Türkiye’de zengin olarak yaşayanların 7 tipik özelliği

Bugün siz değerli okurlarımıza Türkiye’de zengin olmak ile ilgili çok özel ve değişik birktakım şeylerden bahsedeceğim. Yine kırıcı, vurucu ve bir o kadar da delici ayrıntılar içerecek olan bu yazımı; günlük hayatını;

instagrama ne tür pozlar koysam daha çok kişi like’lar“; “hangi kıyafetler beni daha özel ve lüks, havalı gösterir?“; “Nasıl daha çok kızın bana bakmasını sağlarım?“; “diğer insanlara nasıl farklı ve özel birisi olduğum imajı verebilirim?

GİBİ BİLİMUM kaygıları içerisinde olanlar okumasın lütfen.

Zira ben bu yazımı entel ve duyarlı ayaklarıyla sağda solda dolaşıp ESASINDA duyarsızın, öküsüzün, işe yaramazın önde olanları için yazmadım. Beğenilme kaygımda yok, para için de yazmıyorum bu yazıyı. Sahiden içimden geldiği için yazıyorum bu sefer…

Sevgili beyaz türk arkadaşım eğer hala burayı terk etmeyip kalmakta ısrar ediyorsan ben sana gerçeği söyleyeyim de ne yaparsan yap…

Sana çok celallendim bu yazımın başında sevgili beyaz Türk; çünkü bir sebebi yok…:))) Bahar gelince etrafta daha fazla belirdiğinizden ve benim dikkatimi çektiğinizden olabilir bu… Sana çok kızıyorum çünkü elde ettiğin zenginlik maalesef etrafındaki, ülkendeki, çevrendekileri pek de ihya etmiş değil, pek de bir şeye derman olmuş değil. Birazdan maddeler halinde anlatacağım şeyler de bunun isbatı olacaktır. Hem de evraklarla, delillerle konuşacağım bu sefer…

1) Türkiye’de çok zengin olanlar arasında birçok kişinin babadan, aileden ciddi sayıda gayrimenkul miras kalmış vaziyette

İstatistikler göstermiştir ki Türkiye’deki varlıklı yaşayan her 10 bireyden 7’si bunu gayrimenkul zenginliğine borçlu. Zira biz Türkler öyle pek de küresel, kalıcı şirket kuramadığımız ve de ülke çapında, dünya çapında çok işe yarar bir şeyler oraya seremediğimiz için en büyük zenginliğimiz kuru bina, beton ve de tuğla…

2) Türkiye’deki zenginlerin birçoğu Avrupa yaşam tarzına meğillidirler

Nedendir tartışılır, Türkiye’deki varlıklı kişilerin %90’ı Avrupai yaşam tarzını benimsemiş vaziyettedir. Sonradan mı bu yaşam tarzını benimsemişlerdir yoksa ezelden beri mi böyledir bilinmese de ortadaki su götürmez gerçek şudur: “eski ve de yerel Anadolu kültürü bu varlıklı kişiler arasında yüksek oranda değildir…”. Gerçi inşaat zenginlerimizi hesaba katarsak bu oran değişecektir elbette.

3) Türkiye’deki zenginlerin birçoğu birazcık sonradan görmedir

Bu sonradan görme lafını sakın yanlış anlamayın. Hakaret olarak da algılamayın. Burada anatmak istediğim husus Türkiye’de belirli bir ekonomik seviyenin üstünde olan kişilerin ezici bir çoğunluğu sonradan varlıklı olmuşlardır. Burada herhangi bir kınama, ezme amaçlı ifade kullanmak istemiyorum. Zira olanı söylüyorum; zaten olması gereken de budur. Türkiye gibi sonradan gelişmeye yeltenmiş, gelişmekte olan bir ülke için gayet olağan bir ekonomik tablodur bu…

Evet; bu durumun belirli artıları olduğu gibi eksileri de vardır. Sonradan görmeliğin fıtratında olan “har vurup harman savurma” faaliyeti maalesef bizim ülkedeki varlıklı kişilerin ezici bir çoğunluğunda mevcut. Az çok Avrupa görenler iyi bilir; bu memleketlerde, elinde maddi servet olan kişilerin birçoğu öyle lüks arabalara bile binmez, gereksiz harcamalar konusunda çok da hevesli değillerdir; ancak bunun tam aksine arapları da bilenler bilir, dünyada varlıklı olup da en çok lüks tutkusu olan toplumlar araplar içinden çıkmaktadır…

