Sahilde Tel Sandalye ve Hafif Masa Kiralama İşi Yapmak – Röportaj

Coğrafya derslerinde -Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada ülkesidir – diye tanımlanır. Bir yarım ada olmanın birçok avantajı ve potansiyeli bulunur. Balıkçılık gelişir, yaz ve deniz turizmi ilerler. Birden fazla denizin olması, iklim şartlarını bile değiştirir. Bununla birlikte üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşamak, küçük ama etkili ve her şeyden öte yepyeni ticari atılımların gerçekleşmesi için idealdir. Zira üç tarafı çöllerle kaplı bir ülke olsaydık, iş olanakları da bir o kadar kuru ve verimsiz olacaktı. Ama deniz demek bolluk bereket demek. Denizdeki damla sayısı kadar girişimcilik örneği olabilir karada.

Deniz aynı zamanda sahil, rıhtım, plaj demek. Kadıköy’ü rıhtımsız düşünemeyiz değil mi? Bu durumda Bodrum’da, Alanya’da, Datça’da deniz olmasaydı yine de turistik bir kent olur muydu diye sormamız mantıklı olabilir. Bugün size bahsedeceğimiz iş fikri ise yarı ticari yarı turistik. Sahilde tel sandalye ve hafif masa kiralama işi yapmak. Tabi ki öncelikle İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerde. Ama Tekirdağ ve Aydın gibi sahili meşhur, nüfusu fazla olan kentlerde de bu işin akarı var.

Zira insanlar tabiattan koptukça doğaya olan özlemi de artıyor. Dosyalara, binalara, sosyal medyaya ve dijital cihazlara gömülü kalmış olan insanlar, başlarını kaldırdığında deniz görmek, biraz olsun yosun kokusu almak istiyor. Eh herkes de piknikçi değil ki arabanın arkasında katlanabilir sandalyeler ve masalarla dolaşsın. Herkesin arabası da yok üstelik. Dolayısıyla ”amaca yönelik ürünlerden” biri olan tel sandalyeler ve hafif masalar, sahilde sadece dolaşmak değil oturmak da isteyen ahaliye sunulabilir.

Örneğin Moda sahili ele alalım. Mart’tan Eylül’e kadar, hava da biraz güzelse, güneş yüzünü ucundan kıyısından göstermişse, burası genelde hıncahınç dolu oluyor. Banklar yetersiz. Gittiğinizde çoğu kapılmış oluyor. Eh çoğu insan da deniz manzarasını izlemek için bir yabancının yanında oturmak istemiyor. Çimenlere yayılmak da herkesin tarzı değil. Yeşillikler nemli olabilir, içinden envai çeşit böcek çıkabilir. İşte bu noktada sizin kiralayacağınız sandalye ve masalar devreye giriyor.

Röportaj

2 yıldır İstanbul’un çeşitli sahillerinde tel sandalye ve hafif masa kiralayarak geçimini sağlayan E. R. ile işin geleceğini, bilinmeyenlerini ve püf noktalarını konuştuk.

– Hoş geldiniz. Sahillerde masa ve sandalye kiralama işi aklınıza nasıl geldi?

– Çok uzun süre işsiz kaldım. Çeşitli mekanlarda garsonluk yaptım ama bana göre olmadığını anladım. Ben de düşüne taşına böyle bir iş yapayım dedim. Hem sermaye gerektirmiyor hem de pratik.

– Sermaye gerektirmeyen işler genelde çok para getirmez gibi bir ön yargı var. Bu işte durumlar nasıl?

– En kötü iş bile işsizlikten iyidir. Yani en azından böyle düşünüyorum. Başkasına muhtaç olmadıktan sonra, eve helal para getirdikten sonra, gerisi çok da mühim değil.

– Bu işe girmeden önce aklınızda bir rakam vardı illaki. Bu rakama ulaştınız mı ya da yaklaştınız mı peki?

