Teknolojiyi Şirket Yönetmek İçin Kullanabilmek

Şirket yönetmek, yer yer memleket yönetmeye benzer. Yer yer iç karışıklıklar çıkar, yer yer ekonomik krizler meydana gelir. Bir bölgenin insanları nasıl diğer bölgenin insanlarını sevmez ya da onlardan uzak durmaya doğru hareketlerde bulunursa, aynı şekilde şirketler de bu şekilde departman departman bölünmüştür. Herkes birbirinin ebedi dostu gibi görünse de ilk fırsatta birbirlerini gırtlaklamaya doğru adım atacak kadar da düşmandır.

Şirket yönetmek, memleket yönetmeye benzer bazen. Ülkenin nasıl ki milli bayramları dini bayramları vardır. Kutlanır edilir. Şirketler için de alınan bir ihale, kat edilen bir hedef, kazanılan bir başarı, o gün şirketin içinde bayram havası estirir. Şirketler kendi içlerinde ikiye ayrılır.

Kurumsal ve kurumsal olmayan şirketler. Kurumsal olmayan şirketler biraz daha candan, biraz daha mahallidir. Birinin doğum günü oldu mu işe paydos verilir, en yakın pastahaneden en meyveli pasta alınır. Birlikte iş yapmanın yanı sıra, akşam birlikte planlar da yapılır. Ailecek de görüşülür. Evlere gidip gelinir. Küçük şirketlerde genelde işler böyle yürür. Siz hitabı değil sen hitabı vardır. Hatta bazen toplantılarda bile samimiyetin dozu kaçırılır.

Kurumsal şirketler ise biraz daha gri, biraz daha bu çağa özgü bir modernlikte dizayn edilmiştir. İnsanlar her halleriyle orada iş için bulunduğunu, oradaki kendisi değil iş için para için orada çalışan bir başkası olduğunu belli eder. Her şey mesafeli, soğuk ve gri rengindedir. Üretim ciddi manada, toplantılar büyük bir ciddiyetle yapılır. Birisi yanlışlıkla birisine ”sen” diyecek olsa en büyük potlardan birini kırmış sayılır.

Sonuç olarak kurumsal olsun olmasın şirket yönetmenin belli başlı kuralları ve disiplin koşulları vardır. Önemli olan bu disiplinlerin ne olduğuna dair sağlam bilgilerle kuşatılmak ve o bilgileri en biçimli şekilde gerçek hayata uygulayabilmektedir.

Yazımızı şimdinin şirket yöneticileri ve sahipleri okuyabilir. Yine aynı şekilde gözü yükseklerde olup şu an çalışanı olduğu şirketi ele geçirmek hırslı arkadaşlar da okuyabilir. Çünkü şirket yönetmek çoğu zaman bir memleketi yönetmeye benzer. Her zaman duru akan sular, bazen köpürebilir. En güneşli havada fırtınalar çıkabilir. Önlem almalı, bilgiyle ve gerçeklikle var olmalı ve her zaman geleceğe, önümüze bakmalıyız.

Şirketler Mi Yoksa Devletler Mi Kazanacak? şirket sahiplerinin ve halkın epey merak ettiği bir durum bu. Şirketler mi yoksa devletler mi kazanacak? Devletlerin giderek özelleştirmeye gittiği bir çağda, şirketler gücü ele almış görünüyor. Zaten lobi odalarında kahve masalarına kadar herkesin dilinde olan bir şey bu: Dünyayı artık şirketler yönetiyor. Devletin yasalarından daha önemli daha mühim bir şey varsa o da şirketlerin marka değerleri. Şirketler mi yoksa devletler mi kazanacak ve bu hangi şekillerde olacak sorusunu merak edenler yazımızdan konunun detaylarına erişebilirler.

Fazla teknolojik bir şirket!

Şirket Yönetmek İçin Üç Süper Güç 

1- Disiplin: 

Disiplin olmadan bir şirketi değil basit bir ilköğretim müsameresini bile yönetemezsiniz. O nedenle özel şirketlerin çok sert uyarıları ve önlemleri vardır. Olmalıdır da. İnsan dediğimiz varlık, hamuru gereği her an işten kaytarmaya, şımarmaya, aylaklık etmeye müsaittir. O nedenle eğer ki şirket yöneticisiyseniz her zaman için kendinize özgü disiplin ağırlıkları bırakmalısınız orta yere. Güler yüzlü olsanız bile arkanızda sizin çalışanlarınız sizden korkmayı, korkarak saygı duymayı bilmeli.

Baştan işi sıkmaz, kuralları belirtmez ve dikte etmezseniz gevşeyen bir ip gibi şirket başarısı da giderek aşağılara düşecektir. İnsan sıkıyı gördü mü yaratıcı olur, çalışkan olur. O nedenle birinci süper gücünüz disiplin olacaktır.