Bu tespileri yaparken; istisna oluşturan birçok kişinin aramızda yaşadığını var olduğunu da çok iyi biliyorum; sizler sakın bazı olumsuz eleştirilerimi üzerinize alınmayın…

4) Türkiye’deki zenginlerin birçoğu alma konusuna vermekten daha çok heveslidir!

Burada yazar birilerini “egoistlik, bencillik, benmerkezcilik” ile suçluyor. Maalesef asgari ücretin 1200 TL olduğu bir ülkede oturduğu yerden milyonlar kazanırken çalışanlarını halen asgari ücrete mahkum eden egositlerden milyon adet mevcut… Sorduğunuzda “bu iş kader meselesi, Allah’ın takdiri”…

Eyvallah bazı şeyler Allah’ın takdiri ancak aynı Allah kitaplarında “yakınları aç ve muhtaç iken kendisi rakı sofralarında her gece farklı kadınlarla zevki sefa peşinde göbek şişirirenlerin sonunu çok güzel tasnif etmiştir“. Çok güzel cezalandıracağını belirtmiştir.

Ben size gerçeği söyleyim beyler bu iş bir kader meselesinden ziyade adamlık, insanlık, karakter meselesi; bencil ve hayaiyetsiz olanlar bir kılıf, bir bahane bulup her şeyi yerli yerindeyken etrafını sefil halde bırakır ve en ufak bir vicdan azabı bile duymaz. Bu iş kader meselesinden ziyade İŞGÜZARLIKTIR, İŞİNE GELDİĞİ GİBİ BENCİLDE DAVRANMA İŞİDİR!!

Eğer Allah var ise; bu dünyada, hiçbir kimseye en ufak bir faydası dokunmadığı hale, insanlığa en ufak bir yararı olmadığı halde her şeyi kendisine hak görüp etrafınındaki iyi insanlardan zırnık kadar şeyleri bile kıskananları helak etsin…

Bu madde başlığını bir beddua ile bitirmek zorunda kaldım kusura bakmayın. Ben öyle subjektif, nesnel, kalas, odun bir yazar değilim. Başından sonuna kadar duygusal hassasiyete sahip bir insanım; o sebeple sağda solda öyle sırf entel görünmek için kimselerin anlayamayacağı dilde yazan, prim yapma amaçlı yırtınıp duran yazarlardan üstün olmasam bile biraz farklıyım… Üslubumu bilenler bilir, haz edemeyenlerden de af diliyorum…

Şu İş İlgini Çekebilir:  Türkiye'deyken Amerika'da Kısa Sürede Şirket Kurmanın Yolu

5) Türkiye’deki zenginlerin neredeyse hepsinin servetlerinin temeli küresel büyüklerin kurduğu düzenin bir ürünü, alt şubesi

Burda ise yazar “yeni dünya düzenine vurgu yapmak istiyor“. Merak etmeyin kalkıp da “Dönyayı masonlar yönetiyir” diye dedikodu yapmayacağım. Her ne kadar dünya ekonomik düzenini masonlar idare etmese de birilerinin yönettiği aşikar ve de bu birileri bizim Türkler değil…

İş bu sebeple küresel efendiler ya da elitler her ne ya da kim iseler onlar; eğer ki olurda bir gün para musluğunu keserlerse maalesef çat diye buradaki tüm emlak fiyatlarından tutun da altın, nakit, kıymetli madenler bir anda beş para etmez bir hal alacaktır…Ülkedeki ekonomik düzen bir anda durma noktasına gelebilir, insanlar açlık üstüne açlık çekebilir, ticaret sıfırlananilir…

Bu senaryoyu daha önce defalarca duymuş olmanız böyle bir gerçeğin var olmadığı ya da masal olduğu anlamına gelmemektedir. Bal gibi de gerçektir, ama yaparlar ama yapmazlar orasını bilemem ancak ülkemiz ekonomisi para birimi, üretimi gayette dışarıdakilerle müthiş bir bağlantı içinde ve de manipulasyona açık vaziyettedir.