– Zaman zaman beklediğimden çok daha fazla kazandım. Bazense siftah yapmadan eve döndüm. Değişiyor yani. Her işte olduğu gibi.

– 1.5 yıldır hayatımızda olan pandemi, birçok sektörü olumsuz etkiledi. Çoğu iş yeri aylarca kapalı kaldı. Bu iş yerlerinin başında da restoranlar ve kafeler geliyor. Restoran, lokanta gibi yerlerin kapalı olması sizin işinizin açılmasını sağlamış olmalı. Yanılıyor muyum?

– Bir anlamda evet. İnsanlar, yasak olmadığı zamanlar, en azından şöyle bir temiz hava alayım diyerekten sahile akın ediyor. Önceden sadece parası pulu olmayan, fakir fukaralar sahildeki mekanlara oturamazdı.  Çünkü çay normal bir mekanda 2 liraysa sahildeki mekanda 5 lira. Adam, müşterinin önüne koyduğu şeyi deniz manzarasıyla birlikte satıyor. Böyle olunca da 2 misli, 5 misli fiyat çekiyor. Ama bu süreçte en fakirinden en zenginine kadar, hiç kimse bu mekanlarda oturamadı. Sahil havası almak isteyenler de bizim kiraladığımız sandalye ve masalarda keyif çattı.

– Siz de deniz manzarası mı satıyorsunuz bir anlamda, diğer işletmeler gibi?

Şu İş İlgini Çekebilir:  Kıyılarda ve Sahillerde Amansızca Kar Ettirecek 4 İş Fikri

– Yok, hayır. Biz olsa olsa biraz konfor, biraz rahatlık sunuyoruz da müşterilere. Örneğin geçen biri, yaşlı annesini getirmiş deniz havası almaya. Oturacak bir yer yok tabi. Kayalıklara m oturtacak mı yaşlı başlı kadını. Hemen bizim sandalyelerden iki tane, bir de masa.

– Bu açıdan baktığınızda, aslında sektörün büyük bir boşluğunu kapatmış sayılıyorsunuz.

– Evet. İşe yarar hissetmeniz de cabası.

– Bu yaz, en azından şimdilik, ufukta yeni bir yasak yok gibi görünüyor. Sahildeki mekanlar da açık. Sizin kazancınızı olumsuz yönde etkileyecek mi bu durum?

– O mekanlar açık olduğunda, biz daha çok kafe ve lokantaların bulunmadığı yerlerde bekliyoruz. Hem onların işini sekteye uğratmayalım hem de biz biraz daha kazanalım diye.

– Toplam kaç kişi çalışıyorsunuz? Kaç sandalye ve kaç masanız var? İşle ilgili biraz daha detay verebilir misiniz?

– Toplam üç kişiyiz. Toplam 20 masa ve 40 sandalyemiz var. Tabi işe başladığımızda çok daha azdı. Sonra yavaş yavaş, kazandıkça hem masaların hem de sandalyelerin sayısını arttırdık. Sandalye ve masaları, küçük bir kamyonetin arkasında tutuyoruz. Biri istediğinde hemen getiriyoruz. Kolay iş. Tek zorluğu müşterilerle iletişime geçmekte. Zira çoğu insan böyle bir hizmetin varlığından bile habersiz.

– Peki bu yaz, daha fazla para kazanmak için ekstra fikirler var mı aklınızda?

– Masa ve sandalye ile birlikte termosta çay – kahve satmayı düşünüyoruz. Bakalım. Gerekli yerlerden izinleri alabilirsek bunu da yapacağız. Çünkü insanlar mis gibi sahil havasını ciğerlerini çekip denizin güzelliğini görünce çay kahve yok mu demeye başlıyor.

– Çok yönlü hizmet diyorsunuz?

– Serbest piyasa koşullarında, kazanmak isteyen her şeyi denemeli.