 

2- Dayanışma: 

Şirketlerin belki de en büyük isteği bu. Şirketi bir aileye çevirmek ise oranın yöneticisi ya da sahibi olarak bir tek sizin elinizde. Şimdi diyeceksiniz ki hem adama ”siz” diye hitap edeceğim, hem beysiz, bayansız konuşmam yasak olacak, hem de bu insanlarla bir aile çatısı altında takılacağım. Bu mümkün mü? Evet. Elbette aile derken şirket ailesini kastediyoruz.

Orada bulunan insanlar kendilerini paralı asker gibi hissetmemeli. Şirket hangi ürünü hangi hizmeti üretiyorsa, ona bedenen de zihnen de dahil olmalı. İşte bu teknolojinin bu kadar yükseldiği bir dönemde, sizi bir adım öne taşıyacak olan ruhtur. Tamam teknolojiyi son sürat ve harika bir şekilde kullanıyor olabilirsiniz. Ancak bu yeterli değildir ki. Çünkü sizin gibi birçok şirket daha var. Siz içerideki bağları güçlü tutarsanız devamı daha büyük başarılar halinde nüfuz edecektir.

3- Teknoloji: 

Şirketler teknolojiyi iki uçlu kullanırlar genelde. Biri iç haberleşme ve iletişimi sağlamak adına şirket personellerinin kendi aralarında kurduğu teknolojik bağdır. Yani artık kimse kimseye sormak için çevirmeli telefonlar kullanmıyor ya da kapı kapı dolaşmıyor. Mesela her şirketin bir mail grubu var. İşe yeni başlayan arkadaşlar önce bu mail grubuna kaydedilip ne tür soruları ya da geri bildirimleri kimlere hangi adresler aracılığıyla yapacakları anlatılıyor.

İnsanlar şirket içinde insan yüzünden çok mail adresleri ve whatsapp kodları ile takılıyorlar. Yüz yüze gelmek yok. Online ol ve yaz. Online ol ve cevap bekle.

Şimdi size şirket yönetirken teknolojiyi nasıl kullanabileceğinize dair kısa ve güncel bilgiler vereceğiz. Arkanıza yaslanın ve teknolojinin tadını çıkarın.

Kadın Çalışanı Olmayan Bir Şirketin Akıbeti Nasıl Olur? bir şirket için teknoloji kullanımı kadar önemli olan bir husus var ise o da kadın çalışandır. Teknoloji nasıl işlerin hızlı yapılmasına yarıyorsa, kadın çalışan da bir estetik ve ekstra enerji olarak mesai saatlerine ayrı bir canlılık katıyor. İnanmıyorsanız kadın çalışanı olmayan şirketlerin akıbetlerine şöyle bir bakabilirsiniz. Şimdiden keyifli ve bol öğrenimli okumalar dileriz.

Şirketler, teknolojiyi sonuna kadar kullanmak zorunda.

Teknolojiyi Şirket Yönetmek İçin Kullanabilmek

  • Skype ve whatsapp gibi programlar şirketin içinde aktif olarak kullanılmalı. Whatsapp şirket içi haberleşmeler için olmazsa olmaz durumda artık. Biri avukat tuttuğunda dahi avukat diyor ki, bana bir sorunuz olursa aramayın, duruşmada olabilirim, whatsapptan yazın. Hal böyle olunca şirket içinde çalışanlar da birbirlerini aramak ya da kapılarına gitmek yerine bu program aracılığıyla hızlı ve konforlu bir şekilde haberleşiyor.

 

  • Skype ise uluslar arası arenada özellikle sunumlar için kullanılıyor. Kameralı görüntülü sohbet aracılığıyla adam Bağcılar’daki şirketinden Çin’deki çekik gözlü kardeşlerimize İngilizce sunum yapabiliyor. Buradan da gördüğümüz üzere teknoloji sınırları kaldırıp herkesin herkesle iş yapabilmesini olumlu tutanaklarda verimli kılıyor.

 

  • Teknolojik donanımı yüksek kıldığınız takdirde hızlı bir şekilde haberleşip yine aynı hızda organize olabilirsiniz. Teknolojinin çıkış noktası hızdır zaten. Teknoloji geliştikçe hıza olan gereksinim çoğalmış ve çoğalım arttıkça da teknoloji artmış. Birbirini besleyen en zengin kısır döngü bu olsa gerek.

Sonuç olarak bir şirketi yönetmek büyük cüret ve odak noktası isteyen bir iştir. Bunun için de teknolojinin bütün nimetlerinden istisnasız bir şekilde faydalanmayı bilmeli ve şirketinizi her daim bir adım öne taşımaya inanmalısınız. Bir başka yazıda görüşünceye kadar teknoloji ve başarı her daim sizinle olsun. Görüşmek üzere sevgili parlak fikirler okurları.

Yorum yapın