Her ne kadar Almanya başbakanı Merkel ile birlikte bilim ve tıp adamları henüz var olan salgının zirve noktasına çıkmadığı görüşünü dillendirseler de şimdiden salgın sonrası hayat ve genel dünya düzeninin akıbeti merak ediliyor. Çin’in Yuan kentin başlayan ve çok geçmeden ‘epidemic‘ – ‘dünyayı saran‘ küresel bir afete dönüşen bu salgın, şimdiden birçok şeyi değiştirdi.
Çok ama çok korunaklı sandığımız kumdan kalelerin bir kum fırtınası sonucu yıkıldığını, daha da önemlisi yıkılabileceğini gördük. Sistemin aşısı, koruyucu belleği, can damarı bizzat sistemin ürettiği handikaplarla çözülmeye başladı. Kumdan kaleleri yıkan kumdan fırtına örneği sadece hayatlarımızın değil, dünya ve ekonomi düzeninin de pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Hayatta yıkılması en zor şeylerden biri insan algısıdır. Bu bazen ön yargılar olur bazense daha nitelikli bir mekanizmayla öngörü. Öngörümüz ve ön yargılarımız inşa ettiğimiz iktisadi ve sosyal yapının örümcek ağı kadar güçsüz bir yuvayla ne kadar eş değer olduğunu bize gösterdi.
Halkın ta içine nüfuz etmiş korku ve panik imparatorluğu, boş kalmış dükkanlar, bir araya gelemeyen insanlar ve daha nicesi… Salgının sonrasında değil şimdisinde değişmeye başlayan ana mercekler, çoktan kendine kendine bir yörünge bulmak zorunda kaldı.
En basitinden iş çıkışından kıraathanede oturup arkadaşlarla bir okey partisi çevirmek ya da tavla oynamak gibi temel eğlence kriterleri bile rafa kaldırıldı. Tıraş olmak gibi lüks değil temel gereksinimler bile bir sonraki bahara ertelendi. Dünyadan peşi sıra gelen açıklamalar hem pozitif hem de temkinli olmaya devam ediyor. Nato Genel Başkanının bugün yaptığı açıklamada, dünyanın eşi benzeri görülmemiş bir krizin tam ortasında olduğunu ancal el ele verilirse bu krizin de diğer krizler gibi son bulacağı ifade edildi.
Elbette ki her kriz gibi bu kaos ortamı da son bulacak. Ne zaman ve neleri bizden aldıktan sonra son bulacağı ise henüz bilinmiyor. Birçoğumuz 2020 yılını felaketler yılı olarak hatırlayacağız. Üst üste yaşanan depremler, kaza ve felaket haberlerinden sonra Koronavirüs bu yıla damgasını şimdiden vurdu. Salgın bittiğinde radikal bir biçimde değişecek olan ekonomik düzende ise belli başlı işler gün yüzüne çıkacak. Madem ki ‘yaşamak’ değil ‘hayatta kalmak’ içgüdü gündemimizde, öyleyse bu hayatta kalma unsurunu daim kılacak iş fikirleri de revaçta olacak demektir.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Organik Ürün Dükkanı
İnsanın doğal yaratılışa eklediği her yenilik yıkılmaya mahkumdur. Bu giysilerimizde, besinlerimizde ve yaşam stillerimizde kendisini yeterince gösterdi. Bu salgından önce de geniş kitleler tarafından bilinç uyanması yaşanmış ‘Bize ne yediriyorlar‘ sorusunun muğlak, karanlık cevapları sonrası ‘biz ne yemeliyiz‘ sorusu temel kaygımız olmuştu. Şimdi stoklanan gıdalar, boş kalan mağaza raflarından sonra organik ürün dükkan açıp işletmek sadece bol kazançlı bir iş fikri değil aynı zamanda elzem bir savunma sanatı oldu. Savunma sanatı diyoruz çünkü mevzu çoktan ‘vejetaryen ağırlıklı beslenelim, sağlıklı kalalım‘ çizgisini aştı. Artık ‘organik ürün üretelim, hayatta kalalım’ çağı başlamak üzere.
Lüks gereksinimlerin temel birer ihtiyaca dönüşmeye başladığı yeni ekonomik düzeninde açacağız dükkan birçok farklı organik ürüne ev sahipliği yapabilir. Bu ürünlerin en büyük özellikleri lezzeti ve sağlıklı olmasının yanı sıra uzun süre bozulmadan durabilmesi olacak. Bu da savaş ve kıtlık gibi küresel çapta krizler doğuran salgınlarda daha fazla zaman ve daha kaliteli gıdaları elinde tutmak demektir. Çeşitli sirkeler, baharat setleri ve pırasa ve havuç gibi sebzeler hiçbir katkı maddesi olmadan, tamamen organik bir şekilde yetiştirilip bu dükkanlarda satışa çıkarılabilir. Bal, müsli, tereyağı gibi ürünler de çok fazla alıcı tarafından bir dahaki kriz ihtimaline karşı çokça talep edilebilir.