İşte tüm bu sebeplerden dolayıdır ki Türkiye’deki zenginlerin birçoğu da bu dışarıdaki küresel elitlerin kurduğu düzenin birer dolaylı maşasıdır. Zira bizim kendi enerjimiz, petrolümüz, bilgisayar parçası fabrikamız, elmas, altın madenlerimiz, kahve üretim merkezlerimiz, nanoteknolojik yedek parça üretim tesislerimiz falan yok. Ürettiğimiz kadarını hatta daha fazlasını dışarıdan alıyoruz. Ürettiğimiz şeyler de küresel düzendeni diğer ülkelerin ürettikleriyle bir şekilde ilişki içerisinde…

Bu basit gerçekleri niye anlatıyorum? Bunları belki en genel ve kuşbakışı anlamda bilmeyen genç, cahil, ergenlerimiz olduğu gerçeğini bildiğim için anlatıyorum. Anlatıyorum ki bu ülkedeki varlıklı görünenlerin aslında çok da güçlü ve özgür olmadığı gerçeğinin farkına varın diye anlatıyorum. Bilin ki ona göre davranıp ülkeye yararlı, insanları cahillikten ve sefillikten kurtarıcı şeyler yapın diye anlatıyorum…

6) Türkiye’deki zenginlerin en tipik bir diğer özelliği kendilerini diğer insanlardan daha üstün görmeleri

Maalesef basında, medyada bile sıradan bir köylü çocuğunun başına bir olay geldiğinde ortaya çıkan yayagara, bir zenginin başına gelen olay sonrası çıkan olayların 10/1’i bile değil… Bunun sebebi insan hakları gibi en temel haklar için bile zenginlerin diğer insanlardan daha üstün görülmesidir.

Ben detaycı ve ayrıntıcı bir adamım, yer yer takıntılıyım da; o sebeple bu olay için ince ayrtıntılardan örnek vermem gerekirdi ama vermeyeceğim. Zira eğer ki daha fazla bu hususta yazmaya başlarsam duramayacağım için ve de milyon çeşit ayrıntıya boğulacağım için kısa keseceğim…

Maddi olarak varlıklı insanların elde ettiği konumun ebedi olmadığı ve de sonsuza kadar kalıcı olmadığı bir şekilde onlara anlatılmalı ve de yarın öbür gün ekonomik olarak düştüklerinde aynı muamelenin kendilerine yapılacağı bir dünyanın onları beklediği gerçeği ortaya serilmelidir. Belki bu sayede insan haklarına gerçekten riayet edildiği, değer verildiği bir düzen yaratmak için çabalarlar. Zira böyle bir düzeni bu ülkede yaratacak olanlar da onlardan başkası değildir. Gidip de Batmanlı Seramikçi Sedat’tan siz insan haklarının önemi hakkında milyonları bilgilendirici bir etki yaratmasını isteyemezsiniz; zira o adam 3 kuruş ekmeği için tüm zamanını ve enerjisini harcamaktadır; hatta hak ettiğinden daha azını da işçi ücreti olarak alaraktan toplumun %1’lik ekonomik diliminde olan kişilere maddi varlığını dolaylı yoldan teslim etmektedir…

İnsanı olarak eşitliğin ve de hakların tüm herkese eşit olarak dağıtılması husunda çaba göstererek sahte üstünlük içerisine girmemeleri gerek bu zenginlerin…

Demek istediğim kalkıp da “komünizm mücadelesi vermek zorunda oluşunuz” değil… Demek istediğim o çok özendiğiniz küresel elitlerin şuanki yaptıklarını iyi örnek almanız ve de en azından insan haklarını yaşatmanız ve gerçek anlamda uygulamaya sokmanız. Zira o adamlar kendi ülkelerinde bu maddedeki belirttiğim sorunu çoktan çözmüş vaziyetteler. Size mesela Google’ın çalışanlarına verdiği önemi örnek vereyim. Adamlar her ölen çalışanının ailesine hademe bile olsa onlarca yıllık maaşını peşin verip okumakta olan her bir çocuğuna 20 yaşına kadar ayda 1200 euro maaş bağlıyorlar. Avrupa’daki ekonomim refahın temelinde bu zenginlerin özverisinin payı vardır. Her ne kadar onların da mazisinde pislikler mevcut ise de sonradan düzelmeyi başarabilmişler. Bizim ülkedeki varlıklı kişilerin çoğu da şu an onların pislik mazisindeki gibi yaşıyorlar…

