PLAJ İŞLETMECİLİĞİ NASIL YAPILIR? – RÖPORTAJ

Selam işsiz dostlarım. Yine ben parlak fikirler admini, sizlerlere yeni ve parlak bir iş fikri bulmak üzere amansız arayışlar içerisindeydim. Zinhar bu arayışıyım sonuçsuz kalmadı ve başlıktan da anlayacağınız üzere özellikle yaz sezonu iyi paralar kazanabileceğiniz süper bir iş fikri ile geldim bu sefer.

RÖPORTAJ

Yazı iple çekenlerin muradına ermek üzere olduğu şu günlerde plaj işletmeciliğine dair merak edilenleri konuşmak üzere U. K ile mini bir röportaj yaptık. Kendisi 12 yıldır Heybeliada’da plaj işletmeciliği yapıyor.

– Hoş geldiniz. İlk sorum şu olacak: Bir plaj işletmecisinin günü nasıl geçer?

– Plaj demek küçük bir ülke demek. Plaj işletmecisi de o ülkenin sorumlusu. Çünkü bir plaja her kesimden, yaştan her çeşit insan gelir. Bu işte bir hafta sonu yoktur. Tatilciler çekip gittikten sonra da iş devam eder. Gecesi gündüzü olmayan ve büyük bir sorumluluk isteyen bu işte hem işletmeci hem de yöneticisi olmak zorundasınız. Çünkü sorumlu olduğunuz şeylerin sayısı bir elin parmakları ile sınırlı değil.

– İşletmecilik deyince insanların aklına sadece mali şeyler geliyor. Bu ister plaj olsun ister bir şirket. Siz bu görüşe katılmıyorsunuz öyleyse?

– Hayır, kesinlikle katılmıyorum. Çünkü o zaman plaj muhasebecisi falan demeniz gerekiyor ki, o da abes bir şey oluyor. Bir plajın para kazanabilmesi için müşteri çekmesi, müşteri çekebilmesi için de onlarca farklı şeyi rayına oturtup tam anlamıyla talepleri karşılaması gerek. Bu da işin hem işletme hem de idare kısmı oluyor. İşletme demişler, öyle kalmış. Yoksa plaj sorumlusu ya da direktörü demeleri daha uygun olurdu. Hem de daha şık.

– Peki ücretli bir plajın yoğun bir müşteri trafiğine sahip olması için nelere sahip olması gerekiyor? Malum, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere, deniz olan tüm şehirlerde halk plajları revaçta. Evet kalabalık, evet hizmetleri çok iyi değil ama ekonomik durumlardan dolayı insanların birçoğu buraları tercih ediyor? Bu tercihi ücretli plajlara doğru döndürmek için neler yapılmalı?

– A’dan Z’ye her şey hesaplanmalı. Bu nedenle işletmecilik, daha yer seçilmeden, mekan tahsis edilmeden başlıyor. Eğer sıfırdan bir plaj imar etmek istiyorsanız, adım adım gezeceksiniz. Hele ki Adalar gibi bir karışı bile değerli olan yerlerde, birçok yer tutulduğu için şansınız çok zor. Sonra, işin hizmet kalitesi kısmı. Şezlonglar yeterli sayıda olacak, havlular plajın bulunduğu deniz kadar temiz olacak. Çalışanlarınız iş disipline sahip olmalı. Az kalsın unutuyordum. En önemlisi güvenlik! Çok yönlü güvenlik!

– Çok yönlü güvenlik ile neyi kastediyorsunuz?

– Hemen hemen her yerde koca koca yazılarla yazılmış olan uyarı yazısını görürsünüz. ”Kaybolan eşyalarınızdan müessesemiz sorumlu değildir” diye. Neden müessese sorumlu olmasın? Adam, size güvenmiş, onca mekan varken sizi tercih etmiş. Müşterinin kaybolan ya da çalınan eşyasından elbette ki siz sorumlusunuz. Hele ki plaj işletmeciliğinde on kat daha sorumlusunuz. Kameralar niçin var? İnsanları gözetlemek için değil ortada bir suç varsa, suçluyu tespit etmek için. Bu nedenle ben bu yazıyı hiçbir yere koymadım. Koydurtmam da. Çünkü benim yöneticilik anlayışıma göre her müessese, müşterisinin can ve mal güvenliğinden sorumludur.

– Peki başka hangi açılardan güvenlik tahsis edilmeli müşteriler için?

– Cankurtaran konusu çok mühim. Bugün, en lüks plajlara gidin, cankurtaran kulesini mesai saatleri içinde genellikle boş görürsünüz. Adı cankurtaran ama kendisi ortada yok. Biraz önce iş disiplini derken bunu kastediyordum. Ben, işlettiğim plajda hep deneyimli cankurtaranlarla tanıştım. Deneyimli olduğu kadar da işine bağlı kişilerle. Bu nedenle de çok şükür hiç başım ağrımadı.

