Öncelikle şunu belirtelim ki sevgili parlak fikirler okurları! Bu yazı bir gaz verme, bir Polyannacılık oyunu olmayacak. Türkiye’de geleceğin neden iyileşeceğine dair tamamen somut verilerle kaleme alacağımı bu yazıda, aklınızdaki üstünüzdeki kara bulutları atmanız için hiç de yabana atılmayacak nedenleriniz olduğunu göreceksiniz.
Umutsuzluk, asla içmemiz gereken bir iksirken neden sabah akşam içiyoruz. Abi Türkiye’de kaldık mahvolduk replikleri dönüyor. Kimileri bir yerlere kaçmayı tek kurtuluş bulurken kimileri de umutsuzluk sarmalında yokuş aşağı yuvarlanıp oraya buraya çarpıyor. Önce şükür sonra değiştirme imtiyazı arkadaşlar.
Türkiye bizim evimiz ise ona sahip çıkacağız. Orayı terk etmek en son yapılacak iştir ve çoğu zaman korkaklıktan ibarettir.
Kalmalı ve neler olduğuna, olacağına bir güzel bakmalı. Bunu yaparken de korku filmlerindeki beceriksiz karakterler gibi ”lanet olsun dostum. Hepimiz burada tıkılı kaldık ve her birimiz burada öleceğiz” gibi saçma sapan, çocukça çıkarımlardan uzak tutmalıyız kendimizi. Zira insan korkaksa, ön yargılıysa ve bencilse yaşadığı memleket cennet olsa bile onun algısında her zaman hataları ve eksikleri bulunan bir cehennemden ibarettir.
O nedenle belki de önce bakış açımızı ve algı düzeyimizi değiştirmemiz gerekiyor. O nedenle bu yazı kaleme alındı zaten! Türkiye’de gelecek neden iyileşecek? Bu soru bile içinde umut barındırıyorsa hareket noktamızı tam olarak buradan başlatmamız gerekiyor. Aksi takdirde yarın öbür gün başka bir yere gidecek olsak orada da mutsuz olacağız. Örnekleri sayıca fazla bunun.
Şimdi yazımızın ana başlığını atıyoruz ve 10 maddede Türkiye’de geleceğin neden iyileşeceğini adım adım inceliyoruz.
Türkiye bayrağı. Tüm ideolojilerden ve ”izm”lerden uzakta bu bayrağı görmek insanın içinde bir umut, bir yaşanmış hissi doğuruyorsa o insan memleketini seviyor demektir. Memleketini sevmek ise iyi gidişlere odaklanmak ve kötü gidişlere dur demek için gerekli enerjiyi ve umudu içinde barındırmak demektir. Bayrağımızı bazen milli takımın maçlarında görürüz, bazen bir okul bahçesinin gönderinde. Ne olursa olsun bir memleketin sembolüdür bayrak. O yukarılarda, semalarda dalgalandıkça hala umut var demektir. Sevgiyle ve mağrur gövdesiyle her daim dalgalanması dileğiyle.
Türkiye’de Gelecek Neden İyileşecek?
1- Tarihsel süreç bunu gösteriyor: Bugün geleceği ve günü parlak olan nice Avrupa ve Amerika ülkeleri, zamanında ne kadar sıkıntılı ve belalı süreçlerden geçti biliyoruz. Örneğin bir Amerika kıtası ülkesi olan Brezilya, zamanında tam bir sömürgeydi. Önce bağımsızlığını ilan etti, sonra ekonomisini kahve ve kakao ihracatıyla harika bir seviyeye taşıdı. Brezilya bile sadece kahve ve kakao ile ekonomisini düzeltebiliyorsa… Türkiye gibi sayısı seçeneği ve üretimi olan bir ülke neler yapar, neler yapacak, varın siz düşünün.
2- İstihdam alanının giderek genişlemesi – İşsizliğin azalarak bitecek olması: Bilindiği üzere ülkemizde şimdiden bir istihdam seferberliği başlatıldı. Bu alanda başlatılan seferberlik, önümüzdeki 10 yıl içerisinde işsizlerin sayısının en az yarı yarıya azaltılacağını müjdeliyor bize. Bir ülkede işsizlik ne kadar azsa o kadar fazla üretim ve ihracat var demektir. Bu hem gösterge hem de bir sonuçtur. İşsizliğin giderek azalıyor olması ve uzun vadede bitme kıyılarına varacak olması Türkiye geleceğine daha bir aydınlık gözle, daha bir umutla bakmamıza vesile olur umarım.
3- Turizmin yeniden eski şatafatlı günlerine dönecek olması: Ülkemizin en büyük dinamolarından biri hiç kuşku yok ki turizm. Her yıl turizmden inanılmaz dövizler elde ediyor ve özel sektör alanında kar oranlarını arttırıyoruz. Özel sektörün kar’a geçmesi ise her açıdan ülkenin kalkınması demektir. Turizm sektöründe bu yaz eski günleri aratmayan bir canlılık ve yükseliş bekleniyor. Bu olursa, Türkiye yeniden atılım yapacak ve geleceğin iyi niyetli kapılarından biri de turizm sayesinde açılacak. Açılmış olacak.
