Şehirde Mi Sessiz Bir Sahil Kasabasında mı Yaşamalı

Son yüzyılın sorusu herhalde budur: Şehir yaşamı mı sahil yaşamı mı? Kalabalıkların içinde dünyayı kurtaran adam misali sürekli koşturmak mı? Çekilip bir sahil kasabasına ıssız adamcılık oynamak mı?

Modern insanın kafa karışıklığı artık kronik bir hal almıştır. Bu nedenle ne şiş yansın ne kebap cinsinden ilerleyerek sürekli olarak kafasının içinde bir karmaşa yaşamaktadır. Nerede yaşamalıyım sorusunun cevabı hep soru işaretleriyle kalmıştır.

Şehir mi kır mı sorunsalı, sanayi devriminden sonra tüm dünyada yaygınlık kazanan bir ikilem olmuştur. Köyden kente göçen insanlık, kentte de pek aradığını bulamamış gibidir. Yapılan çeşitli psikolojik araştırmalar da gösteriyor ki kent yaşamı da kır / sahil yaşamı da insanın belli biyolojik noktalarına hitap etmektedir. Çünkü ne kent yaşamı vaat ettiği gibi rahatlıklar alanıdır ne de köy yaşamı gösterildiği gibi doğayla iç içedir.

Doğa, doğallığından ödün vermiştir. Kent de uygarlığın sağladığı ya da sağladığını ilan ettiği rahatlıktan. Örneğin interneti ele alalım. İnternetin olduğu hiçbir ortamda sakinlik, tercih edilmiş yalnızlık, sanatsal üretime teşvik edilmiş münzevi yaşamı kurmak imkansızdır. Hal böyle olunca da insan kalabalıklar içinde kendini yalnız hisseden ve yalnızlığında da o kalabalıkları özleyen bir kafa karışık insana dönüşmüştür.

Biz kent yaşamında da sahil yaşamında da sizi bekleyen güzellikleri ve zorlukları tarafsız bir gözle yazacağız. Bunun dışında yazının sonunda tercih, yine sizin tercihiniz olacak. Öyleyse başlayalım.

sa-2

Sahil bazen eşittir huzur

Şehirde Yaşamanın Zorlukları Nelerdir? 

  • Kalabalıklarda kendinizi sinirsel olarak da fiziksel olarak da kaybedebilirsiniz. Özellikle bahar ve yaz aylarında, kabalıklar iki üç kat daha bunaltıcı olacaktır. Sırf daha fazla toplu taşıma araçlarından uzak durmak için bile şehirden uzaklaşmak isteyebilirsiniz. Asıl ironik olan da hem saatlerce insanlarla tıkış tıkış seyahat ediyorum, hem de bunun üstüne bir de para veriyorum teşhisidir.

 

  • Gürültü. Uykunuzun en keyifli derinliğinde basılan korna, çalan araba alarmları. Bununla birlikte gün içinde sürekli olarak makine uğultuları, şantiye sesleri, dükkan kalabalıkları, okey masalarından yükselen uğultu, cep telefonlarıyla bas bas bağırarak konuşan insanlar. Tüm bunların sonunda kulağınızın ses duymaya hali kalmayabilir.

 

  • Şehirde yaşamak her şeyin telaşını akut seviyede yaşamak demektir. Faturaları zamanında ödeme telaşı. Kirayı denkleştime telaşı. İşe geç kalma, toplantıya zamanında yetişme telaşları. Modern dünyanın şehirli insanı, adeta iki ayaklı bir stres topudur. Ve çevresini kuşatan bu tür olumsuzluklar, onu stres stres yoğurmaya devam eder.

 

  • Şehirde daha fazla para harcandığı gerçeği. Normalde maliyeti 50 kuruş bile olmayan bir bardak çaya beş lira ödediğiniz yerin adı, şehirdir. Neden öyledir? Çünkü şehirdesindir. Buna benzer irili ufaklı ödemeler, insanın çok geçmeden belini büker. İnsanın kendini aptal gibi hissettiği şehirlere, ücret politikaları tamamen mantıktan uzaktır.

 

  • Hava kirliliği ve sağlıksız ortamlar. Şehir de demek kalabalık, kalabalık demek hava kirliliği demektir. Sadece araçların egzozları, işletmelerin dumanları değil, bir insanın kişisel olarak tükettiği ürünler bile atmosfere ağır ağır ama derin derin hasara uğratmaktadır. Molozlar, cüruflar, bitmek bilmeyen şantiyeler derken, kirlilik gürültü ve hava ekseninde şehirli insanın boğazına sarılır.

sa-3

Şehir ve meşhur trafiği

Şehirde Yaşamanın Avantajlı Yönleri Nelerdir? 