Sahillerde Kiralanabilecek Tel Sandalye Çeşitleri

Tel sandalyeler kolçaklı ve kolçaksız olmak üzere ikiye ayrılıyor. Siz de müşterilere iki farklı seçenek sunabilirsiniz, küçük fiyat farklılıklarıyla. Bunun dışında nubuktan üretilmiş, çok daha kaliteli ve dayanıklı sandalye seçenekleri de mevcut. Sermayeniz yeterliyse hem çok daha uzun ömürlü kiralayabileceğiniz hem de daha estetik bir görünüme sahip olan nubuk – süet karışımı tel sandalyeleri tavsiye ederiz.

Sahillerde Sandalye ve Masaya Neden Çok Talep Var? 

Bir yerde ne çok ise onun tam karşıtı özlenir. Çok sıcaksa, rüzgarın getireceği soğuk hava özlenir öğrenir. Çok yağmur yağıyorsa, kuru, ılık bir yer özlenir. Ve bir yer – o yer ki dünyanın genelini kapsıyor- betonla kaplı ise bu kez özlenen şey betonun tam zıttı olur. Beton yani katı maddelerin tam zıttı seyyal – akışkan maddelerdir. Yani sudur, denizdir ve bu güzellikleri izleme fırsatı veren sahillerdir.

Betona gömüldüğümüz modern dünyada, sahillerde sandalye ve masalara olan talebin artmasının biricik nedeni bu. İnsanlar ucundan kıyısından da olsa doğaya karışmak izliyor. Daracık balkonlarda değil deniz kıyısında tavla oynamak istiyor örneğin. Bunun için de sandalye ve masaya ihtiyaç duyuyor haliyle.

Bu Trend Kalıcı Mı? 

Etrafımıza şöyle bir baktığımızda bu trendin hiç de geçici olmadığını rahatlıkla anlayabiliriz. Zira her taraf kat kat üstüne betona evrilirken, gökdelenler bulutların da üstüne çıkmışken, şehir insanının tek kaçış noktası sahiller. Orman, öyle ha babam gidilecek bir yer değil. Köy çocukları, kasaba çocukları, şehir çocukları. Hepsinin ortak noktası sessizliği, huzuru doğada bulması.

Yasal Sorunu Var Mı? 

Bu iş ”seyyar satıcılık” grubuna dahil olduğu için ”genellikle” yasal bir sorunla karşılaşmazsınız. Fakat siz yine de resmi yetkililere dikkat edin!

Sahilde Sandalye ve Masa Kiralamak Karlı Mı? 

Tel sandalyelerin en önemli özelliklerinden biri her yerde kullanılabiliyor olması. Özellikle anlık / saatlik kullanımlar için ideal. Sandalye zaten hangi malzemeden üretilmiş olursa olsun uzun süre üzerinde oturulunca rahatlığı, rahatsızlığa dönüştüren bir eşya. Bu nedenle Türkçemizde ”sandalye tepesinde” kalıbında kullanılan bir deyim var. Fakat insanların büyük çoğunluğu sahilde en fazla 2 – 3 saat oturmak için sandalye kiralayacağı için, rahatlık ikinci planda tutulabilir. Öncelik verilmesi gereken şey sandalyelerin sayısı ve fiyatı olacaktır. Dört kişilik bir aile, sahil havası almak istediğinde ya da kalabalık bir arkadaş grubu arabayla dolaşmaktan sıkılıp biraz daha sahilde oturalım dediğinde, hepsinin sandalye ihtiyacını karşılamak ”hemen” karşılamak önemli.

Bir de sadece sandalye değil masa da kiralayacağınız için bir arabaya ihtiyacınız olabilir. Yoksa bu ürünlerin getirilip götürülmesi ve muhafaza edilmesi epey yorucu olacaktır. Fiyatları da mümkün olduğunca düşük seviyede tutarsanız sürümden kazanırsınız. Sonuçta elinizdeki sandalye ve masalar satılık değil, kiralık. Gün akşam olduğunda yine size kalacak. Elinize de küçük ya da büyük miktarlarda para geçmiş olacak.

Yorum yapın