Her şeyden evvel dünyaya adını duyurmuş bir Türk kimliği var. Bu ülkede ne olursa olsun ta Kurtuluş Savaşından bu yana bir dayanışma, bir dostluk rüzgarı var. En zor zamanlarda kenetlenmeyi bilen insanlar ne olursa olsun ülkelerinin elinden alınmasına ya da daha fazla kötüye gitmesine engel olurlar. Fedakarlık bu ülkenin kanında var. Beşiktaş takımının bile en zor zamanında ”Feda” diyerek buraya getiren bir taraftar camiası var. Bu ülkenin her toprağında da memleketini seven ve onun geleceğini düşünen pırıl pırıl insanlar olduğu sürece bizim sırtımız yere gelmez arkadaşlar.
4- Terör olaylarının bir daha geri gelmemek üzere sonlanacak olması: Son haftalarda, aylarda çok şükür ki terör belasından kurtulduk. Her yerde sıkı güvenlik önlemleri alınmasının da bunda payı yüksek. Terör olaylarının önce ülkemizde sonra tüm dünyada bitmesi, artık insani bir zorunluluktur. Dünya devletleri de bu konuda tam bir dayanışma gösterme aşamasında. Böyle giderse çok kısa bir süre içerisinde ülkemiz, canımızdan çok sevdiğimiz memleketimiz terör belasından ilelebet kurtulacaktır.
5- Türkiye’nin jeopolitik önemi ve bunun asla bitmeyecek olması: Türkiye coğrafi olarak çok önemli ve özel bir konumda. Bunu bize ilkokul sıralarındayken öğretmeye başladılar. Şimdi büyüdük ve gerçekte de öyle olduğunu görüyoruz. Bu nedenle jeopolitik önem asla kaybolmaz ve bir ülke var oldukça onun yararına önem kazanmaya devam eder. Üç tarafımızın denizlerle çevrili olması ve her iki kıtada da topraklarımızın olması, bu ülkenin en büyük hazinelerinden biridir.
6- Genç nüfusun artıyor olması: Bir ülkede ne kadar fazla genç nüfus varsa, geleceğe dair kafa patlatan parlak fikirler de var demektir. Türkiye bu açıdan da çok şanslı ve umut verici bir memleket. Genç nüfus arttıkça enerji babında da düşünce alanında da bir ilerleme, bir yükseliş olacaktır. Bu da elbet genç nüfusun çalışkan ve umutlu olmasıyla paralel ilerleyecektir.
7- Üniversite sayısındaki artış ve bilim kültür üretiminin hızlanması: Gerek devlet üniversiteleri gerekse özel üniversite sayısında son 10 yılda inanılmaz bir artış var. Bu da toptan eğitimli bir nesil yetişiyor demek. İşsizlik sorunu çözüldükten sonra bu katmanda da ilerleme sağlanacak ve bilim – kültür alanında üretmeye, bu üretimleri de dünyaya duyurmaya ve satmaya devam edeceğiz. Şimdilik dizileri satıyoruz. O da bir şey.
8- Toplumsal bilinçlenme ve sağduyunun kenetlenmeyi arttırması: Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra insanların birbirine düşmanlıkla değil dostlukla yaklaştığını görüyor, hissediyor ve bizzat kendimiz de yaşıyoruz. Bu toplumsal bilinçlenme ve sağduyu arttıkça kenetlenme de artacak ve memleketimiz layık olduğu iyi günleri görecek demektir.
9- Mühendislik ve teknoloji alanında yeniliklerin can bulması: Özellikle bilim alanında yeni icatlar, yeni buluşlar çıkıyor ülkemizden. Bu da sevindirici ve gurur verici olduğu kadar geleceğe daha bir aydınlıkla bakmamıza olanak sağlıyor. Mühendislik ve teknolojik alanında yeniliklerin hem üretilmesi hem de aşırı bir yoğunlukla kullanılıyor olması hem ekonomik hem de diğer akli melekeler açısından epey umut verici unsur olarak göze çarpıyor.
10- Biz bitti demeden bitmez: Ve ne diyorduk arkadaşlar! Biz bitti demeden bitmez! Türkiye, en zor günlerinden bile sağ salim ve daha güçlü olarak çıkmayı bildi. Bu karanlık günler de en kısa zamanda daha iyi, daha yeni ve daha özgür bir Türkiye olarak zenginleşerek bizi içinde yaşatacak.
Aramızda dolaşması muhtemel ifade özgürlüğü düşmanı fırsatçı muhbirlere yönelik önemli not: Bu türden uyarıları eskiden yapmazdık lakin artık değişen ülke şartlarına bağlı olarak yazarları haksız yere, yok yere süründürmek, adliyelerde, karakollarda, savcılıklarda ve hapishanelerde it gibi koşturmak, sürüm sürüm süründürmek bir nevi moda olduğu için bu türden uyarıları hassas yazılarımızın sonuna yapmak farz oldu. Yazımız hiçbir siyasi ya da suç propogandası amacı gütmeksizin, hiçbir kışkırtma, telkin, hakaret, tehdit içermeksizin tamamen iyi niyetlerle, suç işleme amacı olmaksızın yazılmıştır. Yazımızı haksız yere savcılığa şikayet edip bizi süründürme ihtimali olan iftiracılarla, suç uydurmacılarla yasal sınırlar çerçevesinde hesaplaşılacaktır. İftira atmak suçtur!