  • Şehirde sosyalleşme çok daha kolay ve aktiftir. Evinde canınız sıkıldı mı ana caddeye çıkmanız, yalnızlıktan doğan sıkıntıları üstünüzden atmaya yarar. Bu nedenle, şehir demek kalabalıkların etkin gücüne kendi enerjini serpiştirmek demektir. İnsan, kalabalıktan güç alır. Şehir de bunu bol keseden verir talep eden modern insana.
Şu İş İlgini Çekebilir:  İŞ HAYATINDA İSTİKRARIN TEMEL KURALLARI

 

  • Eğlence yerlerinin fazlalığı. Bekar olsun evli olsun, erkek olsun kadın olsun, herkes, bireysel ya da topluca, şehirlerin içinde daha fazla eğlenecek şey bulur. Lunaparka gider. Avmlere gidip dilediğince gezer, oyun dükkanlarına uğrar, gider bir yere oturur çayını kahvesini içer. Şehrin sunduğu eğlence imkanları, şehrin bir nebze olsun çekilebilirlik düzeyini arttırır.

 

  • Şehirde olmanın getirdiği psikolojik bir üstünlük vardır. O da merkezde olma hissiyatıdır. Özellikle İstanbul’da yaşayanların çok iyi bildiği bir duygudur bu. Her ne olursa olsun haberlere ilk önce onlar ulaşır. Yılbaşı ve benzeri özel günlerde de en büyük kutlamalar şehirde yapılır ve insan eğlenceden, haberlerden hiçbir şey kaçırmadığını görerek her defasında derin nefesler alır.

 

Sahilde Yaşamanın Keyifli Yanları Nelerdir? 

  • Şehrin hayhuyundan, gürültüsünden uzakta kalmak. En büyük sağladığı yarar, hiç şüphe yok ki kafa dinginliğidir.

 

  • Gürültüden ve hava kirliliğinden aynı oranda uzakta kalmak. Sahil kasabasında yaşarken artık daha az uyuduğunu fark edeceksiniz. Çünkü her yer mis gibi oksijen kaynağı. Şehirli insanı yataktan kazıyarak çıkartan yegane faktör sağlıksız ve kirli havanın yoğunluğudur. Ancak sahilde oksijene doyan bünye, hem daha az uyumaya hem de daha enerjik olmaya yarar.

 

  • Trafik ve çeşitli şehir aksaklıklarıyla uğraşmayacağınız için kendinize bol bol vakit ayıracaksınız. Şehirde insan her gün 4 -5 saatini tamamen şehrin çıkardığı angaryalarla adeta harcamaktadır. Ancak sahil kasabasında her yer yürüme mesafe olduğundan o saatler size ve kişisel alanlarınıza kalacak. İster kişisel hobileriniz üstüne çalışırsınız ister kişisel işlerinizden üretmeye, fikirler çoğaltmaya devam edersiniz.

 

  • Sahil kasabasında stres yok denecek kadar azdır. Kalabalık, korna sesleri, sinirden burnundan titreyen insanlar yok denecek kadar azdır. Bu da yaşam kalitesi olarak artış ve daha sağlıklı daha güler yüzlü bireylerin çoğalması demektir.

 

 

  • Bol bol denize girme imkanınızın olması. Aynı şekilde yürüyüş ortamlarının çokluğu da göz doldurur. Bu da hem eğlence hem de spor anlayışını beraberinde getirir. Sahilde kilometrelerce sevdiklerinizle yürümek hem vaktin daha güzel geçmesine hem de sağlık belirtisi olarak spor yapmaya yarar. Yine aynı şekilde yüzmek, hem en keyifli hem de en çok işe yarayan sporların başında gelir.

 

  • Sessiz sahil kasabaları küçük yerlerdir. Küçük yerlerde de herkes birbirini tanır. Buranın arkadaşlıkları yozlaşmış şehirlerdeki gibi sahte ve göz boyayıcı değildir. Bu nedenle sahil kasabasında edindiğiniz dostluklar bir ömür tüm sahiciliğiyle sürebilir.

sa-1

Tüm albenisiyle bir sahil kasabası

Sessiz Bir Sahil Kasabasında Yaşamanın Zorlukları Nelerdir? 

  • Yalnızlık, o çok istediği, ofislerde, ulaşım araçlarında hayalini kurduğu yalnızlık, böyle yerlerde bir süre sonra insana acı ve sıkıcı gelmeye başlayabilir. Kaosu özledim diyerek şehir hayatına geri dönme ihtimaliniz çok yüksek. Çünkü insan, adeta hoşnutsuzluğun kitabını yazmıştır. Kışın, yazı; yazın kışı özler. Kalabalıklarda arzu ettiği yalnızlık, içine girdiğinde ona çekilmez bir dert gibi gelebilir.

 

  • Sahil kasabaları, kışın çok ama çok soğuk olur. Aynı zamanda yazınki hareketlilik olmadığı için sonbahar ve kış zamanları, ruhsal olarak da depresif ve soğuk geçer. Eğer nanemolla ya da biyolojik olarak güçsüz bir insansanız, sık sık hastalanma ihtimaliniz varsa en azından soğuk zamanlarda böylesi sahil kasabalarında yaşamak size tam bir küflet olarak gelebilir.

 

  • Sahil kasabalarında iş bulmak çok zordur. Ola ki böyle bir kasabada yaşarken çalıştığınız işi kaybettiniz. Şehrin size iş alanında sunduğu sonsuz seçenekler maalesef ki sahil kasabalarında çok da mümkün değildir. Bu nedenle sahil kasabasında yaşamak için ya çok sağlam bir işe sahip olmalısınız ya da doğrudan emekli olarak böyle bir yaşayışı benimsemelisiniz.

Yorum yapın