında da yapabilirsiniz. Hatta tercüman vasıtasıyla geliştirdiğiniz ya da geliştireceğiniz pazarlama tekniklerini Çin, Japonya, Güneydoğu Asya, Rusya, Doğu Avrupa topraklarında dahi işletime sunabilirsiniz.

Sevgili arkadaşlar, Türkiye’nin bir koridor ülkesi olduğunu unutmayın. Bize bazı şeyleri ürettirmiyorlarsa biz de en azından üretileni satarız. İnanın böylesi çoğu zaman daha bile kazançlı olabilir.

Henüz daha bu alanda tüm taşlar yerine oturmadı, keşfetmeyi bekleyen onlarca yeni ada var. Türkiye’den de böylesi kaşifler neden çıkmayasın?

———————————

Şimdi biraz daha sosyolojik açıdan olaya yaklaşacağım parlakfikirker okuru. Gel seninle dünyayı bir nebze olsun değiştirmenin yollarını düşünelim…

İlk önce şu eski tip endüstriyel şirketlerin ve müteahhitlerin ekonomik egemenliğini kırmamız gerek.

Bunun için yapılacaklar.

1) Kalabalıklar halinde apartmanlarda değil de 1-2-3 katlı evlerde yaşamanın özendirilmesi gereklidir. Yatayına yapılaşma dikeyine yapılaşmanın tersine rantı öldürür, paranın tek elde toplanmasına mani olur. Mesela 2 dönüm yeşil alan yaratana 3 katlı müstakil ev imarı verilirse hem yeşillendirme sağlanmış olur hem zenginlik hem de araplara satabileceğimiz emtia üretilmiş olur hem de şu müteahhit hegomanyası ortadan kalkar ve paralar topluma dağılır…

2) Konut alanında sık yapılaşma yerine seyrek yapılaşmanın ne denli çevresel yararları olduğunu görüp buna yönelik pazarlamalar yapılmalı.

3) İnsanların devasa inşaat projelerine değil de müstakil, bağımsız ve özgün konutlara rağbet etmelerini sağlayın.

4) Gerçek zenginliğin gri betonlar değil de yeşillikler ve bilgi olduğunun farkına varmalarını sağlayın.

5) Yüzbinlerce çalışanı olan şirketlere bordrolu modern köle olarak çalışmak yerine daha küçük, daha butik işletmeleri çalışma ortamı için tercih edin.

6) Devasa büyüklükteki endüstriyel işletmelerin devrinin kapandığını, yerlerine 150 kişiyle trilyon dolar cirolar elde edebilen bilişim şirketlerinin geldiği gerçeğini gözler önüne serin!

7) İfade özgürlüğü, düşünce serbestisi, farklılıkları koruyup gözetme gibi değerleri öne çıkarın ve aynılaşmadan, tekdüzelikten, değişimi engelleyen düzenden uzak durun ve insanlara bunu tembihleyiniz.

8) Bir avuç sıradan insanın bile dünyayı değiştirebileceği bir dünyada yaşadığımız gerçeğini gözler önüne serin ki küresel şirketler insanları sömüremesin bunun yerine insanlığa gerçek anlamda fayda sağlamak zorunda kalsınlar.

9) “İş gücü piyasalarını korumak” ile “insanlığa, düzene hizmet etmek” dengesini gözetmek suretiyle aynı anda hem yıkıcı hem de yapıcı olan ama yıkıcılık derecesi çok şiddetli olmayan girişimler yaratınız. Nihayetinde girişiminiz, iş gücü piyasalarını çok yüksek oranda baltalıyorsa daha ılımlısına yönelip düzene hizmet ediniz. Burada çok ince bir denge ve nüans var.

—————————–

Bu yazıda para bulmak için bir genç olarak yapabileceğiniz şeylerden bazılarını anlattım. Bakın “bazılarını” diyorum. Zira böylesi derya deniz bir başlıkta kalkıp da sizlere başlığın kapsadığı her bir toprak parçasını keşfettirmeye çalışam şüphesiz bu başlıkta ömrümü geçirmem gerekecektir.

Bir ziyaretçime dahi olsa toz tanesi kadar fikir verebildiysem ne mutlu bana…

Biliyorum; böylesi “para kazanmak“, “para bulmak” gibi önemli ve çok aranan kilit kelimelerin yer aldığı bir başlık ile kutsal Google’ın Türkiye şubesinin en önemli raflarından bazılarını işgal edeceğim. Ama en azından bu işgalin hakkını vermeye çalıştım. Boş yaptıysam affediniz. Düşünmek zor bir eylemdir her zaman bunu başarabileceğimi garanti edemem…

Yorum yapın