– Son olarak: Plaj işletmeciliğinde kazanç oranı nasıl? Parlak Fikirler okurlarına önerir misiniz?

– Plaj işletmeciliğinde para yok ya da az diyemem. Yeter ki doğru zamanda doğru yerde olun ve kesinlikle işinin ehi insanlarla çalışın.

“Plaj işletmeciliği yapmak istiyorum” diyenleriniz varsa tam olarak bu işin inceliklerini öğrenebileceğiniz doğru yerdesiniz. Arkadaşlar bildiğiniz üzere her sene turistik açıdan çöldeki bir vaha olan ülkemize milyonlarca turist akın etmektedir. Öyle ki 2000 yılından 2015 yılına kadarki süreçte; en başta Dünya’da turizm’de ilk 10’da bile olmayan ülkemiz şu an da en çok turist ağırlayan ilk 5 ülke içerisinde yer almış bulunmaktadır. Zira 2013 yılında hemen üstündeki İngiltere’yi de geçerek Dünya’nın en çok turist ağırlayan 6. ülkesi konumuna yükselmiştir. Hatta öyleki Almanya ve Rusya’dan daha fazla turist çekmeyi başarmıştır. Yine 2013’de İstanbul Avrupa’nın en iyi tatil destinasyonu seçilmiştir(şehir bazında).

Sahil Kasabasında Yaşamak İçin Ne İş Kurulabilir? adlı yazımız plajların bol olduğu sahil kasabalarında hayatınızı idame ettirmek için en gibi işler kurup onları geliştirerek gelir elde edebileceğinize dair önemli ipuçları ve listeler sunuyor. Olur da bir gün sahil kasabasına taşınmak ve orada çalışmak gibi bir düşünceniz varsa yazımız yardımcı olacaktır hedeflerinize.

Yani arkadaşlar burası Türkiye; bu ülkede savaş çıkmadıkça, çok büyük isyanlar boy göstermedikçe bu ülkede turizm gemisi batmaz. Şurası bir gerçek ki bu ülkede yüklü parası olan bir kişinin yapacağı en iyi yatırımlardan birisi turizm yatırımlarıdır.

Neyse plaj işletmeciliği hakkında artık anlatmaya başlayabiliriz. “Bu iş nasıl yaparım ve nelere dikkat etmeliyim” sorularını maddeler halinde cevaplayayım.

1) Plaj işletmek isteyenler öncelikle gözlerini Belediye’lerin web-sitelerinden ve ilanlarından ayırmasın. Çünkü gelirleri sekteye uğrayan belediyeler eğer turistik lokasyonda yer alıyorlarsa ilk iş denize sıfır bir Belediye arsasını kiraya vermek üzere ihale açmaktadır. Bu ihalelere aşağıda resmini attığım belgeleri derleyip ihale yapacak merciye sunmak şartıyla katılabilirsiniz.

2) Bakın arkadaşlar bu iş için bir diğer önemli husus denizin güzelliğidir. Şimdi diyebilirsiniz “deniz işte her yerde aynıdır, denizin güzeli mi olur” diye. Evet olur dostum, denizin bal gibi güzeli olur.

•Öncelikle dalga olmayacak,

•Mümkünse sahilden denize doğru ilk 50 metre boyunca, koyu ve siyah yosunlarla kaplı olamayacak(birçok kişinin bu ülkemize ve özellikle Akdenize has olan siyah deniz yosunlarına fobisi var).

•En önemli madde bu, deniz TEMİZ olacak. Civarda kanalizasyon giderini denize veren site var mı diye iyi bakın, araştırın. Denizin yüzeyinde zerre çöp olmayacak(aynı şekilde tabanında).

3) Kiralamak üzere olduğunuz plajın denize yakın olan kısmına özel kum döktürmelisiniz. Demek istediğim plaja çıplak ayakla basan adamın gönlü rahat olmalı. Yerde sert çakıllar, dükenli bitkiler olmamalı.

Şehirde Mi Sessiz Bir Sahil Kasabasında mı Yaşamalı adlı makalemiz plajların güzelliğiyle sadece tatillerinde yetinmeyenlerin aklına takılan bir soruya yanıt arıyor. Şehir mi yoksa sesiz bir sahil kasabası mı yaşamak için daha idealdir? Belki de yazımızı okuduktan sonra buna karar verirsiniz.

4) Belediyeden kiraladığınız plaj arsasına ilk iş wc(tuvalet) yaptırmalısınız. Ardından bir snack bar(atıştırmalık yiyeceklerin satıldığı stand). Alkollü ve alkolsüz içeceklerin bulunduğu market ve tütün ürünlerinin bulunduğu ufak bir market yaptırmalısınız. Genelde arabasıyla gelen müşteri orada sadece şezlonga para verip yüzmez, yer, içer hatta ayıptır söyelemesi sıçar.