Yani burada sorumluluk ve beklenti zenginlere düşüyor. Gerçek adamlığın ve gücün Mercedes-Benz’e binmekte olmadığını birilerinin bunlara anlatması gerekmektedir…

7) Türkiye’deki zenginlerin en tipik 7. özelliği kendilerini çok yetenekli ve zeki görmeleri

İşte bu yanılgı beraberinde şımarıklık ve de asılsız kibiri getiriyor maalesef… Şöyle ki; hayatta en ufak bir zorluk görmemek ve de bu zorlukları görmeden varlık içinde yaşamak bir algı yanılsaması yaratıyor. Bu yanılsamanın en belirgin sebebi “herkesten az efor sarf ederek herkesten daha başarılı, rahat, konforlu yaşamaktır“.

Lakin, adama sorarlar “be çok zeki, yetenekli, süperötesi üstün arkadaşım; sen tüm bu konforu, zevki sefayı, rahatlığı, krallığı bundan bir iki kuşak önceki dedene ya da babana ya da amcana, dayına borçlu değil misin?” diye…

Sorsalar da fark eden bir şey olmayacak; bu tür sorular karşlığında alacağınız cevap genelde aynıdır “ben kendi paramı, kazanıyorum ve onu harcıyorum” olur. Ancak bu gidip işin aslını kurcaladığınızda kendi paramı kazanıyorum dediği de babasının şirketinde en tepeye pat diye yeteneklerinden ve olumlu şeyler başarmasından değil de sırf kan bağından dolayı genel müdür olmasından ileri gelir…

Yanlış anlamayın, adamın babasının şirketi nihayetinde; elbette genel müdür olabilir, babasının tercihi meselesi sonuçta. Ancak bari bu kadar kolay geldiğin mevkiden altındakilere kalkıp da; bu başlıkta belirttiğim “kibir, egoistlik, bencillik, empati yoksunluğu” gibi özelliklere sahip olaraktan davranışlarda bulunması ahlaken ve de etik olarak uygun değildir.

Hadi ahlakı, etikliği, örfü, adeti, dini, imanı salladık diyelim… Varsayalım bunların hepsi palavra, varsayalım hayatta tek gerçek maddi çıkar ve menfaat olsun…

Bu türden hal ve hareketler eninde sonunda sizin paranıza hatta tüm paranıza mal olacaktır. Çünkü insanların hepsi olmasa da ezici bir çoğunluğunun az da olsa duyguları vardır ve de bazı şeyleri kendilerine yediremeyebilirler…

Sürç’ü lisan ettiysem affola; umarım bazı mevzularda az da olsa sizi aydınlatabilmiş ve de 1 kişiyi de olsa insanlık namına çalışma konusunda ikna edebilmişimdir… Haydi görüşmek üzere, hoşçakalın…

Saygılarımla
Parlakfikirler Admini

 

not: Bu yukarıdaki tablo sadece Türkiye’de değil bütün gelişmekte olan ülkelerde ve az gelişmiş ülkelerde benzerdir. Lütfen çeşitli komplekslere girip linç moduna geçmeyiniz… İnsanoğlu’nun kendisinin bencil olmasından dolayı sahip olduğu karakter özelliklerini görmezden gelmek olmaz…

“Türkiye’de zengin olarak yaşayanların 7 tipik özelliği” üzerine 3 yorum

    • 1600 kelimelik yazının tümünü 2 kelime ile bir çırpıda çürüttünüz ya helal olsun size 🙂 Yıllar önce yazmış olduğum bu yazıda haksız olduğum noktalar olabilir ancak tamamı mı saçma, tümü mü yanlış be kardeşim 🙂

      Yanıtla

Yorum yapın