Organik Çiftlikte Çalışmak İsteyenlere
Organik Tarımsal Üretim
Organik ürünlerin satışa çıkarıldığı bir dükkan açıp işletmek fikri kadar organik tarımsal üretime ağırlık vermek de geleceğin en prestijli ve ‘sağlam’ iş fikirlerinden biri olarak karşımızda duruyor. Doğanın kendi ellerimizle sistemli bir şekilde bozulması, endüstriyel ortamın üretimden çok tüketime değer vermesi ve buna benzer birçok parametre organik tarımı zorunlu hale getirdi.
Organik tarım ürünleri en zorlu koşullarda dahi muhafaza edilebilir ve insanın en temel gereksinimi olan ‘yemek‘ ihtiyacını belli bir sistem içerisinde düzenleyebilir. Burada temel amaç insan sağlığını garanti altına almaktır. Her şey gibi kar elde etme isteği, ikincil, tali bir aşamaya gelecektir. Önceden sürdürülebilir yaşam dediğimizde uzak geleceği, bizim içinde bulmadığımız on yıllar sonrasını kastederdik. Bugünün sürdürülebilir yaşamı ise sadece şimdiki zamanı ilgilendiriyor. Salgın sonrası organik tarımsal üretime yönelmek bizi önce hayatta sonra ticaretin içinde tutacak.
Şu makalemize de göz atmanızı öneririz:
Evlere Organik Süt Satmak İsteyenlere
Bağışıklık Arttırıcı Doğal İlaçlar
Kent yaşamı biz istesek de istemesek de kırsal bir alana evriliyor. Büyük sanayiler yok olma tehlikesi altında. Hal böyle olunca modern dünyada ‘kocakarı ilacı‘ olarak adlandırdığımız doğal ilaçlar bağışıklık arttırma özellikleriyle yeniden gündemimize bu sefer çok daha sağlam bir şekilde girecek. Sadece ekonomik sistemimiz, iktisadi planlarımız değil bağışıklık sistemimi de bu salgın ile birlikte sorgulanamaz bir şekilde düşüşe geçti.
Evin küçük bir köşesinde açacağınız imalathane ile geleceğin dünyasına hem sağlık hem de ekonomi ekseninde yatırım yapmaya başlayabilirsiniz. Kendi deneyimlediğiniz ve özel olarak geliştirdiğiniz formüllerle insanın hayatta kalmasını sağlayan bağışıklık arttırıcı doğal ilaçları piyasaya sürebilirsiniz. Özel şuruplar, takviye gıdalar, kemik gelişimini destekleyen ürünler ve diğerleri… Salgının yarattığı enfekteyi en aza indirgemek için tamamen doğal malzemelerle hazırladığınız ilaçlar bugünden itibaren yarının en değerli işleri arasında gösterilebilir.
Özel Yapım Maske İmalatı
Yarın bile değil, bugünden başlayarak özel yapım maske imalatına başlayabilir, uzun süre kullanılabilir bu maskelerle insanların korku ve kaygılarına somut bir ürünle karşılık verebilirsiniz. Dünyanın erimez sanılan tüm stokları sadece birkaç hafta içerisinde bitebilir. Bu felaket ile birlikte bunu gördük ve anladık. Ürettiğiniz maskeleri tekli ve toplu halde satarak yeni bir yörüngeye oturan ekonomik sistemde yerinizi şimdiden alabilirsiniz.
Kırsal Bölgelerde 2 Katlı Kır Evi İnşa Edip Satmak
Endüstrinin dibe vurması ile birlikte kent yaşamda sorgulanabilir ve dahası vazgeçilebilir oldu. Kırsal bölgelerin en ücra köşelerinde dahi 2 veya daha çok katlı kır evleri inşa edebilir, kendinize bu panik ortamında çok fazla sayıda alıcı – kiracı bulabilirsiniz.
Evden İnternet Üzerinden Çalışmak
Dışarısı tehlikeli ise ofisler de tehlikeli demektir. Artık dışarıda çalışmak işin yarattığı stres ile değil hayatta kalmanın vahameti ile ölçülüyor. Evde, internet üzerinden çalışmak, hem salgın riskini en aza indirgemek hem de toplumsal ölçeklerde huzuru daim kılmak için gerekli. Ofiste ne yapılacaksa internetin yaygın kullanımı ile birlikte evde yapılabilir. Zaten birçok iş yeri, salgından önce de daha ekonomik ve rasyonel olduğu için bu yolu seçmişti. İş, iş yerinde değil internetin, veri girişinin ve iletişimin olduğu yerlerde.
Bugün ofiste yürütülebilecek her şey temel ofis malzemeleri ile birlikte evden iademe ettirilebilir. Evden ve internet üzerinden yapılabilecek işler hakkında şimdiden detaylı bilgiler edinmek istiyorsanız Hemen Şimdi Evden İşe Başlamanın 4 Yolu adlı makalemize göz atabilirsiniz.