5) Otopark bahsine gelirsek; size bu işin yıllanmış kişileriyle görüşmüş birisi olarak vereceğim tek tavsiye var. Asla gelen müşteriden otopark parası almayın. 1 lira dahi olsa otopark için para almayın. Neden mi? Sebebi basit, Türk insanı her türlü gerekli gereksiz şeye para verebilir, hatta pahalı olana bile verir; ama bazı noktalar söz konusu olduğunda damarına basmış olursunuz. Özellikle otopark bunlardan birisi. İçeride size adam başı bir amele yevmiyesi para dökecek olan adam; gelir 1 liralık otopark parası için sizinle kavga eder. Bunu sırf hobi olsun diye yapar bide.

6) Plaj işletmeciliği yapacağınız alanda adam başı ücret tarifesi uygulamayın bunun yerine şezlong başı ücret uygulayın. Gelecek adam 5 kişilik aile bile olsa 2 şezlong kiralayıp oturabilmeli. Şimdi ona sen dersen “5 kişisiniz 5 çarpı …. Şu eder” diye yine onun damarına basmış olursunuz. Bakın arkadaşlar belki yazdıklarım size gülünç gelebilir. Ancak şunu unutmayın laubali bir şekilde anlatsam bile “müşteri psikolojisi” diye bir şey var. Bu psikoloji yöreden yöreye, milletten millete farklılık gösterir. İşte onun için bazı oteller sadece yabancı turist kabul ediyor; çünkü yerliyi kazıklamak zor, daha bir didik didik eder her şeyi, bölgeyi de tandığından ona yamuk yapamazsınız.

7) Son olarak şezlonglarınız, minderleriniz sağlam ve kaliteli olsun, zaten yapacağınız en önemli iş bu, onu da düzgüncene layıkıyla yapın. Emrinizdeki adamlarına sıkıca tembihleyin: “Müşteriye güler yüzlü ve anlayışlı davran, alttan al müşteriyi” diye.

NOT: Kanunlara göre sahiller halka aittir, olurda kıl müşteri gelir ve “ben burada şezlonga oturmadan sadece yüzüp gideceğim” derse onunla sakın tartışmayın. Çünkü yüzde yüz haklı olacaktır bu konuda. Tabiki deyin geçin. Zaten bu bilince sahip bir kişi de içeride zalımlık yapmayacaktır. Yani bırakın girsin yüzsün çıksın.

Plaj Satıcılarına Dikkat! 

Şimdi bir kere ne olursa olsun plaj satıcıları seyyardır. Bu da onlara çoğu zaman kontrol edilemeyecek bir şekilde özgürlük bahşeder. Ancak bazı plaj satıcıları o kadar ısrarcı, o kadar sık boğaz edicidir ki adeta söz konusu plajın adını kötüye çıkarır.

Şöyle diyaloglara tanıklık etmişsinizdir siz de. O plajın denizi çok güzel ama satıcıları beter. O nedenle oraya da değil şuraya gidelim. Satıcıları kontrol edemeyebilirsiniz ancak gerekli ikazları yapmak plaj sahibi olarak hakkınızdır. Kim her ne nedenle olursa olsun müşterinizin işlettiğiniz plajdan uzaklaşmasına neden oluyorsa uyarılmayı hak ediyor demektir.

Kaybolan Eşyalardan Siz Sorumlu Olabilirsiniz! 

Böylesi işletmelerde tüyleri diken diken bir uyarı vardır. ”Kaybolan eşyalarınızda kurumumuz sorumlu değildir. Neden olmasın ki? Artık kameraların her yerden kolayca temin edilip iş yerlerine takılma lüksü vardır. Siz de insanları değil kaybolan eşyaları da gözlemleyebilirsiniz. Unutmayın ki insanlar özellikle eğlence amaçlı gittikleri yerde evvela güvende hissetmek isterler. Müesseseniz onların mal güvenliğini temin ederse çok daha özgür ve keyifli hissedeceklerdir.

Çok daha özgür ve keyifli hissedecekleri yerlere de otomatik olarak daha fazla geleceklerdir.

Taciz Olaylarına Dikkat! 

Bizim insanımız kumsal psikolojisi falan dinlemez, önce gözüyle sonra sözle sonra  daha da ileri giderek fiziki tacizlerde bulunabilir kadınlara. Böyle şeylere kesinlikle taviz vermeyin. Taciz, ülkemizin en çok konuşulan ve en çok şikayet edilen konularından biridir. Siz de hassasiyet göstermeye özen gösterin.

Profesyonel Cankurtaranlarla Çalışın 

Cankurtaranlarınız güven versin. Kimi can kurtaranlar hatun kesmekten işlerini yapmazlar. Görev yerlerinde bile bulunmayanlar vardır. Böylesi güvenliği doğrudan ilgilendiren konularda, ciddi ve disiplinli olun. İşiniz eğlence sektörü olsa da güvenlik ve hizmetin doğru aşamaları her zaman önceliğiniz olsun.

Yaza daha çok var ama şimdiden bol güneşli günler!